“Eyvah, eve kapandık, ne olacak şimdi!?”

Bilinmezliğe inat, evde kaldığımız süre içerisinde gerek beyinsel, gerek fiziksel olarak durmayalım, geriye doğru gidişe olan kapıyı kapatalım. Hiç şüphesiz, yapmak isteyip de vakit bulamadığımız için yapamadığımız isteklerimiz var. “Vakit, yapabileceğimiz her şeyi evden yapma vaktidir!” cümlesini fırsata çevirelim…

“EYVAH, eve kapandık, ne olacak şimdi?”

Evet, böyle düşünmeye hiç gerek yok!

Türkiye’ye gelmesi kaçınılmazdı. “Geldi, gelecek” dedik, senaryolar ürettik -üretmeye de devam ediliyor-. Çeşitli kanallar üzerinden yazılanlar ve çizilenler öyle çok ki…

Adını telaffuz bile etmek istemediğim pandemiye dair yazılanların açıkçası hiçbirini okuyasım da yok, göresim de. Vakit, alınması gereken tedbirleri sonuna kadar destekleyerek, elimizden gelenin fazlasını yapmaya gayret etme vakti!

Vakit, vatandaşını koruyabilmek adına gecesini gündüz eden, yorgunluğu gözlerine vurmuş insanlara vefâ vakti!

Vakit, hani şu hep bahsettiğimiz “sorumluluk” kelimesine sıkı sıkı sarılıp hareket etme vakti!

18 Mart itibarıyla Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık ettiği bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantı 3 buçuk saat sürdü. Sonunda Cumhurbaşkanımız, Coronavirüs ile mücadele noktasında hem sosyal, hem ekonomik anlamda alınan tedbirleri açıkladı. En düşük emekli maaşının bin 500 TL’ye yükseltildiği, emekli bayram ikramiyesinin bayramdan önce ödeneceği, 65 yaş üzeri tüm yaşlılara İstanbul ve Ankara’da start verilecek bir çalışma ile koruyucu maske ve kolonya dağıtımı yapılacağı ve de 76 yaş ve üzeri emeklilerin maaş ödemelerinin isteğe bağlı olarak evde yapılabileceği, önemli ve dikkat çeken detaylardan…

Ekonomik anlamda birçok sektörde çeşitli ödemeler noktasında kolaylıklar getirilerek 6 ay ödeme ertelemesi yapılması; konaklama, otel, iç hava yolu taşımacılığı, nakit akışı bozulan firmalar için banka ödemelerinin ertelenmesi; ihracattaki yavaşlamaya yönelik tedbirler, esnaf ve sanatkârların kredi borçlarının ertelenmesi; sosyal amaçlı kredi paketlerinin devreye sokulması; Kredi Garanti Fonu limitinin 25 milyardan 50 milyara çıkarılması, konut kredilerinde ve peşinatta düzenleme; ihtiyaç sahiplerine yapılacak nakdî yardımda artış, tedarik zincirindeki yaşanabilecek aksaklığın önüne geçmek için alternatif kanallar geliştirilmesi gibi konular, alınan tedbir başlıklarından birkaçı…

Ekonomik anlamda alınan bu tedbirlerin özellikle yaşlıları ve işverenleri rahatlatacağını düşünüyorum.

***

Bütün bunların yanında, Cumhurbaşkanımızın bizlerden bir ricası vardı. Bu rica için, “alınan tüm tedbirlerin temeli” desek yeridir!

Yerine getirme konusunda yeterli hassasiyeti göstermediğimiz takdirde, alınan tüm tedbirleri anlamsız hâle getirebilecek nitelikte:

“Peygamberimiz, veba olan yere gidilmemesini, veba olan yerden de çıkılmamasını söylüyor. Hazreti Ömer, Şam’da salgın hastalığı haberi alınıyor ve yolculuktan vazgeçiyor. Sahabeden birisi, ‘Allah’ın kaderinden mi kaçıyorsun?’ diyor. Hazreti Ömer, ‘Evet, Allah’ın kaderinden yine Allah’ın kaderine kaçıyoruz’ diyor.

