Eleştirel bakış ufuklar açar

İyiyi, güzeli, doğruyu, güzeli, çirkini, hakkı, bâtılı, olumluyu, olumsuzu ayırma adına elbette eleştiri yapılmalıdır. Bazen hoşumuza gitmese de olumsuz yöndeki eleştiriler de olmalı, hatta bu eleştirel yaklaşımın sayısı artmalıdır. Ama yakmadan, yıkmadan, kırmadan, bozmadan, ötelemeden, tahrip etmeden...

Eleştiri olmadan düşünce olmaz

İNSANI diğer canlılardan ayıran ve her insanda doğal olarak bulunan en önemli özellik, düşünme yeteneğidir. Düşünmenin derinliği yok, sonucunda da herhangi bir anlam oluşmuyorsa, yeterli olmamaktadır. Bu durumda, düşünmenin sonunda ortaya çıkan sonuç çok daha önemlidir.

Düşünmenin çok yönlü gelişmesi, düşünce ile ilgili ürünlerin çoğalması, yeni ufuklar açılması için kritik düşünme, akıl yürütme, analiz ve değerlendirme gibi zihinsel süreçlerden oluşan düşünme biçimine ihtiyaç vardır. Bu düşünceye “eleştirel düşünce” denir. Bazen olumsuz gibi görülse de eleştiri olmadan düşünce oluşumu ve üretimi oluşmaz.

“İnsanların en kolay yaptığı iş eleştirmektir” derler. Herkes eleştirir, çünkü sermayesi yoktur. Yaslandığı temel, hayâl gücü ve dildir. Eleştiri, olumlu ve olumsuz olarak iki yönlü kullanılan önemli bir araçtır. Olumlu eleştiri, gelişim ve değişimi destekleyen, ufuk açan, doğruyu, iyi ve güzeli, faydalı olanı bulma, onu geliştirme-yayma amacıyla yapılması gereken bir eylemdir. Olumsuz eleştiri ise yıkıcı, yıpratıcı, gelişim ve değişime engel koyan, sermayesi öfke olan, hiçbir inanç ve öğretide yer bulamayan zararlı bir durumdur. Olumsuz ve yıkıcı eleştiri; üretemeyen, düşünemeyen, ortaya değer koyamayan ve başıboş kişilerin tek sermayesidir. Sürekli olumsuz eşleştiren insanların en temel hâlleri ise tatminsizlik, mutsuzluk, üzüntü, sürekli eksik ve açık arama gibi tutumlardır.

İyiyi, güzeli, doğruyu, güzeli, çirkini, hakkı, bâtılı, olumluyu, olumsuzu ayırma adına elbette eleştiri yapılmalıdır. Bazen hoşumuza gitmese de olumsuz yöndeki eleştiriler de olmalı, hatta bu eleştirel yaklaşımın sayısı artmalıdır. Ama yakmadan, yıkmadan, kırmadan, bozmadan, ötelemeden, tahrip etmeden... Alternatifler sunan, yol gösteren, ufuklar açmaya vesile olan, problem çözümlerine kapılar aralayan, yeniliklerin inşâsına zemin hazırlayan eleştirilere ihtiyacımız var.

Eleştiri mutlaka olmalı! Ama iyi niyetle, olumlu şekilde, doğru yönde, yerinde ve zamanında yapılması istenmeli. Bu tür yaklaşımlar desteklenmeli. Çünkü olumlu eleştiriler ufuk açar, mevcut durumu, fikri, düşünceyi veya eylemi daha faydalı, iyi düzeylere taşır. Eleştirinin ne amaçla yapıldığı, hangi düşünceye hizmet ettiği bilinmelidir. Soyut veya somut, her ne olursa olsun, durumu daha iyi ve olumlu bir düzeye taşıyor, iyiye ve güzele yönlendiriyorsa, bu eleştiriye “Evet” diyebiliriz.

Art niyetli olumsuz düşüncelerle, dozu ayarlanamayan yıkıcı eleştiriler çok yönlü yıkımlar oluştururlar. Eleştirilen duruma olumsuz etki ettiği gibi, olumsuz eleştiriye maruz kalan kişi üzerinde de telâfisi mümkün olmayan yıkımlar oluşturabilir. Olumsuz ve yıkıcı eleştirinin bir diğer boyutu ise, eleştiri hastalığına yakalanmış kişilerin yaşadıkları psikolojik rahatsızlıklardır. Nedenleri araştırılmadan, bilinmeden, anlamadan, kızgınlık ve öfke ile art niyetli olarak yapılan eleştiriler her zaman yıkıcı olmuştur.

