Doktorlarımıza ve sağlık çalışanlarına açık teşekkür

Hekimlik çok saygın bir meslektir. Zaman zaman doktor ve sağlık çalışanlarının karşılaştıkları şiddet karşısında Devlet’in hekimlerini koruyamaması, faillere caydırıcı cezaların verilmemesi, çalışma şartlarının ağırlığı, hastalara ayırdıkları sürenin kısıtlı oluşu ve düşük ücret almaları, doktorların yurt içinde özel sağlık kuruluşlarına geçmelerine ya da daha yüksek ücret alacakları ve daha güvenli şartlarda hizmet verebileceklerini düşünerek yurt dışına yerleşmelerine neden olmaktadır.

SAĞLIĞI ikiye ayırır ve hayatları boyunca insanların iki farklı şekilde hastalık sahibi olacakları ihtimâlinden bahsederim: Birincisi, insan organizmasının yapı ve işleyişinde ortaya çıkan bozulmaların ortaya çıkardığı, insanı rahatsız ve huzursuz eden, vücutlarına ve bedenlerine acı veren fizyolojik hastalık; ikincisi ise davranış, kabiliyet ve yeteneklerinde meydana gelen olağanüstü değişimler sonucu kişilerin ruhsal yakınmaları, zihinsel ve duygusal dengelerinde hissettikleri uyumsuzluk, uygunsuzluk ya da bozulmaların iç dünyalarında yarattığı deformasyonun neticesi olarak profesyonel destek almak zorunda kaldıkları psikiyatrik rahatsızlık...

Herkes hayatında mutlaka bir sağlık sorunu yaşar ve herkesin bir devlet hastanesi, bir üniversite hastanesi, özel bir hastane acilinde veya bir sağlık ocağında hatırası vardır. Geçirilen anî bir rahatsızlık, yaşanan bir kaza ya da süregelen bir hastalığın tedavisi veya başka sağlık sorunlarına dair şikâyetler ile acil servislere ve polikliniklere müracaat eden binlerce hastayı büyük bir sabır ve özveri ile muayene eden doktorlar, yaptıkları müdahale ve koydukları teşhislerle hastalığı önlemek için ilaç tedavisi uygulamak başta olmak üzere, gerektiğinde alternatif öneriler ile basit tıbbî müdahale ve cerrahi operasyonlarda bulunarak yahut da hastalığın durumuna göre hastaların eski sağlıklarına kavuşmaları ve tedavi edilmeleri için onlara büyük bir insanlık hizmeti verirler.

Her meslekte olduğu gibi sağlık çalışanlarının da çeşitli meslekî sorunları ve bunların çözümü için talep ve önerileri vardır. Sağlıkta şiddet, sağlık çalışanlarının yaşadığı en önemli sorunlardan biridir. Doktorların ve diğer sağlık çalışanlarının görevleri başında hasta, hasta yakınları ya da diğer bireylerin tehdit edici söz ve davranışları ile fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalmaları, motivasyonlarının düşmesine, düşük moral ile çalışmalarına, kaliteli ve sürdürülebilir sağlık hizmeti sunmalarına büyük bir engel oluşturmaktadır.

Hekimlik çok saygın bir meslektir. Zaman zaman doktor ve sağlık çalışanlarının karşılaştıkları şiddet karşısında Devlet’in hekimlerini koruyamaması, faillere caydırıcı cezaların verilmemesi, çalışma şartlarının ağırlığı, hastalara ayırdıkları sürenin kısıtlı oluşu ve düşük ücret almaları, doktorların yurt içinde özel sağlık kuruluşlarına geçmelerine ya da daha yüksek ücret alacakları ve daha güvenli şartlarda hizmet verebileceklerini düşünerek yurt dışına yerleşmelerine neden olmaktadır.

Özelleştirilmiş sağlık hizmeti, “ticarileşmiş tetkik, teşhis ve tedavi”; yurt dışına çalışma amacıyla gitmek ise beyin göçü demektir.

Ülkemiz, toplum ve tıp camiası zor günlerden geçiyor. 2019’un sonunda Çin’de ortaya çıkan Covid-19 pandemisi, küresel bir salgına dönüştü ve bütün dünyayı esir aldı. Salgın hastalıklar felâket demektir ve salgın, dünyanın neresinden yayılırsa yayılsın, neresinde yaşanırsa yaşansın, insanların sağlıklarını açıktan tehdit eden ve toplu ölümlere varan sonuçlara dahi neden olan bir illettir. İşte son iki yılda dünya genelinde sağlık alanında yaşanan bu olumsuzluklar, en çok sağlık sektörünü, dolayısıyla doktorları ve diğer sağlık çalışanlarını etkilemiştir.

Oysa sağlık çalışanları, salgını sonlandırmak için ölümü göze alarak 24 saat mücadele vermişlerdir. Bu sürede yüzlerce sağlık çalışanı görevleri başında Covid-19’a yakalanmış, tedavi almalarına rağmen kurtarılamayarak şehit olmuşlardır. 

Sağlık çalışanlarına yapılan saldırıları şiddetle kınıyorum. Hekim ücretlerinin mesleklerine uygun ve adil olarak düzenlenmesini, çalışma şartlarının iyileştirilmesini ve yurt dışına giden doktorlarımızın geri dönmelerini temenni ediyorum.  

**

Yaşadıkları sağlık sorunları nedeniyle kendilerine müracaat eden hastaları dil, din, ırk, mezhep ve meslek ayrımı gözetmeden yaptıkları muayene, koydukları teşhis ve uyguladıkları tedavi önerileri ile sağlıklarına kavuşturmak için fedakârca çalışan doktorlarımızın; doktorların en yakınında duran, onların koydukları teşhis ve tedavi önerilerine uygun olarak hastaların tıbbî bakım ve tedavilerini uygulayan sağlık profesyoneli hemşirelerimizin; hasta ve/veya yakınlarının acil durum çağrılarına cevap veren, hastaların tıbbî destek ve hizmet almaları için onları en yakın sağlık kuruluşuna ulaştıran acil tıp teknisyenlerinin; temel sağlık bilgisiyle hastalarla yakından ilgilenen ve onları alacakları teknik ve tıbbî desteğe hazırlayan sağlık teknisyenlerinin; hastalardan teşhis için alınan numune örnekleri üzerinde büyük bir dikkatle çalışan, laboratuvarlarda yaptıkları testleri ve buradan aldıkları sonuçları ilgili birimlere rapor ederek hastalara doğru teşhisin konulması için büyük çaba harcayan laborantların; sağlık kuruluşlarının ihtiyaç duydukları bütün kalemlerin alımını yapan, koruma ve güvenlik hizmeti veren, kesintisiz temizlik hizmeti yaparak sağlık çalışanları ile hastaların sağlıklı ve güvenilir bir ortamda çalışmalarına katkı sunan, hastaların şifa (ve refakatçılarının) ile muayene ve taburcu olmaları için büyük özen gösteren destek hizmetleri çalışanlarının ve hatırlayamadığım diğer sağlık birimi çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramı’nı en kalbî duygularımla kutlarım. Allah (cc) yâr ve yardımları olsun!