Erdoğan yüzde 70’le kazanır

Niye Kemal Bey’i açık ara önde gösteriyorlar? Yorumculara kulak veren sebebini öğrenir. Zafer Şahin’in dilinde tüy bitti. Kendi düşünen de beş dakika geçmeden bulabilir. Çünkü kazanamayacaklarını biliyorlar. Seçime şaibe karıştırmanın zeminini hazırlamak maksat. Ertesi gün “Oylar çalındı, bizim hakkımızdı” demek için…

BİR kavşakta trafik kazası olmuş, iki araba çarpışmış. Önce bağırış çağırışla, kötü sözlerle başlamışlar. Aynı zamanda el kol hareketleri… Derken yumruklar konuşmaya niyetlenmiş. Etraftan gelip müdahale edenler sayesinde heyecan ve hararet biraz dinmiş.

Yaşanan kazanın gerçekten de “kaza” olduğuna ikna olmuşlar. Zabıt tutmak gerektiği söylenince torpidolar aranmış, bulunamamış. Polis çağırmışlar.

Polis gelince vaziyeti incelemiş, şoförlerden birini 8’de 8 suçlu bulmuş.

O da hemen itiraz etmiş:

“Ne demek 8’de 8? Öyle şey mi olur? Ben 8’de 8 suçluysam, o da 9’da 9 suçlu!”

*

Seçim yaklaşırken anket savaşları başladı.

Belki de “anket festivali” dersek daha isabetli olur.

Anket firmalarının ortaya koyduğu sonuçların bazıları “Size kaç lâzım sayın başkanım?” formunda.

“Yüzde 60 ile Kemal Bey kazanacak” diyenler var.

Beklentiyi bu kadar yükseğe çıkarmak ilginç tabiî.

Bazıları adını kimsenin bilmediği firmalar. Bazıları da önceki seçimlerde yüzde 50 sapma yaşayanlar ve yaşatanlar.

Partinin birini yüzde 20 göstermişken, seçimde yüzde 10 bile alamıyor.

Ve bu anket firmasının başındaki kişi, hâlâ ortalıkta dolaşabiliyor, konuşabiliyor, su içip yemek yiyebiliyor. Bize de “Bravo” demek ve sonuna bir ünlem işareti kondurmak düşer!

“Ey anket firmaları, her nerede sapma yaşıyor ve yaşatıyorsanız…”

Reha Muhtar’ın kulakları çınlasın.

O çınlama fonda kalsın ki arada biz de Muharrem İnce’ye kulak verme fırsatı bulalım.

İnce de yüzde 60 ile kazanacağını söyledi. Yorum yapanlar, “Siyasetçidir, söyler” diye teselli dağıtımına çıkmış vaziyette. Siyasetçi dediğin yükseklerde uçarmış.

Ne güzel. Hepsine iyi uçuşlar dileriz. 15 Mayıs sabahına kalmadan, seçim gecesi piste teker koyarlar.

*

Ne güzel bir dünya. Ne şirin bir kafa.

Kemal Bey yüzde 60 alıyor, Muharrem Bey yüzde 60 alıyor…

O zaman Tayyip Bey net yüzde 70 alır.

Kesin mi kesin!

“Anket mi yaptın?” diye sormayın. Yapanları da gördük. Ben anket yapmadan böyle bir iddiada bulundum. Beğenmeyen varsa, buğdayını bizim değirmene getirmesin.

Bu sözün darasını düşelim, Tayyip Bey’in yüzde 70 almasının hayâl olmadığını her bakan görür, ikna olur.

Bir arkadaşım dedi ki, “Reis’in çevresinde şu şu tipler olmasa, milletin teveccühü yüzde 70’ten az olmaz”.

Yüzüne baktım. Kendinden emin, devam etti:

“Şunlar şunlar desteklemese, 75’e bile çıkar.”

Kafama yattı. İkna oldum.

*

Tablo çok açık, çok net. Görüntü de iyi, ses de iyi. Antenle oynamaya gerek yok. Duyamayan kulağını, göremeyen gözünü kontrol ettirsin.

ABD Erdoğan’ın kaybetmesini istiyor. Zaten daha önce açıkça ifade ettiler. Darbeyle marbeyle başa çıkamayacaklarını gördüler. Seçim yoluyla muhalefeti destekleyerek Erdoğan’ı devirmeyi tercih ettiklerini dile getirdiler. Bizzat başkan tarafından…

AB Erdoğan’ın kaybetmesini istiyor. Onların da bin türlü sebebi var.

İsrail de Erdoğan’ın kaybetmesini istiyor. Onların sebebi bin bir türlü olabilir.

PKK’nın durumuna dair bir cümle kurmaya bile gerek yok. Sebep sayısı ise milyonu geçer.

İmralı’daki posbıyık, Erdoğan’ın kaybetmesini istiyor.

Edirne’deki matruş da Erdoğan’ın kaybetmesi için elinden geleni ardına koymuyor.

Rakip partiler zaten bir masa etrafında toplanıp kereviz yediler, enginar yediler bir seneyi aşkın zamandır.

Anket firmaları da bu saydıklarımızla aynı görüşte.

*

Niye böyle yapıyorlar? Niye Kemal Bey’i açık ara önde gösteriyorlar?

Yorumculara kulak veren sebebini öğrenir. Zafer Şahin’in dilinde tüy bitti. Kendi düşünen de beş dakika geçmeden bulabilir.

Çünkü kazanamayacaklarını biliyorlar. Seçime şaibe karıştırmanın zeminini hazırlamak maksat. Ertesi gün “Oylar çalındı, bizim hakkımızdı” demek için…

Herkes gönlündekini ortaya döksün.

Fakat seçimi şaibeli ilân etmek için şimdiden hazırlığa girişmek, alçaklıktan başka bir şey değil.

Kendi açılarından belki bu da bir taktik ama ortada bir gerçek var. Tak tik tak tik diye ilerleyen saat ve her gün bir yaprağını kaybeden takvim, seçime her gün, her an yaklaştığımızın işaretini veriyor. Çok şükür fazla zaman kalmadı.

Bu arada, kimsenin aklına gelmeyen sürprizlerle karşılaşırsak, sakın şaşırmayalım.

Gemlik’e doğru denizi görmek, kaçınılmazdır. Hayrete düşen, evvelinde gaflette olduğunu ve nerede bulunduğunu bilmediğini ortaya sermiş olur ancak.