FIRTINALAR bazen o kadar
güçlü bir etki ve devamlılığa sahiptir ki ev, araba, ağaç, kısaca önüne ne alırsa
sürükleyebilir veya yerinden sökebilir. Her ne kadar hava tahmin raporlarıyla
fırtınaların şiddeti, yönü, oluş zamanı ve devamlılığı hususunda güçlü
tahminler yapılsa da bazen bu tahminler tutmaz veya tahminler tutsa da fırtınanın
yıkıcılığı hususunda öngörüde bulunmak güç olur.
Yıldırımlar
da tıpkı fırtınalar gibi yıkıcı etkiye sahip olabilir. Bu etki insanların
hayatını kaybetmesinden tutun da büyük yangınlara kadar değişik sonuçlar
doğurabilir.
Tüm
bunların yanı sıra, gerek fırtınalar, gerekse yıldırımlar görsel açıdan çok
etkileyici kareler ortaya çıkarırlar. Bu da fırtına ve yıldırımları başlı
başına bir fotoğrafçılık türü olarak ortaya çıkarır.
Fırtına
ve yıldırım fotoğrafçılığı, görsel ve sanatsal olarak yüksek etki gücüne sahip
olmasının yanında güvenlik riskleri açısından da fotoğrafçıları tehlikeli
durumlarla karşı karşıya bırakabilir.
Özellikle
yıldırım fotoğrafçılığında güvenlik riski çok daha yüksektir. Bu nedenle fotoğraf
çekerken çok dikkatli olunmalıdır. Dışarıda bir yerde yıldırım fotoğrafı
çekiyorsanız, bulunduğunuz yerde en uzun nesne olmamaya veya uzun nesnelerin
altında durmamaya dikkat edilmelidir. Çünkü yıldırımlar genelde yerin en uzun
nesnesi üzerine düşerler. Bu nedenle ağaç altı, trafo veya direk gibi yerlerin
altında durulmamalıdır. Bu gibi durumlarda çömelerek ayak üzerinde durmak en
iyisidir.
Fırtına
fotoğrafları çekilirken de fırtınanın çıkış saati, yeri, yönü ve şiddeti gibi
olgular önceden hava tahmin raporlarından öğrenilmelidir. Fırtına fotoğrafı
çekerken fırtına ile aradaki mesafenin korunması elzemdir. Bu nedenle
fırtınanın yeri, şiddeti ve büyüklüğüne göre fırtınadan 8 ilâ 40 kilometre
arasında bir mesafede bulunmak gerekir. Çok büyük fırtınalar 40 kilometre
mesafeden bile fotoğraflanabilir.
Yıldırım
fotoğraflarında görsel etkiyi zirveye taşımak için nispeten uzun pozlamalar
yapmak daha doğru sonuçlar doğurur. Ayrıca titremeleri önlemek için tripod
kullanmak gerekir. Ayrıca deklanşör kablosu kullanmak da en doğru
yaklaşımlardan biridir.
Fırtına
gündüz saatinde ise kısa pozlamalar ve dar diyafram açıklığı görüntü kaybını en
aza indirir. Karanlık bölge çekimlerinde ise daha uzun pozlamalar en idealidir.
Ayrıca geniş açılı lensler daha geniş bir alanı kadraja sığdıracaktır.
Yıldırımlar
değişken parlaklığa sahiptirler. Bazıları çok parlak, bazıları ise tam tersine
çok sönüktür. O nedenle ayarlamalar buna göre yapılmalıdır. Tek bir yıldırım
fotoğrafı çekerken kısa pozlamalar daha iyidir.
Son
olarak, özellikle yıldırım fotoğraflarında, çok sayıda yıldırım fotoğrafını
fotoğraf düzenleme programları yardımı ile katmanlayarak tek bir karede
birleştirip çok daha etkileyici kareler ortaya çıkarılabilir.