Dünya’da ve Türkiye’de yeşil enerjide gelinen nokta

Türkiye’nin 2002 yılından bu yana yaklaşık 60 bin megavatlık artışla kurulu gücünün şu anda 91 megavatın üzerine çıkması, yenilenebilir enerjide yakaladığı ivmenin delilidir. Bunun yanında Türkiye’nin, 2023 hedeflerinin arasında güneş enerjisindeki kapasitesini 5,1 gigavat, rüzgâr enerjisinde 4,4, hidroelektrikte 3,2, biyokütle enerjisinde 0.7 ve jeotermalde 0,3 gigavat arttırmak var. Yenilenebilir enerjide kurulu kapasitede ise 14 gigavat artış planlamakta. Bakanımızın ifadesiyle “Türkiye yönünü rüzgâra dönmüştür”.

19. YÜZYILDAN itibaren giderek artış gösteren enerji talebi, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması zorunluluğunu da beraberinde getirmektedir.

Küresel enerji tüketiminin, 2035 yılına geldiğimizde doksanlı yılların sonunda tüketilen enerji miktarının yaklaşık iki katına, 2055 yılında ise üç katı olacağı tahminler arasındadır.

Bu yenilenebilir kaynaklara geçişteki birçok neden arasından en temel olanı. Bu kapsamda, zaman açısından “sürdürülebilir” olmasının yanında dünyanın her bölgesinde var olma özelliği taşıması nedeniyle dünyanın çabası yenilenebilir enerji kaynaklarının daha fazla kullanılması yönündedir. İçinde bulunduğumuz pandemi günleri de yenilenebilir enerjiye dönüşümü hızlandırmak adına tarihî bir süreci başlatmış olabilir mi? İleriki haftaların başlığı olarak kalsın burada.

Yenilenebilir enerjinin dünyadaki gidişatı hakkında ilk rapor 2005 yılında Renewable Energy Policy Network fort he 21st Century (REN21) tarafından yayınlandı. Bütün yılların verilerini paylaşmam uzun süreceği için özellikle 2017 yılından başlayarak son dört raporu baz aldım. Umarım küçük de olsa fikir vermiş olurum.

O günden bugüne her yıl 21. Yüzyıl İçin Yenilenebilir Enerji Politikası Ağı tarafından yayınlanan 2018 durum raporuna göre, 2017 yılı yeşil enerji için yenilenebilir güç kapasitesinde en büyük artışın yaşandığı yıl olarak kayıtlara geçmekle birlikte, yatırımlardaki artışlar ve teknolojiye imkân veren gelişmelerle kendini belli eden bir yıl olarak kayıtlara geçmiş. 2017 yılında yenilenebilir enerji, toplam nihai enerji tüketiminin yüzde 18.1’lik dilimini oluşturmuş.

2019 durum raporunda ise, 2018 yılı için yeşil enerji anlamında istikrarlı bir yıl olduğu belirtilmiş ve bu anlamda kurulu kapasite yüzde 8’lik artışla 2 bin 378 gigavata yükselmiş. Yenilenebilir enerji kurulu kapasitesine 181 gigavat güç eklenmiş ve yenilenebilir enerji kaynakları yıl sonuna kadar elektrik üretiminin tahmini rakamlara göre yüzde 26’sından fazlasını karşılamış.

Yine dünyada yenilenebilir enerji kapasitesi ilâve 100 gigavatlık güneş enerjisi kurulu gücü ile 505 gigavata ulaşarak yenilenebilir enerjiye en büyük katkıyı güneş enerjisi sağlamış. Diğer taraftan güneş enerjisi ile termal ısıtma alanında 33 gigavat ilhave gerçekleşerek, dünya geneli termal güneş enerjisi kapasitesi 480 gigavat seviyesine ulaşmış.

Güneş enerjisini, 51 gigavatlık artışla rüzgâr enerjisi, 20 gigavat ilâve ile hidroelektrik takip etmiş ve yıl sonu itibariyle rüzgâr enerjisi kurulu gücünde ulaşılan rakam 591, hidroelektrikte 1132 gigavat olarak verilmekte. Bu üç alandaki en büyük yatırımı gerçekleştiren ülkeler Çin ve ABD…

REN21 2020 raporunda, yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen enerji, 2019 yılında 184 gigavat artışla ilk defa yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen enerji miktarı, nükleer enerji miktarının üzerine çıktığı belirtilmekte. En fazla büyüme noktasında güneş enerjisi yine lider durumda, hemen arkasından sırasıyla rüzgâr enerjisi, jeotermal ve biyokütle enerjisi takip etmekte. Elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının payı yüzde 26’ya ulaşmış. Isıtma ve soğutma sektörlerinde yüzde 10, ulaşımda yüzde 3 seviyesinde. Önceki raporlarda da gözlemlediğim kadarıyla gerek ısıtma-soğutma gerekse ulaşımda henüz tatmin edici ilerlemeler kaydedilememiş.

