KORONAVİRÜS çıkıp da eve tıkıldığımızdan beri sıklıkla haşir
neşir olduğumuz dijital evrende en çok gaipten ya da gelecekten haber verenlere
rastlıyoruz. Dönence, Matt Groening tarafından Fox medyası için sipariş edilen
animasyon çizgi filmi Simpsonlar’da (The Simpsons) şahit olduğumuz kareler ile
başladı.
ABD’nin bu en uzun soluklu dizisinin 11 Eylül
saldırıları, Koronavirüs, Facetime, akıllı saat, Yunanistan’ın iflası, kripto para,
Donald Trump’un seçimleri kazanması gibi gerçekleşen bazı olayları önceden
tahmin etmesine şimdilerde Metaverse’yi de ekleyebiliriz. Öyle ki, Mark
Zuckerberg bundan dolayı hırsızlıkla suçlanmaya başlandı.
Her şeyi bilenler neyi bildiler?
Simpsonlar’dan, asıl adı Michel de Nostredame olan
Fransız hekim, eczacı, astrolog-kâhin Nostradamus’a gelelim…
Kâhinin, içinde bulunduğumuz 2022 yılına ait satırları
tüyler ürperten cinsten…
Yaşadığı dönemde (1503-1566) astrolojiye olan ilgisi
ile gök cisimlerini inceleyerek kehanetlerde bulunan kâhin, kral dâhil, halkın
büyük bir kısmının dikkatini çekmeyi başarmıştır.
Nostradamus’un ekser kısmı “doğru” çıkan satırların
yer aldığı eserlerine baktığımızda, doğrudan ifadeler yerine sembolizmi kullandığını
görüyoruz.
Sonuç olarak, “gelecek” kavramıyla ilgili açık
tespitler yerine, üstü örtülü ifadeler kullanmış diyebiliriz.
Koronavirüs salgınıyla birlikte, Nostradamus’un
Covid-19’u bildiği iddia ediliyor. “İkizler
yılında doğudan bir kraliçe yükselecek. Gece yaratıklarından vebasını yedi
tepeli diyara yayacak. İnsanların alacakaranlığını toza dönüştürecek. Dünyayı
yok edecek ve mahvedecek” dörtlüğü, bunu teyit eder mahiyette.
Birçok haber ajansının ve basın kuruluşunun
haberleştirdiği, Fransız İhtilâli’nden 11 Eylül saldırılarına kadar pek çok
önemli tarihî hâdiseyi öngördüğüne inanılan kâhin, bakalım 2022 yılı için kitaplarında
nelere yer vermiş…
Küresel enflasyon ve iklim değişikliği
“Balmumu bile pahalanacak. Çaresizlik içinde yemek yoldaşları aranacak.
Öğrenilecek şeyleri öğretecek kimse olmayacak.”
Buna göre Brexit’in neden olduğu enflasyon
patlamasıyla insanlık açlığa doğru sıralanacak ve devamında ise “Avrupa Birliği
çöküşe geçecek. Siyâsî kriz yaşanacak”.
Son olarak, “Baş
güneş gibi parlayan deniz kavrulacak. Karadeniz’in balıkları kaynayacak. Rodos
ve Cenova yarı aç olacak” diye ekliyor.
Tahminler, ülkemiz dâhil birçok Avrupa ülkesi ve Amerika
kıtasını etkisi altına alan küresel enflasyona, ülkeler arasında ittifakların
son bulacağına işaret etmekte.
“İlk şahıs aniden ölecek. İrade değişecek ve saltanata başkası geçecek” ifadesi, birçok uzman astrolog tarafından Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’un hayatını
kaybedeceği şeklinde yorumlandı.
Yine bir başka kehanetinde, “Kan ve açlıktan daha büyük felâket yaşayanlar yedi kez deniz kıyısından
geçecekler” şeklindeki ifadesinin, küresel iklim değişikliğine bağlı büyük
açlık ve esaretin yaşanacağına delâlet etmekte. Dünya çapında yaşanacak olası gıda
kıtlığının, ülkemizi de yakından ilgilendiren göçmenlerin, denize sahili
bulunan büyük yerleşim şehirlerine akın edip buralarda yaşamlarını sürdüreceği
yönünde okunuyor.
Felâketler dönemi
Nostradamus’un “büyük şehir” diye sembolize ettiği
Paris’te bir istilânın yaşanacağını, “Büyük
şehrin etrafında yerleştirilmiş askerler olacak. Mavi kafa, beyaz kafaya o
kadar zarar verecek ki” cümlesinden anlıyoruz.
