DARBE söylentisi ve
arzularının zirve yaptığı bugünlerde, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu da kendini
hatırlattı. Katıldığı bir televizyon programında 15 Temmuz’un askerî kanadının
organize edildiği YAŞ ile ilgili çarpıcı bilgi paylaştı.
Necdet
Özel’in emekli, Hulusi Akar’ın Genelkurmay Başkanı olduğu 2015 YAŞ’ında
Fetullahçı terör örgütüne iltisakı nedeniyle emekli edilmesi istenen Mehmet
Dişli’nin, son gece emekli edilmekten vazgeçilip üstüne terfi ettirildiğini
söyledi.
Davutoğlu
konuyla ilgili şunları söyledi:
“2015 YAŞ
toplantısına giderken MİT Müsteşarı titiz bir çalışma ile liste sundu. Hulusi
Akar ve Cumhurbaşkanımızla bir araya gelerek bunların iki kademeli tasfiyesini
öne aldık. Bir grubu şimdi, diğer grubu sonra…
Meselâ Mehmet
Dişli’nin kesinlikle emekliye sevk edilmesi için ben de, MİT Müsteşarı da çok
ısrarcı olduk. Bunu MİT’ten gelen bir rapor üzerine söyledim. Son geceye kadar
da Dişli’nin emekliye sevki söz konusuydu.
Ama son gece
kanaat değişti. Bu kanaat benim sebebimle değişmedi. Bu devlet şeyi ile… Girmek
istemem detayına… Ben FETÖ’ye karşı tek bir FETÖ mensubu kalmayıncaya kadar
mücadele kararlığı gösterdim.”
Davutoğlu’nun
bu konuya niye girdiğini doğrusu merak ediyorum, ancak daha çok merak ettiğim konu
ise, Davutoğlu’nun bu konu üzerinden kime mesaj verdiğidir.
Hulusi Akar’ı bugünlere taşıyanın Abdullah Gül olduğunu herkes biliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz sonrası Ankara Altındağ’da bir şehit evini ziyareti sırasında, şehit yakınlarının Hulusi Akar ile ilgili serzenişli bir soruya Abdullah Gül’ü işaret ederek cevap vermişti. Onun için Davutoğlu’nun mesajının kime olduğunu çok merak ediyorum.
2016 yılı Şubat ayında yani 15 Temmuz’dan birkaç ay önce devre itibarıyla Fetullahçı olma olasılıkları neredeyse imkânsız olan 87 devresi ve öncesi bütün albayları emekliye sevk edecek yasayı niçin kabul etti, kim kabul ettirdi?
Ekmeleddin
İhsanoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı kampanyasını üstlenen gazeteci Özlem
Gürses, bir haftalık Ankara ziyaretlerinin ardından şöyle bir mesaj paylaştı:
“1 haftadır Ankara’daydım... Sorduklarımdan,
dinlediklerimden anladığım şu: Çok da uzak olmayan bir takvimde kimin
Cumhurbaşkanı olacağından daha fazla, kimin Başbakan olacağını konuşacağız... Olası
adaylara o gözle bakmakta fayda var... :)”
Özlem
Gürses’in Ankara’da kimlerle oturup kalktığını ve kimlere sorduğunu üç aşağı
beş yukarı tahmin edebiliyoruz. Tahmin edemeyenlere küçük bir ipucu: Babacan
ile yaptığı röportaja göz atılabilir.
Acaba
Gürses’in konuştuğu çevrelerde hiç adı geçmediği için mi Davutoğlu böyle bir
mesaj vermek istedi?
Diğer
yandan, Davutoğlu’nun söyledikleri ile darbe dâvâlarında Gökhan Şahin
Sönmezateş, Kemal Batmaz ve Mehmet Partigöç gibi kritik isimlerin
söylediklerinin benzerliği dikkat çekiyor. Sanki Davutoğlu da o darbecilerin
mesaj verdiklerine mesaj veriyormuş gibi bir durum oluştu.
Kim
mi onlar? Darbenin başarılamayacağını anlayınca saf değiştirenler olabilir. Ya
da Fetullahçı tetikçilerin Erdoğan’ı etkisiz hâle getirmesinden sonra harekete
geçmek için bekleyenler de olabilir…
Acaba
Davutoğlu da onları biliyor ve onlara mı mesaj gönderiyor?
Madem
soru sorma faslı açıldı, bir iki soru da biz soralım…
Sayın
Davutoğlu’nun söylediği Dişli’nin korunduğunu herkes üç aşağı beş yukarı
biliyor yani Davutoğlu bize bildiğimiz şeyi söylüyor. Davutoğlu asıl, bize
bilmediğimiz şeyi söylemeli! Neyi mi?
Birincisi…
2013 yılı Eylül ayında kendisini Fetullah Gülen’e götüren Abdullah Gül’ün dış
politika başdanışmanı Gürcak Balık’ı, siyâsî hayatına mâl olacağını bile bile
niçin korudu?
İkincisi…
2016 yılı Şubat ayında yani 15 Temmuz’dan birkaç ay önce devre itibarıyla
Fetullahçı olma olasılıkları neredeyse imkânsız olan 87 devresi ve öncesi bütün
albayları emekliye sevk edecek yasayı niçin kabul etti, kim kabul ettirdi?
Bu
soruların karşısında Dişli meselesi devede kulak! Sayın Davutoğlu, bilmediğimiz
bu konularda aydınlatsın bizi…