
NEYDİ o? “Ey Türk gençliği” miydi? Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi…
Evet gençler, sizi sahneye alalım! Birinci vazifeniz neydi sahi?
Matine-suare “Atatürk’ü unutturamayacaksınız!” diye ünleyip duruyordunuz. Sanki böyle bir gayretimiz varmış gibi…
Ardından gittiğiniz partide sanki bir tek Atatürkçü kalmıştı da bize sövüp duruyordunuz. Size -affedersiniz- “Mustafa Kemal’in itleri” diyenlere etmediğiniz küfürleri bize ediyordunuz.
10 Kasımlarda, 29 Ekimlerde, 23 Nisanlarda, 19 Mayıslarda, 30 Ağustoslarda, 18 Martlarda akın akın Anıtkabir’e akıp bizi Atatürk’e şikâyet ediyordunuz.
Hani kimseye Atatürk hakkında söz söyletmezdiniz siz.
Süper, hiper, ultra, mega Atatürkçüydünüz hepiniz, ne oldu ey Türk gençliği?
Atatürk kalpağının üzerine “Cancel” mührünü basmışlar, “Disney+” platformunda, diziyi daha yayına bile girmeden kaldırtmışlar.
Yetmemiş, Atatürk için “Ermeni ve Yunan katliamı yapan diktatör” de demişler.
Anlayacağınız, Disney’in platformunda çiçekler açıyor, Ermeni lobileri sırmalar saçıyor, sahte Atatürkçüler sel gibi kaçıyor. Ne iş?
Gıkınız çıkmıyor yahu! Yalandan da olsa söyleyecek tek lafınız, kuracak tek cümleniz yok mu sahiden?
Meselâ içinizden Disney için “Çek sifonu, gitsin” diyecek bir Atatürkçü çıkmayacak mı?
Türkiye’deki Ermeni cemaatleri bile bu durumu kınamışken, gerçekten ve meraktan soruyorum, birinizden, hani siz su katılmamış Atatürkçülerden bir duruş, bir tepki, bir aksiyon gelmeyecek mi?
Atatürk sadece rakı içerken yahut mini etekleri çektiğinizde mi geliyor aklınıza kuzum?
Fatih Altaylı müptezeli çıkmış, içinde mebzul miktarda -yine affedersiniz- “alçak, şerefsiz, hain” geçen cümleler ile Disney’e teşekkür ediyor. Evet, kınamıyor, teşekkür ediyor.
Niçin? Kendisi kırk yıldır uğraşmış, Atatürk yüz yıl uğraşmış bizi Atatürkçü yapamamış ama Disney bizi bir gecede Atatürkçü yapmış, helâl olsunmuş Disney’e, iyi mi?
Disney’e teşekkür ederken bizim gibi trollerden ve linç edilmekten de korkmuyormuş. Ne cesur adam! Peh peh peh!
Lâkin yeterince cesur olunca değil, yeterince omurgalı olunca adam olursun.
Esenler’de tekel bayiini basıp iki genci gözünü kırpmadan öldüren şerefsiz de gayet cesur görünüyordu.
Disney, Altaylı’nın zannettiği gibi kimseyi bir gecede Atatürkçü filan yapmış değil. Bilakis, bir gecede ne kadar sahte Atatürkçü varsa, ne kadar Atatürkçülük oynayan varsa, ne kadar Atatürk’ün arkasına saklanıp sağa sola çemkiren varsa hepsinin cilasını pul pul döküverdi.
Bizler böyle bir “hizmet” için Fatih Altaylı gibi alçalıp Disney’e teşekkür edecek değiliz elbette. Lâkin bir daha karşımıza bunlardan birisi “Ben Atatürkçüyüm” diye çıkacak olursa, ağızlarına kürekle vurmak için haklı bir sebebimiz daha oldu.
Bu arada kadınların bir daha dışarı çıkamayacağı, tüm haklarının elinden alınacağı, köleleştirileceği gibi saçma sapan iftiralara maruz bırakılan ülkemizde, kadın voleybol takımımız tarihinde ilk kez dünya şampiyonluğunu kazandı ve ilk kez bir kadın subayımız amiral oldu. Hem de Erdoğan döneminde ve AK Parti hükümetinde!
Artık dağılsak mı ey Türk gençliği, ne dersiniz?
Kalınız sağlıcakla efendim…