
DEPRESYON, kelime olarak günlük hayatta çok duyduğumuz, belki yaşadığımız ama tanımlamakta ya da yardım almaktan kaçındığımız bir duygu durum bozukluğudur.
Depresyon, ruh sağlığı sorunları içinde en yaygın görülenidir. Kişinin yaşam kalitesini, ailesini, işini ve insanlarla olan ilişkilerini olumsuz yönde etkileyebilir. Günlük hayatta “Depresyondayım” veya “Kendimi hiç iyi hissetmiyorum” gibi yakınmalara şahit oluruz. Tabii bunu söyleyen herkes gerçekten de depresyonda olmayabilir. Karamsarlığa yatkın kişilerde bu ağız alışkanlığı olabiliyor. Bu, kişinin kendi kendine teşhis koyabileceği bir şey değildir. Eğer depresif ruh hâli on beş günden fazla sürüyorsa, bir uzmandan yardım almasının faydası vardır. İhmal edilirse, tedavi süreci uzar.
İnsanlar yardım almak için başvurduklarında genelde kendi istekleriyle gelmiyorlar. Aile fertlerinin zorlamasıyla yardım almak için arıyorlar ya da aileden biri onların adına arayıp randevu almak istiyor. Çünkü kişi hasta olduğunu kabul etmiyor, farkında değil veya toplum gözünde “hasta” ve “deli” gibi yakışıksız ifadelerden korktuğu için kendini ve hastalığını gizleme yoluna gidiyor. Nasıl ki dişimiz ağrıdığında çekinmeden diş hekimine gidebiliyorsak, yardım almamız gerektiğinde de çekinmeden ruh sağlığı uzmanlarının kapısını çalabilmeliyiz.
Depresif belirti depresyon değildir
Her insan yaşamı boyunca kendisini üzgün, çaresiz, isteksiz hissedebilir; bu normaldir. Çünkü insanız ve tüm duyguları yaşamalıyız. Hayatımızda mutluluk olduğu gibi hüzün de olabilir; bu, kaçacağımız ya da bastıracağımız bir şey değil. Depresyon, sebepsiz başlayabileceği gibi depresyonu başlatan bir olay veya tetikleyen bir faktör de olabiliyor. Bu durum üç gün sürerse depresyon sayılmıyor. Buna “depresif belirti” diyoruz. Depresif belirti, her insanın zaman zaman yaşayabileceği, birkaç saat veya bir iki gün süren bir durumdur. İstatistikler, toplumun üçte birinin son bir yıl içinde depresif belirti yaşamış olduğunu gösteriyor (Tarhan, 2024).
Depresyon nedir?
Depresyon, bireylerin psikolojik olarak kendilerini iyi hissetmediği, çok uzun süreler devam edebilen ve günlük hayatı etkileyen bir rahatsızlıktır. Sözcük anlamı “çökünlük” olan depresyon, kendine özgü belirtileri olan; kişinin duygu, düşünce ve davranışlarını olumsuz etkileyerek ilişkilerini, meslekî ve sosyal becerilerini, fiziksel sağlığını bozan önemli bir duygu durum bozukluğudur.
Depresyonun belirtileri
Hiçbir şeyden zevk alamamak: Depresyonun en temel belirtisi, hayattan eskisi kadar zevk alamamaktır. Kişi, eskiden hoşlandığı şeylerden artık hoşlanmaz hâle gelir. Sağlıklı bir insana doğan güneş, yağan yağmur, çiçek kokusu ve komik bir fıkra mutluluk duygusu verir. Ama kişi depresyondaysa bu mutluluk duygusunu ve yaşama sevincini pek hissedemez. Hayat ona boş ve anlamsız gelir. İnsanlar komik bir olaya gülerken o gülmez ve “Bunlar niye gülüyorlar?” diye düşünür. Daha önce hayâlini kurduğu şeye kavuşunca, ailesi “Tamam, şimdi mutlu olacak!” diye düşünürken o, “Hiçbir duygu hissetmedim” diye tanımlayabilir.
Hayattan zevk alamama hâli, depresyon ağırlaştıkça hayata katlanamama hâline dönüşür. Hayat, zevk veren bir şey olmaktan çıkar, bir acı kaynağı haline gelir. Depresyondayken saniyeler geçmek bilmez, asır gibi gelir.
