BUNDAN tam altı ay
önceydi. Pentagon için özel raporlar hazırlayan RAND Corporation’a ait skandal
dosyadan bazı notları sizlerle paylamıştık ki söz konusu dosya bizden sonra
ülkemizde gündem oldu.
Ancak birkaç gün siyâsî gündemde konuşulan dosyada yer alan stratejik
plâna paralel işleyen eylemler bütün derinliğiyle sürdürülüyor.
Söz konusu eylemlerin içeriği öyle önemli ki öngörülen plâna göre
belirlenen kritik gün yaklaştıkça plânın uygulayıcıları daha büyük bir telâşla
son günlerde âdeta saldırmaya başladılar.
Bu minvâlde FETÖ’cü teröristlerin sözde hatırat kitaplarıyla önce kendi
şebekelerini, daha sonra da Türkiye kamuoyunu kendi plânlarındaki geleceğe
hazırlayacak sözde kaynak yayınlar meydana getirdiklerini takip ediyoruz.
Öyle yoğun bir kitap dokümantasyonu piyasaya sürülüyor ki terör örgütü
FETÖ tarafından, Kovid-19 günlerinin karantina zamanlarında eve kapanıp da
kitapla yeniden tanışan topluma güya yeni eserler kazandırılıyor.
Hâlbuki dertleri bu değil!
Peki, bunu nereden anlıyoruz?
Aylardır sürdürdükleri sahte ihbar mektuplarından, sahte yani
yönlendirmeli itiraflardan, itiraf mekanizmasını sulandırarak bu mekanizmayı
işlevsiz hâle getirmeye çalışmalarından…
Yukarıda bahsettiğimiz kritik gün ne zaman mı?
15 Temmuz’daki işgal girişiminin dördüncü yılına hediye edilen Ayasofya
Camii kararının üzerine sonlarının tam mânâsıyla geldiğini düşündükleri Yüksek
Askerî Şûrâ günü!
RAND Corporation’un söz konusu raporunda ifade edilen notları
hatırlayalım:
“Türkiye’nin iç dinamiklerini ve bölgesel-küresel
çıkarlarını hangi siyâsî, sosyal ve ekonomik eğilimler şekillendiriyor?
Türkiye’nin gelişen çıkarları ile komşularının ve
ortaklarının çıkarları hangi alanlarda birbirine uyumlu yahut çatışmalı?
Türkiye’yi ilgilendiren iç ve bölgesel eğilimler,
Türkiye’nin uluslararası sistemde gelecekteki rolü hakkında ne öneriyor? Ve ABD
dış politika ve savunma plânlaması ve de ABD Ordusu için bu eğilimlerin
etkileri neler?
Türk Silahlı Kuvvetleri ile devam eden ABD ve NATO
askerî angajmanları, Rusya’nın Türkiye’deki nüfûzunu dengelemeye yardımcı
olabilir.
ABD ve Türk Genelkurmay liderleri arasındaki
diyalogları derinleştirmek ve Türk Savunma Bakanı pozisyonunun artan önemi
dikkate alınarak ABD-Türkiye üst düzey savunma grubunu yeniden canlandırmak
için daha fazla çaba gösterilmelidir.
ABD Ordusu, Türkiye’nin yeni kurmuş olduğu Millî
Savunma Üniversitesi’nde müfredat geliştirmesine yardımcı olabilir ve Türkiye,
Amerika Birleşik Devletleri’ndeki okullara buradan subay/memur göndermeye devam
edebilir. Bu adımlar, Türkiye’deki sivil-askerî ilişkilerin iyileştirilmesine
yardımcı olabilir ve uzun vadede Türkiye ile ikili ve NATO işbirliğini
güçlendirecek şekilde Türkiye’nin ordusunun gelecekteki seyrini etkileyebilir.”
Yıllarca kendi hegemonyaları altında gördükleri Türk Silahlı
Kuvvetleri’nin kendilerine ait pisliklerden arındığını gören karanlık
mihraklar, FETÖ’cü terör şebekesi eliyle yürüttüğü sahte ihbar mektubu,
yönlendirmeli itiraf ve yalan kaynağı kitaplar vâsıtasıyla TSK’daki vatanperver
Anadolu evlâtlarının yükselişlerini engellemek üzere tam da YAŞ öncesi bu
alçakça saldırıya bel bağlamış görünüyorlar.
Evet, başını ABD’nin çektiği “Türkiye düşmanlığında ittifak şebekesi”,
Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki temizlikten ve geleceğe dair ümit bağlayacağı
hiçbir “beyaz” (!) varlığın kalmayacağı endişesinden ötürü dehşete kapılmış ve
hırçınlaşmıştır.
Bu hırçınlığı TSK’dan ihraç isimlerin yanı sıra kripto ögeleriyle
eyleme dönüştürmektedirler.
Atlantik ötesinin
Türkiye’yi kontrol altına almak hususunda tekrar Türk Ordusu üzerinden hareket
etmesini sağlayacak siyasetin ve de bürokrasinin barsaklarında kalan sızıntı
unsurlar üzerinden, özellikle istikbâl vadeden vatansever subayların ve hattâ
kamu bürokrasisindeki vatansever bürokratların tasfiyesine yönelik bilindik
kumpaslarına karşı devletimizin hem hukuk sisteminin, hem de güvenlik
bürokrasisinin çok dikkatli olması gerekmektedir.
Fark
edilmelidirler ki, her biri deşifre edilmiştir, takibimizdedir ve Türkiye
Cumhuriyeti Devleti’nin yetkili unsurlarının bilgileri dâhilindedir.
Bu ülke, Sayın
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde sözünü ettiğimiz arınmayı tamamlayacak.
Ve siz, şühedânın kanıyla sulanmış tertemiz topraklarda bir daha yaşama
hakkı bulamayacak, parazit dahi olamayacaksınız!
Hodri meydan!
İpliğiniz pazarda amma sanmayın ki satın alan olur!
Üzerine un sermeye kalkışmayın, nimete
hürmetsizlikten çarpılırsınız…