YEPYENİ bir takvimden
eksilen sayfa sayısı “6” olmuş. “Yeni” yıla girerken yapılan temenniler ve
beklentiler, başta salgın olmak üzere yakamızı bırakmayan felâketlerin son
bulması yönündeydi…
Neticede
insanoğlunu yarına umudu taşıyordu. Bu umutla girdiğimiz 2021 yılında, Milli
Piyango’nun 100 milyon TL’lik büyük ikramiyesinin Manisa’nın Akhisar ilçesinde
satılan çeyrek bilete isabet ettiği ve satılamayan üç biletin ikramiye tutarı
olan 75 milyon liranın da Türkiye Varlık Fonu’na devrettiği, yılın ilk manşeti
olarak yer aldı gazetelerde.
Ertesi
gün, Somali'de Türk şirketine yönelik gerçekleştirilen terör saldırısında, 2’si
Türk vatandaşımız olmak üzere 4 kişinin hayatını kaybettiğini öğrendik.
Hemen
akabinde, Başkent’te bir binanın garajında araç içerisindeki 3 gencin cesedine
ulaşıldığı haberini aldık.
Aynı
gün, en korkunç olanını duyduk ve adına “töre” yahut “namus cinâyeti” dediğimiz,
dünden kalan alışkanlıklarımızın hız kesmeden devam ettiğini gördük. Öyle ki,
namuslarını temizlemek isteyenler, kendi canlarından bir parça olan genç kıza
kıymakla kalmamış, ona sevdâlanan gencin namus olgusunu da canıyla birlikte elinden
almışlardı!
Satırlarımızı
üçüncü sayfa haberlerinin fihristini vermekle doldurmayacağız elbette. Eskilerden
kalma bir başka teselli söz var hâlen kulağımda: “Yeni seneye nasıl başlarsan
öyle devam eder.”
Gurur
verici bir eser
Senenin
ikinci günü aldığımız haberlerden biri, ötekilerden farklıydı ve dikkatimi
çekmişti. Kullanılan çelik miktarı ve “dünyanın dördüncüsü” unvanını almış
olması, dikkat için yeterliydi.
380
metrelik orta açıklığıyla, dünya listelerinde dördüncü sırada yer bulmuştu
kendisine. 7 bin ton çelik kullanılarak inşâ edilen “Kömürhan Köprüsü ve
Bağlantı Tüneli” açılışından bahsettiğimi anlamış olduğunuzu düşünüyorum…
Eksiği
var, fazlası yok!
Geçen
yıl ise Menemen-Aliağa-Çandarlı, Ankara-Niğde ve Kuzey Marmara Otoyolu ile
Amasya Çevre, Sarıkamış-Karakurt-Horasan Yolu, Botan Çayı Beğendik Köprüsü,
Gölbaşı Şehir Geçişi, Samsun-Sivas Demiryolu Hattı Modernizasyonu, Çanakkale
1915 Köprüsü Kuleleri ve Gayrettepe-İstanbul Havalimanı Metro Projesi ilk ray
kaynağı…
Ilısu,
Yusufeli, Bayburt, Kars, Konya, Reyhanlı ve Gaziantep’te yapılan barajlar ve
ıslah çalışmaları…
Ve
ulaşımın dışında yükselen eserler, âdeta Cumhuriyet dönemi Türkiye’sinin
yeniden inşâsını hatırlatıyordu.
