Felâket tellalı Nostradamus’tan Baba Vanga ve Dilipak’a kıyamet günleri

21’inci yüzyılın sonunda ülkemizin de yer aldığı bölgede su kaynaklarının yarı yarıya azalacağını öngören sadece kâhinler değil. Bu, gelecekte Türkiye’yi de içine alan su ve tarım savaşlarının yaşanacağı anlamına geliyor.

KORONAVİRÜS çıkıp da eve tıkıldığımızdan beri sıklıkla haşir neşir olduğumuz dijital evrende en çok gaipten ya da gelecekten haber verenlere rastlıyoruz. Dönence, Matt Groening tarafından Fox medyası için sipariş edilen animasyon çizgi filmi Simpsonlar’da (The Simpsons) şahit olduğumuz kareler ile başladı.

ABD’nin bu en uzun soluklu dizisinin 11 Eylül saldırıları, Koronavirüs, Facetime, akıllı saat, Yunanistan’ın iflası, kripto para, Donald Trump’un seçimleri kazanması gibi gerçekleşen bazı olayları önceden tahmin etmesine şimdilerde Metaverse’yi de ekleyebiliriz. Öyle ki, Mark Zuckerberg bundan dolayı hırsızlıkla suçlanmaya başlandı.

Her şeyi bilenler neyi bildiler?

Simpsonlar’dan, asıl adı Michel de Nostredame olan Fransız hekim, eczacı, astrolog-kâhin Nostradamus’a gelelim… 

Kâhinin, içinde bulunduğumuz 2022 yılına ait satırları tüyler ürperten cinsten…

Yaşadığı dönemde (1503-1566) astrolojiye olan ilgisi ile gök cisimlerini inceleyerek kehanetlerde bulunan kâhin, kral dâhil, halkın büyük bir kısmının dikkatini çekmeyi başarmıştır.

Nostradamus’un ekser kısmı “doğru” çıkan satırların yer aldığı eserlerine baktığımızda, doğrudan ifadeler yerine sembolizmi kullandığını görüyoruz.

Sonuç olarak, “gelecek” kavramıyla ilgili açık tespitler yerine, üstü örtülü ifadeler kullanmış diyebiliriz.

Koronavirüs salgınıyla birlikte, Nostradamus’un Covid-19’u bildiği iddia ediliyor. “İkizler yılında doğudan bir kraliçe yükselecek. Gece yaratıklarından vebasını yedi tepeli diyara yayacak. İnsanların alacakaranlığını toza dönüştürecek. Dünyayı yok edecek ve mahvedecek” dörtlüğü, bunu teyit eder mahiyette.

Birçok haber ajansının ve basın kuruluşunun haberleştirdiği, Fransız İhtilâli’nden 11 Eylül saldırılarına kadar pek çok önemli tarihî hâdiseyi öngördüğüne inanılan kâhin, bakalım 2022 yılı için kitaplarında nelere yer vermiş…

Küresel enflasyon ve iklim değişikliği

“Balmumu bile pahalanacak. Çaresizlik içinde yemek yoldaşları aranacak. Öğrenilecek şeyleri öğretecek kimse olmayacak.”

Buna göre Brexit’in neden olduğu enflasyon patlamasıyla insanlık açlığa doğru sıralanacak ve devamında ise “Avrupa Birliği çöküşe geçecek. Siyâsî kriz yaşanacak”.

Son olarak, “Baş güneş gibi parlayan deniz kavrulacak. Karadeniz’in balıkları kaynayacak. Rodos ve Cenova yarı aç olacak” diye ekliyor.

Tahminler, ülkemiz dâhil birçok Avrupa ülkesi ve Amerika kıtasını etkisi altına alan küresel enflasyona, ülkeler arasında ittifakların son bulacağına işaret etmekte.

“İlk şahıs aniden ölecek. İrade değişecek ve saltanata başkası geçecek” ifadesi, birçok uzman astrolog tarafından Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’un hayatını kaybedeceği şeklinde yorumlandı.

Yine bir başka kehanetinde, “Kan ve açlıktan daha büyük felâket yaşayanlar yedi kez deniz kıyısından geçecekler” şeklindeki ifadesinin, küresel iklim değişikliğine bağlı büyük açlık ve esaretin yaşanacağına delâlet etmekte. Dünya çapında yaşanacak olası gıda kıtlığının, ülkemizi de yakından ilgilendiren göçmenlerin, denize sahili bulunan büyük yerleşim şehirlerine akın edip buralarda yaşamlarını sürdüreceği yönünde okunuyor.

