Erken seçim bekleyenlere hüsran: Gaz çıkmadan sandık yok!

Cuma günü verilen müjdenin finali, gazın çıkarılması için 2023’ün işaret edilmesiydi. Kimilerinin seçim yatırımı olarak gördüğü bu keşif haberi bize gösterdi ki, seçimler zamanında yapılacak. Zira eğer bu gerçekten bir seçim yatırımıysa, en iyi sonuç, gazı çıkardıktan sonra alınabilir. Öyle ise erken seçim beklentisi olanlara da bir bardak su öneriyoruz.

BAŞKAN Erdoğan, Çarşamba günü verdiği randevu ile Cuma gününü, hepimiz için merakla beklenen bir müjdeye endekslemişti. Dış basın da Cuma’nın hayrına kilitlendi bir anda. Erdoğan bu müjdeyi Çarşamba’dan veremez miydi acaba? Mutlaka verebilirdi, zira o gün de rezervin varlığı kesinleşmişti muhtemelen. Ancak küçük de olsa bir şölen havası ile özel bir program düzenlemeyi tercih etti.

Siyasette bu tür şovlar yapılır. Hattâ son 18 yılda çok daha şaşaalılarına şâhit olduk biz. Ama bu tarihî keşfi gölgede bırakmak istememiş olmalılar ki işin şov tarafı zayıf kaldı. İyi de oldu bence.

Aslında Çarşamba akşamından itibaren tahminler Karadeniz’de bir doğalgaz keşfinin ilân edileceği yönündeydi. Perşembe günü ve Cuma öğleden önce de dış basında dahi yer alan 800 milyar metreküplük doğalgaz rezervi haberleri, müjdeyi sürpriz olmaktan çıkarmıştı. Beklendiği gibi oldu ve Erdoğan’ın programı malûmun ilânı olarak izlendi. İddialarla gerçekler arasındaki tek fark, rezervin miktarı oldu. 800 milyar metreküplük balonun tamamen dayanaksız bir iddia olmadığını zannediyorum. Ama bu balonun şişirilmesinin de çok iyi niyetli olmadığını, beklentileri yüksek tutup gerçeği küçük gösterme çabası olduğunu da göz ardı etmiyorum.

Öncelikle keşfin hakkını verelim ve Türkiye için önemine bakalım isterseniz. Bunun için, DW Türkçe gibi, lehimize haber yapmasına çok alışık olmadığımız bir mecrada konuyla ilgili yayınlanan iki mülâkattan alıntılar yapacağım.

Enerji uzmanı, Dubai merkezli petrol yatırım danışmanlık firması direktörü Serkan Şahin diyor ki, “Bence asıl önemli olan husus, bir kere bulunmuş olması. Çünkü bir kere bulduysan devamı gelir.  Genelde bu işin birincisi zordur. Şu anda TPAO derin deniz aramalarında bir başarıya ulaştı ve artık ne yaparsa başarıya ulaştığını artık biliyor, daha önce bilinmiyordu”.

Şahin ayrıca, 320 milyar metreküpün sektör için büyük bir miktar olduğunu, Romanya’nın bulduğu 120 milyar metreküp için herkesin “Vay be!” dediğini hatırlatıyor.

DW’ye konuşan bir diğer uzman, Global Enerji Research Araştırma ve Strateji Direktörü Emin Danış da, bulunan rezervin önemli olduğunu vurguluyor ve arama aşamasından üretim aşamasına geçildiğini, bunun diğer çalışmaları hızlandıracağını, diğer rezervlerin bulunmasına kapı açacak bir başlangıç olduğunu söylüyor.

Bilmemiz ve konuyu değerlendirirken göz ardı etmememiz gereken iki konu var. Birincisi, kesinleşmiş ve kalite kontrolü yapılmış bu büyüklükteki bir rezervin standartlara göre de küçük sayılamayacağı.

İkincisi ise, bu keşfin yüzde 100 yerli ve millî imkânlarla yapılmış olması… Buradan anlaşılması gereken, hiçbir yabancı uzman çalıştırılmadığı ya da teknik donanımın yerli üretim olduğu değil elbette. Kendi gemimizle, kendi maddî kaynaklarımızla, kendi uzmanlarımızın denetiminde gerçekleşen bir keşiften bahsediyoruz.

Yani uzun yıllar kiralama sistemi ile petrol ve doğalgaz arama faaliyetlerini yabancı firmalara ihale etmişken, bugün 3 sondaj ve 2 sismik arama gemisi ile kendi göbeğini kendi kesmeye başladı Türkiye. Ve bunu, içimizden bile çok kişinin burun kıvırdığı Berat Albayrak’ın bakanlığı döneminde başlayan atılımla gerçekleştirdi.

