Gara’nın lâneti: “Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!”

Ancak HDP’nin kapatılması, dediğim gibi hem partiye bir mağduriyet edebiyatı şansı, hem Batılı -sözde- demokrasi savunucularının eline büyük bir koz, hem de Millet İttifakı üzerindeki baskıları azaltacak bir sonuç olur. CHP tabanındaki teröre destek hazımsızlıkları bitebilir. Artık İyi Parti, HDP ile ortak olmadığı iddiasını daha güçlü olarak dillendirebilir ama buna rağmen HDP oylarına çok daha kolay ulaşabilir…

PKK/YPG için terör üssü olarak kullanılan iki büyük merkez var: Sincar ve Kandil…

Sincar, TSK operasyonları için şimdilik biraz daha uzak bir hedef niteliğinde. İmkânsız değil ama konum itibarıyla lojistik güçlükleri var. Kandil ise senelerdir uçaklarla bombalayıp döndüğümüz bir merkez. Oraya gidip gelmeye biraz daha alışığız hâliyle. Ancak hava harekâtı ile buralarda sonuç almanın mümkün olmadığını yaşayarak öğrendik.

Velev ki Kandil’i de önce havadan vurup ardından da asker indirdik, o zaman da Sincar’dan terörist, Gara’dan da silah desteği gelmesinin önü alınmalı…

İşte bu yüzden Gara Operasyonu, terör örgütü ile ilgili hedeflere giden yolda belki de en önemli noktaydı! Biz bunu, operasyon başlayınca öğrendik gerçi ama TSK, üzerinde uzun zamandır çalışıyormuş meğer. Evet, Kandil-Sincar hattının kesilmesi, teröristlerin lojistik istasyonlarının yok edilmesi, silah depolarının yerle bir edilmesi, sınır ötesi harekâtlar adına yeni bir dönemin de habercisi olarak algılandı. Artık herkes, Kandil’e ve Sincar’a yapılacak operasyonların zamanını tahmin etmeye çalışıyor.

TSK, özellikle İHA ve SİHA desteği ile havadaki operasyon gücünü katlamış durumda. İHA’lar hem operasyon öncesi hedef tayini, hem de operasyon esnasında bilgilendirme görevinde müthiş işler başarıyorlar. Suriye, Libya ve Azerbaycan’da bize yaşattıkları başarıların tesadüf olmadığını bir kez daha göstermiş oldular Gara’da.

SİHA’ların -personel kaybı endişesi olmadan- düşmana verdiği zayiat ise ortada. Ancak burada MİT’in, FETÖ’den sonra işler duruma gelen haber alma yeteneğini de es geçmememiz gerekir. Kara desteği olmaksızın sınırımızın yaklaşık 35 kilometre uzağında yapılan böyle bir operasyon da Millî Savunma Bakanı Akar’ın dediği gibi “nitelik olarak farklı” idi. Bu, bundan sonra yapılacak sınır ötesi operasyonlar için de yeni bir şablon olacak gibi görünüyor.

Ancak Gara Operasyonu, sadece terör örgütüne yeni bir darbe vurmak amacı gütmüyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın operasyon sonrasındaki açıklamalarından anlıyoruz ki, belki de ilk hedef beş altı senedir PKK’nın elinde rehin tutulan vatandaşlarımızı kurtarmaktı. Maalesef, 48 teröristin ölü ele geçirilmesi ne kadar önemli bir başarı olarak sunuldu ise de 13 vatandaşın şehit edilmesine mâni olunamaması o kadar büyük bir acı olarak duruyor önümüzde. İçişleri Bakanı Soylu’nun da dediği gibi, Murat Karayılan’ı bin parçaya ayırıncaya, Duran Kalkan’ın nefesi kesilinceye, Cemil Bayık’ın gözleri oyuluncaya kadar yüreğimiz soğumayacak.

Gara’nın iç siyâsetteki yansımaları

Eğer 13 vatandaşımız sağ salim evlerine dönebilselerdi hem Hükûmet, hem de TSK adına çok daha büyük bir gururdan bahsedebilirdik belki ama bugün HDP’nin belgelenen ihanetini ve muhalefetin HDP ağzıyla PKK’ya örtülü desteğini konuşuyoruz maalesef.

