“Doktor”a sesleniş

Aramızdaki doktorlar, kim bilir kaç türlü hitaba muhatap olmuşlardır. Cenab-ı Allah, hiç kimseyi zor bir durumda “Doktor” demek mecburiyetinde bırakmasın. Keyifli, neşeli durumdayken, istediğimiz gibi seslenmeyi nasip etsin. Öyle olduktan sonra ister “doktor”, ister “profesör” diyelim, fark etmez.

BİR kelime çok farklı şekillerde söylenebilir. Daha ötesi, her kelime için geçerli diyebiliriz belki. 

Malûm, “Benzin bitti” cümlesi ile “Benzin solmuş” aynı şekilde dile gelmez. Şehir olan “Bodrum” ile evin altındaki “bodrum” farklı vurgular gerektirir. Fakat maalesef bu inceliklere -çoğunlukla- dikkat edilmediğini görmekteyiz.

Bir insan, hayatta kaç türlü “Doktor” diyebilir?

Sesleniş, vurgu ile... Bu aktörlerin, tiyatrocuların, seslendirmecilerin payına…

Yazmaksa, açıklama cümlesiyle olmak zorunda.

Çok farklı “durum”ları düşünürsek, hayâl edersek ve “Doktor” diye sesleniş öncesini bir iki cümleyle açıklayacak olursak, uzun bir liste ortaya çıkar. Üstelik uzunun da uzunu vardır.

Az daha gayret eden, her bir sesleniş için hikâye bile yazabilir.

Diyelim ve örneklere bakalım.

a) Âcil durumda hemşirenin doktoru çağırması…

b) “Doktordan temiz araba” ilânı üzerine müşteri olan birinin, arabayı yeterince temiz bulmaması üzerine “Doktor” deyişi…

c) Yoldan geçen bir doktora, ofisinde oturan bir avukatın (berberin, manavın, bakkalın, eczacının) doktora seslenişi…

ç) Metroda/otobüste kalabalık içindeyken, yeni binen yaşlı doktora genç doktorun yer vermek için seslenişi…

d) Doktora töreninden sonra iki genç doktorun birbirine hitabı…

e) Telefonla doktoru arayan birinin, açan kişiye hitabı (asistan mı, sekreter mi, yoksa doktorun kendi mi olduğunu bilmediğinden, emin olmayan bir vurgu)…

f) Genç doktora âşık bir sekreterin/hemşirenin, bir iltifatı üzerine cilveli-menevişli seslenişi…

g) Giyim kuşamına bakarak, karşısındaki doktorun “amele olduğunu” zanneden birinin, durumu fark edince şaşkınlık ve mahcubiyetle hitabı…

ğ) Hastanede, başhekimin, odasına çağırdığı doktora önemli bir konuda açıklama (uyarı/tavsiye/sıkıntılı bir durum vs.) yapmak üzere söze başlarken seslenişi…

h) Hasta yakını, odadan çıkmış, bir doktora bir konuda bir şey danışmak istiyor. Koridorda iki üç kişi görüyor, hepsi de beyaz önlüklü. Hangisinin doktor olduğunu bilmiyor. Emin olmadan, çekinerek soruyor: “Doktor?”

ı) Reçeteye piyasadan kaldırılmış bir ilacı yazan doktora, eczacının gıyabında sitemkâr hitabı…

i) Hastanede zemini paspaslayan hademenin, arkası dönük olduğu için onu fark etmeyen doktora hitabı…

j) Hastanede bir hemşirenin karşılaştığı doktora selâm verişi…

k) Karı-koca doktor olan çiftin birbirine hitabı (evde, yolda, iş yerinde vs.)…

l) Fazla para istediğini düşünen hasta yakınının doktora seslenişi…

m) Yaralı hâlde âcil servisten içeri giren birinin inleyerek seslenişi…

n) Doktor otoparkta aracını yamuk park ettiğinde, otopark görevlisinin uyarmak ve anahtarı istemek için seslenişi…

