Dünden bugüne Türkiye-Mısır ilişkileri

Bu iki güçlü ülke arasında özellikle Mart ayının başından bu yana yeni dostluk emareleri dile getirilmeye başlandı. Lakin henüz bazı sorular tam anlamıyla cevap bulmuş değil. Görünen o ki, Türkiye-Mısır ilişkilerinin bir anda normalleşmesi kolay olmayacak gibi. Yunanistan ve Doğu Akdeniz’deki Türkiye karşıtları süreci baltalamaya çalışacaklar, dersek, çok da yanlış bir tahmin olmaz sanırım. Belki bunların Türkiye içindeki uzantıları da boş durmayacaktır.

MISIR toprakları, Asya, Avrupa ve Afrika kıtaları ile Uzakdoğu’yu karadan Sina Yarımadası’yla, denizden Akdeniz, Kızıldeniz ve Umman Denizi ile birbirine bağlayan jeolojik açıdan stratejik bir noktada yer almaktadır.

Mısır, enerji sektörüne yönelik olarak kömür, doğalgaz ve petrol rezervlerine sahiptir. Petrol Sina Yarımadası, Süveyş Körfezi ve batı çölünden, doğalgaz ise delta alanından elde ediliyor. Mısır’ın önemli sanayi alanları maden -özellikle hidrokarbon- petrokimya ve otomotivdir. Ayrıca kaliteli pamuk ipliğinde dünyanın ilk on ülkesi arasındadır.

Yazının ilerleyen kısımlarında gerekli olacak Mısır’ın kaynaklarına dair birkaç bilgi şimdilik burada dursun.

Biraz geriye giderek Türkiye-Mısır ilişkilerinin tarihsel seyrine baktığımızda, ilk olarak 1925 yılında başlayan diplomatik ilişkiler sonucunda 1948 yılında Kahire’de büyükelçilik düzeyinde temsil edilmeye başlanmıştır. 1950’li yılların başında Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyetler Birliği arasındaki rekabet, Ortadoğu’daki konumlanmayı ve ikili ilişkileri etkilemiştir. Bunun Türkiye-Mısır ilişkilerini ilgilendiren kısmı ise Cemal Abdünnasır’ın iktidara geldiğinde Sovyetler Birliği ile yakın ilişkiler kurmasına karşılık Türkiye’nin NATO’da yer almasıdır. 1954 yılının Ocak ayında Mısır’ın, Kahire’deki Türk Büyükelçisi’ni “istenmeyen adam” ilan etmesiyle ilişkilerde ciddi bir kriz yaşanmıştır. Çeşitli iniş çıkışlarla mesafeli ilerleyen ilişkiler 1980’li yıllara gelindiğinde Nasır ve Sedat dönemlerine göre daha yakın seyrederek iki ülke arasındaki ticaret noktasında önemli sıçramalara sahne olmuştur.

1990’lı yıllar Türkiye-Mısır ilişkilerinde gözle görülür yakınlaşmaların yaşandığı bir dönem olarak kayıtlarda yer almaktadır.  Bu dönemde iki ülke arasındaki önemli gelişmelerden birisi, 1993 yılında imzalanan “Hava Taşımacılığı Anlaşması”dır. Diğeri ise 1997 yılının Haziran ayında Türkiye’nin girişimleriyle kurulan D-8 (gelişen sekiz ülke) oluşumudur. Endonezya, İran, Malezya, Türkiye, Bangladeş, Mısır ve Nijerya’nın üyesi olduğu bu oluşum, üye ülkeler arasında ekonomik ve ticarî işbirlikleri geliştirilmesi bağlamında oldukça önemli bir oluşum olarak öne çıkmıştır. Bu yıl Nisan ayı içerisinde D-8 Teşkilatı’nın 10’uncu zirve toplantısı yapıldı. D-8’in on yıllık yol haritasının belirlendiği toplantıda Medbuli, Mısır’ın ortak çıkar alanlarındaki bağlantıları güçlendirmek ve istisnai koşullar altında zorluklarla mücadele için mevcut ve gelecekteki işbirliğinin güçlendirilmesi gerekliliği adına D-8’in önemine vurgu yaptı. Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli, Cumhurbaşkanımıza da hitaben “Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ülkesinin D-8 Dönem Başkanlığı’nda ortaya koyduğu çabalardan ötürü teşekkür ederim” diyerek “Türkiye ile Mısır yakınlaşıyor mu?” sorusuna bir tık daha aydınlanma sağlamış oldu.