“İçimden hiçbir şey gelmiyor”: Depresyonun diğer temel belirtisi, isteksizliktir. İsteksizlik genellikle önce ertelemeyle ortaya çıkar. Sorumluluk gerektiren faaliyetlere ilgi azalır. Meselâ, kişi işe gitmek istemez, gitse de zorlanır. İşiyle ilgili hatalar yapar. Ev hanımı ise ev işlerini yarım yamalak yapar ya da hiç yapmaz. Öğrenci ise bir türlü masanın başına oturup çalışmaya başlayamaz. Otursa bile kitap ona, o kitaba bakıp durur (Tan, 2018).
İsteksizlik, depresyonun temel belirtilerinden biridir. İnsanın içinden hiçbir şey yapmak gelmez. Ağır depresyonda yataktan bile çıkmak istemez.
Sebepsiz sıkıntı, bunaltı, huzursuzluk, heyecan, gerginlik ve sinirlilik hâlleri, depresyonda sık rastlanan belirtilerdendir. Depresyonda olan kişi bu durumda “Bunalıyorum, içim daralıyor, ruhum daralıyor” diye ifade edebilir. Genellikle bu şikâyetlerin durduk yere sebepsiz geldiğini söyler.
Bazı depresyon hastalarında sebepsiz bir heyecan görülür. “İmtihana girecek bir öğrenci gibi heyecanlıyım” veya “İçimde sanki kötü bir haber alacakmışım gibi bir his var” diye tarif edebilirler. En ufak bir sesten tedirgin olurlar. Telefon çalsa, kapı zili çalsa hemen irkilirler.
Her insan gün içinde huzursuzluk ve sıkıntı yaşayabilir; ancak depresyon hastalarında bu şikâyetler şiddetli ve uzun sürelidir.
Gerginlik: Çoğu hasta sabah sıkıntıyla uyanır. Depresyon hastalarında bu sabah sıkıntıları bezdiricidir. Ufak bir üzüntü karşısında gerildikleri gibi, üzücü bir olay yaşamasalar bile gergin olurlar. Uykuda dahi gergin olduklarını, sabah her yerleri sızlayarak ve kaskatı vaziyette uyandıklarında fark ederler.
Endişe ve korku: Depresyondaki kişi endişelidir ve çok kolay kaygılanır. Yakınlarının başına kötü bir şey geleceğinden korkar. Çocuklar okul gezisine gittiğinde, onların başına bir şey gelecek korkusuyla sık sık öğretmenlerini arayarak bilgi alırlar. Arabasıyla uzaktan onları takip eden veliler de vardır. Aklı hep kötü ihtimallerle doludur. Felaket senaryoları yazar durur.
Uykusuzluk: Depresyon hastalarının yüzde 90’ının uykusu azalır. Uyku azalması üç şekilde olur:
1. Yatağa girdikten sonra bir süre uykuya dalmada güçlük. Bazı hastalar, yarım saat ile bir saat kadar uykuya dalmada zorluk çekerken, kimileri ise sabaha kadar gözlerini kırpmaz.
2. Uykuya daldıktan sonra uyanma. Gece sık sık uyanırlar.
3. Sabah erken uyanma. Gece geç bile yatsalar, sabah erken uyanırlar. Hastaların yüzde 10’unda ise uyku artışı olduğu gözlemlenmiştir.
Yeme bozuklukları: Depresyon hastalarının yüzde 90’ının iştahı azalır. Hastalarda genellikle kilo kaybı görülür. Kişi diğer şeylerden zevk almadığı gibi, yiyip içmekten aldığı zevki de kaybeder. “Bitkin düşmemek, hatta ölmemek için kendimi zorlayarak yiyorum”der. Hastaların yüzde 10’unda iştah ve kilo artışı gözlemlenir. “Lezzet almadan, şuursuzca yiyorum, farkına varmadan yemeğe saldırıyorum” derler.
Yorgunluk: Depresyon, yorgunluğun en yaygın sebeplerinden biridir. Bedensel hastalıklara bağlı yorgunluklarda kişi iş yapmak ister, ancak yorgunluk buna engel olur. Depresyonda ise kişi hem isteksiz hem de yorgundur.
Unutkanlık, konsantre olamama: Unutkanlığın guatrdan B12 vitamini eksikliğine kadar pek çok sebebi olabilir. “Hiçbir şey düşünemiyorum, söylenenleri anlamıyorum, etrafımda konuşulanların farkında değilim” gibi şikâyetlerin altında genellikle depresyon yatar. Hasta kararsızlıktan yakınır, basit bir konuda bile karar vermekte zorlanır.
Değersizlik duyguları, kendine güvensizlik: Acı bir olay karşısında herkes üzülür. Depresyonun üzüntüden önemli bir farkı, depresyon geçiren bir kişide beliren değersizlik duygularıdır. Depresyondaki kişi kendisini yetersiz, başarısız ve çirkin görür. Hatta bunlara sıklıkla suçluluk ve günahkârlık duyguları da eklenir. (Tan, 2008) Geçmişteki başarıları, iyi şeyler zihninden silinirken, küçük hatalar kişinin gözünde büyür.