Felâketler dönemi

Nostradamus’un “büyük şehir” diye sembolize ettiği Paris’te bir istilânın yaşanacağını, “Büyük şehrin etrafında yerleştirilmiş askerler olacak. Mavi kafa, beyaz kafaya o kadar zarar verecek ki” cümlesinden anlıyoruz.

Geçen yıl dünyayı etkisi altına alan sel ve yangınların benzeri, ülkemizde Akdeniz ve Karadeniz sahillerinde de görülmüştü. Ünlü kâhinin, “Denizin derinliklerinde sarsıntılar yaşanacak” cümlesinde adı geçen yerin “Japonya” olduğunda hemfikir olan astrologlar, dünyanın birçok bölgesinde sel ve depremlerin yaşanacağını iddia ediyorlar. Bir başka uçuk kehanet ise “Gökten ateş düşecek” şeklinde.

Mehdi’den yapay zekâya

“Yüksek dağın üzerinde gece olacak ve ay yükselecek” diyen Nostradamus’un “Aklını çalıştıran onu görecek! Gözler güneye çevrilirken, ölümsüz olan müritler davet edilecek. Eller ve bedenler yeninde dövülecek” paragrafı ise, bir Mehdi beklentisine işaret sayılmalı.

“Yapay zekâda inanılmaz seviyede bir ilerleme meydana gelecek.” Bu ifade apaçık “Metaverse” keşfine işaret etmekte. Geçmişte uzaylıların dünyaya indiğine dair rivayetler, yakın gelecekte “Bilgisayar ve robotların insanları ele mi geçirecek?” şeklinde bir güncelleme yaşanacağının sinyali olarak algılanabilir.

16’ncı yüzyılda yaşayan Nostradamus’un “Rusya büyük bir biyolojik silah tasarlayacak ve bununla bir çeşit virüs salgını yaratarak insanları zombiye dönüştürecek” iddiası sıradışı.

Öngörüler ve iddialar elbette farklı yorumlanabilir, bırakın farklı çıkmasını, hiç yaşanmayabilir de -ki bunu isteriz-.

Kıyamet kapımızda!

Dünyamızı kasıp kavuran küresel ısınmadan ve insan kaynaklı faaliyetlerden doğan salgınlar, savaşlar ve diğer sonuçlar nedeniyle gittikçe “beklenen” bir sona doğru yaklaştığımız kaçınılmaz bir gerçek. Bu açıdan meseleye baktığımızda, kâhin olmaya da ihtiyaç kalmıyor.

Son dönemde dünyanın dört bir yanında yaşanan orman yangınları, deprem, sel ve tsunami felâketleri artarak devam ederken, bunlara ek Covid-19 salgını küresel anlamda ekonomik ve sosyal sonuçlar doğurdu.

Nostradamus’tan sonra 2022 için bir de Baba Vanga’nın tahminlerine göz atalım…

Asıl adı Vangelia Pandeva Dimitrova olan Baba Vanga, paranormal yeteneklere sahip Bulgar bir kâhin. Tahminleri, Nostradamus ile ürkütücü bir benzerliğe sahip.

1996 yılında, 85 yaşında ölen Baba Vanga, birçok doğal afeti ve küresel savaşı henüz gerçekleşmeden paylaşmıştı.

Brexit’i, ABD’deki 11 Eylül terör saldırılarını, DAEŞ’in hâkimiyetini doğru bir şekilde öngören kâhin, tıpkı Nostradamus gibi Vladimir Putin ve Rusya’nın dünyaya hükmedeceğini de iddia etmiş.

Üstelik bunu 1979’da Valentin Sidorov ile yaptığı söyleşide dile getirmiş: “Her şey buz gibi çözülecek, sadece bir tanesine dokunulmayacak. Vladimir’in ve Rusya’nın görkemi… Çok fazla insan kurban edilecek. Rusya’yı kimse durduramaz! Her şey onun tarafından yoldan kaldırılacak ve sadece tutulmakla kalmayacak, aynı zamanda dünyanın efendisi olacak.”

2004 yılında Hint Okyanusu’nda meydana gelen 9,1 şiddetindeki depremi ve tsunamiyi doğru tahmin eden Baba Vanga, “Sibirya’da şimdiye kadar donmuş olan ölümcül bir virüs keşfedilecek. Küresel ısınmanın yıkıcı etkileri nedeniyle söz konusu virüs salınacak ve hızla kontrolden çıkacak” iddiasının da sahibi.