Eleştirel bakış ufuklar açar

Eleştirel bakış, üzerine düşünülen konu, nesne ya da olay hakkında hep aynı noktadan değil, farklı noktalar ve farklı açılardan bakmayı şart koşar. Böylece konu hakkında ilk düşünce ile son düşünce arasında bir anlam değişimi ortaya çıkar. Bu durum, yeni yeni ufuklar açarak konunun farklı boyutlarıyla değerlendirilmesini sağlar.

“Eleştiri” kavramı çoğu yerde olumsuz şekilde algılanır. Bir konu hakkında değerlendirme ve eleştiri yaparak düşünce belirten kişilerin o konu hakkında tamamen olumsuz yönlerini ön plâna çıkartacakları düşünülür. Fakat eleştiri yalnızca olumsuzluklar üzerine odaklanan ve kötü yönleri ortaya çıkaran bir kavram değildir. Bunun için öncelikle eleştirel düşünme üzerinde durmak gerekir.

Düşünme üstüne düşünmemizi sağlayan bir “üst düşünme becerisi" olarak kabul edilen ve akıl yürütme, analiz ve değerlendirme gibi zihinsel süreçlerden oluşan düşünme biçimi, “eleştirel düşünme”dir. Eleştirel düşünme kavramı yerine bazen “yorumlama açıları”, “tartışma mantığı” ya da “biçim dışı mantık” terimleri de kullanılmaktadır.


Eleştirel düşünme ne değildir?

Bazen tersten bakmakta fayda vardır. Peki, eleştirel düşünme ne değildir? Önyargılı yaklaşmak değildir. Problemleri çözme yaklaşımı değildir. Olumsuz ve yıkıcı olmayı hedefleyen bir düşünme şekli değildir. Hakaret etme, küçük düşürme değildir. Dışlama, öteleme değildir. Şablonlarla, dogmalarla bakmak değildir.  Manipüle etme ve propaganda yapma uğraşı değildir. Standart bir düşünme olmadığı için benmerkezci değildir. Bir birey ve grup merkezli değildir. Bilimcilik değildir. Sadece problem çözen boş mantıkçı değildir. Herhangi bir ideolojiyi savunma ya da insanlara empoze etme aracı değildir. Açık arama, kusurları yüze vurma ve inatlaşma çabası değildir. Tek yönlü düşünme, otorite sahibi uzmanlara mutlak güven duyma uğraşı değildir. Negatif, karamsar, pesimist düşünme yaklaşımları değildir. Aynı zamanda her türlü şeyden kesin bir şüphe duyma uğraşı da değildir. Her şeyi reddeden ve karşı çıkan tavra uymaz. Diğer kişileri suçlama eğilimi değildir.

Eleştirel düşünme neden gereklidir?

Bu düşünme biçimi, düşünce yürütülen konuya yaklaşımı geliştirdiği ve doğru sonuçlara ulaşmayı sağladığı için gereklidir. Düşünme becerisinin öğrenilmesini, kullanılmasını ve yeni düşüncelerin üretilmesini sağladığı için gereklidir. Kişinin günlük yaşamında, eğitim hayatında ve kariyerinde daha başarılı olmasını ve doğru kararlar alabilmesini sağlar. Kişiye farklı bakış açıları kazandırarak gelişim göstermesine yardımcı olur. Kişinin sorgulama ve eleştiri yapabilme yeteneklerini geliştirir. Farklı yaklaşımlar sergileme ve problem çözme becerileri kazandırır. Yaratıcılık, üretkenlik, çözüm üretme üzerine ciddî etki ederek başarıyı arttırır.

Eleştirel düşünme çok yönlü ve derinlemesine alternatif bakış açıları geliştirmeyi hedefler. Düşünmeye, katılıma, üretmeye yönelik farklı ve zengin anlamlar oluşturan eylemlerin odak noktasını ortaya çıkarmayı hedefler. Eleştiri sadece karamsar, olumsuz ve kötü tarafları değil, aynı zamanda iyi, doğru ve olumlu tarafları da belirtir. Bir konu hakkında değerlendirme yapılacağı zaman olumlu veya olumsuz olabilecek, doğru veya yanlış, iyi veya kötü olan durumlar beraber değerlendirilmektedir.

Eleştirel düşünme doğrudan sentez yapmayı hedeflemez. Analiz yaparak, değerlendirmeler ve tespitlerle akıl yürütme gibi zihinsel süreçleri kapsayan düşünme şeklidir. Sistematik, özenli, dikkatli ve aktif bir biçimde derinlemesine yapılan, kontrollü ve değişime açık, gerçeği ortaya çıkarmak ereğiyle bir konuyu hiçbir yanı tutmaksızın inceleyen düşünme türüdür.

