
İSVEÇ veya resmî olarak İsveç Krallığı (Konungariket Sverige), Kuzey Avrupa’daki İskandinavya yarımadasında
yer alan bir ülkedir. Ülkenin sınır komşuları batı ve
kuzeyden Norveç, doğudan ise Finlandiya’dır. İsveç bunun dışında,
güneyinde yer alan Öresund Köprüsü ile Danimarka’ya bağlıdır.
Yaklaşık 450 bin 295 kilometrekare olan yüzölçümüyle
İsveç, Avrupa Birliği ülkeleri arasında en büyük üçüncü ülkedir. Ülkenin
toplam nüfusu 10,4 milyondur ve kilometrekare başına 25 kişi ile nüfus
yoğunluğu düşüktür. Ülkedeki halkın yüzde 85’i kentlerde yaşar. İsveç’in
başkenti, aynı zamanda ülkedeki en büyük kent olan Stokholm’dür. Başkentte
1,6 milyonu merkezde olmak üzere 2,4 milyon insan yaşar. Ülkenin diğer
büyük kentleri sırasıyla Göteborg ve Malmö’dür.
İsveç, meclis sistemine sahip ve meşrutî monarşi ile
yönetilen bir ülkedir. Ekonomi bakımından gelişmiş bir ülke olan
İsveç, The Economist’in Demokrasi İndeksi’ne göre birinci sırada yer
alan ve Birleşmiş Milletler’in 2019 İnsanî Gelişme Endeksi’ne göre de
7’nci sıradaki ülkedir. Bunun yanında 1 Ocak 1995 tarihinden beri
bir Avrupa Birliği ülkesidir.
İsveç’te aşırı sağcı Danimarka-İsveç
vatandaşı Rasmus Paludan’ın Kur’ân-ı Kerim yakmasının ardından birçok kentte
şiddet olayları patlak verdi. Norrköping kentinde polisin uyarı ateşi açması
sonucu üç kişi yaralandı. Irak ve İran, Kur’ân-ı Kerim’e yönelik çirkin saldırı
nedeniyle İsveç’e nota vermişti. Türkiye’den de çirkin saldırılara tepki
gecikmedi.
Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter
Szijjarto ile düzenlediği ortak basın toplantısında, İsveç’teki Kur’ân-ı Kerim
yakma provokasyonlarına sert tepki gösterdi. Çavuşoğlu provokasyonlar hakkında,
“Bu Neo-Nazi akımının göstergesi” dedi. Bakan Çavuşoğlu, açıklamalarında şu
ifadelere yer verdi: “İsveç’te bir Neo-Nazi siyasetçi, hem de polis kontrolünde
Kur’ân-ı Kerim’i yaktı. Diğer taraftan, 15 Nisan’da New York’ta bir
vatandaşımız ırkçı saldırıya uğradı. Almanya’da, 16 Nisan’da, Dortmund’ta DİTİB’e
bağlı bir camiye domuz fotoğraflı tehdit mektupları geldi. Kanada’da, 16 Nisan’da,
teravih çıkışı cemaate ateş açıldı ve 5 kişi yaralandı. 18 Nisan’da Virginia’da
bir caminin duvarına Müslüman karşıtı yazılar yazıldı. Gerek Batı Şeria’da,
gerekse Mescid-i Aksa’da ölen Filistinli sayısı 18; yaralananlar toplamda 400’ü
geçti. Sadece Mescid-i Aksa’da 200’den fazla Filistinli yaralandı. Ramazan
ayında bu artışın tesadüf olmadığını düşünüyoruz. Özellikle Batı’da Neo-Nazi
akımların (buna siyâsî partiler de dâhil) bu ırkçı ve İslâm karşıtı saldırıları
artırdığını görüyoruz. Son zamanlarda seçimlerde desteğini kaybeden ırkçı
partiler daha da radikalleşmeye başladılar. Biz Türkler ve Müslümanlar olarak Hıristiyan
düşmanlığının, anti-Semitizmin ve İslâm düşmanlığının insanlık suçu olduğuna
inanıyoruz. Bu yönde her türlü saldırının karşısında olmamız gerekiyor. Her
türlü ırkçılığa karşı mücadeleyi de birlikte sürdürmemiz lâzım.”
Çavuşoğlu,
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 15 Mart’ın “Uluslararası İslâmofobi ile
Mücadele Günü” kabul edilmesinin önemli olduğunu da belirterek, “Ama sadece bir
günü anti-Semitizmle, bir günü Hıristiyan düşmanlığıyla, bir günü İslâm
düşmanlığıyla mücadeleyi anma günü olarak geçiştirirsek bu akımların önüne
geçemeyiz” değerlendirmesini yaptı.
