Değişimden “özgür”lüğe CHP’nin “özel” yolculuğu

CHP, kavgalı geçen il ve ilçe kongrelerinden sağ çıkabilirse şayet, büyük kongrede liderlik yarışını kazanan adayla ikinci yüzyılda yeni bir güncelleme yaşayacak ve yüzde 25’lik kemik oyun temsilcilerine umut olmaya çalışacaktır.

NE zaman ana muhalefet partisi hakkında yazı kaleme alsam “Bu son yazımdır” diyorum ama nedense bu başlıktaki yazılarım son bulmuyor. Bulmuyor, çünkü CHP gazetecilere bol malzeme veriyor. Daha doğrusu, CHP bileşenleri…

Bunlardan ilk akla gelenler, son mağlûbiyetin baş mimarı Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’ndan “değişim” isteyen ancak manifestodan malzeme çalan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na, “emanetçi başkan” formülü ile kapısı çalınan eski CHP Genel Başkanı Murat Karayalçın’dan Kılıçdaroğlu’ndan icazet alarak adaylığını açıklayan Grup Başkanı Özgür Özel’e kadar sayısız isim…

Yazıya başlarken, biraz gerilere gitti ve merhum Deniz Baykal’a yapılan kaset operasyonu sonucu koltuğun yeni kiracısı olan Bay Kemal’in bir zamanlar İstanbul-Ankara arasındaki yolda yaptığı “Adalet Yürüyüşü” geldi aklıma.

5 Haziran-9 Temmuz 2017 tarihleri arasındaki yürüyüşe öncülük eden Kılıçdaroğlu, iktidardan “adalet” bekliyordu ama bugün “değişim” talebinde bulunan rakipleri bizzat kendisinden.

CHP’de sular durulmuyor

İşin ilginç yanı, CHP, başardığında da sorunlu davranışlar sergiliyor, kaybettiğinde de. Ve oyunun parçası olan aktörler ya yerini koruma moduna geçiyorlar ya da yeni lokasyonlar için koltuk talep etmede bir beis görmüyorlar.

O yüzden Türkiye Cumhuriyeti ile yaşıt olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin geride kalan bir asırlık yaşamında isyan, kavga, kumpas ve kaset furyası eksik olmuyor. Günümüz lehçesi ile “sular durulmuyor”. Ve belli ki, birileri berraklığı tartışılan o suya bir de çomak sokuyor.

Genel başkanlığa adaylığa soyunan Özgür Özel, son dönemde CHP saflarında en sert muhalefet anlayışına sahip sözcülerden biriydi. Bunun karşılığını aldığını düşünüyorum. İyi bir tercih olur mu ya da kazanır mı, onu kestirmek şimdilik zor. Ama ilerleyen yaşı ve mağlûbiyetteki yüksek pay oranıyla eleştiri okları isabet eden, son cenkten “ağır yaralı” tanımıyla çıkan Kılıçdaroğlu’ndan daha çok efor sarf edeceği ve daha çok muhalefet çizgisinde siyaset yapacağı aşikâr. Tâ ki kongreye kadar başka isimler adaylık için er meydanına çıkmayana kadar bu sürecektir.

Şu an için kongre öncesinde Kılıçdaroğlu’na rakip olduklarını açıklayan iki isim var. Bunlardan biri Özgür Özel, diğeri de kamuoyunun çok bilmediği CHP üyesi Prof. Dr. Örsan Öymen.

Örsan Öymen ismi, soyadından dolayı merak uyandırmıştı. Kısa süre içinde CHP’yi 2000 yılı başlarında temsil eden Altan Öymen’in kardeşi olduğu anlaşıldı.

Son gelişmeler ışığında İmamoğlu aslî görevine dönerek bir dönem daha İstanbul Büyükşehir Belediyesi için beyaz gömleğinin kollarını sıvazlayacak. Sıvazlayacak, çünkü CHP Genel Başkanlığı ve mümkünse Cumhurbaşkanlığı’na giden yolun bu olduğunu, diğer yolların tali ve hatta çıkmaz olduğunu anladı. Bu hayâline kavuşması ise aday gösterilmesine ve Cumhur İttifakı’nın rövanşı almak için göstereceği reflekse bağlı. Bu açıdan bakıldığında koltuğu sallantıda.

Benim en çok merak ettiklerim, Mustafa Sarıgül ile Gürsel Tekin isimleri. Bu iki ismin gerek İstanbul Büyükşehir Belediyesi, gerekse Genel Başkanlık için nasıl bir strateji ve yol izleyeceğini önemsiyorum.

CHP, kavgalı geçen il ve ilçe kongrelerinden sağ çıkabilirse şayet, büyük kongrede liderlik yarışını kazanan adayla ikinci yüzyılda yeni bir güncelleme yaşayacak ve yüzde 25’lik kemik oyun temsilcilerine umut olmaya çalışacaktır.