Gara gün

Kemal Bey’in aklına bir soru da HDP’ye sormak gelmedi mi acaba? Meselâ Pervin Buldan’a, “Hani siz örgüt ile görüşmüştünüz, ‘Bu vatandaşlarımız biraz misafir edilecek ve salınacak’ demiştiniz, bu nasıl iştir?” diye soramaz mıydı?

GEÇEN hafta terör örgütü PKK’nın elinde rehin tutulan vatandaşlarımızı kurtarmak için Gara bölgesine bir operasyon gerçekleştirildi.

Kış kışlığını yaparken, PKK da kendisine yakışanı yaptı ve köşeye sıkışınca silahsız 13 insanımızı şehit etti. Allah, bu kardeşlerimizin şehadetlerini kabul eylesin ve sevenlerine de sabır ihsan eylesin.

Geçen haftanın baskın konusu haklı olarak Gara Operasyonu idi. Herkes bu konu parantezinde eteğindeki taşları döktü.

Ben de bunları biraz toparlayayım istedim.

Meselâ Kemal Bey, hain terör örgütü tarafından kaçırılan ve alçakça şehit edilen masum vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, aileleri ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diledi.

Ekrem Başkan da terör örgütü tarafından şehit edilen 13 vatandaşımıza Allah’tan rahmet, yakınları ve sevenlerine başsağlığı diledi.

Müstakbel Cumhurbaşkanı aday adayı Mansur Başkan da benzer cümlelerle, “13 sivil vatandaşımız hain terör örgütü PKK tarafından şehit edilmiştir. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum” dedi.

Gürsel Tekin’den de benzer cümleleri görmek mümkün: “Terör örgütü tarafından alçakça şehit edilen 13 vatandaşımıza Allah’tan rahmet, ailelerine sabır, milletimize başsağlığı diliyorum.”

Sezgin Tanrıkulu’na kulak verelim şimdi de: “PKK tarafından kaçırılmış 13 vatandaşımızın katledildiğini büyük bir üzüntüyle öğrendik. Yaşamını yitiren vatandaşlarımıza rahmet, yıllardır evlatlarının kurtarılmasını bekleyen acılı ailelerine başsağlığı diliyorum.”

Meral Apla, şehit edilen 13 sivil vatandaşımıza Yüce Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyor.

Ali Babacan ise, “Alıkonulan 13 vatandaşımızın Gara’daki terör eyleminde PKK tarafından şehit edildiğini derin bir üzüntüyle öğrendim. Vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine sabır, tüm milletimize başsağlığı diliyorum” diyor.

Muhalefet kanadı neredeyse kopyala-yapıştır şekilde birbirinin neredeyse aynı cümlelerle olayı görmüşler.

HDP tarafına hiç bakmayayım. Onların gözünde ya böyle bir olay hiç yaşanmadı ya da 13 vatandaşımızı TC katletti.

Eyvallah!

Ama bir dakika yahu! Neden hiçbiriniz terörü lânetleyemiyor, kınamıyorsunuz? Bu işte bir gariplik yok mu? Bu nasıl bir ortak dildir?

Peki, bu zevat kınamayı ya da lânetlemeyi mi bilmiyorlar yoksa? El-cevap:

 

Bunlar, aylar öncesinde ekran görüntüsü aldığım sadece birkaç görsel. Demek ki terörü lânetlemeyi biliyorlar. Ama tek şartla; bu kınamanın “dostlarını” üzmemesi gerekiyor.

Kemal Bey, bu olay sonrasında Erdoğan’a beş soru sormuş: Beş buçuk yıldır rehin tutulan bu vatandaşlarımız için ne yaptın? Öcalan’dan, dostun Trump’tan, İnsan Hakları gibi derneklerden neden yardım istemedin ve bu başarısızlığın sorumlusu kim?

Kemal Bey de kendisine yakışanı yapmış, “dostlarını” üzecek değil ya! Sanırsınız o vatandaşlarımızı PKK değil de Erdoğan şehit etti.

Kemal Bey’in aklına bir soru da HDP’ye sormak gelmedi mi acaba? Meselâ Pervin Buldan’a, “Hani siz örgüt ile görüşmüştünüz, ‘Bu vatandaşlarımız biraz misafir edilecek ve salınacak’ demiştiniz, bu nasıl iştir?” diye soramaz mıydı?

Meselâ HDP’li Dirayet Dilan Taşdemir’e, Gara’ya gittiğinde örgütle neler konuştuğunu soramaz mıydı?

Tabiî ki soramazdı. Dostları üzülür, maazallah.

Böyle kalleşçe bir olayda bile, ağız dolusu terörü ve PKK’yı lânetleyemeyen ve hatta devletini sorumlu tutanlara Allah hidayet nasip etsin. Hidayetleri mümkün değilse -ki bence değil- bildiği gibi yapsın!

Kalınız sağlıcakla efendim…