Farklı bakış açılarıyla bakabilmek

Eleştirel düşünmenin zeminini hazırlamak, düşünmeyi gerçekleştirebilmek için eleştirel bir bakış açısına sahip olmak gerekir. Eleştirel bakış, değerlendirilen, düşünülen konu, olay, nesne ya da durum hakkında tek ve daima bir noktadan değil, farklı bakış açıları, farklı kriterleri baz alarak ve farklı noktalardan önyargısızca bakmayı gerektirir. Bu tarz değerlendirmelerle durum veya konu hakkında ilk durum ve düşünce ile son durum arasında anlamsal değişim ve değerlendirme farkı ortaya çıkar.

Eleştirel düşünme şekli kendi içerisinde farklı bakış açıları ve yöntemler barındıran bir süreçtir. Bu bakış açıları ve kriterler ise durum veya konunun farklı boyutlarıyla değerlendirilmesini sağlar. “Eleştirel düşünmenin gerçekleştirilmesine dair kriterler olmalı mı?” diye sorulabilir. Bilimsel bilgiyi değerlendirme kriterleri olduğuna göre, burada da olmalıdır. Bu referanslar ve göstergeler düşünme sürecinin yöntemlerini ifade eder.

Bu göstergeler nelerdir?

Bir konu, olay, durum veya nesne ile ilgili düşünceler arasındaki mantıksal ilişkileri anlayabilmek; bakış açısını genişleterek farklı yaklaşımları tanımlamak ve değerlendirmelerini yeniden yapabilmek; üzerine düşünülen konu hakkındaki mantıksız nokta ve tutarsızlıkları fark edebilmek; problemlerin çözümüne ilişkin sistematik yaklaşımlar sergilemek ve çeşitli fikirler arasında oluşan farklılıkları ve benzerlikleri tespit edebilmek; elde edilen ve öne çıkarılan yeni fikirlerin düşünülen konu için önemini ve uygunluğunu tanımlayabilmek ve de süreç sonunda elde edilen düşünceyi tüm gerekçeleri ile birlikte nesnel ve mantıklı bir biçimde savunabilmektir.

Bu bakış açıları ve göstergelere sahip olan kişi(ler), eleştirel düşünme için gerekli olan davranışları gösterebiliyor(lar) demektir.

Eleştirel düşünme sürecinin işleyişi

Eleştirel düşünme derin bir süreci ifade eder. Bu sürecin kendi içerisinde aşamaları bulunur. Tüm aşamalar, süreci doğru değerlendirmelere ulaştırmak için geliştirir ve sonuca doğru götürür. Düşünme sürecinin aşamaları şunlardır:

Tanımlama: Düşünme eylemini gerçekleştirmek için ilk olarak problemin tanımlanması gerekir. Belirli bir problem üzerinden tanımlama yapılarak sonuca ulaşılmaya çalışılır.

Hipotez kurma: Tanımlanan problemin çözümüne ilişkin hipotez belirlenir. Hipotezler farklı yargılar içerir. Kurulan hipotezler sınanarak doğrulukları ya da yanlışlıkları belirlenir. Böylece yöntem geliştirilir.

Bilgi toplama: Düşünme sürecinde ihtiyaç duyulan bilgiler belirlenir. İhtiyaç duyulan bilgiler toplanır ve düzenlenir. Nitelikli bilgiler elde etmek, sonuca ulaşmak konusunda fayda sağlar.

Bilgileri yorumlama: Elde edilen bilgiler karşılaştırılır. Düşünme sürecine katkıları incelenir ve yorumlamalar yapılır. Çıkarılan yorumlardan ise genellemeler yapılır.

Akıl yürütme: Oluşturulan genellemeler üzerinden akıl yürütme yapılır. Mantıksal çıkarımlarsa sebep ve sonuçlar üzerinden değerlendirilir. Eğer ihtiyaç duyulursa yeni bilgilere başvurulur.

Değerlendirme: Ölçütler belirlenerek bunların veriler ile uygunluğu değerlendirilir. Uygun bulunan değerlendirmeler üzerinden yargılara ulaşılır.

Uygulama: Ulaşılan yargılar tümevarım tekniği ile uygulanır. Disiplinli ve sistematik bir şekilde uygulama yapılarak düşünme süreci sonlandırılır.

Üst düzey eleştirel düşünme süreci yürütülürken değerlendirmeler, konunun sadece ne olduğuna değil, neden var olduğuna ilişkin gerçeğe ulaşabilmek için de yapılır. Bu sayede elde edilen bilgiler, birden fazla bakış açısı ile incelenerek önyargıyı aradan çıkaran ve temeli bilgiye dayanan, kendine has özellikteki düşünceyi meydana getirir. Sürecin işletilmesindeki temel amaç da budur.