AYLIK dergimiz Haber Ajanda’nın Fikir Platformu bölümüne gelen Fırat Çakır imzalı bir mektupta karşıma çıkan şu satırlar öyle hoşuma gitti ki:

“Altılı Masa’nın Kılıçdaroğlu dışındaki parti genel başkanları, ‘Cumhurbaşkanı Yardımcısı’ titri almak için yıllardır bekliyormuşçasına kampanyalar başlattılar.

Ne ucuz bir durum, ne ucuz bir iş böyle!

Ne yani, hani parlamenter sisteme geçecektiniz siz? Ne oldu da o sıfatı kendinize hemencecik yakıştırdınız? Bazı kimseler, Cumhur İttifakı’nın da Cumhurbaşkanı Yardımcılığı makamına Devlet Bahçeli’nin oturtulmasını istiyorlar. Ne kadar yanlış bir görüş!

Devlet Bey’in bir karizması var. O bir memur olabilir mi? O sonuna kadar bir lider!

Hem de devletin hareketine dizayn veren bir lider. Devlet Bey’i Karamollaoğlu ile kıyaslamak ne kadar basit!

Cumhurbaşkanı Yardımcılığı Devlet Bey için bir arzu, bir hayâl, bir Kızılelma değil ki. Bu tür yorumlar yaparken, bu tür isteklerde bulunurken daha kapsayıcı, daha hakikatli ve daha vizyoner düşünmek gerekiyor.”

Geçtiğimiz gün küfürbazın yayınına çıkan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ve adeta bir Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı olan Mansur Yavaş’ın ifadelerini dinlerken sevgili okurumuzun notları beynimde patladığı için derhâl o notları sizinle buradan da paylaşayım istedim.

Öyle ya, Yavaş’a göre parti genel başkanları milletvekili olup Meclis’e girmeli, Cumhurbaşkanlığı makamıyla ilgilenmemeliymişler.

Bunlar seçimi aldı, vekil oldular, bakan oldular, cumhurbaşkanı yardımcısı oldular, cumhurbaşkanı oldular…

Ne güzel dünya!

Hatta diyorlar ki, hem belediye başkanı olarak kalabilir, hem de cumhurbaşkanı yardımcısı olabilirmiş Ankara ile İstanbul’un şeyleri…

Ne günlere kaldık!

“Demokrasi ve hukuk” mu dediniz?

Lâyık olmadıkları makamlar için ne özel hayâller kuruyorlar öyle…

Recep Tayyip Erdoğan ile kıymetlenen makamın bu yüzden dünürcüsü çok. Fakat milletin o makamı herkese vermeye niyeti yok.

Allah hayırlı isimler göstermişken, ehven-i şer batağından kurtarmışken bu milletin taklit kişiliklerle uğraşması acıdır.

***

Yeniden Refah Partisi kendi cumhurbaşkanı adayı ve kendi logosuyla seçimlere gireceğini açıkladı.

Bizim HÜDA-PAR’ı övüp kendilerine yer vermediğimizi görünce naza mı düştüler acep?

Doğrusu HÜDA-PAR kadar katkılarının olmayacağını düşündüğüm için YRP hakkında hiçbir cümle yazmak istememiştim. Ama dananın kuyruğu koptu. Maalesef haklı da çıktım.

Haklarında hayırlısı…

Ancak, “Seçim ikinci tura kalırsa bize nasıl muhtaç olduğunuzu göreceksiniz?” gibi bir mazeretle pazarlıktan kalktılarsa iş değişir.

Kaldı ki, bu ihtimâlden başkası gelmiyor aklımıza.

Siyaset, ölü doğanlar kulübüdür bir başka tarafıyla.