Elazığ

Şehrin asıl merkezi Harput, ziyaretçilerine gezilecek nice mekân barındırmaktadır. Bunların önde geleni elbette Harput Kalesi’dir. Bir diğer adı Süt Kalesi olan bu kalenin, inşaatı esnasında yaşanan su sıkıntısı nedeniyle harcına süt katılarak yapıldığı bilinmektedir.

HAVALARIN gittikçe ısınmasıyla birlikte tatil sezonu yavaş yavaş açılmaya başlamaktadır. Kamp yaparak yeni maceralar yaşamak ve deniz-kum-güneş üçlüsü sayesinde dinlenmek gibi, kültür gezisi gerçekleştirmeyi istemek üzere rota oluşturmak da bir tür tatil çeşididir.

Doğu Anadolu’nun nadide çiçeği Elazığ, lezzetli sofraları, gezilecek nice yerleri, dinlenecek müzikleri ve konumu itibari ile keyifli bir kültür gezisi imkânı bahşetmektedir. Öyle ki, çıplak ve heybetli dağlarla çevrili Elazığ’ın sıcakkanlı ve muhabbet sever Gakkoşları da sizleri seyahatiniz esnasında sevgiyle karşılayacaklardır…

Elazığ’ın tarihçesi

Sultan Abdülaziz zamanlarında adı “Ma’mûretü’l-Azîz” olan şehir, o vakitler kısaca “Elaziz” olarak anılmaktaydı. Harput plâtosu etrafında genişleyerek büyüyen kent, daha öncesinde yalnızca bu plâtonun ismiyle bilinmekteydi. Bu ad, Mustafa Kemal Atatürk’ün bölgeye ikinci kez gelişi ile yeniden yapılandırıldı. Atatürk ile bu kente “azığı bol il” anlamına “Elazık” ismi verildi. “Elazık”, zamanla söylenmesi daha kolay hâlde olan “Elazığ” adına dönüştü.

Yemekleri

Doğu Anadolu bölgesinde yer alan Elazığ, ziyaretçilerini sıcak fakat bununla beraber bir o kadar da kuru olan havasıyla karşılamaktadır. Bu bölgenin havası her ne kadar sıcak olursa olsun, burada bulunanı şaşırtırcasına terletmemektedir.

Bahsedilen nemsiz hava sayesinde çeşitli sebze ve meyveler kolaylıkla kurutulabilmekte ve bu kurutulanlardan yalnızca yerliler istifade etmemektedir. Elazığ, Avrupa’ya büyük rakamlarda kurutulmuş domates ihraç etmeyi sürdürmektedir.

Bunun yanı sıra “azık” adıyla namlanan şehir, ziyaretçilerine leziz sofralar vaat etmektedir. Yemeklerinde hayvansal ürünlerin hâkim olduğu Elazığ mutfağında, kahvaltıda tulum peyniri, tuzlu tereyağı, patila ve tandır ekmeği yemek şart görülmektedir. Elazığ’da tandır ekmeği bir miktar su ile ıslatılıp bir havluya sarılmakta ve su sayesinde nemlenen ekmek, tuzlu tereyağı ve tulum peyniri ile beraber afiyetle tüketilebilmektedir.

Ana yemeklerde ise Harput köftesi, içli köfte, sırın, gömme, çıtır balık ve çırçır alabalığı önde gelmektedir. Bulgur, kıyma ve çeşitli baharatlarla yapılan Harput köftesi, limon ve karabiber ile ikram edilebilmektedir. Bunun yanı sıra içli köfte, başka illerde bilinen sivri uçlu ve kızartılmış hâlinin aksine yuvarlak ve suda haşlanmış olarak sunulmaktadır. Taze tutulmuş karabalıkların iyice kızartılmasıyla hazırlanan çıtır balık ise Keban yolu üzerinde çeşitli restoranlar tarafından yapılmaktadır.

Tüm bu lezzet dolu öğünlerin ardından keyif faslında dolanger tatlısı, orcik, Ağın leblebisi, vişneli dondurma ve dibek kahvesi şehrin ziyaretçisine afiyetle sunulmaktadır. Duyanların ilk etapta ne olduğunu anlamadığı “orcik”, yabancısı tarafından cevizli sucuk veyahut şekerli sucuk olarak da tanınmaktadır. Pekmezden yapılan orciklerin çeşitleri mevcuttur. Bu lezzetli tatlının yanı sıra meşhur vişne dondurması, hafif esintili ve ışıltılı Elazığ akşamlarına eşlik etmektedir.

