
ONLAR Gazze’nin köklü ağaçları. 77 yıldır devam eden sürgüne, baskıya, ablukaya ve işgale direnen onurlu bir halk… Kiminin evladı, terörist IDF unsurlarınca kaçırıldı. Ya başka zalimlere organları satıldı ya da hâlâ İsrail hapishanelerinde esir tutuluyorlar.
Kimi 7 Ekim 2023 öncesindeki bombardımanlarda kolunu, bacağını kaybetti. Kimi yıllar süren esaretten sağlığını yitirdi ya da aklını kaybetti.
Gazzeliler pek çok kez yerlerinden edildiler. Ama hayır, 7 Ekim
2023’ten sonrasını kastetmiyorum. Pek çok defa bütün Filistin topraklarında evleri basıldı, tuğla tuğla ördükleri yuvaları Yahudi ailelere mülk edildi. Ekmek tekneleri, dükkânları yakıldı, yıkıldı ya da el konuldu. Bazen yaşamak suç sayıldı, bazen sadece bir yolda yürümek, bazen var olmanın bizatihi kendisinde suç unsuru bulundu terör devleti İsrail tarafından.
Meselâ çocukların gülüşü bombalandı defalarca. Evet, 7 Ekim 2023’ten çok çok önce… Pek çok çocuk annesiz, babasız, evsiz bırakıldı. Gazze’de her zaman azdı ekmek, refah, sükûnet. Yıllar
boyu abluka altında, sınırları bir terör oluşumunca kontrol edilen insanlar, 7 Ekim 2023 öncesinde de zulüm ve ölümle baş başaydı. Tabiî o zamanlar dünyanın ses telleri bu kadar bile titreşime geçmemişti.
1948’den beri Gazze ölüyordu. 1948’den beri Kudüs, Batı Şeria acı çekiyordu. Pek çok devlet adamı sürgüne gönderildi, pek çok kez mesnetsizce tutuklandı. İsrail hapishanelerinde işkence ve acı dolu yılları ilmek ilmek ördüler mazlumların ömrüne. Ama bütün bu mezalim, yerküre üzerinde en ufak bir kıpırdanışa neden olmuyor, Filistinlilerin çığlıkları kendi duvarlarına çarpıp atmosferde kayboluyordu. 7 Ekim’i suçlu ilân eden Siyonist uşaklarının da en büyük derdi bu zaten.
HAMAS hem esirleri kurtarmak hem de 76 yıldır süregelen baskıyı, sessiz cinayetleri, işgali ve yağmayı durdurabilmek için Aksa Tufanı’nı başlattı, işte o günden beri dünya Filistin’in acısını duyar oldu.
Her şey 7 Ekim’den önce başlamıştı!
Önce Filistinlilerin evleri, toprakları çalındı; sonra sınırları. Önce binalar, dükkânlar ve arsalara silah zoruyla ve zorbalıkla el konuldu, sonra İsrail işgal sınırlarını genişletti. Ama Gazze ve tüm Filistin, hiçbir zaman topraklarını bırakıp gitmedi. Dünya İsrail’in Gazze’yi ara ara bombaladığına, Filistinlileri bir yere sürgün ettiğine, çocukları bile esir aldığına, esirlere işkence ettiğine, toprakları ve evleri çaldığına tek bir cılız tepki bile vermiyordu. Ama şimdi bütün dünyada Filistin bayrakları dalgalanıyor.
Evet, her şey 77 yıldır devam ediyor. Ama 76 yıl boyunca bütün insanlık dışı muamele ve zorbalığa rağmen Gazze’yi terk etmeyenleri yok etmek ve onurlu direnişi kırmak için ilâve olarak 1 yıldır soykırım yapılıyor. 1 yılda tam 85 bin ton bomba yağdırıldı Gazzelilere.
40 binden fazla insan katledildi. Bir o kadarı da kayıp. Çocukların ya kimsesi yok ya da eli, kolu, bacağı. Ev diye bir şey kalmadı Gazze’de, insanlar yıkıntılar arasında ve çadırlarda hayatı sürüklemeye çalışıyorlar. Ama cani ve terörist İsrail, evlerini yıktığı insanların çadırlarını da bombalıyor. Ve buna rağmen bombalar arasından kurtarılan, sedyede yaralı hâlde taşınan bir Gazzelinin haykırdığı gibi, onlar Gazze’nin köklü ağaçları ve hiçbir yere gitmeyecekler. Katiller dünya tarihinde görülmemiş bir soykırımda insanları öldürmek ve bebekleri paramparça etmek dışında ne elde ettiler.
Ölüm, imanlı bir kalp için mağlûbiyet değil, şehadet dolu bir zaferdir. Ve öldürmek, bu şeytanî kavme zerrece fayda sağlamayacaktır.
Gazze düşmedi, düşmeyecek! (Biiznillah.)