FOTOĞRAFÇILIK alanında en
zevkli ve hayata dair detayların en fazla keşfedildiği alanların başında “makro
fotoğrafçılık” geliyor. Makro fotoğrafçılık, küçük ve rutin işlerimiz arasında
fark etmediğimiz detaylara odaklandığı için insandaki farkındalık düzeyini arttıran
bir tür olarak da öne çıkıyor.
Bazıları
makro fotoğrafçılığı doğa fotoğrafçılığının bir parçası olarak görüyor ve makro
fotoğrafçılığı daha çok çiçek, böcek ve doğadaki benzer ögelerin fotoğraflanması
olarak algılıyor. Hâlbuki makro fotoğrafçılık, sadece doğadaki detaylara
yönelmez; hayatın içerisindeki hemen hemen her küçük detay, makro
fotoğrafçılığın ilgi alanına girer. Örneğin çöp yığınları içerisinde dikkat
çeken bir küçücük nesnenin fotoğrafı ilgi uyandıracaktır.
Makro
fotoğrafçılık, detayın çok fazla öne çıktığı bir tür olduğu için kompozisyon ve
teknik hatalar hemen göze çarpar. Bu nedenle makro fotoğrafçılıkta bu tür
hatalar çok göz ardı edilebilir değildir. Bir başka deyişle diyafram,
enstantane, pozlama, ISO gibi teknik detaylar son derece iyi hesaplanmalı ve
fotoğrafa neredeyse sıfır hatayla yansıtılmalıdır.
Ayrıca
altın oran, perspektif, derinlik ve paralellik gibi kompozisyon kuralları da
fotoğrafa eksiksiz yansıtılmalıdır.
Makro
fotoğrafçılık netlemenin çok yakından yapıldığı bir alan olduğu için
kullanacağınız lensler büyük önem arz eder. Günümüzde piyasada çok farklı makro
lensler bulunabilmektedir. Makro lensler, teknolojik olarak diğer lenslerden
diyafram açıklığı ve sessiz netleme gibi özelliklere sahip olduğu için pahalı
lenslerdir. Bazı fotoğrafçılar, yüksek lens fiyatlarından dolayı körük ve
uzatma küpü gibi aparatları kullanarak makro çekim yapmayı deniyorlar. Bunlar
belli oranda makro çekim yapmayı sağlasa da makro fotoğrafçılık için gerekli
niteliği çoğu zaman sağlamazlar.
Makro
fotoğrafçılıkta hareket hissinin fotoğrafa yansıtılması gerektiği durumlarda
tripod kullanmak gerekir.
Makro
fotoğrafçılık yakından ve detay çekimleri içerdiği için projektör gibi yardımcı
kaynaklar aracılığıyla ışıktan yararlanma çok olası olmayabilir. Bu nedenle
makro fotoğrafçılıkta en uygun çekim zamanı gün ışığının yeterli olduğu
zamanlardır. Doğada çekim yapıldığı zamanlar ise altın saatler olarak
nitelendirilen sabah saatleri ile akşam gün batmadan 1 saat önceki vakitlerdir.
Özellikle
doğadaki canlıların çekimlerinde kompozisyonda alan derinliği veya arka planın
flu olmasının istendiği durumlarda canlıların ürküp kaçma olasılığı nedeniyle aynı
kadrajın yeniden yakalanmasının zor olduğu durumlarda makinenin diyafram
öncelikli modda bulunması önemlidir.
Objenin hareketinin yakalanmasının istendiği durumlarda ise makinenin enstantane öncelikli modda bulunması hareketin yakalanması için önemlidir. Çünkü objeler canlılar olduğunda istenen hareket için ikinci bir tekrar olması güçleşir.