Gezilecek yerler

Şehrin asıl merkezi Harput, ziyaretçilerine gezilecek nice mekân barındırmaktadır. Bunların önde geleni elbette Harput Kalesi’dir. Bir diğer adı Süt Kalesi olan bu kalenin, inşaatı esnasında yaşanan su sıkıntısı nedeniyle harcına süt katılarak yapıldığı bilinmektedir.

Kalenin karşı manzarasında Harput Ulu Cami yer almaktadır. Eğri minaresi ile tanınan Ulu Cami’nin mimarı bilinmemekle beraber, 1156 yılında inşâ edildiği bilinmektedir.

Harput Ulu Cami’nin hemen arkasında, cami bahçesine açılan bir arka kapı yer almaktadır. Bu arka kapı, Şefik Gül Kültür Evi’ne aittir. Yaklaşık 180 yıllık olan bu ev, Harput’un geleneksel yapıdaki evlerine bir misâldir. Güzelce dokunmuş halıları, örtüleri, ahşap pencereleri, asma beşikleri, bakır tedarikli yer sofralarıyla bu Harput evi, içerisinde bir kürsü başı da barındırmaktadır. Kürsü başı, soğuk Harput gecelerinde ev halkına ve civardakilere muhabbet ve eğlence ortamı sağlayan bir oturma alanıdır. Kürsü başı, kapalı bir kutuda ateş yakılarak ve ateşin etrafı uzunca yorganlarla çevrilerek oluşturulmaktadır. İnsanlar bu yorganlara sarınarak sohbetlerini sürdürmektedirler.

Burada bulunan bir diğer yer ise, Arap Baba Türbesi’dir. Anlatılageldiği üzere Arap Baba’nın naşı, mumyalanmamış olmasına rağmen aynı şekilde bozulmadan günümüze ulaşmıştır.

Süryani Kadim Meryem Ana Kilisesi de gezilip Harput’tan aşağı inildiğinde, Fırat Üniversitesi Kampüsü, Elazığ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, Bakırcılar Çarşısı, Kültür Park ve de çarşı içi, gezilecek yerler olarak listelenebilmektedir. Tüm bunlar haricinde şehir merkezinden uzaklaşılarak varılabilen At Çiftliği, Keban Barajı civarı, Hazar Gölü ve Çırçır Şelâlesi, bolca yeşilliği ve maviliği ile ziyaretçisine taze bir soluk aldırmayı başarmaktadır.

Elazığ’da sanat

Elazığ’da bakır, büyük bir önem arz etmektedir. Çeşitli el işlemeleriyle bakırdan üretilen aksesuarlar, çaydanlıklar, kahve takımları, uzun yıllardır var olan bakırcılar çarşısında ve çeşitli dükkânlarda satışa sunulmaktadır. Kullanıma açık objelerle beraber bakır, aynı esnada rölyef sanatında da kullanılmaktadır. Bakır tabakaların çeşitli şekillerle kabartılmasıyla ortaya konulan bu eserler, bölgenin sanatına zevk katmaktadır.

Bunun yanı sıra ipek böcekleriyle dokunan tülbentler ve bu renk renk tülbentlere işlenen iğne oyaları, el sanatlarının bir parçasını oluşturmaktadır. Halı ve kilim dokumacılığı da emek isteyen bir alan olarak bölgede kendini göstermektedir.

Ayriyeten Elazığ-Harput müziğinden bahsetmek de mümkündür. Fasıl geleneğine uyan Elazığ-Harput müziği, hareketli türkülerle beraber bolca uzun hava da içermektedir. Türküler çoğunlukla yaşanan olaylar üzerine yazılmışlardır. “Kar mı yağmış şu Harput’un başına”, “Mamoş”, “Elazığ Uzun Çarşı” bu türkülerden yalnızca bazılarıdır. “Çayda Çıra” da yöresel halk oyununa sahip türkülerimizden biridir.

Fırat-Doğu turu

Fırat nehri yolu üzerinde konumlanan Elazığ’dan civardaki kimi şehirlere geçiş yapmak oldukça kolaydır. Bu sayede Tunceli’ye gidilip Ovacık, Pertek ve Munzur Gözleri gibi nice yer gezilmekte; Malatya’ya doğru yol alınarak yeni lezzetler keşfedilebilmekte; özellikle gün doğumu veyahut batımında Adıyaman’a gidilerek Nemrut ziyaret edilebilmektedir.