Dijital dünyada çocuk haklarının korunması

Dijital dünya günümüzde baş döndürücü bir hızla gelişiyor. Ekonomik yaşamı olduğu kadar sosyal yaşamı da etkileyen bu dönüşümün özellikle çocuklar açısından dikkatle ele alınması gerekiyor. Çocukların bir yandan çevrimiçi katılımlarını artırma, bilgi edinme, oynama ve dinlenme gibi haklarının korunması adına hareket edilirken, diğer yandan karşılaşabilecekleri sömürülme, zorbalık, şiddet ve mahremiyetin ihlali gibi tehlikelere karşı da bir dizi önlemin hayata geçirilmesi büyük önem taşıyor.

DİJİTAL dünya, bugün yaşamın hemen her alanına etki eden bir gerçeklik olarak yer alıyor. Bir taraftan sunduğu ekonomik fırsatlar, diğer taraftan iletişimde sağladığı kolaylıklar dijital dünyanın giderek yaşamın merkezine konumlanmasına katkı sunuyor. 

Dijital dönüşümün günümüz dünyasına sağladığı sayısız katkının yanı sıra toplumsal hayata yönelik yarattığı olumsuz etkiler de tartışılmaya devam ediyor. Bu noktada özellikle çocukların giderek internet ve sosyal medyada aktif hâle gelmesi hem elde ettikleri faydalar hem karşı karşıya kaldıkları tehlikeler nedeniyle araştırmacıların dikkatini çekiyor. 

Dijitalleşmeye yönelik güncel dijital verilere bakıldığında gerek sosyal medya, gerek e-ticaret, gerekse mobil uygulamalar üzerinden dijital dönüşümde hissedilir düzeyde bir artış olduğunu ifade etmek mümkün. Dünya genelinde yayınlanan istatistiklere göre, 2023 yılı itibariyle mobil telefon kullanıcı sayısının 8,46 milyar ve kullanım oranının % 105,6, internet kullanıcı sayısının 5,16 milyar ve kullanım oranının % 64,4; aktif sosyal medya kullanıcı sayısının ise 4,76 milyar ve kullanım oranının % 59,4 değerlerine ulaşmış olduğu görülüyor. 

Ayrıca, internet kullanıcılarının toplam nüfusa yüzdesi incelendiğinde bu oranın da Batı Avrupa’da % 93,5, Kuzey Avrupa’da % 97,4 ve Kuzey Amerika’da % 92 dolaylarında bulunduğu belirtiliyor. Aynı oranın dünya ortalaması değeri ise % 64,4 olarak yer alıyor. 

Ülkemizdeki istatistikler incelendiğinde ise mobil telefon kullanıcı sayısı 81,68 milyon ve kullanım oranı % 95,4; internet kullanıcı sayısı 71,38 milyon ve kullanım oranı % 83,4; aktif sosyal medya kullanıcı sayısı 62,55 milyon ve kullanım oranı % 73,1 şeklinde sıralanıyor. Dünya geneli ve ülkemiz arasındaki değerler karşılaştırıldığında ülkemizin internet ve aktif sosyal medya kullanımında dünya ortalamasının üzerinde yer aldığı görülüyor.[1]

“Genel Yorum No.25” dijital dünya ve çocuk hakları konusunu anlatan kapsamlı bir belge olarak dikkat çekiyor

Günümüzde araştırmalar her üç internet kullanıcısından birinin çocuk olduğunu gösteriyor. Bu durum dijital dönüşüme yönelik daha hassas bir bakış açısını da gerekli kılıyor. Bu noktada Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi’nin “Dijital Ortamlarda Çocuk Hakları”na ilişkin hazırladığı “Genel Yorum No.25” dijital dünya ve çocuk hakları konusunu anlatan kapsamlı bir belge olarak dikkat çekiyor[2]. 24 Mart 2021 tarihinde yayınlanan belge, çocukların dijital ortamlarda maksimum fayda sağlama hakları ile aynı ortamlardan gelebilecek potansiyel zararlardan korunmaları konularında dengeli bir duruş ortaya koymaya çalışıyor. Aynı zamanda dijital ortamlarda ticarî menfaatler ve çocukların yüksek yararı arasında bir tercih yapılması söz konusu olduğunda önceliğin her şartta çocuğun yüksek yararının gözetilmesi gereğinin altı çiziliyor. Belgenin sunduğu önemli bakış açılarından biri de çocukların dijital ortamlardaki sorumluluğunun salt ailede görülmeyip devletin bu aşamada daha aktif bir sorumluluk alması gereği.

Genel Yorum No.25’te yayınlanan metin, devletlere ve yetişkinlere çocuk haklarının korunması için yapılması gerekenleri anlatıyor. Buna göre temel başlıklar ve açıklamalar şu şekilde sıralanıyor:

Ayrımcılığa Uğramama Hakkı: Bu madde, çocuklara ayrımcılık yapılamayacağı üzerinde duruyor. Çocukların kendilerine özgü çeşitli ihtiyaçları ve özellikleri haklarına eşit erişimlerinde asla bir engel oluşturamayacağının altı çiziliyor.