2020’de yenilenebilir enerji üretiminde sıralama Çin, ABD, Almanya, Hindistan ve Japonya olarak belirlenmiş.

2019 yılının bir özelliği de 22 Haziran, Dünya Yenilenebilir Enerji Günü (World REnew Day) olarak kabul edildi ve ilk kez Almanya’nın Bonn kentinde kutlandı.

Yenilenebilir enerjide Türkiye’nin geldiği nokta

Türkiye’nin yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını her geçen yıl biraz daha arttırdığını yapılan yatırımlardan ve aktarılan kaynaklardan gözlemlemek zor değil.

BP 2020 Dünya Enerji İstatistik Görünümü Raporu’na göre Türkiye geçtiğimiz yıl toplamda 45,3 terevatsaat elektrik üretimini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağladı ve bu anlamda yüzde 20’lik büyüme sağladı.

 

Yukarıda paylaşmış olduğum grafik, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın resmî Twitter hesabından geçtiğimiz temmuz ayı içerisinde “Enerjide Yenilenebilir Sayfalar” adıyla yenilenebilir enerji kurulu güçlerinin 2002 ile 2020 yıllarının kıyaslamasının yapıldığı verilere aittir.

Türkiye’de 21,7 teravatsaat elektrik üretimi ile rüzgâr enerjisi ilk sırada; daha sonra da 12,7 teravatsaat elektrik üretimi ile jeotermal, biyokütle ve diğer yenilenebilir enerji kaynakları gelmekte. Üçüncü sırada yer alan güneş enerjisinin payı ise 10,9 teravatsaat…

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın verilerine göre güneş enerjisinde büyük mesafe kaydeden Türkiye’nin çatılara yerleştirilen güneş enerjisi kollektörleri ile gün ısısıyla sıcak su üretiminde Çin ve ABD’nin ardından dünya üçüncülüğüne yükselmiş durumda.

Millî enerji ve maden politikamızı ilân ettiğimiz 2017 yılından bu güne yenilenebilir enerji kapasite artışında Avrupa’da üçüncü sıraya yükselen Türkiye, jeotermalde ise 2000’li yılların başında sadece 18 megavat güce sahipken artık bu sayı 1500’lerde ve Avrupa’da birinci, dünyada dördüncü durumda. Ayrıca turizmde yaklaşık 18,5 milyon insanın faydalandığı otel ve kaplıcaların termal suyun enerjisi de jeotermalden karşılanmakta.

Ocak ayında yayınlanan enerji bültenindeki verilere göre ise, 2020 yılında termik santraller bir önceki yıla göre daha az elektrik üretmişler. İşin sevindirici tarafı, bunun nedeninin hidroelektrik santrallerinden üretilen elektrikteki artış olduğu belirtilmekte.

Geçtiğimiz aylardaki bir açıklaması sırasında bakan Dönmez, güneşten rüzgâra, jeotermalden hidroelektriğe kadar her alanda enerjimizin her geçen gün daha fazla yenilediğimizi ve elektrik üretiminde yenilenebilir kaynakların payının 2002 yılında yüzde 26,5 iken 2020’de gelinen seviyenin yüzde 50,7 olduğunu ifade etmişti.

Türkiye’nin 2002 yılından bu yana yaklaşık 60 bin megavatlık artışla kurulu gücünün şu anda 91 megavatın üzerine çıkması, yenilenebilir enerjide yakaladığı ivmenin delilidir. Bunun yanında, “Durmak yok, yola devam” diyen Türkiye’nin, 2023 hedeflerinin arasında güneş enerjisindeki kapasitesini 5,1 gigavat, rüzgâr enerjisinde 4,4, hidroelektrikte 3,2, biyokütle enerjisinde 0.7 ve jeotermalde 0,3 gigavat arttırmak var. Yenilenebilir enerjide kurulu kapasitede ise 14 gigavat artış planlamakta.

Bakanımızın ifadesiyle “Türkiye yönünü rüzgâra dönmüştür”.

 

https://www.dunyaenerji.org.tr/yenilenebilir-enerjiler-2018-kuresel-durum-raporu/

https://www.dunyaenerji.org.tr/yenilenebilir-enerjiler-2019-kuresel-durum-raporu/

https://www.dunyaenerji.org.tr/bp-2020-dunya-enerji-raporu-ozeti/

http://www.tskb.com.tr/i/assets/document/pdf/enerji-bulteni-ocak-2020.pdf

https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/elektrik-uretiminde-yenilenebilir-enerjinin-payi-artiyor/1882638