Deprem sonrası yeniden dirilişin Nene Hatunları

Eminim, deprem sonrası yeniden diriliş için seferber olan milletimiz arasında Alime Hala’nın hikâyesine benzer çok sayıda hikâye ve bu hikayelerin öznesi olan nice Nene Hatunlar var. Bizi ayakta tutan, düştüğümüz yerden yeniden kaldıran, düştüğümüz yerden yeniden dirilten de bu Nene Hatun ruhu ve bu ruhu taze tutan Alime Halalar…

ÜLKEMİZ, 6 Şubat Pazartesi günü art arda iki büyük depremle sarsıldı. 110 bin kilometrekarelik yüzölçümünü içine alan 10 ilimizde büyük bir yıkıma sebebiyet veren depremlerden hemen sonra ülke olarak teyakkuza geçtik.

Tüm kamu kurumları ve STK’lar bir can daha kurtarabilmek ve depremin yaralarını sarmak için bölgeye koştu. Bölgeye gidemeyenler ise maddî yardımlarda bulundular. Kimi okul harçlığını gönderdi, kimi ahırındaki düvesini depremzedelere bağışladı.

Bu bağışlar ve yardımlar içerisinde öyleleri vardı ki, adeta ülkemizin birlik ve beraberlik bilincinin altındaki harcın ne kadar sağlam olduğunun kanıtı gibiydiler. Bunlardan biri de Anadolu kadınının sembol ismi olan Nene Hatun ruhunun doğduğu topraklardandı: Erzurum’un Narman ilçesinde oğlu, gelini ve torunlarıyla birlikte yaşayan 81 yaşındaki Aliye Çakır…

Okuma yazma bilmemesine rağmen izan, irfan ve basireti nedeniyle çevredekiler onu “Alime Hala”, “Alime Bibi” olarak biliyorlar. Yani kimlikteki “Aliye” ismini yakınları dışında pek bilen yok.


40 yıllık tertemiz bir birikim

Alime Hala, 40 yıl boyunca, “Bir gün Hacca giderim” umuduyla dişinden tırnağından artırarak gram gram biriktirdiği ve sahip olduğu tek serveti olan altınlarının tamamını depremzedeler için infak etti. Bu bağışın aslında ilginç bir öykü de bulunuyor.

1942’de, Erzurum’un Narman ilçesinin Beyler köyünde doğan ve aynı ilçenin Serinsu köyüne gelin giden Aliye Çakır, hem kimseye yük olmamak, hem de nasip olur da Hacca giderse ibadetine herhangi bir şüpheli unsur bulaşmaması adına 40 yıl boyunca dişinden tırnağından artırdıklarını biriktirir. 14 yıl önce Hacca gitmek için eşiyle birlikte Diyanet İşleri Başkanlığı’na başvuruda bulunur. Fakat aradan geçen zaman içerisinde ismi kuradan çıkmadığı gibi Şubat 2019’da da eşini kaybeder. Ama o ümidini hep korur.

Pandemi nedeniyle Hac ve Umre ziyaretlerine yasak getirilince, Alime Hala, paraya ihtiyacı olup banka kredisi çekmek istemeyen bir yakınına bu altınları gelini aracılığıyla borç olarak verir.

Doğu, Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz bölgelerimizdeki 10 ilimizde büyük bir yıkıma sebebiyet veren Kahramanmaraş depremlerindeki acıları yüreğinde hisseden ve sürekli gözyaşı döküp kalbî dualar eden Alime Hala, “Yaşım çok geçti, yürümekte de zorlanıyorum. İsmim de kuradan çıkmıyor. Filanca borcunu ödemiş olsaydı hepsini seve seve depremzedelere infak ederdim” diyerek niyetini ortaya koyar.

Alime Hala’dan borç alan yakını ise aldığı borç hakkında Hac ücreti olduğu için ayrıca mesuliyet hisseder ve bu yüzden başka borçları da olmasına rağmen parayı denkleştirip borcunu öder.

Alime Hala bu duruma çok sevinir. Depremde yaşananları televizyon ekranlarından gördükçe gözyaşı döken, elinden kalbî dua dışında bir şey gelmeyen ve buna çok üzülen Alime Hala’nın içi büyük bir inşiraha kavuşmuştur. Hacca gitmiş gibi sevinir.

Altınlar hemen nakde çevrilir. Alime Hala, 53 bin 200 lira olarak nakde çevrilen parayı gelini ile birlikte Ziraat Bankası Narman Şubesine götürür. Banka görevlisine, depremzedelere ulaştırılmak üzere AFAD’a yardımda bulunmak istediğini söyler. Banka görevlisi önce yapılacak yardımın küçük bir miktar olduğunu zanneder ama miktarın azımsanmayacak bir rakam olup ilgili rakamın Alime Hala’nın Hac ücreti olduğunu öğrenince duygulanır ve gözyaşlarına zor hâkim olur.

Alime Hala, niyetine gölge düşer diye yaptığı bağışın gizli kalmasını istedi ama…

Alime Hala yakın bir akrabam olduğu için süreci yakından biliyordum. Durumu duyurmak istedim. Ama Alime Hala, “Sağ elin verdiğini sol el bilmemeli” hükmünü kendisine şiar edindiği, bağışı Allah rızası için yaptığı ve bunlara gölge düşeceği hissiyle hareket ettiği için paylaşım yapılmamasını istedi. Ben de saygı duyarak paylaşımda bulunmadım.

Ama yapılan bağış Alime Hala’nın inisiyatifi dışında banka görevlileri tarafından bir Whatsapp grubuna intikal ettirilince (paylaşımda infak miktarı anlatılmış ama Alime Hala’nın ismi verilmemişti) Alime Hala ile yeniden görüşerek yaptığı hayrın duyurulmasının niyetine gölge düşürmeyeceğini, tam aksine milletimizin birlik, beraberlik ve bütünlüğüne insanımızın verdiği değeri göstermesi bakımından önemli olduğunu, Bakara Sûresi’nin 148’inci ayetinde geçen “Hayır işlerinde yarışın” düsturunu hatırlatarak ve yaptığı bağışın hayırda yarışmak için başkalarına örnek olacağını vurgulayarak ismini paylaşmak isteğimi yineledim. Gönülsüz de olsa kabul etti. Zaten çok küçük bir ilçe olan Narman’da herkes bu durumu konuşmaya başlamıştı bile. Bu yazıyı da yine Alime Hala’nın izni ile kaleme alıyorum.

Eminim, deprem sonrası yeniden diriliş için seferber olan milletimiz arasında Alime Hala’nın hikâyesine benzer çok sayıda hikâye ve bu hikayelerin öznesi olan nice Nene Hatunlar var. Bizi ayakta tutan, düştüğümüz yerden yeniden kaldıran, düştüğümüz yerden yeniden dirilten de bu Nene Hatun ruhu ve bu ruhu taze tutan Alime Halalar…

Allah onları başımızdan, Nene Hatun ruhunu ruhumuzdan eksik etmesin!