Akıllarda
kalanlardan bazıları şöyle: Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi, Demokrasi ve
Özgürlükler Adası, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konser Salonu, BTK Ulusal
Siber Olaylara Müdahale Merkezi, Teknopark İstanbul 2. Etap, TOGG Üretim
Merkezi, TÜBİTAK Mükemmeliyet Merkezleri, Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası,
ROKETSAN Uydu Fırlatma ve İleri Teknolojileri Araştırma Merkezi, ETİ Maden Lityum
Üretim Tesisi, MİT Kale, Türk-Alman Üniversitesi, İbn Haldun Üniversitesi
Külliyesi Burhan Felek Atletizm Pisti, 50’nin üzerinde hidroelektrik santrali,
TSK Mühimmat Ayırma ve Ayıklama Tesisi ile onlarca Millet Bahçesi…
İnsanı
insana ulaştıran da, fetihleri gerçekleştiren de cenneti ayaklar altına seren
de işte bu ve buna benzer imaretlerden geçiyor! Tıpkı dün ecdâdın yaptığı gibi…
O serler ki, asırlardır ayakta ve her biri fethin sancaktarlığını, şanlı
geçmişimizin de şâhitliğini yapmaktadırlar.
“Kazanmak
için bazen kaybetmek, ayağa kalkmak için de düşmek gerekir…”
Kim
ne derse desin, düşe kalka da olsa bir şahlanışın tarihi yazılmaktadır.
Liderler ve iktidarlar sevildiği kadar sevilmeyebilir, icraatı takdir edildiği
gibi eleştirilebilirler. Çünkü insanın var olduğu yerde hatâ ve kusurdan da
bahsedebiliriz, o ayrı, ama evvelinde yiğidin hakkını teslim etme cihetine
gitmeliyiz.
Sanayi
ve Teknoloji Bakanlığı’nın öncülüğünde yürütülen “Cazibe Merkezlerini
Destekleme Programı”, ilk günkü heyecanla devam ediyor. Biten her bir programla
yörenin kalkınması, başta kadın gücü olmak üzere sağladığı istihdamla göz
kamaştırıyor.
Geride
bıraktığımız yıla baktığımızda, Koronovirüs’e rağmen yatırımlara ara verilmemiş,
24 saat esâsına göre 9 ilimizde, biri yenilenen bina olmak üzere tam 18 tane
dev hastane inşâ edilmiş. Rakamsal karşılığı, 12 bin 500 yatak kapasite artışı
anlamına geliyor.
Bir
yıl gibi kısa bir sürede sağlık alanında yapılan yatırımlar, ülkemizin
ihtiyaçlarını uzun yıllar karşılayacak cinsten.
İstanbul’da
Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu, Başakşehir Çam ve Sakura, Göztepe Prof. Dr. Süleyman
Yalçın, Kartal Dr. Lütfi Kırdar, Tekirdağ İsmail Fehmi Cumalıoğlu, Erzurum ve
Konya Şehir Hastaneleri, İstanbul Prof. Dr. Ferha Öz, Yeşilköy Prof. Dr. Murat
Dilmener, Lefkoşa Acil Durum Hastaneleri, Marmara Üniversitesi Pendik, Giresun
Üniversitesi ve Batman Eğitim ve Araştırma Hastaneleri, Mersin Üniversitesi
Onkoloji, Hadımköy Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş, Marmara Üniversitesi Dr. Asaf
Ataseven, Bilecik Devlet ve Bayburt Devlet Hastaneleri…
2003
yılından günümüze kadar inşâ edilen hastane sayısını merak edip araştırdım ve “678”
sayısına ulaştım!
Son
söz atalardan gelsin: “At ölür, meydan kalır; yiğit ölür, şan kalır!”
Evet,
“Her nefis ölümü tadacaktır” gerçeğinden yola çıkarak, cenk meydanlarında bize
fetihler sunan yiğitlerin altındaki atlardan sonra bize mîras kalan bu
topraklar üzerine inşâ edilen eserler ile o eserlere imza atanlar unutulmadı, unutulmayacak.
Tıpkı insanlığa şifâ olma adına gecesini gündüze katan ve bu uğurda hayatını
kaybeden fedakâr sağlık çalışanlarımız gibi… İsimleri, bu hastanelerde kıyâmete
kadar yaşayacak.
Onları
rahmet ve minnetle yâd ediyoruz.