o) Oğlu/kızı doktor olan anne-babanın evladına iftiharla seslenişi…

ö) Rahatsızlığını nasıl açıklayacağını bilemeyen bir hastanın sıkıntılı hitabı…

p) Panele katılan üç profesör, yanında bir de doktor var. Profesörler kendi aralarında doktoru küçümsüyorlar. “Daha doçent bile değil, gelmiş burada bizim yanımızda konuşacak” şeklindeki arka metinle, arkasından “doktor” demeleri…

r) Kalabalık bir tıp kongresinde, tanışma sırasında, isimlerini bilmeyen doktorların birbirine hitabı…

s) Hastanede yatan birinin kalbi durduğunda, cihazlarda düz çizgiler göründüğünde, tiz bir ses kulakları tırmaladığında, hastanın yanındaki eşinin veya annesinin bir anda yerinden fırlayarak doktor çağırması…

ş) Doktor yanlış ilaç vermiş, yanlış tedavi uygulamış. Hasta fenalaşmış. Biraz sonra öleceği kesin. Bu durumu doktor geç fark etmiş, hasta da öğrenmiş. O anda hasta, inleyerek, çaresizlik içinde doktora sesleniyor.

t) Televizyonda konuşan doktorun yanlış bilgiler verdiğini düşünen bir meslektaşının ekrana seslenişi…

u) Uzaktan koşarak gelen komşusunun asansörü bekletmesi için doktora seslenişi…

ü) Üç doktor, bir TV programında tartışıyor. İçlerinden biri çok konuşuyor, diğerlerine söz hakkı tanımak istemiyor; bir fırsat bulup söz aldıklarında da hemen sözünü kesip konuşmasına devam ediyor. O sırada diğer doktorlardan biri araya girerek müdahale ediyor: “Doktor…”

v) Hastaneyi teftiş eden bakanlık müfettişi, doktorun olumsuz/yanlış bir davranışını görünce…

y) Arabası bozulduğu için yolda kalan doktoru gören bir tanıdığı yanına yaklaşır.

z) Çok sevdiği yakını hastanede öldüğü için, karşısına çıkan ilk doktora dayak atmak isteyen bir külhanbeyinin, koridorlarda “Doktor” diye bağırarak aranması…

a1) Etrafını küçümseyen kibirli bir doktor, sokaktan geçerken, esnafın birbirine onu göstererek, arkasından “Doktor” deyişleri…

b1) Elindeki belgeleri inceleyerek yürümekte olan doktorun, önündeki yeni kazılmış çukuru görmediğini fark eden birinin uyarmak için seslenmesi…

c1) Doktorlar arasında sanatla ilgilenen çoktur. Kimi resim yapar, kimi beste. Yaptığı tablolardan sergi açan bir doktora ziyarete gelen arkadaşlarının takdirlerini bildirmesi…

ç1) Daha fazla kazanmak için bazen tıp sektöründe de usulsüz işlere tevessül eden şebekeler kurulur. İçinde eczacısı, doktoru, hemşiresi, hastane yöneticisi bulunan bir şebeke tespit edildiğinde, polisin doktora kelepçe takarken seslenişi…

d1) Uzun süren bir ameliyat bitmiş, doktor dışarı çıkıyor. Hasta yakınları durumu merak ediyorlar.

e1) Karısı içeride doğum yapan bir adam, dışarı çıkan doktordan oğlu mu, kızı mı oldu, karısının durumu nasıldır, öğrenmek için heyecan ve merak dolu bir ifadeyle soruyor: “Doktor…”

Son söz:

Aramızdaki doktorlar, kim bilir kaç türlü hitaba muhatap olmuşlardır. Cenab-ı Allah, hiç kimseyi zor bir durumda “Doktor” demek mecburiyetinde bırakmasın. Keyifli, neşeli durumdayken, istediğimiz gibi seslenmeyi nasip etsin. Öyle olduktan sonra ister “doktor”, ister “profesör” diyelim, fark etmez.