Dünyanın sekizinci harikası: Osjek Köprüsü

1664 yılında Hırvat hükümdarı Nikola Zrinski, Osjek kasabasını almak için köprüyü kullandıktan sonra yapıya ciddî mânâda hasar vermiştir. Kasabayı alamayacağını anlayan Zrinski, geriye tekrar köprü üzerinden dönmüş, köprüyü geçtikten sonra da tamamını yakma emri vermiştir. Bu hâdise bütün Avrupa’ya yayılmıştır.

Prizren, Kosova

“DÜNYANIN sekizinci harikası” olarak bilinen Osjek Köprüsü, Kanûnî Sultan Süleyman dönemine ait, bugün Hırvatistan sınırları içinde bulunan mimari bir şaheserdir.

Zaman içerisinde köprünün yapımı ve görünüşüyle ilgili birçok hikâye ortaya çıkmıştır.

Köprü, Kanûnî Sultan Süleyman’ın emriyle yapılmıştı. Birinci kısmı Drava nehri üzerinde kayıklara bağlı olarak, ikinci kısmi ise kalın odunlardan oluşan sütunlardan ve ahşaptan oluşmaktaydı.

Köprünün yapılmasındaki en önemli sebep, Osmanlı Ordusunun Macaristan ve Viyana Seferi’nde bataklık ve nehir kısmını daha rahatça geçmesi içindi.

Köprü tam mânâsı ile 1566 yılında yapılmıştır. Ondan önceki denemelerde Drava nehrinin taşması ile birbirine bağlı olan kayıklar yerinden oynayarak köprünün sallanmasına ve yıkılmasına neden olmuştur.

Osmanlı-Habsburg Savaşları esnasında köprü ciddî mânâda zarar görmüştü. Yapılan tamiratlardan dolayı belli bir süre ayakta durmayı başarabilmiştir.

1664 yılında Hırvat hükümdarı Nikola Zrinski, Osjek kasabasını almak için köprüyü kullandıktan sonra yapıya ciddî mânâda hasar vermiştir. Kasabayı alamayacağını anlayan Zrinski, geriye tekrar köprü üzerinden dönmüş, köprüyü geçtikten sonra da tamamını yakma emri vermiştir. Bu hâdise bütün Avrupa’ya yayılmıştır.

Daha sonra köprü tekrar tamir edilmiş ve son olarak Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun gelişi ile 1686 yılında tamamen yıkılmıştır.

Köprünün tam ölçüleri, yazılı kaynak olarak maalesef günümüze kadar ulaşamamıştır. Fakat kesin olarak bildiğimiz bilgi, 6 bin 500 ilâ 8 bin metre uzunluğunda, 5 buçuktan 10 metre genişliğine sahip bir köprü olduğu yönündedir.

Köprünün yapılışında kaç kişinin çalıştığı bilinmemekle beraber, muamma rakamlarla 20 bin ilâ 25 bin kişi arasında olduğu bilgisi elimize ulaşmaktadır.

Birkaç kaynak, köprünün görünüşüyle alâkalı olarak da bilgi vermektedir. Bütün kaynaklar ise meşe ağacından yapıldığını, 180 santimetre aralıklarında birer büyük ve küçük sütundan oluştuğunu vurgulamaktadırlar.

Köprüyü koruyan husûsi askerî muhafızlar bulunmaktaydı; aynı zamanda ticârî araçların kontrolünü de bu muhafızlar yapıyorlardı. Köprünün kayık kısmi hareket etme konumuna sahip olduğu için, muhafızlar geceleyin köprünün o kısmını oynatmış ve arabaların veya insanların karşıdan karşıya geçmemelerini sağlamışlardır. Köprünün kalıntıları Drava nehrinin derinliklerinde hâlen bulunmaktadır.