“Birçok şehir (ülke) bu yıl (2022) içme suyu kıtlığından etkilenebilir. Nüfus artışı ve nehirlerin kirlenmesi, birçok ülkede su mücadelesine neden olacak. Ayrıca birçok devlet yeni kaynaklar bulmak için başka çözümler bulmak zorunda kalacak.”

“Uzaylılar tarafından Dünya’da yaşam aramak için gönderilecek asteroitler, yeryüzüne indiklerinde insanları esir alacak” ifadesi, yine Nostradamus ile örtüşmekte.

Hakeza, Hindistan’daki sıcaklıkların 50 dereceye ulaşacağını, son bir yıldır dünyayı etkisine alan çekirge istilalarının ülkede yoğun bir şekilde görüleceği ve tarım arazilerine vereceği zarar nedeniyle büyük bir kıtlığa neden olacağını dillendirmesi de…

“İnsanların bedenleri dik olmayacak, kamburları çıkacak” ifadesi,  teknoloji ve sosyal medya bağımlılığı, bir başka deyişle de yapay zekâ ve Metaverse ile “sanal bir evrenin” kurulacağına işaret ediyor.

Dışarıdaki kehanet zincirine içeriden bir isim dâhil oldu; Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak…

“Cinayetler ve suikastlarda artış olabilir” görüşünü savunan Dilipak, 2022 yılında olabileceklere dair beklentilere yer verdiği yazısında bazı yeni hastalıkların çıkabileceğine, salgınların olabileceğini, baş dönmesi, bayılma, kalp, böbrek hastalıkları ile stres ve alerji gibi rahatsızlıkların artabileceğini iddia etmişti.

2022’nin “zor” bir yıl olacağını, etkisinin ise 3-4 yıl süreceğini öne süren Dilipak, sabır ve yardımlaşmanın önemine dikkat çektiği yazısını “Hayvancılık ve tarımda olumsuz etkiler görülebilir. Kıtlık baş gösterirse yağmalar, cinayet ve hırsızlık kaçınılmaz olur” iddiasıyla şekillendirdikten sonra, “Umudu kaybetmemek gerekli. Biz başkalarına yardım edersek Allah da bize yardım eder” şeklinde tamamlıyor.

“Artık yolun sonuna mı geldik?”

Yerli ve yabancı kâhinleri dinledik. Peki, ne yapmalıyız? Şayet önlem alınmazsa ya da almazsak, bizi ileride daha kötü felâketlerin beklediğini kâhinlere bakmadan söyleyebiliriz. Özellikle verimli ve akıllı tarım politikaları ile su tüketiminin dengelenmesi, gıda israfının önüne geçilmesi ve toplumun bilinçlendirilmesi, küresel sıcaklık artışına ve kuraklığa bağlı yangın ve sel risklerini asgarîye indirmede, toprak kaymalarının, hortum ve kasırgalar ile ekstrem doğa olaylarının azalmasına dönük adımların mutlaka atılması gerekiyor.

Hızlı nüfus artışına paralel betonlaşma ve karbondioksit gazında meydana gelen artış, asırlardır atmosferde var olan ısı dengesini altüst etti ve yüksek miktarda sera gazı salınımı dünyayı büyük bir ekolojik yıkıma sürükledi. Bunu artık sağır sultanlar dahi biliyor.

Tüm bu hâdiseler akıllara “yolun sonu” endişesini ya da sorusunu getiriyor.

21’inci yüzyılın sonunda ülkemizin de yer aldığı bölgede su kaynaklarının yarı yarıya azalacağını öngören sadece kâhinler değil. Bu, gelecekte Türkiye’yi de içine alan su ve tarım savaşlarının yaşanacağı anlamına geliyor.

Sıcaklık her yıl artarak, bir önceki yılı aratacak. Hatırlayacak olursak, İsviçre’de bulunan Titlis dağındaki buzullarda iklim değişikliği nedeniyle önemli ölçüde küçülme yaşanmış, bunun üzerine yetkililer, çareyi buzulları battaniye ile örtmekte bulmuştu.

Gerek yaklaşık beş asırdır söylenegelenlere, gerekse bunlarla ilgili yapılan yorum ve değerlendirmelere bakarak son bir cümle daha kurmak istiyorum.

Belki de bahsi geçen tüm iddia ve kehanetler dünyayı dizayn etmeye çalışan egemen güçlerin gerçekleştirmek istediklerini önceden tasarlayıp sonra gerçek hayatımıza sundukları bir plânın parçası da olabilir. Tıpkı bilimkurgu filmlerde olduğu gibi…

Gaybı ancak O bilir!