2000’li yıllarda karşılıklı ziyaretler, askerî düzeyde anlaşmalar ve ortak tatbikatlar çerçevesinde yeni bir boyut kazanmaya başlayan ilişkiler, 2005 yılında iki ülke arasında imzalanan serbest ticaret anlaşması ile ekonomik alanda da büyük ivme yakalamıştır. Bu sıçramanın göstergesi olarak 2009 yılında Mısır’a yönelik ihracat oranının yüzde 82’lik artışla 3 milyar doların üzerine çıkmış, 2012 yılına gelindiğinde ise -politik gelişmelerinde etkisiyle- 5 milyar doları aştığı bilinenler arasındadır.


2001-2018 Türkiye-Mısır dış ticaret grafiği (TÜİK verilerine göre)

2012’de yapılan ilk demokratik seçimde Muhammed Mursi’nin iktidara gelmesiyle Türkiye-Mısır ilişkileri hızlı bir iyileşme sürecine girmişti. Tâ ki 2013 Temmuz’daki askerî darbeye kadar... Türkiye’nin bu darbeye gösterdiği tepki nedeniyle ilişkiler gerileme sürecine girdi. Türkiye Büyükelçisi’nin “istenmeyen adam” ilan edilme sahnesini yenileyen Mısır, diplomatik ilişkilerin dozunu azalttığını duyurdu. Yukarıdaki grafikten anlaşılacağı üzere iki ülke ilişkilerindeki bu kriz, ticaret hacminde küçük de olsa bir düşüşe neden olduğu gibi bu sürecin başlamasıyla iki ülke arasında belirgin olarak üç alanda anlaşmazlık yaşanmıştır.

Bunları, Doç. Dr. Veysel Kurt “Türkiye-Mısır ilişkilerinde gerilim/yumuşama sarkacı” başlıklı yazısında şöyle özetlemiştir:

“Birincisi, Mısır yönetimi, Türkiye’yi içişlerine karışmakla suçladı. Bu suçlamanın temelinde ise Türkiye’nin konjonktürel şartlar çerçevesinde verdiği tepki ve Mursi döneminde görev alan birçok hükümet yetkilisinin ve destekçisinin Mısır’dan kaçarak Türkiye’de ikamet etmesi bulunuyor.

İki ülke arasındaki ikinci anlaşmazlık alanı, Libya oldu. Mısır 2014 yılından itibaren meşru yönetime karşı güç kullanarak darbe yoluyla iktidara gelmeye çalışan Hafter öncülüğündeki gruba ciddi şekilde destek verdi. Fakat Libya krizi Doğu Akdeniz’deki enerji rekabeti ve Türkiye’nin haklarının gasp edilmesi politikasıyla birleşince Türkiye’nin adım atması kaçınılmaz oldu. 2019 yılının sonunda Türkiye’nin Libya hükümetiyle deniz yetki alanları sınırlandırma ve güvenlik/askeri işbirliği anlaşmaları imzalaması, Türkiye ve Mısır’ın Libya’da dolaylı şekilde de olsa karşı karşıya gelmelerine yol açtı.

Üçüncü anlaşmazlık alanı ise, Doğu Akdeniz oldu. Bölgesel düzlemde ayrışan ilişkiler, Doğu Akdeniz’de Yunanistan ve Mısır’ın birlikte hareket etmesine zemin hazırladı. Bu politika ayanı zamanda 2003 yılında Mısır’ın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile imzalanan ekonomik bölge sınırlandırma anlaşmasıyla da uyumlu çizgideydi. Son yıllarda Doğu Akdeniz’de artan enerji rekabetinde, Yunanistan’ın çabalarıyla Türkiye karşıtı bir blok oluştu ve East Med boru hattı ve Doğu Akdeniz Gaz Forumu gibi projeler çerçevesinde bir kurumsallaşma çabası başladı. Mısır, Türkiye’yi dışarıda bırakan bu oluşumlara çeşitli seviyelerde katıldı.”


Türkiye ile Mısır Arasındaki ilişkiler 2013 yılından bu yana karşılıklı olarak “maslahatgüzar” düzeyinde sürdürülmekte, bununla birlikte iki ülkenin Dışişleri Bakanları arasında zaman zaman çeşitli vesilelerle kısa görüşmeler gerçekleştirilmekte.

Türkiye-Mısır, -buraya kadar bir kısmını paylaşmaya çalıştığım- zaman zaman inişli çıkışlı siyâsî ilişkileri ve buna rağmen canlı tutulan ekonomik ilişkileri paylaşan iki güçlü ülke. Çünkü ilişkiler siyâsî anlamda gergin olduğu dönemlerde dahi gerek ortak tarihî geçmişi gerekse ortak kültür mirasının etkisiyle diyalog her zaman var olmuştur. Devam eden bu diyalog sayesinde de ekonomik işbirliği sürdürülmeye/gelişmeye devam etmiştir.