Geçen yıl dünyayı etkisi altına alan sel ve
yangınların benzeri, ülkemizde Akdeniz ve Karadeniz sahillerinde de görülmüştü.
Ünlü kâhinin, “Denizin derinliklerinde
sarsıntılar yaşanacak” cümlesinde adı geçen yerin “Japonya” olduğunda
hemfikir olan astrologlar, dünyanın birçok bölgesinde sel ve depremlerin
yaşanacağını iddia ediyorlar. Bir başka uçuk kehanet ise “Gökten ateş düşecek” şeklinde.
Mehdi’den yapay zekâya
“Yüksek dağın üzerinde gece olacak ve ay yükselecek” diyen Nostradamus’un “Aklını
çalıştıran onu görecek! Gözler güneye çevrilirken, ölümsüz olan müritler davet
edilecek. Eller ve bedenler yeninde dövülecek” paragrafı ise, bir Mehdi
beklentisine işaret sayılmalı.
“Yapay zekâda inanılmaz seviyede bir ilerleme meydana gelecek.” Bu ifade apaçık “Metaverse” keşfine işaret etmekte. Geçmişte uzaylıların dünyaya
indiğine dair rivayetler, yakın gelecekte “Bilgisayar ve robotların insanları
ele mi geçirecek?” şeklinde bir güncelleme yaşanacağının sinyali olarak
algılanabilir.
16’ncı yüzyılda yaşayan Nostradamus’un “Rusya büyük bir
biyolojik silah tasarlayacak ve bununla bir çeşit virüs salgını yaratarak insanları
zombiye dönüştürecek” iddiası sıradışı.
Öngörüler ve iddialar elbette farklı yorumlanabilir,
bırakın farklı çıkmasını, hiç yaşanmayabilir de -ki bunu isteriz-.
Kıyamet kapımızda!
Dünyamızı kasıp kavuran küresel ısınmadan ve insan
kaynaklı faaliyetlerden doğan salgınlar, savaşlar ve diğer sonuçlar nedeniyle
gittikçe “beklenen” bir sona doğru yaklaştığımız kaçınılmaz bir gerçek. Bu
açıdan meseleye baktığımızda, kâhin olmaya da ihtiyaç kalmıyor.
Son dönemde dünyanın dört bir yanında yaşanan orman
yangınları, deprem, sel ve tsunami felâketleri artarak devam ederken, bunlara
ek Covid-19 salgını küresel anlamda ekonomik ve sosyal sonuçlar doğurdu.
Nostradamus’tan sonra 2022 için bir de Baba Vanga’nın
tahminlerine göz atalım…
Asıl adı Vangelia Pandeva Dimitrova olan Baba Vanga, paranormal
yeteneklere sahip Bulgar bir kâhin. Tahminleri, Nostradamus ile ürkütücü bir
benzerliğe sahip.
1996 yılında, 85 yaşında ölen Baba Vanga, birçok doğal
afeti ve küresel savaşı henüz gerçekleşmeden paylaşmıştı.
Brexit’i, ABD’deki 11 Eylül terör saldırılarını, DAEŞ’in
hâkimiyetini doğru bir şekilde öngören kâhin, tıpkı Nostradamus gibi Vladimir
Putin ve Rusya’nın dünyaya hükmedeceğini de iddia etmiş.
Üstelik bunu 1979’da Valentin Sidorov ile yaptığı
söyleşide dile getirmiş: “Her şey buz
gibi çözülecek, sadece bir tanesine dokunulmayacak. Vladimir’in ve Rusya’nın
görkemi… Çok fazla insan kurban edilecek. Rusya’yı kimse durduramaz! Her şey
onun tarafından yoldan kaldırılacak ve sadece tutulmakla kalmayacak, aynı
zamanda dünyanın efendisi olacak.”
2004 yılında Hint Okyanusu’nda meydana gelen 9,1
şiddetindeki depremi ve tsunamiyi doğru tahmin eden Baba Vanga, “Sibirya’da şimdiye kadar donmuş olan
ölümcül bir virüs keşfedilecek. Küresel ısınmanın yıkıcı etkileri nedeniyle söz
konusu virüs salınacak ve hızla kontrolden çıkacak” iddiasının da sahibi.
“Birçok şehir (ülke) bu yıl (2022) içme suyu kıtlığından etkilenebilir.
