GEÇEN hafta, “Alınan kararlarda aksama, gecikme, yanılma
nerelerde oldu? Uygulamada yaşanan zorluklar ne idi?” diye sormuştuk. Bana
ulaşan yanıtların bir kısmı gülümsetti, bir kısmı da can yaktığı belli olan
üzücü deneyimlerdi.
Pandeminin
ilk döneminde hızla kararlar alındı, uygulamalar hızla başladı ve emsal
ülkelere nazaran oldukça başarılı bir yönetim izlendi. Neyin nasıl, kim
tarafından gerçekleştirileceğinin belirlenmeye çalışıldığı ilk haftaların
karmaşasını bir yana koyarak değerlendirmek daha doğru olacaktır sanırım. İlk
kez bu ölçekte yaşanan bir krizin yönetimi evvelki deneyimler olmaksızın zor
olabilecekti, beklendiği şekilde yaşandı.
Ancak
yaklaşık üç ayın sonunda geldiğimiz noktada, vatandaşı zorlayan, sistemin
işleyişini güçleştiren hususların hâlâ çözülememiş olması, hizmet vereni de,
alanı da olumsuz etkiledi.
Sosyal
yardım taleplerinde ve pandemi desteğinde yaşanan ânî yığılmanın getirdiği yük
ayrı bir sorundu, bu başvuruların değerlendirilmesinde özellikle ilk aşamada
dar zamanda çok eleme yapılmasının getirdiği sonuçlar ayrı bir sorun. Bu
başvurularda, vicdan süzgecinden geçmemiş olumsuz örneklerden bahsetmiştik. Bunun
sistemle değil, bu sistemin yetiştirdiği insanın özellikleri bağlamında ahlâkî
sorunlarla ilgisi var; o apayrı bir yerde yürek sızısı olarak durmakta…
Diğer
sorun, yüksek riskli gruplarda ve taşıyıcı potansiyeli yüksek yaş gruplarında
uygulanan kısıtlamalar konusunda yaşandı. 65 yaş üstünün ve gençlerin sokağa
çıkmamaları, elbette gelinen güzel noktada güzel sonuçlara ulaşmamızı sağladı.
Ancak iş o hâle geldi ki, bahçeli evine gitmek için yahut tarla/bahçe bakım
işlerini yapmak için izin talep edenlerin talepleri karşılanmadı ve evlerine
hapsedildiler.
Kontrollü
olarak kısıtlamaların gevşetildiği bir dönemde AVM’ler açılırken insanların kimseyle
temas etmeden rahatlayıp işlerini yapabilecekleri alanlara çıkma izni
verilmemesi tartışılmalı. Hayvancılık yahut tarım işlerine dair belgesi olanlar
sorun yaşamazken, bu belgelere sahip olmadığı hâlde gayet cesur bahçe bakımını
bahane edenler bir yanda, acil hastane işlemleri için bile saatlerce izin
çıkmasını bekleyenler diğer yanda idi.
Bir
diğer şikâyet, annesi babası pandemi döneminde de çalışan çocukların bakım
veren kişiye bırakılabilmesi için izin düzenlenmesi talebine, “20 yaş altı çocukların hastane dışında
sokağa çıkmaları yasaktır” şeklinde gelen yanıta ilişkin idi. Görünen o ki,
evde tek başına kalamayacak yaştaki çocukların anne ya da babasından biri
izinli değilse çocuklar mecburen çıkarıldı ve yolda denk gelen denetim ekibinin
inisiyatifine göre değişti bu durumda ceza alıp almamak… Genelgede buna ilişkin
bir düzenlemenin gerekliliği ortada değil mi?
Sokağa
çıkma yasağının olduğu günlerde özellikle artan araç ve nakil ihtiyacı,
vatandaşın çözümsüz kaldığı konulardan biri oldu. Bu durum özellikle dar
gelirli kesimin zaten belli sayıda çalışan taksilere ulaşımını zorunlu hâle
getirdi ve mâliyeti açısından mağdur etti.
Bütün
konuları kapsayan bir başka husus, aktif çalışan bütün ekiplerin
bilgilendirilmesi... Süreç devam edecek ya da ikinci dalga şeklinde
tekrarlanacak olursa, plânlamanın ilk adımında ve sonraki değişimlerde kim, ne
zaman, nerede, hangi sınırlarda yetkili, istisnaî ve acil durumlarda en hızlı
bilgilendirmenin nasıl yapılacağı gibi soruların net şekilde cevabının
verilmesi elzem.
En
çok dile getirilen bir başka eleştiri, kısıtlamaların artık can sıktığı.
Özellikle her türlü yasakta kendini yasaklardan muaf gören ve tedbirleri hiçe
sayan insanların varlığını görmek, kısıtlanan insanların öfkesini arttırıyor.
65
yaş üstü maaş ödemeleri evlere giden ekiplerle yapılarak karşılandı. Ancak
farklı bankacılık işlemleri konusunda bankaların beklenen kolaylığı
göstermemesi, belediyelerde emlâk vergisi gibi konularda ödeme ertelemesinin
olmaması, ödeme işlemlerinde yaşanan sorunlardan oldu. Bu kesimde internet
kullanamayan insanlar, aynı şekilde Devletin sosyal yardımlarına müracaatta en
çok sorun yaşayan kesim oldu.
Geçtiğimiz
hafta alınan kararla izin taleplerinde yaşanan artış sonucu sistemdeki tıkanma
ve ulaşamama şikâyetleri şu anda zirvede.
Bölgesel
ölçekte çözümlerin bizzat il ve ilçe yetkili mâkâmlarınca üretilmesi,
uygulamada görülen sorunların bizzat yerinde tespiti ve özel çözümlerin
uygulanması mümkünken, pandemi ile mücadele de yine sadece Başkan Erdoğan ve
ekibinin çözümleri üzerinden yürütülmüş görünüyor. İnisiyatif alan yetkililerle
bölgeye mahsus gereksinimlerin karşılanması üst düzeyde gerçekleşebilirdi.
Bundan sonra artacak ekonomik etkileri için yeni çözümlerin uygulanmasında etkili iletişimin ve bilgilendirmenin süreceğini umarak, her aşamada tüm yetkililere ve vatandaş olarak hepimize kolaylıklar diliyoruz. Elbet bunu da aşacağız.