19.
YÜZYILDAN itibaren giderek artış gösteren enerji talebi,
yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması zorunluluğunu da beraberinde getirmektedir.
Küresel enerji tüketiminin, 2035 yılına geldiğimizde
doksanlı yılların sonunda tüketilen enerji miktarının yaklaşık iki katına, 2055
yılında ise üç katı olacağı tahminler arasındadır.
Bu yenilenebilir kaynaklara geçişteki birçok neden
arasından en temel olanı. Bu kapsamda, zaman açısından “sürdürülebilir”
olmasının yanında dünyanın her bölgesinde var olma özelliği taşıması nedeniyle
dünyanın çabası yenilenebilir enerji kaynaklarının daha fazla kullanılması
yönündedir. İçinde bulunduğumuz pandemi günleri de yenilenebilir enerjiye
dönüşümü hızlandırmak adına tarihî bir süreci başlatmış olabilir mi? İleriki
haftaların başlığı olarak kalsın burada.
Yenilenebilir enerjinin dünyadaki gidişatı hakkında
ilk rapor 2005 yılında Renewable Energy Policy Network fort he 21st Century (REN21)
tarafından yayınlandı. Bütün yılların verilerini paylaşmam uzun süreceği için
özellikle 2017 yılından başlayarak son dört raporu baz aldım. Umarım küçük de
olsa fikir vermiş olurum.
O günden bugüne her yıl 21. Yüzyıl İçin Yenilenebilir
Enerji Politikası Ağı tarafından yayınlanan 2018 durum raporuna göre, 2017 yılı
yeşil enerji için yenilenebilir güç kapasitesinde en büyük artışın yaşandığı
yıl olarak kayıtlara geçmekle birlikte, yatırımlardaki artışlar ve teknolojiye
imkân veren gelişmelerle kendini belli eden bir yıl olarak kayıtlara geçmiş. 2017
yılında yenilenebilir enerji, toplam nihai enerji tüketiminin yüzde 18.1’lik
dilimini oluşturmuş.
2019 durum raporunda ise, 2018 yılı için yeşil enerji
anlamında istikrarlı bir yıl olduğu belirtilmiş ve bu anlamda kurulu kapasite
yüzde 8’lik artışla 2 bin 378 gigavata yükselmiş. Yenilenebilir enerji kurulu
kapasitesine 181 gigavat güç eklenmiş ve yenilenebilir enerji kaynakları yıl
sonuna kadar elektrik üretiminin tahmini rakamlara göre yüzde 26’sından
fazlasını karşılamış.
Yine dünyada yenilenebilir enerji kapasitesi ilâve 100
gigavatlık güneş enerjisi kurulu gücü ile 505 gigavata ulaşarak yenilenebilir
enerjiye en büyük katkıyı güneş enerjisi sağlamış. Diğer taraftan güneş
enerjisi ile termal ısıtma alanında 33 gigavat ilhave gerçekleşerek, dünya
geneli termal güneş enerjisi kapasitesi 480 gigavat seviyesine ulaşmış.
Güneş enerjisini, 51 gigavatlık artışla rüzgâr
enerjisi, 20 gigavat ilâve ile hidroelektrik takip etmiş ve yıl sonu itibariyle
rüzgâr enerjisi kurulu gücünde ulaşılan rakam 591, hidroelektrikte 1132 gigavat
olarak verilmekte. Bu üç alandaki en büyük yatırımı gerçekleştiren ülkeler Çin
ve ABD…
REN21 2020 raporunda, yenilenebilir enerji kaynaklarından
üretilen enerji, 2019 yılında 184 gigavat artışla ilk defa yenilenebilir enerji
kaynaklarından üretilen enerji miktarı, nükleer enerji miktarının üzerine
çıktığı belirtilmekte. En fazla büyüme noktasında güneş enerjisi yine lider
durumda, hemen arkasından sırasıyla rüzgâr enerjisi, jeotermal ve biyokütle
enerjisi takip etmekte. Elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının
payı yüzde 26’ya ulaşmış. Isıtma ve soğutma sektörlerinde yüzde 10, ulaşımda
yüzde 3 seviyesinde. Önceki raporlarda da gözlemlediğim kadarıyla gerek
ısıtma-soğutma gerekse ulaşımda henüz tatmin edici ilerlemeler kaydedilememiş.
2020’de yenilenebilir enerji üretiminde sıralama Çin,
ABD, Almanya, Hindistan ve Japonya olarak belirlenmiş.