Nüfus artışı ve nehirlerin kirlenmesi, birçok ülkede su mücadelesine neden
olacak. Ayrıca birçok devlet yeni kaynaklar bulmak için başka çözümler bulmak
zorunda kalacak.”
“Uzaylılar tarafından Dünya’da yaşam aramak için gönderilecek asteroitler, yeryüzüne
indiklerinde insanları esir alacak” ifadesi, yine
Nostradamus ile örtüşmekte.
Hakeza, Hindistan’daki sıcaklıkların 50 dereceye
ulaşacağını, son bir yıldır dünyayı etkisine alan çekirge istilalarının ülkede
yoğun bir şekilde görüleceği ve tarım arazilerine vereceği zarar nedeniyle büyük
bir kıtlığa neden olacağını dillendirmesi de…
“İnsanların bedenleri dik olmayacak, kamburları çıkacak” ifadesi, teknoloji ve sosyal medya
bağımlılığı, bir başka deyişle de yapay zekâ ve Metaverse ile “sanal bir evrenin”
kurulacağına işaret ediyor.
Dışarıdaki kehanet zincirine içeriden bir isim dâhil
oldu; Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak…
“Cinayetler ve suikastlarda artış olabilir” görüşünü savunan Dilipak, 2022 yılında olabileceklere dair beklentilere yer
verdiği yazısında bazı yeni hastalıkların çıkabileceğine, salgınların
olabileceğini, baş dönmesi, bayılma, kalp, böbrek hastalıkları ile stres ve
alerji gibi rahatsızlıkların artabileceğini iddia etmişti.
2022’nin “zor” bir yıl olacağını, etkisinin ise 3-4
yıl süreceğini öne süren Dilipak, sabır ve yardımlaşmanın önemine dikkat
çektiği yazısını “Hayvancılık ve tarımda olumsuz
etkiler görülebilir. Kıtlık baş gösterirse yağmalar, cinayet ve hırsızlık
kaçınılmaz olur” iddiasıyla şekillendirdikten sonra, “Umudu kaybetmemek gerekli. Biz başkalarına yardım edersek Allah da
bize yardım eder” şeklinde tamamlıyor.
“Artık yolun sonuna mı geldik?”
Yerli ve yabancı kâhinleri dinledik. Peki, ne
yapmalıyız? Şayet önlem alınmazsa ya da almazsak, bizi ileride daha kötü felâketlerin
beklediğini kâhinlere bakmadan söyleyebiliriz. Özellikle verimli ve akıllı
tarım politikaları ile su tüketiminin dengelenmesi, gıda israfının önüne
geçilmesi ve toplumun bilinçlendirilmesi, küresel sıcaklık artışına ve kuraklığa
bağlı yangın ve sel risklerini asgarîye indirmede, toprak kaymalarının, hortum
ve kasırgalar ile ekstrem doğa olaylarının azalmasına dönük adımların mutlaka
atılması gerekiyor.
Hızlı nüfus artışına paralel betonlaşma ve karbondioksit
gazında meydana gelen artış, asırlardır atmosferde var olan ısı dengesini
altüst etti ve yüksek miktarda sera gazı salınımı dünyayı büyük bir ekolojik
yıkıma sürükledi. Bunu artık sağır sultanlar dahi biliyor.
Tüm bu hâdiseler akıllara “yolun sonu” endişesini ya
da sorusunu getiriyor.
21’inci yüzyılın sonunda ülkemizin de yer aldığı
bölgede su kaynaklarının yarı yarıya azalacağını öngören sadece kâhinler değil.
Bu, gelecekte Türkiye’yi de içine alan su ve tarım savaşlarının yaşanacağı
anlamına geliyor.
Sıcaklık her yıl artarak, bir önceki yılı aratacak. Hatırlayacak
olursak, İsviçre’de bulunan Titlis dağındaki buzullarda iklim değişikliği nedeniyle
önemli ölçüde küçülme yaşanmış, bunun üzerine yetkililer, çareyi buzulları
battaniye ile örtmekte bulmuştu.
Gerek yaklaşık beş asırdır söylenegelenlere, gerekse
bunlarla ilgili yapılan yorum ve değerlendirmelere bakarak son bir cümle daha kurmak
istiyorum.
Belki de bahsi geçen tüm iddia ve kehanetler dünyayı
dizayn etmeye çalışan egemen güçlerin gerçekleştirmek istediklerini önceden
tasarlayıp sonra gerçek hayatımıza sundukları bir plânın parçası da olabilir.
Tıpkı bilimkurgu filmlerde olduğu gibi…
Gaybı ancak O bilir!