Cumhurbaşkanlığı seçiminde Putin etkisi

PKK’yı Suriye’de de hizaya getirmek ve kontrollü geri dönüş, 2 puan etkisinden fazla olacaktır. Dolayısıyla Putin’in Ukrayna üzerinden girdiği büyük satrancın hem etki alanı, hem de hamleleri 2023 Seçimlerinde en az 2 puan etkisi yapacaktır. Türkiye, bu 2 puan etkisi yapabilecek seçeneği yabana atamaz!

ARTIK parlamenter sistemde değiliz. Dolayısıyla birinci parti olmak yetmiyor. Bir cumhurbaşkanı adayının, seçilmek için yüzde 50 oyun yanında artı 1 oy daha alması gerekiyor. Bu, aynı zamanda şu demek: Aday, yüzde 49’lık bir oy oranında da kalabilir. Yani Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nde “2 puan etkisi” hayatî rol oynuyor.

2 puan, bir adaya seçim kazandırabileceği gibi kaybettire de bilir. Peki, 2023 Seçimlerinde söz konusu bu “2 puan etkisi” yapma ihtimâli en yüksek etken seçenek hangisi? İlk defa oy kullanacak 7 milyon genç mi, marketlerdeki fiyatlar mı, kararsızlar mı, Millet İttifakı’nda yer alan bileşenlerden bir parti mi, yoksa Putin mi?

Bizce en güçlü seçenek, Putin!

Çünkü Putin, Türkiye’siz Ukrayna Savaşı’ndan ve sonuçlarından çıkamaz. Çünkü Putin, AB ile ilişkilerindeki tüm kopmaları ve yaptırımları Azerbaycan üzerinden Türkiye öncülüğünde çözmek zorunda. Çünkü dünya, tek kutuplu olmaktan çıktı ve bölgesel güçler dönemi başladı. Ve Putin’e göre Rusya ve Türkiye bölgesel güç olmak noktasında stratejik ortak. Ve yine Putin’e göre Türkiye’de Erdoğan’la devam edilmeli!

Türkiye’nin Suriye’deki pozisyonu itibariyle Rusya ile kurulan stratejik ortaklığı bozulursa, PKK ve göç konusu, “2 puan etkisinin çarpan etkenleri” olur. Yani Erdoğan 2 puan etkisi ihtimâli olan tüm seçenekleri çözse bile, Rusya’nın elinde 2 puan etkisi yapma ihtimâli olan göç ve PKK riskinden kaynaklanan avantajı Putin elinde tutuyor.

Ayrıca Putin, Ukrayna’da sonuçlandırdığı büyük satranç oyununda Türkiye’yi vezir görüyor. Çünkü Rusya’nın ana hedefi Ukrayna’nın doğusuna girmek ve kalmaktı. Bunu sağlama almak için Ukrayna’nın batısının merkezine kadar indi ve tüm alt ile üst yapıyı dağıttı. Bu dağıtma sürecinde de Ukrayna’nın devlet aklına şu teklifi yaptı: “NATO’ya üye olmaktan ne kadar erken vazgeçer ve Rusya’ya yüzünüzü dönerseniz, alt ve üst yapınız da o kadar az hasar alır! Fakat ABD ve AB’ye güvenerek hareket ederseniz, Batı’nın en az 30 yıl ve 200 milyar dolardan fazla para harcayarak çözebileceği bir hasarla sizi baş başa bırakırım. Yalnız yüzünüzü Rusya’ya dönerseniz, hem az hasar alırsınız, hem de alt ve üst yapıyı biz onarırız. Batı onarmamızı zora sokarsa, o zaman da Türkiye ile çözeriz.”

Bu, şu demek: Savaş ne kadar erken biterse, Türkiye, 2023 Seçimleri için çok ciddî siyâsî ve ekonomik bir imkâna kavuşacak. Fakat Batı, bu savaşın uzamasını istiyor. Çünkü savaş uzarsa hem Rusya zayıflayacak, hem de Türkiye’nin 2023 öncesi zaten var olan zorluğu daha da derinleşecek.

Bugün Rusya, Ukrayna’da ABD ile savaşıyor. Herkes biliyor ki, Ukrayna Devleti’ni ABD ve AB istihbaratı yönetiyor. Dolayısıyla Rusya, Suriye’de ABD ile karşı karşıya gelmekten çekinmez. Bu, şu anlama da geliyor: Rusya, PKK konusunda Türkiye ile birlikte büyük operasyonlar yapabilir. Hatta Pençe-Kilit Operasyonu bile bu Rusya-ABD karşılaşması ihtimâlini dikkate alarak ilerleyecektir.

Daha da ileri gidelim: Suriyelilerin geri dönmesine yönelik politik gündem bile bu stratejik mutabakatın meyvesi olacaktır!

PKK’yı Suriye’de de hizaya getirmek ve kontrollü geri dönüş, 2 puan etkisinden fazla olacaktır. Dolayısıyla Putin’in Ukrayna üzerinden girdiği büyük satrancın hem etki alanı, hem de hamleleri 2023 Seçimlerinde en az 2 puan etkisi yapacaktır. Türkiye, bu 2 puan etkisi yapabilecek seçeneği yabana atamaz!