İLKOKUL yıllarının Türkçe
derslerinde yapılan bir egzersiz vardır: Yeni öğrenilen kelimeyi içinde
barındıran bir cümle kurmak…
Bunu
en çok yeni konuşmayı öğrenen çocuklarda görürüz aslında. Onlar kimden her ne
öğrenirlerse öğrensinler, kendi sözlerinin içinde anlamlı mı, anlamsız mı
olacağını düşünmeksizin kullanırlar yeni duydukları kelimeleri.
İlkokulda,
hatta ondan sonraki ortaokul düzeninde okuma metinleri daha nitelikli oldukça
öğrenilen kelimelerin de çeşitliliği artar. Bu noktada talebelere edilen
tavsiye, çok sayıda kitap okumaları yönündedir.
Türkiye’de
siyasetin de pek çok kitabı var. Bu yüzden kim istiyorsa bodoslama dalabiliyor.
Kimi öyle dalınca kafasını görmediği kayalara vuruyor ama yine de siyaset
denizinin kumlu tarafı bol, atlayan kendince bir boy veriyor.
Kitap
çok ama kendisinin kitabından başkasını okuyan yok. Böyle olunca, diğerlerinin
kitabını okumadan gelip kendi kendine öğrendiği kelimeleri yerli yersiz,
anlamlı anlamsız kurduğu cümlelerinde kullanan da çok oluyor.
Son
kez 2017’de Türkiye’nin iktidarını eline alan AK Parti de Recep Tayyip Erdoğan
liderliğinde Türkiye’ye bir siyaset kitabı sundu. Kitabın çok eksiği var. Vahiy
değil ya, eksik olacak. Ama AK Parti’nin iktidar kitaplarının kapağına bakıp
içine bir gün olsun göz atmayan ülke muhalefetinin ezber ettiği tek kelime var:
“İtiraz”…
Ülke
muhalefeti, itiraz etmeyi muhalefet etmekle bir zannediyor. Bu yüzden yeni
kelimeler gördüğünde şaşırıp kalıyor.
Cumhuriyet
tarihinin en büyük konut ve iş yeri edindirme projesi açıklandı Cumhurbaşkanı
Erdoğan tarafından. Muhalefet yine kendi bildiği kelimelerle “itiraz” etti.
Nasıl yapılırmış, bu iş olmazmış.
Şimdi
soru şu muhalefete: “Cumhuriyet tarihinin en büyük konut ve iş yeri edindirme
projesi” başlığında yer alıp da yeni öğrendiğiniz kelime nedir?
“Cumhuriyet”
mi?
“Tarih”
mi?
“Büyük”
mü?
“Konut”
mu?
“İş
yeri” mi?
“Proje”
mi?
Hangisini
ilk kez öğrendiyseniz, anlamlı bir cümle içinde o kelimeyi kullanınız…
Evet,
ben yerinize cevap vereyim:
“Cumhuriyet
tarihinin en büyük konut ve iş yeri edindirme projesine muhalefet yaptım.”
Varlığının
ilk gününden itibaren cumhuriyet kavramına bir dem dahi izin vermeyen,
egemenliğin millette olduğunu iddia edip seçim günleri dışında millete egemen
olduğunu söylemeyen bir anlayış, “cumhuriyet” kelimesini ne bilsin?
Bir
hafta önce bu milletin değerlerine, atalarına, ecdadına sövüp sarhoş olurcasına
debelenenlerden “tarih” kelimesini bilmelerini beklemek beyhude iş değil de
nedir?
Ömürleri
boyunca bu ülke için “Küçük olsun, bizim olsun” diyenlerden “büyük” kelimesini
anlayıp kavramalarını beklemek iş midir peki?
Halk
için gecekonduyu kültür edindirdikten sonra çok katlı ucubeleri modernite diye
pazarlayanların “konut” kelimesini anlamaları da kolay olmasa gerek.
Yaklaşık
yüz yıl bu milletin ümüğüne çöküp can çekişmesine neden olanların, bu ülkeye
kepenk indirtenlerin “iş yeri” kavramını bilmeleri mümkün müdür?
Ve
“proje”… O kadar uzatmaya gerek yok. Muhalefet için “proje” de ne?
Tek
bildiği kelime “muhalefet”, onu da yanlış biliyor.
Bu ülke insanını böylesi bir muhalefet anlayışına mahkûm edenler karşısında bize ancak, “Allah kurtarsın!” demek düşer.