2019 yılının bir özelliği de 22 Haziran, Dünya
Yenilenebilir Enerji Günü (World REnew Day) olarak kabul edildi ve ilk kez
Almanya’nın Bonn kentinde kutlandı.
Yenilenebilir
enerjide Türkiye’nin geldiği nokta
Türkiye’nin yerli ve yenilenebilir enerji
kaynaklarının kullanımını her geçen yıl biraz daha arttırdığını yapılan
yatırımlardan ve aktarılan kaynaklardan gözlemlemek zor değil.
BP 2020 Dünya Enerji İstatistik Görünümü Raporu’na
göre Türkiye geçtiğimiz yıl toplamda 45,3 terevatsaat elektrik üretimini
yenilenebilir enerji kaynaklarından sağladı ve bu anlamda yüzde 20’lik büyüme
sağladı.
Yukarıda paylaşmış olduğum grafik, Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı’nın resmî Twitter hesabından geçtiğimiz temmuz ayı
içerisinde “Enerjide Yenilenebilir Sayfalar” adıyla yenilenebilir enerji kurulu
güçlerinin 2002 ile 2020 yıllarının kıyaslamasının yapıldığı verilere aittir.
Türkiye’de 21,7 teravatsaat elektrik üretimi ile rüzgâr
enerjisi ilk sırada; daha sonra da 12,7 teravatsaat elektrik üretimi ile
jeotermal, biyokütle ve diğer yenilenebilir enerji kaynakları gelmekte. Üçüncü
sırada yer alan güneş enerjisinin payı ise 10,9 teravatsaat…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın verilerine
göre güneş enerjisinde büyük mesafe kaydeden Türkiye’nin çatılara yerleştirilen
güneş enerjisi kollektörleri ile gün ısısıyla sıcak su üretiminde Çin ve
ABD’nin ardından dünya üçüncülüğüne yükselmiş durumda.
Millî enerji ve maden politikamızı ilân ettiğimiz 2017
yılından bu güne yenilenebilir enerji kapasite artışında Avrupa’da üçüncü
sıraya yükselen Türkiye, jeotermalde ise 2000’li yılların başında sadece 18
megavat güce sahipken artık bu sayı 1500’lerde ve Avrupa’da birinci, dünyada
dördüncü durumda. Ayrıca turizmde yaklaşık 18,5 milyon insanın faydalandığı
otel ve kaplıcaların termal suyun enerjisi de jeotermalden karşılanmakta.
Ocak ayında yayınlanan enerji bültenindeki verilere
göre ise, 2020 yılında termik santraller bir önceki yıla göre daha az elektrik
üretmişler. İşin sevindirici tarafı, bunun nedeninin hidroelektrik
santrallerinden üretilen elektrikteki artış olduğu belirtilmekte.
Geçtiğimiz aylardaki bir açıklaması sırasında bakan
Dönmez, güneşten rüzgâra, jeotermalden hidroelektriğe kadar her alanda
enerjimizin her geçen gün daha fazla yenilediğimizi ve elektrik üretiminde
yenilenebilir kaynakların payının 2002 yılında yüzde 26,5 iken 2020’de gelinen
seviyenin yüzde 50,7 olduğunu ifade etmişti.
Türkiye’nin 2002 yılından bu yana yaklaşık 60 bin
megavatlık artışla kurulu gücünün şu anda 91 megavatın üzerine çıkması, yenilenebilir
enerjide yakaladığı ivmenin delilidir. Bunun yanında, “Durmak yok, yola devam” diyen Türkiye’nin, 2023 hedeflerinin
arasında güneş enerjisindeki kapasitesini 5,1 gigavat, rüzgâr enerjisinde 4,4,
hidroelektrikte 3,2, biyokütle enerjisinde 0.7 ve jeotermalde 0,3 gigavat
arttırmak var. Yenilenebilir enerjide kurulu kapasitede ise 14 gigavat artış
planlamakta.
Bakanımızın ifadesiyle “Türkiye yönünü rüzgâra dönmüştür”.
https://www.dunyaenerji.org.tr/yenilenebilir-enerjiler-2018-kuresel-durum-raporu/
https://www.dunyaenerji.org.tr/yenilenebilir-enerjiler-2019-kuresel-durum-raporu/
https://www.dunyaenerji.org.tr/bp-2020-dunya-enerji-raporu-ozeti/
http://www.tskb.com.tr/i/assets/document/pdf/enerji-bulteni-ocak-2020.pdf
https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/elektrik-uretiminde-yenilenebilir-enerjinin-payi-artiyor/1882638