İsveç’teki
provokasyonlara ilişkin konuşan Bakan Çavuşoğlu, “İsveç’te Kur’ân-ı Kerim’in
polis gözetiminde yakılması ne demek? İsveç bunu düşünce özgürlüğü, ifade
özgürlüğü ya da eylem özgürlüğü olarak değerlendiriyor. Herhangi bir dinin ya da
insanların kutsalına veya camiye saldırmanın ifade özgürlüğüyle bir bağı var
mı? Yok!” dedi. Çavuşoğlu, bunun artan Neo-Nazi akımının bir göstergesi
olduğunu dile getirerek şöyle devam etti: “Şimdi (İsveç Dışişleri Bakanı) Ann
Linde’yi arasam, bana bir saat hikâye anlatacak. Kusura bakmasın, gıyabında
söylüyorum ama ne diyecek? ‘İfade özgürlüğü… Bizim ülkemizde özgürlük var
(diyorlar)’. PKK’ya sahip çıkarken de böyle söylüyor. Peki, DEAŞ’a da bu
şekilde fırsat veriyor musun ülkenizde madem? O da terör örgütü, diğeri de
terör örgütü. ‘Yok, vermeyiz’… Bir tanesine veriyorsun, diğerine fırsat
vermiyorsun. İkisine de vermemek lâzım.”
İsveç’te faaliyet gösteren Farklı Renkler Partisi Genel Başkanı
Mikail Yüksel ise, ırkçı İslâm düşmanı Paludan’ın yoğun polis koruması altında
İsveç’in değişik kentlerinde Kur’ân-ı Kerim yakma provokasyonlarına devam
ettiğini söylüyor. Yüksel, özellikle Müslümanların yaşadığı mahalleleri ve cami
yakınlarını seçen Paludan’a izin verildiğini belirterek şu görüşleri dile
getiriyor: “İnsan hakları, din ve vicdan özgürlüğünü en yüksek perdeden
savunan İsveç’te polis koruması altında Müslümanların mahallerinde Kur’ân
yakılıyor. Polis, gözlerinin önünde kutsal kitaplarının yakılmasını sağduyuyla
seyretmesi için Müslümanlara çağrı yapıyor. Bu nasıl bir akıl tutulması,
anlamış değilim!”
Bu tip olaylara karşı İsveç’te toplumun önde gelen
liderlerinden kınama açıklamaları gelmeye devam ederken, terör örgütlerine ev
sahipliği yapan İsveç’te Kur’ân-ı Kerim yakılmasını bense anormal karşılamadım. Danimarka ve İsveç vatandaşlığı bulunan Paludan,
Danimarka’nın çeşitli şehirlerinde 2017’den beri Kur’ân-ı Kerim yakma
provokasyonlarında bulunuyor. Faşist olan bu şahıs, yıllardır bu konuda
durdurulamıyor. Neden mi? Irkçılar üzerinden seçimi kazanmak için… Tıpkı HDP’nin
Kürt kardeşlerimizi kullanması gibi bu şahıs da ırkdaşlarını kullanıyor.
Dünyada siyaset, din ve ırk üzerinden
yürüyor. İki ana noktayı elinde tutup “Böl, parçala ve yönet” mantığıyla
toplumları şekillendiriyorlar. Batı bu tarz denemelerle aslında
yeni kavgaların zeminini yokluyor. Görülüyor ki, “Irkçı” ve “dinci” kavramları
üzerinden kavgaları büyütecekler ve bunun için şimdiden zemin hazırlanıyor.
Birçok ülkede başkanlar değiştirildi. Daha birçoğunu
indirme derdindeler. Bunlardan biri de Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan.
Dünyada İslâm’ın yeni lideri Sayın Erdoğan olduğu için, o, çok daha fazla
tehlike altında. Allah, Reis-i Cumhurumuzu muhafaza etsin!
Kısacası, “ırk” kavramı Avrupa merkezli olarak doğmuş ve
gelişmiş, günümüze de bu şekilde gelmiştir. Peygamberimiz (sav) ırkçılığı
ayaklarının altına almıştır. Tabiî bu, Müslümanlar için geçerli. Çünkü sadece
onlar uyarlar bu kurala.
Allah, ümmetin yâr ve yardımcısı olsun! Allah bizleri Kur’ân
ve Sünnet yolundan ayırmasın! Allah bizleri, dinini hakkıyla yaşayanlardan
eylesin, Müslümanlara mümin olabilmeyi nasip etsin! Allah, müminlere birlik
olabilmeyi nasip etsin! (Âmin.)
Kaynak: TRT Haber, TGRT, Vikipedi