Esed sözcüsü mü, CHP Genel Başkanı mı?

Dün, 4 Mart 2020 idi… Kayıtlar, bu tarihin CHP’sini ayrı bir yerde tutacak. Şehitler tepesinde değil, ihanet zincirinde… O CHP Genel Başkanı ki, Esed ve destekçileri tarafından “müttefik” olarak nitelendiriliyor artık! Bu ülkenin derdi ile dertlenen, toprağını kutsalı bilen parti mensuplarını tenzih ederek ifade ediyorum ki, Kılıçdaroğlu ve ekibi, ihanette level atlamıştır!

ÖYLE çok zamandır bu ülkenin değerlerine ve insanına yönelik nice hakaret işittik ki artık şâhit olduklarımız bizi öfkelendirmiyor, acıtıyor!

İnsanlığın, aklî ve kalbî her melekenin böyle sıfırlanabilmesine acıyorsunuz sadece. Sözde siyaset adına, sözde insan hakları adına, sözde demokrasi adına söylenenler ve yapılanlar bir gün ciddî bir çalışma ile incelenerek derlense, siyaset tezlerine nice alt başlık çıkacak…

Yeterince güçlü bir hâfızaya sahip olmadığımız içindir herhâlde, bunca çapsızlıklarına rağmen bu ülkede ve ülke siyasetinde edindikleri yer, yıllardır artmadan ve eksilmeden durur ya, şükür ki hâlâ istedikleri kadar unutkan da değiliz.

Biz bu ülkenin millî, yerel ve dinî ne kadar unsuru varsa, hepsinin doğrudan karşısında durduğunuz zamanları unutmadık. Bizden gibi göründüğünüzde ya da saygı duyar gibi, savunur gibi yaptığınız anlarda bile gizleyemediğiniz düşmanlıkları da unutmadık.

Devletimizin bunca zorlukla sürdürdüğü sınır güvenliğini sağlamak ve göçmen yükünün daha da artmaması için yaptığı sınır ötesi operasyonlarda nerede durduğunuzu hiç unutmayacağız!

Otuz altı şehidimizin anasının yüreği yanarken, acımız bu kadar tâze iken söylediklerinizi unutturmayacağız!

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir muhalefet partisinin lideri olacaksınız ve terör örgütleri ile yandaşları hâriç, herkesin derdi vatan, millet ve bayrak olmuşken, kalkıp “Emperyal güçler” dediğiniz ülkelerin dahi kullanmaya cüret edemediği şekilde bu ülkeden ve liderinden söz edeceksiniz…

***

15 Temmuz darbesinde bile korumalar eşliğinde gittiği evinde darbenin gerçekleştirilmesini bekleyen bir sözde demokratik siyasetçiden, bir sözde liderden bahsediyoruz…

Kusura bakmasınlar, artık CHP kendine özgü bir liderlik tanımı da gerçekleştirmeli.

Kimin kimlerin maşası olduğunu da, ellerine mikrofon geçtiği her fırsatta kimlerin sözcülüğünü yaptıklarını da biliyoruz.

Yaptıkları muhalefet değil! Operasyon yahut başka konularda gösterdikleri tavır da eleştiri değil.

Ana muhalefet partisine düşen, bir mahalle kahvesinde dahi ağza alınmayacak sözlerle saldırmak değil, yapılan yanlışların tespiti ve daha iyisinin önerilmesi iken, CHP hiçbir konuda bunu yapmayı başaramadı.

Son yıllarda daha iyi anlıyoruz ki, “Daha iyi bir Türkiye” gibi bir dertleri yok. Her darbe olasılığında, kasap önünde ciğer bekleyen kedi gibi durmaları, artık iktidar olabilme iradelerinin de olmayışından...

“Olursa ancak darbeyle…” diyerek bekleyişleri ve varlıkları, bu ülkenin demokrasisi ve hayâlini kurduğumuz ülke için yalnızca enerji kaybı!

Dün, 4 Mart 2020 idi… Kayıtlar, bu tarihin CHP’sini ayrı bir yerde tutacak. Şehitler tepesinde değil, ihanet zincirinde…

O CHP Genel Başkanı ki, Esed ve destekçileri tarafından “müttefik” olarak nitelendiriliyor artık!

Bu ülkenin derdi ile dertlenen, toprağını kutsalı bilen parti mensuplarını tenzih ederek ifade ediyorum ki, Kılıçdaroğlu ve ekibi, ihanette level atlamıştır!