FETÖ’nün umudu muhalefet, muhalefetin umudu FETÖ

Her kesimdeki duyarlı ve millî unsurları FETÖ konusunda bir araya getirmek, iktidarın en başta gelen görevidir. Bunun için gerekirse adam adama markaj yapılmalı. Devletler için insan ömrünün küçük bir zaman dilimi olduğu ve iktidarların gelip geçici olduğu herkesçe idrak edilmeli. FETÖ’nün 40 yıllık, 50 yıllık hesapları, plânları ortaya konarak hareket edilmeli.

TÜRKİYE dünya tarihinde eşi emsali olmayan bir terör örgütü ile karşı karşıya.

“Terör örgütü” demek bile bir terör örgütüne haksızlık olur; Fetullahçı örgüt, en kötü terör örgütünden daha ötede bir şeydir!

Bildiğimiz klâsik terör örgütleri; ama sapkın, ama korkunç, ama ütopik, ne dersek diyelim, bir ideolojileri var ve üç aşağı beş yukarı öngörülebilir örgütlerdir. Türkiye’nin mücadele ettiği örgütler içinde PKK’nın nasıl kanlı, DEAŞ’ın nasıl sapkın ve bir cani örgüt olduğunu ilgili ilgisiz herkes bilir. Bu örgütlerle ilgili hemen hemen herkesin bir kanaati, bir düşüncesi vardır.

Ancak Fetullahçı terör örgütü ile ilgili henüz bir teşhis ortaya konulamadı. Bu örgütün bir ideolojisi varsa, o da yalandır. Hattâ bir dini varsa, o da yalandır. Ne Müslüman görünümlü örgüt üyesi ile ilgili bir kestirmede bulunabiliyoruz, ne başka kılıkların, başka ideolojilerin, başka dinlerin maskesini takmış Fetullahçılarla ilgili bir öngörüde bulunabiliyoruz. Sabah dinci, öğlen deist, akşam Siyonist, yatarken de Hıristiyan olan Fetullahçılar var.

İki karakteri geçtim, çoklu karakterli bir örgüt yapısıyla karşı karşıyayız. Ve bu eğitimi nerede aldılar, kimler tarafından eğitildiler ve kime hizmet ediyorlar, bilmiyoruz!

Ama bildiğimiz bir şey var: Bütün bu özelliklerini ve yeteneklerini Türkiye ve Müslümanların aleyhinde kullanıyorlar. Bütün bu marifetleriyle Türkiye’ye ve İslâm’a düşmanlık yapıyorlar.

Bildiğimiz bir şey daha var: Sevindirici, ancak bir o kadar da düşündürücüdür; FETÖ’nün bu özelliğini hemen hemen her siyâsî düşüncedeki insanlar görmeye başladı.

Endişe verici durum, tam burada başlıyor!

Hangi siyâsî görüşe sahip olursa olsun, görüştüğünüz herkes FETÖ’nün nasıl alçak bir örgüt olduğunu sizden daha iyi anlatıyor. Hattâ bazen hiç duymadığınız FETÖ kötülüklerini muhatabınızdan ilk kez duyduğunuz oluyor. Muhalefet FETÖ’yü bu kadar bildiği hâlde, bu kadar tanıdığı hâlde, mücadelede muhalefet desteğini geçtim, niye köstek oluyor?

Endişe verici olan bu; kaygı verici olan bu...

Peki, muhalefet farkında olduğu FETÖ ile ilgili gereğinin yapılması konusunda niye olması gereken veya durması gereken yerde değil?

Siyasete sızan ihanet şebekelerinden arındırılmış muhalefeti kastediyorum... Yoksa ihanete bilerek yardım edenler var; o ayrı bir tartışma konusu...

Ne yazık ki her konuda olduğu gibi burada da Erdoğan karşıtlığı her şeyin önüne geçiyor.

Bu anlamda muhalefeti şöyle tasnif edebiliriz:

Birincisi, FETÖ’ye angaje olmuş… Bunlar zaten FETÖ ile işbirliği konusunda hiçbir sınır tanımıyorlar.

İkincisi, Erdoğan nefreti yüzünden gözü kör olmuş... Bunlar da, “Erdoğan zarar görsün de ne olursa olsun” modunda…

Üçüncüsü, “Erdoğan’ı ancak FETÖ eliyle devirebiliriz” diyenler... Onlar da FETÖ’nün nasıl tehlikeli bir örgüt olduğunu biliyor; ancak, “Erdoğan, FETÖ’yü bitirirse daha da Erdoğan’dan kurtulamayız” diye düşünüyorlar.

Bir başka anlayış ise, “Yesinler birbirlerini” mantığı ile hareket ediyor.

FETÖ, işte bu anlayışlardan besleniyor!

Fetullahçı teröristler, Erdoğan iktidarının sona ermesiyle yeniden hayat bulacaklarını zannediyorlar ve bunun için bu durumu besliyorlar. Burada her kesime görevler düşüyor. En önemli görev, şüphesiz iktidara düşüyor!

Her kesimdeki duyarlı ve millî unsurları FETÖ konusunda bir araya getirmek, iktidarın en başta gelen görevidir. Bunun için gerekirse adam adama markaj yapılmalı. Devletler için insan ömrünün küçük bir zaman dilimi olduğu ve iktidarların gelip geçici olduğu herkesçe idrak edilmeli. FETÖ’nün 40 yıllık, 50 yıllık hesapları, plânları ortaya konarak hareket edilmeli.

Örgütün elebaşının, sinsice 40 yıl, 50 yıl nasıl gizlendiği, nasıl maskeler taktığı, nasıl her kılığa girdiği göz önünde bulundurulmalı. Türkiye’yi düşünen, Türkiye için siyaset yapan, görüşü, düşüncesi ne olursa olsun, her siyasetçi bunu bilerek, farkında olarak hareket etmeli.

“Erdoğan’ı ancak FETÖ aracılığı ile devirebiliriz” anlayışıyla varılacak bir netîce yoktur. FETÖ’ye umut bağlayan siyâsî anlayışı terk edebilirsek, bu orgütü o zaman bitirebiliriz. Yoksa FETÖ muhalefeti, muhalefet de FETÖ’yü besler. Bu kısır döngü de sadece ve sadece Fetullahçı hainlere ve arkasındaki iradeye hizmet eder!