VİROLOGLAR, pandemik influenza virüs tehdidine karşı çâreye mi, yoksa kalıcı ve daha evrensel bir çözüme mi odaklandılar? Akla ilk olarak Covid-19 enfeksiyona karşı antiviral tedavi içinde olmalarını gönül arzu ediyor.

Son zamanlarda, devletin antibiyotik ve benzer ilâçların zorunlu hâller dışında kullanılmaması yönünde irade sergilediği herkesin malûmudur. Çünkü faydası yanında zararı da olan antibiyotik, virüs önleyici ve sıtma ilâcı gibi ilâçlar, etkilerini zamanla yitirmektedir.

Farklı ırk ve nesilleri öldürmek, tehdit etmek ve korkutmak için genetik yapısına göre hastalık yapıcı bakteri, klamidya, riketsialar, toksin, mantar ve virüs gibi antijenlerin hava yoluyla verilmesi biyolojik silah türüne girer. Bu durumun askerî alanda yapılmasına “biyolojik saldırı”, toplumlar üzerine yapılanına “biyoterörizm” denir.

Biyolojik silahlar laboratuvarlarda, hedef kitlenin genetik yapısına göre geliştirilebileceği gibi, doğal yollarla enfekte olan virüslerin sonradan biyolojik silaha dönüştürülmesi de mümkündür. Genetik kodu (yarasa ve pangolin hayvanlarına ait) ve hedef kitleye uygulanmasının zorluğu, Covid-19’un biyolojik silah olmadığını gösteriyor.

Bu salgında yarasa ismi geçince endişe öne sürülüyor. Ancak, virologların virüsleri rahatça çalışabildikleri hayvanların başında yarasanın geldiğini burada belirtmek gerekir. Bu nedenle endişenin yersiz olduğu ortadadır.  

Virüsler, antibiyotik tedavisine pek cevap vermezler ancak genelde hava koşullarından ve güneş kaynaklı ultraviyole (UV) ışınlarından etkilenirler. Bu nedenle bir canlı hücresini mesken tutmaya çalışırlar.

***

Moleküler biyoloji, viroloji, genetik ve biyoteknoloji gibi bilimlerin olumlu amaçlar için kullanılacağı gibi, olumsuz gâyeler için de kullanılabileceği açıktır.

Doğal ortamlara verilen zararlar arttıkça patojenlerin ortaya çıkması da kaçınılmaz olacaktır. Salgın hastalıklarda çâre için tek başına aşı derdine düşülmesi yeterli değildir. Çünkü şimdiye kadarki aşı çalışmalarında dörtte bir oranında başarı elde edilmiştir. Buna ilâve olarak, aşıların bağışıklık sistemini destekleme amacı/yanı olduğu biliniyor. Yani tedavi özelliği bulunmamaktadır.

Covid-19’la savaşı kazanan hastaların kanlarından alınan antikorlar başka bir hastaya verildiğinde olumlu sonuçlar alınmıştır. Bu olumlu plâzma tedavisinde Türkiye’nin öncüler arasında yer alması sevindiricidir. Aşı ve plâzma tedavilerinin yanında diğer tedavi yollarının da araştırılmasında büyük yararlar vardır.

Moleküler biyoloji, viroloji, genetik, tıp, nanoteknoloji ve biyoteknoloji; Covid-19 gibi biyolojik afetlerden kurtulma noktasında teorik ve pratik yönleriyle çok boyutlu ve disiplinler arası bir potansiyele sahiptir.

Bu sahada öncü ve söz sahibi olan ülkeler, bu potansiyeli hayata geçirenler olacaktır.

***

Bir önceki yazımız, Covid-19 salgınının ilâcı için insanın doğal yolla alacağı, özel etiketli/kod (ligand) ve virüsü imha etmeye programlanmış nanoparçacıkların çalışma sistemleri hakkındaydı. Bu yazıda, virüs vücuda girdikten sonra entübe hâlindeki insanın vücudundaki mücadelenin özel nano parçacıklarla nasıl olacağı belirtildi.

Bu tür özellikleriyle nano teknolojinin sağlık alanında çığır açıcı özellikleri üzerinde şiddetle durulmalıdır. Ayrıca bu özellikleri bilenlerin olumsuz niyetleri olduğunu ve bu alanı boş bırakmadıklarını da belirtmekte yarar var. 

Geldiğimiz noktada, Covid-19, salgın hastalık ve biyolojik silahlara karşı koruma kalkanının oluşturulması kaçınılmazdır. Anadolu’nun geçiş bölgesinde köprü olmasından dolayı dünyanın gözünün üzerimizde olduğunu burada ayrıca not edelim.

Covid-19’a karşı, insana bulaşmadan önce de mücadele etmek gerekir. Covid-19 virüsü hastaların öksürmeleri, aksırmaları üzerine ortama saçılan damlacıkların solunması ile bulaşır. Damlacıklar havada asılı kalmayıp yüzeylere yapışır. Yüzeylere elle tema sırasında insanlara bulaşır.

