Davos’ta 50 yıldır neler oluyor?

Zaten bu zirvede görüşülen sorunları yaratan biz insanoğlu değil miyiz? Önce bozup sonra düzeltmek için toplanıyoruz… Çevreyi kirletenler, organik gıdaları yok edenler, teknolojik yenilikleri kötüye kullananlar bizler değil miyiz? Doğayı katledip iklimi düzeltmeyi konuşmak ne kadar anlamlı olabilir?

100’den fazla ülkeden 3 bin iş insanı, siyasetçi, akademisyen ve sivil toplum kuruluşu, dünyanın sorunlarını çözmek üzere Davos’ta…

Davos’un, dünya ekonomisine yön verecek konuların tartışıldığı belli başlı zirvelerden biri olduğu muhakkak. Lâkin birçoğumuz gibi benim de hâfızama alma nedenim, dünya lideri Erdoğan’ın 29 Ocak 2009 günü Başbakan sıfatıyla katıldığı zirvede yaptığı “One minute!” çıkışı…

Bugün Cumhurbaşkanımız olan Erdoğan’ın “Davos benim için bitmiştir!” diyerek oturumu terk etmesiyle noktalanan ve yüreğimi serinleten o çıkış, tüm dünyaya seslenişti.

Yine bir Davos Zirvesi zamanındayız... “Uyumlu ve Sürdürülebilir Bir Dünyanın Tarafları” temasıyla 21 Ocak itibariyle başlayan zirve, küresel anlamda gelir eşitsizliği, siyâsî kutuplaşma, çevre ve iklim krizi, ekonomik durum, sürdürebilir kalkınma, teknoloji, 4’üncü Sanayi Devrimi gibi çeşitli alt başlıklarla yapılan oturumların ardından yarın bitecek.

Yine “Sağlıklı gelecek”, “Gezegen nasıl kurtulur?”, “Daha iyi iş”, “İyilik için teknoloji”, “Adil ekonomiler”, “Toplumun ve çalışmanın geleceği” başlıklarında yaklaşık 400 açık ve kapalı oturum gerçekleştirilecek.

Davos nerede?

Davos, İsviçre Alplerinin eteğinde, Graubünden kantonunda (İsviçre’nin en büyük ve en doğuda bulunan kantonu) bir kasaba… Kasaba; Davos vadisinde, denizden bin 560 metre yüksekte, Landwasser ırmağı üzerinde yer almakta…

Davos-Platz ve Davos-Dorf isimli iki köyden oluşan dünyaca ünlü kayak merkezi de burada.

DEF (WEF) nedir?

Davos’ta yapılması nedeniyle “Davos Zirvesi” olarak bilinen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) ise, merkezi yine İsviçre’nin Cenevre kentinde yer alan, dünyada tanınmış iş insanlarını ve siyasetçileri buluşturan, dünyanın en önemli sorunlarının masaya yatırıldığı konferanslara ev sahipliği yapan uluslararası bir vakıf… 

Aynı zamanda sivil toplum hareketi olarak nitelendirebileceğimiz bu forum, 1971 yılında, Cenevre Üniversitesi’nde işletme profesörü olan Klaus Schwab tarafından kurulmuş.

İlk olarak “Avrupa Yönetim Forumu” adıyla kurulup, sonradan “Dünya Ekonomik Forumu” ismini almış. Açılış seremonisine 444 yönetici, Amerikan yönetimi uygulamalarını tanıtmak üzere davet edilmiş. O yıllarda küçük beyin fırtınalarından ibaret olduğu söylenen foruma siyâsî liderlerin ilk davet edilişi ise 1974’te…

Bu tarihten kısa bir süre sonra, siyâsî liderler tarafından objektif bir plâtform olarak kullanılmaya başlandığı yazılanlar arasında…

Forum, düzenlemiş olduğu konferanslara ek olarak, çeşitli araştırma raporları yayınlamakta ve üyelerinin çeşitli alanlardaki çalışmalarını desteklemekte.

Davos’a kimler katılıyor?

Davos’a öncelikle davet edilmeniz gerekli! Davetli misafirler için organizasyon ücretsiz ve katılımcılar arasında hiyerarşi var. Öyle herkes her toplantıya aklına estiği gibi giremiyor. Farklı renklerde hazırlanan yaka rozetleri, hangi delegenin kimin bulunduğu salona girebileceğini belirliyor. En üst düzey konuklara ise, tüm oturumlara girmeyi mümkün kılan hologramlı beyaz yaka kartları veriliyor. 

Zirveye katılımın diğer bir yolu, yaklaşık 625 bin dolar gibi bir bedelle Dünya Ekonomik Forumu’na üye olmak...

Bu sene 50’nci yılına imza atan Davos’un davetlileri arasında, birçok ülke liderinin yanı sıra Time dergisi tarafından 2019 yılının insanı seçilen iklim aktivisti Gretha Thunberg, Huawei’nin kurucusu Ren Zhengfei, Mark Zuckerberg, Goldman Sachs ve Finlandiya’nın 34 yaşındaki Başbakanı Sanna Marin (en genç ülke lideri), dikkati çekenler listesinde…

Dışişleri, Hazîne ve Mâliye, Ticaret, Sanayi ve Teknoloji Bakanlarımız başta olmak üzere ülkemizden de birçok katılımcının bulunduğu bu zirveden bu zamana kadar çıkmış olan en somut siyâsî sonuç, 1980’lerde Türkiye ile Yunanistan’ın savaşın eşiğinden döndürülmüş olması…

Her yıl olduğu gibi bu yıl da birçok konu başlığının belirlendiği Dünya Ekonomik Forumu’nda çözüm bekleyen sorunlardan kaçına çözüm bulunur ya da bulunmaz bilemem; yazdığım gün ve saat itibariyle zirve henüz tamamlanmadığı için ortada kesin bir sonuç yok. Zaten bu zirvede görüşülen sorunları yaratan biz insanoğlu değil miyiz? Önce bozup sonra düzeltmek için toplanıyoruz…

Çevreyi kirletenler, organik gıdaları yok edenler, teknolojik yenilikleri kötüye kullananlar bizler değil miyiz? Doğayı katledip iklimi düzeltmeyi konuşmak ne kadar anlamlı olabilir? Tıpkı aylardır yangınla savaşan yüzlerce hayvanın telef olduğu Avusturalya’yı konuşmak gibi...

Geçtiğimiz yıl konuşmacı olarak katılan Hollandalı tarih profesörü Rutger Bregman, bir panelde şöyle demişti: “Vergilerinizi ödeseydiniz dünyada gelir adaletsizliğinden bahsediyor olmazdık!”

Bu yorum yeterli değil mi?

Her anlamda daha iyi ve yaşanılabilir bir dünya diliyorum…