YAKIN
siyasal tarihimiz açısından en fazla konuştuğumuz konuların başında ABD’nin
kontrolündeki askerî darbeler geliyor. Ancak ikili antlaşmalar üzerinden
ABD’nin etki alanına sokulmuş tarım ve eğitim alanlarındaki darbeler ve dolayısıyla
kontrol konuşulmuyor.
En stratejik meselemiz, eğitim!
Doğrudan bugünümüz ve yarınımızı belirleyecek il esas...
Bu yüzden eğitim, bekâ meselemiz!
27 Aralık 1949 tarihinde Türkiye ile ABD arasında imzalanan
Eğitim Komisyonu Kurulmasına İlişkin Anlaşma, 12 Kasım 1950 tarihinde yine ABD
ile imzalanan Tarım Ürünleri Anlaşması, askerî darbeler gibi üzerinde
konuşulması gereken konulardır.
27 Aralık 1949 tarihinde İnönü’nün ABD ile imzaladığı ve “Fullbright”
ismiyle bilinen eğitim anlaşması ile ülkemizde eğitim, ABD’nin etki alanına
sokulmuştur.
ABD kâbus gibi nesillerimizin üzerine bir devşirme projesiyle
çökmüştür.
İnönü dönemiyle eğitim, ABD Büyükelçiliğinin etki alanına teslim
edilmiştir.
Türkiye, bu etki alanından tamamen çıkmalı, antlaşma tamamen
iptal edilmelidir!
Bu anlamda bir “Millî Gelecek Bakanlığı”ndan söz etmeliyiz…
***
1949 yılında imzalan anlaşma, millî eğitim sistemimizi altüst
etmiştir. Bu anlaşma, Şeflik döneminin ülkemizi ABD’ye teslim sürecinin
parçasıdır. Marshall Yardımları altında 152 buçuk milyon dolarlık bir karşılığa
geleceğimiz ipoteklendirilmiştir.
CHP bu kararları alırken, Stalin ve Sovyetlerin Türkiye’ye
karşı saldırgan tutumunu sebep olarak kabul etmişti. Oysa Stalin, İkinci Dünya
Savaşı sonrası küresel sistemin tamamlayıcı unsuru idi. Rolü, Türkiye’nin
Batı’ya teslim edilmesini sağlayacak politikalar yönetmekti.
CHP tarafından Marshall Yardımları karşılığında ülkemizin
eğitimi, tarımı, savunma sanayii ve dış politikası ABD’nin vesâyeti altına
sokuldu.
Bunları düşünüp okumadan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın
liderlğindeki büyük mücadelemize neden saldırdıklarını, darbelerin neden
yapıldığını anlayamayız.
Eğitim hayatımız, ülkemize, insanımıza, tarihimize ve bağımsızlığımıza
inat, ABD’ye teslim edilmiş ve artık başımızdan eksik olmayacak felâketler böylece
yaşanmaya, ABD de genç beyinlerimizi maalesef teslim almaya başlamıştır.
***
Söz konusu anlaşmanın üçüncü maddesine göre komisyon, 4’ü
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve 4’ü ABD vatandaşı olmak üzere 8 üyeden
oluşacaktır.
ABD’nin Türkiye’deki diplomatik misyon şefi, komisyonun fahri
başkanı olacak ve komisyonda oylar eşit olursa kararı komisyon başkanı
verecektir…
Evet, her şartta ABD’nin sözü esas alınacaktır ve şimdiye dek
hep böyle olmuştur.
Bu komisyonun vazîfesi şudur: Türk çocuklarının ilk, orta ve
lisede okuyacağı derslerin müfredatını dahi belirlemede etkin olmak…
Evet, “FETÖ nasıl
ortaya çıktı?” sorusunun cevabı, bu anlaşmanın tarihinde saklıdır!
Evet, darbeler tarihinin şifreleri de bu anlaşmanın tarihinde
saklıdır!
Türkiye’nin ABD’ye bağımlı hâle getirilmesi Truman Doktrini,
Marshall Plânı, Fullbright gibi etkenler, Türkiye ile ABD arasındaki tarım
ürünleri ve kredi anlaşmaları ile sağlanmıştır.
Fullbright, FETÖ’nün eğitim dünyamıza açılan kapısıdır.
FETÖ’nün hâmisi Fuller, bu terör örgütünün MEB’e sızdırılmasında etkindir.
15 Temmuz, FETÖ, PKK ve bugünkü CHP yönetimi, Fullbright ile
ziyâdesiyle anlaşılacaktır.
15 Temmuz, insanlığın dönüm noktasıdır. Anlayıp gereğini yapmak için gayret eden kazanırken, 15 Temmuz’un üst aklına benzemeye ya da uzlaşmaya kalkışanlar kaybettiler. Ve daima kaybedecekler!