Çocuğun Yüksek Yararı: Bu maddede, çocuğun haklarına erişmesi ve kullanabilmesi için mümkün olan en iyi yolu seçmenin çocuğun yüksek yararına göre hareket etmek olduğu belirtiliyor. Bu doğrultuda çocuklarla ilgili alınan ve uygulanan kararlarda bunların çocukları nasıl etkileyeceği düşünülerek onların faydasına olacak şekilde kararlar alınması gereği önemle vurgulanıyor.

Yaşama, Hayatta Kalma ve Gelişme Hakkı: Bu madde ise, çocukların hayatta kalması, büyümesi ve gelişmesinde devletlerin ve yetişkinlerin görevine dikkat çekiyor.

Katılım Hakkı: Bu maddede altı çizilen unsur ise çocukların görüş hakkı olarak yer alıyor. Buna göre çocuklar yaşamlarını etkileyen her konuda görüş hakkına sahiptir. Dolayısıyla, yetişkinlerin ve devletlerin onları ciddiyetle dinlemesi, saygı göstermesi ve kararlara dahil etmesi gerekiyor.

Dijital dünyada çocuk hakları hususunda Genel Yorum No.25’te yayınlanan metinde bahsi geçen diğer haklar ve özgürlükler ise şu şekilde ele alınıyor:

Doğru Bilgiye Erişim Hakkı: Bu noktada özellikle devletlerin çocukları da etkileyebilecek yalan haber, zararlı içerik ve suç unsurlarını teşvik eden bilgilerin yayılmasını önlemede önemli bir sorumluluğu bulunduğu belirtiliyor.

İfade Özgürlüğü: Bu maddede çocukların dijital ortamlarda fikirlerini ve siyâsî görüşlerini herhangi bir tehdit unsuruyla karşılaşmaksızın açıklayabilme hakkı üzerinde duruluyor.

İnanç ve Düşünce Özgürlüğü: Bu maddeye göre, çocukların inanç ve düşünce özgürlüğünü kötüye kullananlara karşı önlem alınması oldukça önem taşıyor.

Dijital Dünyada Katılım ve Örgütlenme Özgürlüğü: Bu maddede, çocukların kendileri ile benzer düşüncelere sahip akranları ile planlama yaparak karar vericilere ulaşmak amacıyla dijital dünyayı kullanmakta özgür olduğu ifade ediliyor.

Kişisel verilerin Korunması ve Mahremiyet: Bu maddede, ilgili belgeye taraf devletlerin çocukların kişisel verilerinin korunması için önlemler alması ve özel hayatın gizliliğini gözetmesi gereğine vurgu yapılıyor. 

Dijital Kimlik: Bu maddede ise çocukların eğitim, sağlık ve sosyal yardım gibi konularda fayda sağlayabilmeleri adına doğduklarından itibaren bir dijital kimlik kaydının önemine değiniliyor.

Dijital dünya günümüzde baş döndürücü bir hızla gelişiyor

Genel Yorum No.25’te üzerinde durulan mevzulardan biri de dijital şiddet. Söz konusu metinde, dijital ortamlarda çocukların başkaları tarafından şiddet görme, zorbalıkla karşılaşma, baskı altında kalma ve kendilerine zarar verme gibi olası durumlara karşı korunması noktasında gerek aile gerek devletin birlikte hareket etmesinin altı çiziliyor. Çocukların dijital dünyadan maksimum faydayı sağlarken uğrayabileceği olası risk ve zararların önüne geçilmesi adına özellikle ailelerin bilinçlenmesi kritik bir aşama olarak belirtiliyor. Burada taraf devletlerin dijital rehberlik hizmeti sağlaması gereğine özellikle vurgu yapılıyor.

Metinde yer alan bir diğer önemli başlık ise engelli çocuklara ilişkin. Buna göre, engelli çocukların da dijital ortamlardan yararlanmasının sağlanması amaçlanıyor. Bu amaç doğrultusunda yeni yol ve yöntemlerin geliştirilerek dijital içeriklerin erişilebilir hâle gelmesi adına çalışmaların yapılması gereğine değiniliyor. Örneğin sesli anlatımların hazırlanması, işaret dili kullanımı ve görsel desteklerin artırılması engelli çocukların katılımının sağlanması için yapılabilecek çalışmalardan birkaçı olarak sayılıyor. 

Sözün özü, dijital dünya günümüzde baş döndürücü bir hızla gelişiyor. Ekonomik yaşamı olduğu kadar sosyal yaşamı da etkileyen bu dönüşümün özellikle çocuklar açısından dikkatle ele alınması gerekiyor. Çocukların bir yandan çevrimiçi katılımlarını artırma, bilgi edinme, oynama ve dinlenme gibi haklarının korunması adına hareket edilirken, diğer yandan karşılaşabilecekleri sömürülme, zorbalık, şiddet ve mahremiyetin ihlali gibi tehlikelere karşı da bir dizi önlemin hayata geçirilmesi büyük önem taşıyor.