Depresyonun türleri nelerdir?
Majör depresyon: Klinik depresyon olarak da bilinen majör depresyon, depresif ruh hâli ile kişinin en az iki hafta boyunca sürekli olarak kendisini üzgün ve duygusal olarak çökmüş hissettiği, herhangi bir şeyden keyif alma yeteneğinin azaldığı depresyonun şiddetli hâlidir. Psikolojik bir duygudurum hastalığı olarak tanımlanan majör depresyon, kişinin rutin yaptığı aktivitelere karşı duyduğu ilgiyi azaltarak hayattan soyutlaşmasına yol açar. Majör depresyon, kişiyi hayattan koparacak duruma gelmeden tedavi edildiğinde kontrol altına alınabilir; ancak tedavi edilmeyen majör depresyon vakaları uzun ve kalıcı bir hâl alabilir.
Katatonik özellikli majör depresif bozukluk: Motor davranış bozukluklarını ve diğer semptomları içeren, nadir fakat şiddetli bir depresyon şeklidir. Kısaca, bireyin hem hareket hem de duygusal ifadesinde gözle görülür değişiklikler olması demektir. Literatürde katatoniyle ilgili 40’tan fazla belirti tanımlanmıştır (Asan, 2019). En belirgin özellikler; katatonik depresyon bireylerinde nedensiz kas hareketleri, alışılmadık beden pozisyonları, başkalarının söz veya hareketlerini tekrar etme ve hiç konuşmama gibi durumlarla kendini gösterir.
Distimi: Kronik ama hafif bir depresyon türüdür. Kişiler en az iki yıllık süre içerisinde zamanın yarısından fazlasında depresif hissederler ya da her zaman yaptıkları etkinlik ve eğlencelerden normal hâllerine göre çok az zevk alırlar. Bu bozukluğun belirleyici özelliği kronik olmasıdır.
Doğum sonrası (postpartum) depresyon: Genellikle doğumdan sonraki 2-8’inci haftalar içinde başlayan ve en az iki hafta, en çok bir yıl kadar süren bir depresyon türüdür.
Mevsimsel depresyon: Bu depresyon tipi, atipik depresyona benzer ve mevsimsel olarak iklim değişikliğine bağlı olarak ortaya çıkar. Depresyon mevsim evresi bittiğinde insanlar genellikle iyileşir ve normal işleyişlerini geri kazanırlar.
Atipik depresyon: Atipik depresyonda olan kişilerde ani duygu değişimlerinin yanı sıra iştah artışı veya azalma, aşırı uyuma, ani kilo kaybı ve kollarda veya bacaklarda ağırlık hissi gibi belirtiler görülmektedir.
Araştırmalar göstermiştir ki depresyon yirminci yüzyılda artış eğilimindedir, ancak bunun nedenleri belli değildir. Sosyoekonomik değişiklikler, aileler ve topluluklardaki bölünmeler, genç kuşaktaki özellikle işsiz olanlar, umutsuzluk duyguları ve beklentilerdeki artışın etkisi olabilir (Sayar, 2024). Eğer depresyondan yakınıyorsanız, başarısız hissediyorsanız, kendinize yönelmiş yoğun bir öfkeniz varsa, hayatı yaşamaya değer bulmuyorsanız, kapana kısılmış hissediyorsanız ve kurtulma umudunuz yoksa, duygularınız her ne olursa olsun, yalnız olmadığınızı hatırlayın. Dünyadaki milyonlarca depresyondaki insan sizinle aynı duyguları paylaşıyor. Elbette bunu bilmek depresyonunuzu daha az ıstıraplı hâle getirmez, fakat bu sorunun sizden değil de zihninizden kaynaklandığını anlamanıza yardımcı olur. Bu duygular depresyonun bir parçasıdır. Bazen depresyonda olmayan insanlar sizi anlamazlar ve kendinizi toplamanızı söyleyebilirler. “Unut gitsin” veya “Takma kafana” derler, fakat bu, sizinle ilgili bir şeylerin kötü olduğu anlamına gelmez. Bu sadece onların sizi anlamakta zorlandıkları anlamına gelir.
Depresyon, tedavi edilebilir bir duygu durum bozukluğudur. Unutmayın, yalnız değilsiniz. Bir adım atıp yardım istemekten çekinmeyin.
Sağlıklı günler dilerim.