CHP Sözcüsü, terörün her türlüsünü lânetleme zırvalıklarında PKK adını anmamayı terör örgütünün reklâmını yapmamak olarak lânse ederken, yeri geldikçe DEAŞ’ın, FETÖ’nün adını reklâm maksadı ile andığını ifşa etmiş oldu belki de. HDP’nin “Nasıl katledildiler, bilmiyoruz!” fitnesine sarılmaları da onlar için altından kalkamayacakları bir ayıp olmalıydı bence.

İyi Parti Genel Başkanı Akşener ise Gara Operasyonu’nu “millî bir mesele” olarak yorumlarken, “Bugüne kadar bu tür operasyonları başarıyla yürüten, bu konuda dünyaya örnek olan kahraman askerlerimizin, neden böyle bir sonuçla karşılaştığını öğrenmek isteriz” diyerek öküzün altında buzağı aramaktan vazgeçmedi. Akşener’in “Lânet terör örgütü PKK” ifadesi ise gizli ortağı HDP ile arasına nasıl bir mesafe koyacağı konusunda soru işaretleri oluşturdu.

HDP ise bildiğimiz ve beklediğimiz gibi, 13 masum vatandaşın ölümünü kınadığı bildiride kendi leşleri için de taziyede bulunarak fikrini bir kez daha riyakârca, hayâsızca ve korkusuzca ortaya koymaktan çekinmedi. Ama bu bildiri ve konu hakkında sosyal medyada da HDP vekilleri tarafından paylaşılan provokatif mesajlar, bu terör yuvası partinin ömrünü kısaltıyor sanki.

Cumhur İttifakı’nın bu konuda devlet tarafında yer alması en tabiî sonuçtu. Ancak Devlet Bahçeli’nin, “Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!” diyerek anlattığı Gara Operasyonu, bizi hem askerî, hem siyâsî sonuçları açısından farklı bir tabloya yönlendirecek gibi görünüyor. Askerî açıdan, başta değindiğim gibi, Kandil ve Sincar operasyonlarının kapısı ve gerçek bir terör temizliği yapılmasının önü açılmış olabilir. Siyâseten ise…

HDP’nin kapatılmasına karşı olduğumu daha önceleri yazmıştım. Birini kapatırsınız, başka birini açarlar. Meclis’e bağımsız girer, yine grup kurarlar. Dolayısıyla, “Çözüm kapatmak değil” diye düşünüyordum, hâlâ aynı fikirdeyim. Ne var ki HDP, kapatılmak için elinden geleni yapıyor. Bu onlar için mağduriyet göstergesi olacak stratejik bir çaba olsa da, kanunlar niyete değil, icraata göre harekete geçip Kandil’in Ankara şubesini kapatabilir.

Ancak HDP’nin kapatılması, dediğim gibi hem partiye bir mağduriyet edebiyatı şansı, hem Batılı -sözde- demokrasi savunucularının eline büyük bir koz, hem de Millet İttifakı üzerindeki baskıları azaltacak bir sonuç olur. CHP tabanındaki teröre destek hazımsızlıkları bitebilir. Artık İyi Parti, HDP ile ortak olmadığı iddiasını daha güçlü olarak dillendirebilir ama buna rağmen HDP oylarına çok daha kolay ulaşabilir.

Aynı şekilde, HDP’nin kapanması, küçük ihanet çeteleri DEVA ve Gelecek için de Millet İttifakı’nın kapılarını açabilir.

İşte bu yüzden, “Parti kapatmak yerine vekillerini kapatmak daha doğru sonuç verir” kanaatindeyim. Gara Şehitlerinin kanı ellerine bulaşmışken, HDP’nin varlığı Millet İttifakı’nın büyümesinin önünde önemli bir engeldir. Bu engeli Cumhur İttifakı’nın -şimdilik- kaldırmaması, vatan için daha hayırlı olur diye düşünüyorum.