Gereken, her türlü tedbiri alarak takdiri Allah’a bırakmaktır. Bu süreçte en büyük görev, fert fert milletimize düşüyor. Milletimden ricam, Covid-19 tehdidi geçene kadar mümkün olduğu kadar evlerinden çıkmamalarıdır. Kendimiz zarar görmesek de taşıdığımız virüsü -Allah muhafaza- sevdiklerimize bulaştırarak hastalanmalarına ve hattâ ölümlerine yol açabiliriz.

Sosyal mesafeyi korur ve hareketliliği ne kadar azaltırsak, virüsün yol açtığı tehdidi o derece düşürürüz.

Toplu taşıma araçları ve toplu alanlar başta olmak üzere, ortak kullanıma açık her yer, virüsün yayılma alanlarıdır. Dikkat edeceğiz, başka çâremiz yok!

Virüse maruz kalmış tek bir kişinin ikazları dinlemeyip gereksiz yere dışarıda dolaşması hâlinde, yüzlerce insana bulaştırma durumu vardır. Vakit; tefekkür, okuma, dinginlik vaktidir!

Vakit, yapabileceğimiz her şeyi evden yapma vaktidir!

Mecburiyeti olmayan hiçbir vatandaşımız, tehdit ortadan kalkana kadar evlerinden çıkmamalıdır. İşlerine giden vatandaşımız mesai bitiminden sonra evlerine dönmeli, kimseye temas etmeden sabunla ellerini, yüzünü yıkamalıdır. Çocuklarımızdan, dışarıya çıkmadan evde kitap okuyarak, derslerine çalışarak vakitlerini değerlendirmelerini istiyoruz.

En büyük risk grubunu oluşturan yaşlılarımızın, bir süre ailenin dışarıyla irtibatı olan diğer fertleriyle mesafeli bir şekilde hayatlarını sürdürmeleri daha doğru olacaktır.”

***

Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşmasındaki alıntıda vurguladığım kalın harflerle tonlanan cümleyi sadece okumak ve yazmakla kalmayıp, bu cümleye birebir riayet etmemiz gerekir.

Birkaç gün önce pencereden baktığım vakit, camiye doğru giden yoldaki sakinlik beni bir hayli üzmüştü. Şu âna kadar hiç görmediğim sakinlik içimi burktu. Sanki şehrin terk edilmiş gibi bir havası vardı.

Her geçen gün dünyanın bu pandemi karşısında ne yapacağını şaşırmış durumda ilerleyişine şâhit oluyoruz. Bu kadar çok korku salmasının nedeni, “bilinmezlik”…

Bu bilinmezlikte yol almak zor ve meşakkatli. Üretilen senaryolar içerisindeki “Biyolojik savaş olabilir mi?” sorusu en çok konuşulan konu. Geçmişte, o gün için “sadece bir film” gözüyle izlediğimiz sinemalar da konuşulur oldu. Senaryoları bugüne taşıyarak bağ kurar olduk. Bu pandemi ile dünyayı idaresine almayı düşünenler varmış güya.

Olsun bakalım… Hepsini arkama alıyorum, bu bilinmezliği bilen Yüce Allah her şeye Kadir’dir.   

***

Bu bilinmezliğe inat, evde kaldığımız süre içerisinde gerek beyinsel, gerek fiziksel olarak durmayalım, geriye doğru gidişe olan kapıyı kapatalım. Hiç şüphesiz, yapmak isteyip de vakit bulamadığımız için yapamadığımız isteklerimiz var. “Vakit, yapabileceğimiz her şeyi evden yapma vaktidir!” cümlesini fırsata çevirelim…

Biraz sessizlik!

Gün içinde sürekli konuşma hâlinden yorulmuşluğunuz varsa, tam zamanı! Kendinize bir gün ayırıp hiç konuşmamayı deneyin. İçinde kendinizden çok şey bulabileceğiniz sessizliğin sesini dinleyerek başlayın. Yeni bir dil öğrenebilirsiniz meselâ… İçli köfte, yaprak sarma yapmak için vakit kollayanlar, yemek yapmayı sevenler, haydi iş başına!

Evinizi yeniden düzenleyebilir, izlemeye vakit bulamadığımız filmleri izleyebilir, merak ettiğiniz bir konuyu araştırıp yazabilir, çiçeklerle ilgilenebilirsiniz…

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Bunları sadece hatırlatma anlamında sıraladığımı belirtmek isterim.

Vakit, bir kez daha millet olarak kenetlenip bir olma vaktidir!

Sağlıkla kalın…