Dâvâları da yok, devaları da

Anladık, tarih bilginiz kıt, “vaat edilmiş topraklar” diye bir şey de mi duymadınız arkadaş? O vahşi İsrail yarın bir gün senin de kapına dayanacak, “Türkiye’nin yarısı bizim” diyecek. İsrail’in çizdiği haritalara da mı rastlamadın hiç sağda solda?

YENİ bir kaşalot tayfası türedi ve mitoz bölünerek çoğalıyorlar.

Türk oldukları iddiasındalar. Elleriyle kurt işareti yaparak pozlar veriyorlar. Er kişi olanlarında Ülkücü bıyıkları var.

Ancak ülküleri yükselmek, ileri gitmek değil. Pozisyonlarını korumaktan ibaret.

Türklermiş ve “Filistin” diye dâvâları yokmuş.

Profillerine girip bakınca hepsinin Kemalist sosla marine edilmiş, kısık ateşte lâiklikleri kulak memesi kıvamına gelmiş, ultra çağdaş karpaçyolar olduğu görülüyor açıkça.

Tarih bildikleri de yok. Birisi de Enver Paşa’nın mezarı başında poz vermiş kurt işareti yaparak. Hani şu, koca Osmanlı Devleti’ni dokuz yılda yerle yeksan eden, Osmanlı Mondros masasına oturduğu gün de Alman denizaltısı ile ülkeden kaçan Enver Paşa…

Bir rivayete göre Enver Paşa hâlen ülkeyi kurtarmak için Kafkas Ordusunu kurmakla meşgulmüş.

“Tarih” diye bildikleri “şey” ilkokul üç seviyesinden öte değil: “Atatürk yoktu, düşman çoktu. Atatürk geldi, düşmanı yendi.”

Laf anlatmaya çalışıyorsunuz bu tayfaya adam gibi, iyi niyetle. “Asırlardır Türkler mazlumların yanında olmuştur” filan diyorsunuz, cevapları matbu: “Git Gazze’de savaş o zaman.”

Sanırsınız kendisi 40 çerisi ile Çin sarayını basan Kürşad. Yahut düşman hattına dalan akıncı mübârek. Akından akına koşuyor klavyesinin üstünde.

Önceleri ben de laf anlatmaya çalıştım bazılarına, ama gördüm ki nato kafa nato mermer.

Bu kafayla âleme nizam vereceklerini sanıyorlar ciddî ciddî. Hani mahallede bir kavga olur da “şahit yazmasınlar” diye perdenin arasından bakanlar olur ya, öyle hepsi de.

İsrail’in katlettiği 15 bini çoktan geçmiş mazlum, çoluk, çocuk, kadın umurlarında bile değil. Bu kaşalotların hemen hemen hepsinin İsrail için tek laf etmediklerini de görüyorsunuz.

Hakikaten “Filistin” diye bir dâvâları yok. Aslına bakarsanız hiçbir dâvâları yok. Olsa, Filistin de bu pastadan payını alabilirdi belki de.

Dedik ya “Tarih bildikleri de yok” diye, 2 bin 500 yıllık Türk tarihini birazcık bilseler ve bundan nasiplenmiş olsalar, mazlumun yanında durmaları gerektiğini de bilecekler.

Bu millet, tüm tarih boyunca yardım isteyene el uzatmış, aman dileyene aman vermiş, zulme karşı dimdik durmuş bir millettir.

Bırakınız Müslümanları, Hıristiyanlardan, hatta Yahudilerden gelen yardım taleplerini bile geri çevirmemiştir.

Bu tatlı su milliyetçilerine Kanunî Sultan Süleyman’ın Fransa kralına yazdığı mektubun hikâyesini sorsanız bilmezler.

Yüzyıllar boyunca Evropa’nın Hıristiyan halkları, zalim hükümdarlarına karşı Osmanlı’dan yardım istemiş, birçoğuna da müspet cevaplar almışlardır.

Medenî (!) Evropa’nın zulmünden kaçan Yahudiler bile kapağı Osmanlı topraklarına atmıştır.

Hâlen tüm dünyada, özellikle de Avrupa’da Müslüman denince akla Türk gelmektedir. Türkler asırlar boyunca Müslümanlığın bayraktarlığını yapmıştır.

Ve hatta İstiklâl Harbi’nde dünyanın Müslüman halkları, paraları yoksa bile kulaklarından küpelerini, parmaklarından yüzüklerini çıkarıp destek için bizlere göndermiştir.

Bugün dahi birçok Müslüman ülke vatandaşı, kendi idarecilerinden çok Türkiye’nin pozisyonuna göre hizalanmakta ve Türkiye’nin gözünün içine bakmaktadır.

Anladık, tarih bilginiz kıt, “vaat edilmiş topraklar” diye bir şey de mi duymadınız arkadaş? O vahşi İsrail yarın bir gün senin de kapına dayanacak, “Türkiye’nin yarısı bizim” diyecek. İsrail’in çizdiği haritalara da mı rastlamadın hiç sağda solda?

O gün geldiğinde, önce Filistin, ardından Lübnan, Ürdün, Irak ve Suriye gittiğinde savunma hattını nerede kurmayı düşünüyorsun eleman? Evinin bahçesine mi?

İşte, kısık ateşte pişmenin böyle tesirleri oluyor. Zamanla idrak melekeleriniz kayboluyor ve tencereyi karıştıran kepçenin insafına kalıyorsunuz.

Bu kaşalotların konforunu bozacak bir şey de istemiyoruz aslında.

“Zalimin karşısında dur” demiyoruz, bu bir eylem gerektirir. Haydi mazlumun yanında da durma, bunu da anlamış gibi yapalım. Tamam da birader, zalimin yanında saf tutmak da neyin nesidir?

Sen ne model bir insansın (!) ki hunharca katledilen 6 binden fazla sabi sübyan bile vicdanında eser miktarda bir kıpırdanma meydana getirmiyor?

Sen Türk mürk değilsin birader, kendini kandırma!

Kusura bakma ama sen insan bile değilsin!

Sen, iplerini İsrail’in eline vermiş, bundan da haberi olmayan bir kuklasın sadece!

Ağır mı geldi? Sen yine dua et, içimden her geçeni burada yazamıyorum.

Kalınız sağlıcakla efendim…