 

TÜİK verilerine göre hazırlanan bu grafiğe göre iki ülke arasındaki ticaret hacmi 7 yılda 32,8 milyar doların üzerinde bir artış göstermiştir.

Ayrıca gelişen ekonomik işbirliğine ilaveten Türkiye-Mısır arasındaki toplumsal bağlar da muhafaza edilmektedir. Kaynaklara göre, Afrika kıtasındaki en büyük ticaret ortağımız Mısır’da hâlen 3.500 vatandaşımız ikamet etmektedir. Türk ve Mısır’lı girişimciler arasında sık sık görüşmeler ve karşılıklı ziyaretler gerçekleştirilmektedir. 2020 TÜİK verilerine göre de Türkiye’de 25.000’nin üzerinde Mısır vatandaşı yaşamaktadır. Ayrıca iki ülke arasındaki anlaşmaya göre 2010 yılında Kahire’de açılan Yunus Emre Kültür Merkezi faaliyetlerine devam etmektedir. Bunlar ilişkilerimizin her halükârda devam ettiğinin en güzel göstergesidir.

Afrika’nın en önemli kadim devleti olan Mısır ile bölgenin en büyük devleti olan Türkiye’nin ilişkilerinin uzun süre düşük seviyede tutulması, bölge dengelerini bozmakla kalmayıp bölgede ekonomik sömürge düzeni aktörlerinin daha rahat koşullarda operasyon yapmalarına imkân vermektedir.

Bu iki güçlü ülke arasında son zamanlarda özellikle Mart ayının başından bu yana yeni dostluk emareleri dile getirilmeye başlandı. Lakin henüz bazı sorular tam anlamıyla cevap bulmuş değil. Meselâ, Mısır’la ilişkilerimiz gerçekten düzeliyor mu, Ankara yakınlaşma yolunda ilerlerken Mısır cephesi de yakınlaşıyor mu? Anlaşılan o ki, dışarıdan görünen resim henüz net değil.

Bu yılın Mart ayının başında Mısır, Doğu Akdeniz’de hidrokarbon arama ihalesine çıktığını duyurdu. İhale alanını, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler’e bildirdiği kıta sahanlığı sınırlarını dikkate alarak belirledi. Mısır’ın göstermiş olduğu bu hassasiyet, yakınlaşma adına oldukça manidardı. Buna karşılık Ankara, ilişkilerin onarılması noktasında “Hazırız” mesajını vermişti. Bu gelişme aynı zamanda Doğu Akdeniz’deki dengelerin değişmesine neden olabileceğinden bazı ülkeleri tedirgin etmiş olmalı ki -ilk açıklamadan on gün kadar sonra- Mısır, hidrokarbon arama ihalesine dair haritayı yenilediği yönünde açıklamada bulundu.

Görünen o ki, Türkiye-Mısır ilişkilerinin bir anda normalleşmesi kolay olmayacak gibi. Yunanistan ve Doğu Akdeniz’deki Türkiye karşıtları süreci baltalamaya çalışacaklar, dersek, çok da yanlış bir tahmin olmaz sanırım. Belki bunların Türkiye içindeki uzantıları da boş durmayacaktır. Bu aşamada önemli olan iki ülkenin yakınlaşma sürecinde ortaya çıkabilecek gerilimleri iyi yönetebilmesidir.

Bu yazıyı hazırladığım sıralarda Dışişleri Bakanımız ve Mısır Dışişleri Bakanı arasında dört yıl sonra, Ramazan ayını tebrik etmek amacıyla bir görüşme gerçekleştiği haberini okudum. Bu görüşme önemliydi iki ülke yakınlaşması adına…

Ayrıca yakınlaşma adımlarının sonuç vermesi için ortak görüş, karşılıklı olarak büyükelçilerin atanmasının hızlandırılmasının gerekliliği ve deniz yetki alanlarına dair bir anlaşmanın imzalanması yerinde olacağı yönündedir.

Son olarak, Mısır, Türkiye için Afrika ve Basra Körfezi’ne açılan kapıdır. Türkiye’de Mısır için Avrupa’ya açılan kapıdır. Bu gerçekten yola çıkarsak iki ülke ilişkilerinin yakınlaşmanın ötesinde, arttırarak yola devam edilmesinin her iki ülke için gerekliliği ortadadır.

Büyük Türkiye’nin hakkında hayırlısı olsun diyelim…

 

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/394769

https://www.mfa.gov.tr/turkiye-misir_siyasi-iliskileri-.tr.mfa

https://www.sde.org.tr/akdeniz/turkiye-ve-misir-arasinda-dengeleri-degistirebilecek-anlasma-uzak-degil-haberi-21524

https://tr.wikipedia.org/wiki/Mısır-Türkiye_ilişkileri