“Dün gece hiç tanımadığım bir erkeğe”

Ruzi Nazar’dan el alan Enver Altaylı’nın dizayn ettiği bu konakta toplananlar, Muhsin Yazıcıoğlu’nun arkadaşı olduğunu iddia edenleri hiç rahatsız etmedi. Çünkü kırıştırıyorlardı. Onlara göre Türk Birliği, NATO’cu düşünce için lâzımdı. Zira bu Türkler öyle acayiplerdi ki, meselâ iki Türk devletini ABD’ci tahakküm altına alınca diğerleri işi bozuyorlardı. Bu yüzden Ruzi Nazar ve el verdiğinin derdi, sürekli çıkıntılık yapan Türk devletlerini hep birlikte tahakküm altına almaktı.

KÜÇÜKLÜĞÜMDE meşhur bir şarkı vardı, Leman Sam söylüyordu. “Anladım ki”…

Şarkının ilk sözleri şöyleydi:

“Dün gece hiç tanımadığım bir erkeğe,

Sırf sana benziyor diye

Usulca sokulup ‘Merhaba’ dedim…”

Doğrusu kulağımda ve zihnimde yer edinmiş olsa da bu şarkının sözlerini hiçbir zaman sevmedim. Zira âşık olanın kârı değildi, olamazdı.

Yıllar geçip de akıllanıp, hasbelkader Şehit Muhsin Yazıcıoğlu ile temiz bir yol yürüyünce, o yürüyüş sürecinde tuhaf tuhaf tipler gördüm. Bir gidiyor, bir geliyorlardı. Onlar bana göre, bu şarkıyı söylemiyor, âdeta yaşıyorlardı.

Gitsinlerdi, gelmesinlerdi.

Ama gidiyor, geliyorlardı. Gidiyor, geliyorlardı…

Muhsin Yazıcıoğlu şehadete erip de Büyük Birlik Partisi her toplumsal hareket gibi liderini kaybederek türbülansa girince, o gidip gelenlerin gidiş gelişleri sıklaştı. “Meral Hanım’ın Yanında Olunca Sorun Yok” başlıklı yazıda bu durumu kısmen anlattım, konunun ikinci ve hemen kapatmak istediğim bölümü ise burada başlıyor.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun BBP’sini nasıl idare ettiklerinden dem vurmuştum ya, bu sırada MHP ile de araları iyiydi, DYP ve CHP ile de.

AK Parti kurulduktan sonra bu tayfanın AK Parti ile de yolları kesişti. Recep Tayyip Erdoğan’ın Ülkücülere olan sevgisi ve özellikle de saygısı, artık iktidarda olan AK Parti’nin nüfuz edemeyeceği alanlarda kullanılabilecek bir malzemeydi onlar için.

“Bir şeyleri karıştırıyorsun” diyebilir kimileri.

Hayır, ben karıştırmıyorum. Onlar “kırıştırıyorlar”!

Bir harf değişikliği nelere kadir, değil mi?

Tıpkı BBP yönetiminde Muhsin Yazıcıoğlu’nu, MHP yönetiminde Devlet Bahçeli’yi eleştirdikleri gibi ülkenin yönetiminde de Recep Tayyip Erdoğan’ı duvardan duvara çalanlar, iş para kazanmak sathına gelince rahatlıkla onunla bununla olabiliyorlardı. Hatta hâlen olabiliyorlar!

Şarkının sözlerine geri döneyim mi?

“Tanıdık bir huzur aradım şaşkın bakışlarında dün.
Bildik bir söz bekledim, eskiden kalma öylesine.
Konuştu, bir şeyler söyledi; beklediğim sözler bunlar değil.
Yüzüme baktı, gözlerime; ama senin gibi değil!

Anladım ki hiç kimse, hiç kimse sen değil.

Hiç kimse senin kadar canımdan öte can değil…”

MHP’yi, BBP’yi ve AK Parti’yi konuşturup bekledikleri sözleri söylemeleri için gelip gidenler, aslında tanıdık huzurun, bugünlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı önce katil Netanyahu’ya benzetip sonra şehir şehir gezerek halkı provoke ederken dün de yine Erdoğan’a Kanal İstanbul konusu üzerinden “sömürge valisi” diyerek siyasette ahlâksızlığın son durağını inşâ eden Meral Akşener’li İyi Parti’de olduğunu biliyorlardı.

Ruzi Nazar’dan el alan Enver Altaylı’nın dizayn ettiği bu konakta toplananlar, Muhsin Yazıcıoğlu’nun arkadaşı olduğunu iddia edenleri hiç rahatsız etmedi. Çünkü kırıştırıyorlardı. Onlara göre Türk Birliği, NATO’cu düşünce için lâzımdı. Zira bu Türkler öyle acayiplerdi ki, meselâ iki Türk devletini ABD’ci tahakküm altına alınca diğerleri işi bozuyorlardı. Bu yüzden Ruzi Nazar ve el verdiğinin derdi, sürekli çıkıntılık yapan Türk devletlerini hep birlikte tahakküm altına almaktı.

Derdi böyle olmasa, Karabağ meselesini çözerek Türk dünyasını karasal anlamda net şekilde buluşturan Recep Tayyip Erdoğan’ı, İstanbul Kanalı ile Türkiye’yi boğazlar konusunda da tam bağımsız yapmaya azimli Recep Tayyip Erdoğan’ı bir iğrenç İngiliz terimi olan “sömürge valiliği” ile suçlayabilir miydi?

Erdoğan’ın şahsında bugünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Hükûmetine caz ederken, Muhsin Yazıcıoğlu ile kurduğu ahbaplık üzerinden Cumhurbaşkanlığı ile temasa geçerek Ülkücülüğün vatanperverlik ve aksiyoner kişiliğini kullanan ve Yüce Devletimizin ödeneklerini birer kımın zararlısı gibi tırtıklayanlaradır sözüm. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni muz cumhuriyetiyle, Erdoğan’ı da Ruzi Nazar ile karıştırmayın, kırıştırmayın!