Onlarca yıl betonla kapatılan petrol kuyularının hikâyelerini dinleyen bizler için bu bilgi, yeni müjdelerin de habercisi olarak duruyor karşımızda.

Artık yabancı şirketlerin elimize vereceği o 3-5 sayfalık raporların iyi niyetini sorgulamak zorunda kalmayacağız.

Şimdi gelelim 320 milyar metreküp doğalgazın ne anlam ifade ettiğine…

Yıllık ortalama 45 milyar metreküp harcadığımız hesabıyla, bu rezerv bizim yaklaşık 7 yıllık ihtiyacımız demek. “7 yıl sonra gaz bitecek” diyen cahilleri şimdilik bir kenara bırakıp devam edelim...

Bulunan rezervin ekonomik değeri en kötü şartlarda 35 milyar dolar. (Rusya’dan satın aldığımız fiyatlarla 70 milyar dolar.) Bunun işletme ve çıkartma mâliyetlerini de düşerseniz 25-30 milyar dolar bir getirisi var işin.

Şimdi soru şu: 7 yıl içinde tükenecek doğalgaz rezervinin toplam getirisi bu kadarcıkken, nasıl olur da câri açığımızı kapatmasından bahsedilebiliyor? Öyle ya, bu yıllık 4 ilâ 4 buçuk milyar dolara denk geliyor!

Ancak bu bakış açısı, vizyonsuz siyasetçiler ve onların seçmenleri için geçerli. Zira biz, Erdoğan ve AK Parti ile var olanla yetinmemeyi, varı çok yapmanın hayâlini kurmayı öğrendik. Bırakalım, başkaları çoğu yok yapma alışkanlıklarında debelenip dursunlar. Bulunan 320 milyar metreküp doğalgaz, Türkiye için sadece bir evin kapısıdır. Bu kapıdan girip koridoru, odaları ve salonu göreceğiz inşâallâh. Karadeniz’deki diğer havzalar ve Akdeniz’in dibinde bizi bekleyenlerden bahsetmiyorum bile!

Yani Erdoğan’ın söylediği enerji liginde basamak atlama ve Bakan Albayrak’ın bahsettiği câri açığı yok etme meselesi, Fatih’in ilk keşfi ile sınırlı değil, bekleyip göreceğiz.

ABD’den BAE’ye, Fransa’dan Rusya’ya, Kıbrıs Rum Kesimi’nden Çin’e, İsrail’den Lübnan’a kadar dış basında Erdoğan’ın müjdesi, hem öncesinde, hem de sonrasında çok yankı buldu. Genellikle haber şeklinde verildi ve fazla yoruma girilmedi. Olumsuz yorumlarsa yine içeriden geldi maalesef.

Bu tarihî keşfe muhalefetin tepkisi sınırlı ve bir o kadar da temkinli oldu. Kurumsal olarak Erdoğan’ın müjdesine anlamsız tepkiler vermediler. Diyebiliriz ki, kerhen de olsa memnuniyet ifadeleri içeren mesajları vardı. Ancak bireysel tepkiler, “ama”, “fakat”, “lâkin” gibi tereddüt içeren küçümseme cümleleriyle geldi. 320 milyar metreküpün önemsiz olduğunu, söylenenin aksine gazı çıkarmanın en az 10 yıl süreceğini iddia edenler de, paranın hiç önemli olmadığını, petrol ve doğalgaz zengini ülkelerin de adaletsiz yönetilebildiği söyleyerek iç siyâsî çekişmelere kapı açanlar da oldu.

İçlerinden en komik olanlar ise, İyi Partili Aytun Çıray ve CHP’li Selin Sayek Böke’nin tepkileriydi. Biri 320 milyar metreküple “Ancak sinemada sandalye değiştirirsiniz”, diğeri ise “Ekonomik bir getirisi olmaz” diyerek bizi kahkahalara boğdular. Teşekkür ediyoruz.

Davutoğlu’nun yasaksavar gibi memnuniyet açıklaması ve ardından “Sürecin takipçisi olacağız” derken Hükûmet’i suçlayıcı algı cümleleri kurması, Babacan’ın şahsî sosyal medya hesabından konuyla ilgili yorum yapmayıp topu parti hesabına atması, Kılıçdaroğlu’nun Çarşamba’dan beri sosyal medyada bile görünmemesi ise muhalefetten aklımıza takılanlardı.

Cuma günü verilen müjdenin finali, gazın çıkarılması için 2023’ün işaret edilmesiydi. Kimilerinin seçim yatırımı olarak gördüğü bu keşif haberi bize gösterdi ki, seçimler zamanında yapılacak. Zira eğer bu gerçekten bir seçim yatırımıysa, en iyi sonuç, gazı çıkardıktan sonra alınabilir. Öyle ise erken seçim beklentisi olanlara da bir bardak su öneriyoruz.

Yeni müjdeli Cumalarda buluşmak dileğiyle…