HER sabah yeni gelen
günün aydınlığıyla gözlerimi açtığımda, yine bir yığın karar vermem gereken
durum olduğunun farkına varıyor ve gülümsüyorum. Neden mi? Çünkü karar
vereceğim bir şeylerin olması, benim için hayatın devam ettiğinin
göstergelerinden bir tanesi.
Sabahları
yaptığım rutinleri cepte sayıyor ve kahvaltı için ne hazırlayacağıma, ne
giyeceğime, gün içinde hangi işleri bitireceğime, arkadaşımla kaçta kahve
içebileceğime, akşam için ne yemek yapılacağına ve daha birçok konuya dair karar
veriyorum.
“Karar”
kelimesi, sözlüklerde “bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin
yargı” anlamıyla yerini alıyor. Burada kendimce bir kırmızı kalemle
işaretlediğim nokta, verdiğimiz bütün kararların “bir düşünme süresi sonunda”
oluşması üzerinde duruyor.
Evet,
her gün onlarca karar vermek durumunda kalabiliyoruz. Geniş bir süreci
düşündüğümüzde ne giyeceğimiz, hangi işi ne zaman ve ne kadar sürede
yapacağımız, akşama hangi yemeği yapacağınız gibi konular her ne kadar kısa
gibi görünüyor olsa da bir insanın yaşam süresini düşünürsek, tüm bunların hayli
zaman aldığını hesaplayabiliriz.
İnsanın,
bazen içinden geldiği gibi, bazı zamanlarda ise ince eleyip sık dokuyarak belli
düşünme aşamalarından sonra verebildiği zor kararlar vardır. Nasıl bir kariyer
plânı yapılacağı ya da evlenme teklifine ne cevap verileceği gibi önemli
kararlar söz konusu olduğunda geceler boyu uykusuz kalınabilir. Bazense aracımızı
aniden frene basıp durdurmamız ya da yön değiştirmemiz gereken anlar vardır.
Yani olabildiğince anlık almamız gereken kararlar... Anlık kararları alabilmek
de bir hayli zordur; sadece düşünme süreniz kısa olduğu için zamanınızdan
çalmaz, lâkin sonuçları açısından insan kendini yüksek bir dağın karşısında
buluverir.
Kabul
ediyorum, karar vermek, birçoğumuz için oldukça zor bir süreçtir. Fakat bir
karar verdiğimizde, ilerlediğimiz süreç, hedefi ve hemen akabinde hedefin bizim
için değerini belirlemek, bu hedefe ulaşabilmek adına uygun seçenekleri
belirlemek ve bu seçenekleri analiz süzgecinden geçirerek yine hedefimizi
karşılayacak olan olasılıklara karar vermekle şekillenir. Seçenek tercihimizden
sonra elde ettiğimiz tecrübeyi daha sonraki kararlarımızda kullanmak üzere
kaydederiz.
Bu
süreci yazıya dökerken, mantığım bunun uygun bir yöntem olduğunu söylese de
aklım bunun gerçekte böyle olmadığını söylüyor. Duygularımız ve içgüdülerimiz zaman
zaman bu sürecin işleyişini bozar. İllâ ki yetişkin olmanıza gerek yok, henüz
küçük bir çocukken bile elinizi sıcak bir çaydanlığa bir kere dokundurduğunuzda
ve eliniz yandığında, artık bir daha elinizi çaydanlığın üstüne bastırmak gibi
bir karar vermezsiniz. Çünkü bu, bilinçli bir tercihten çok, öğrenilen bir
davranıştır.
Kimi
zamanlarda ise, farkında olarak ya da olmayarak, etki altında kalarak karar
veriyoruz. Kimi zaman bir olaydan, kimi zaman bir resim veya sesten, kimi
zamanlar da okuduğumuz bir satırdan etkilenebiliyoruz. Geçenlerde izlediğim bir
televizyon programındaki yabancı uyruklu bir bayan, “Ben artık İslâm dinini
seçtim ve bir Müslüman gibi yaşamaya karar verdim” dedi. Bunun üzerine
duygulandım. “Bu kararı nasıl verdin?” diye sorduklarında, “Kur’ân-ı Kerim’i
dinlediğimde söylenen kelimeleri anlamıyordum, ama kalbimin atışının hızlandığını
fark ettim” dedi. O an tam olarak ne hissettiğini anlamama imkân yok, ama belli
ki kalbine kocaman bir yıldız doğmuş. Her ne sebeple, kime veya neye göre almış
olursa olsun, dilerim bu ve bunun gibi güzel kararlar artsın, eksilmesin!
Bizler,
“Güneşi sağ elime, ayı sol elime verseniz dahi dâvâmdan vazgeçmem!” diyerek
kararlılığını ifade eden ve Kâbe’ye Hacerü’l-Esved taşının yerleştirilmesi
aşamasındaki tartışmada kararı verip o tartışmaya giren herkesi örtünün bir
ucundan tutturarak taşın yerleştirileceği yere kadar taşınmasını sağlayan ve
son noktada Kendi mübarek elleriyle şimdiki yerine yerleştiren Hazreti Muhammed
(sav) ümmetiyiz.
Siyâsî
kararlarımız yok mu? Onlar da var elbette hayatımızda; zaman zaman ülkemizin,
kendimizin ve çocuklarımızın geleceği adına oy kullanarak kararlarımızı
belirtiyoruz.
Hayatımızda
her gün ve her an, yaşadığımız bir süreç içerir karar vermek ve özünde ne istediğimizi
bilmemizle ilgili.
Aldığımız veya alacak olduğumuz yeni kararlarda ve aldığımız kararların güzel sonuçlarında buluşmak dileğiyle...