Devlet yönetmek ile dünürcü olmak arasındaki benzerlikler

Dünyaya nizam vermek üzere evvelâ etrafımızdan başlayacağız. Bunun için, başkalarının kurdukları düzeni yıkacağız. Ve yerine temeli adalet olan mülkü koyacağız! Bu yüzden yaşasın devlet, yıkılsın kahpe düzen!

SON günlerde Suriye’deki Esad rejimi ile görüşme imaları ve de İsrail’de büyükelçilik açma kararı, Türkiye’de ciddî reflekslerle karşılaştı.

Bu çok doğal. Zira mahalle delikanlılığı seviyesinde siyaset algısına sahibiz. Adalet ve hakkaniyet esasını korumak noktasında bu huyumuzu çok ama çok seviyorum.

Ancak diplomasi, çok ağır bir dünürcülük siyasetine benzer. Herkesin başına gelmeyeceği için anlaşılmaz bu durum.

Her dünürcü taraf, kendi tarafının en helâl süt emmiş evlada sahip olduğunu düşünür. Haydi bu bir yanda kayıtlı kalsın da, evladın anne ile babadan sakladığı sırları da olabilir.

Allah bu tip durumlarla karşılaştırmasın ama herkes tam muhabbet ve tam da ağız tadıyla evladını evlendiremez.

Olur ya, kız çok ister oğlanı, kızın babasının gözü tutmamıştır da kızı çok hastalanır, yataklara düşer, yavrusunun gözünün önünde eriyip gittiğini gören baba “He!” der, “Yeter ki canı sağ olsun”.

Yahut oğlanın anasıyla babası kızın anasıyla babasını ikna eder, Allah’ın emri ve Peygamber’in kavliyle isterler, nişan, nikâh, düğün derken çocuk bile olur. Bir de öğrenirler ki oğlanın gönlü meğer başkasındaymış…

Nasıl idare edeceksin?

Dünürcüler nasıl idare edecek, eş olacaklar veya olanlar nasıl idare edecek?

Kız ile oğlan, gelin ile güvey muhteşem bir muhabbete sahiptir, oğlanın tarafı gelin kızlarını acayip seviyordur, ama kızın babasının mesleği problemlidir. Nasıl idare edeceksin, ne diyeceksin?

Veya tam tersi… Bir şekilde onlarca kombinasyon yapmak mümkün… Siyaseti nasıl yürüteceksin?

Her şey güzel gider, eşler iyidir, annelerle babalar huzurludur… Tak! Oğlanın amcası bir terör örgütüne üye olmaktan hapse düşmesin mi? Hatta oğlanın amcasının, vaktiyle gelinin dayısına zulmettiği ortaya çıkmasın mı? Görüyor musun? Bunlar hep insan için birer imtihan!

“Filistinli kardeşlerimiz üzülür, Suriye’deki kardeşlerimiz arasından hizipler çıkar” düşüncesi çok doğrudur ve dikkat edilmelidir.

Bu tavsiyeyi yaparken, örneğin “1990’ların Türkiye’sine, 1990’ların devlet aklına sahip olmadığımızı da düşünmeliyiz” diye geçiyor aklımdan.

Ve hatırlıyorum…

Dünyaya nizam vermek üzere evvelâ etrafımızdan başlayacağız. Bunun için, başkalarının kurdukları düzeni yıkacağız. Ve yerine temeli adalet olan mülkü koyacağız!

Bu yüzden yaşasın devlet, yıkılsın kahpe düzen!