Freni boşalmış siyâset

Sahi, biz bu muhalefet kıtlığı içinde nasıl bir siyâset iktisadı yapabiliriz? Meselâ AK Parti’yi bir dönem iktidar, bir dönem muhalefet yapıp kendi kendimize mi eğlensek? Bir dönem IMF’ye borçlansak da sonraki dönem o borçları mı ödesek? Bir dönem terör hortlasa da sonraki dönem inlerine mi girsek? Bir dönem hastanelerin içi yansa da sonraki dönem şehir hastanesi rekorları mı kırsak? Bir dönem İHA’larda ihale skandalları kopartsak da sonraki dönem SİHA’larımızla dünyanın dört bir köşesinde destanlar mı yazsak? Siz söyleyin, nasıl yapsak?

BU ay da her ay olduğu gibi oldukça yoğun bir gündemle boğuştu Türkiye. Öyle çok konu vardı ki… Yeni anayasa çalışmaları çağrısı, Millî Uzay Programı, Kıbrıs konusunda istikşâfi görüşmeler, döviz kurlarında olağanüstü düşüşler ve daha birçok başlık ilk akla gelenler…

Ancak hayır, bizim aklımıza bunlar gelse de birileri bu başlıklara yokmuş yahut olmamış yahut da konuşulmamış gibi bakmaya devam edecekler. Çünkü onların gündemlerini onların gündemleri oluşturuyor. Bu durumu şöyle bir örnekle izah edeyim…

Büyük kızım meteoroloji konularına tutku derecesinde bağlı ve büyük bir iştiyakla takip ediyor. Okuma yazmayı öğrendiğinden itibaren eşimin ve benim telefonlarımızı alıp herhangi bir çocuk işi yapmak yerine hava durumu uygulamalarını açarak Türkiye’nin birçok şehrinin, ayrıca dünya şehirlerinin günlük ve haftalık hava raporlarına bakar durur. Bunlar yetmezmiş gibi, bulut, rüzgâr, nem gibi detaylar hakkında araştırmalar yapıyor.

Evden çıktığımız bir sabah, göğe bakarak bize şöyle dedi: “Bu bulutlar deprem bulutları; depremin habercisi olabilir…” Biz, “Ağzından yel alsın kızım” desek de ısrarla söylemeye devam etti, biz de devamında susturduk. Ertesi gün ne mi oldu? İzmir Depremi… Birkaç gün sonra, anneannesinin penceresinden cep telefonuyla çektiği bir fotoğrafı yolladı bize. Esprilerle de süslediği fotoğrafta yine bulutlar vardı ve yine o bulutların deprem habercisi olduğunu yazıyordu mesajında. Eşimle birbirimize haber verip lâtife ettik ama sonuç, bu kez de Ankara’da bir deprem olarak karşımıza çıktı. Kızımızın tahminlerini dikkate almak artık farz olmuştu.

Daha sonra iki tahmininde daha doğru sonuca ulaşınca, bazı haber ajanslarına ve takip ettiğim bazı meteoroloji uzmanlarına sordum kızımızın tahminlerini. Ne haber ajansları konuyu ilginç buldu, ne de uzmanlar sorularıma cevap verdi. Ne mi oldu? Israrlı gönderi yaptığım ajanslar sosyal medya sapıklarıyla ilgili haberleri daha değerli buldular, meteorolog uzmanlarsa havalı haber sunumlarının yanında reklâmlarda boy gösterir oldular. Yani ciddi bir gündem, hava olup uçtu gitti…

Bâriz şekilde ortada ki, yalnız kendi gündemleriyle konuşarak Türkiye’nin gündeminin önüne geçmeye çalışanlar, freni boşalmışçasına yaptıkları hızla ülke siyâsetine büyük bir kaza geçirtmek arzusuyla yanıp tutuşuyorlar. Ancak bu yüzden tahmin edebiliyoruz ki, Türkiye’nin hayatına kastedenler de ajandalarını, muhalefettekilere endeksle değil, iktidar kanadı üzerinde tutmayı daha ehven görüyorlar. Öyle ya, Türkiye’de çeşitli darbe yöntemleriyle iktidarın devrilmesinden bahsetmek her gün mümkün, ancak bir Cem Uzan tipi bile çıkıp “Mazot 1 lira olacak” dahi demiyor, diyemiyor. Zira Türkiye muhalefet siyâseti anlamında öyle tıkanmış durumda ki gafların dahi plânlı birer hazırlığın ürünü olduklarını düşünmekten geri duramıyoruz.

Sahi, biz bu muhalefet kıtlığı içinde nasıl bir siyâset iktisadı yapabiliriz? Meselâ AK Parti’yi bir dönem iktidar, bir dönem muhalefet yapıp kendi kendimize mi eğlensek? Bir dönem IMF’ye borçlansak da sonraki dönem o borçları mı ödesek? Bir dönem terör hortlasa da sonraki dönem inlerine mi girsek? Bir dönem hastanelerin içi yansa da sonraki dönem şehir hastanesi rekorları mı kırsak? Bir dönem İHA’larda ihale skandalları kopartsak da sonraki dönem SİHA’larımızla dünyanın dört bir köşesinde destanlar mı yazsak? Siz söyleyin, nasıl yapsak?

15 Temmuz için ahlâksız birileri “Kendi kendilerine yaptılar, tiyatro bunlar” demişti ya ne de olsa, alışığız yani bütün bunlara… Onlar varsınlar, kendi gündemleriyle sözlenip kendi gündemleriyle nikâhlansınlar, Türkiye ciddi gündemleriyle 2023’e hazırlanmaktan, kızımız da meteorolojiye dair gelecek nesil tezler oluşturmaktan geri kalmayacak!