Çevrede bulunan Covid-19’u, insana bulaşmadan önce katı yüzeyler, sıvı maddeler ve hava ortamlarında da yok etmek doğru bir yoldur. Virüs nano ölçeğinde olup bilinen en büyük ve en küçük hücre içine rahatça girebilir. Bu nedenle Covid-19’u enfekte olmadan, çevre ortamındayken imha edilmesi akıllıca bir iştir.

Mevcut ilâçlar atom, molekül ve moleküller topluluğunda nano ölçekli birer kimyasal yapılardır. Her özelliğine müdahale edebildiğimiz nano maddeler ilâç alanında sınırsız fırsatlar sunuyor. Yapılması gereken iş; bu maddeleri çok iyi tanıyıp nerede ve nasıl davranacaklarını sağlık alanına doğru aktarmaktır.

Bir maddede nano ölçeğe inildikçe bilinen özelliklerin haricinde yeni ve çok ilginç özellikler aktif hale gelir. Bunların yüzey enerjisi, sertlikleri ve süperparamanyetik etkileri artar. Böylece daha az kusur oluşturarak özgül ısıları ile enerji soğurma özellikleri aktive olur.  Deformasyon olma süreci ile birlikte erime noktası azalır ve akım iletimi de artar. En dikkat çekici yanlarından biri de; çevreyle hemen uyum ve etkileşime girmeleridir.

Bu özelliklerin her biri Covid-19’dan kurtulmak noktasında tedavi amacıyla rahatlıkla kullanılabilir. 

***

Nano ölçekteki özellikleri aktif edilmiş özel nano malzemeler, katı ortamlara bırakıldığında yüzeylerde bulunan virüs ile etkileşime geçer. İletkenliği çok yüksek olduğundan virüse iyon transfer yaparak virüsün yapısını bozar ve Covid-19’u zararlı olmaktan çıkarır. Nano ölçekli madde yeterince küçük olduğundan, atomlarının yarısı yüzeyde bulunur. Bu yüzeyler o kadar aktif ki Covid-19’un kendisine tutunmasını sağlar ve böylece Covid-19’un hayat damarları kesilir. İmha edilen Covid-19 ve nano malzemeler çevreye hiç zarar vermeden eriyip giderler. 

Çevrede bulunan sıvılarda da Covid-19 vardır. Sıvılar için özel olarak hazırlanan nano malzeme, suyun kendisini bozmasına izin vermeyecek şekilde dizayn edilir. Covid-19 virüsü barındıran sıvılara bırakılan nano malzemeler virüsü bir kapan gibi alır. Sıvıda bulunan Covid-19 ile en yüksek derecede iletişime geçer ve kodunu bozar. Genetik kodu bozulan Covid-19 etkisiz hâle gelir. Virüs, mutasyon ile çok dayanıklı olursa nano malzemelerdeki spin halay ekibi kurularak virüs şaşırtılır ve virüs teslim alınır. 

Hava ortamından bulaşan virüsleri yine havada yok etmek akıllıca iştir. Virologların bu konu üzerine eğilecekleri şüpheden varestedir. Normal şartlarda havalar yaz aylarında zaten ilâçlanır. İstenmedik sinekler için yapılan bu durumu, virüsleri yok etmek için de kullanmak pekâlâ mümkündür.

Yapılması gereken, özel bir etken katılarak ilâçlama yapmaktır. Bu ilâçlama, normal olarak doğada olmayan ve virüsü hedef seçebilecek şifreli/kodlanmış nano maddeler ile yapılır. Çünkü normal şartlarda çevresel ve bedensel ortamı virüs tanıyor. Özel olarak nano ölçekte hazırlanan maddeleri asla bilemiyor.

Enerjileri ortama göre farklılık gösteren ve virüse göre özel olarak ayarlanmış nano boyutlu ilâçlar virüslere odaklanır. Sertlikleri ayarlanan tek bir atom gibi davranan nano-maddeler, virüsü her yönden sarar ve tutunarak yok eder. Isı ayarlamasıyla virüslerin, hava ortamında UV ışınları ile yakılması sağlanır. 

Katı yüzeyler, sıvılar ve hava ortamında virüsleri yok etmek için kullanılacak nano ölçekli özel (şekil ve boyutu aktive dilmiş) malzemelerin 1 litresi 20 saniye gibi kısa sürede üretilir. Bu malzemeler virüslü ortamlara rahatlıkla pompalanır. Peki, yılda 35-40 milyar Türk lirası gelir elde eden mevcût ilaç şirketleri bu işi yaparlar mı? Yapsalar da piyasaya sürerler mi?

Cep telefonu, saat, kan/idrar tahlili, adım sayar uygulaması, ‘hayat eve sığar uygulaması’ ve hastaneden randevu al sistemleri gibi çok sayıda olay çevremizde cereyan ediyor. Kimlik kartı ve maaş kartları kullanılıyor.

Bunlara itiraz eden var mı? Peki, bunların hepsini çok küçük bir cihaz entegre devre ile yapsa ne fark eder. Üstelik tek başına kalan yaşlı, kronik hastalığı olan bakıma muhtaç kişiler içinde uygulansa sorun olur mu? Bir kişi araba kullanırken kalp krizi geçirse bu cihaz uydu bağlantı sistemiyle aile hekimine ve/veya acil koduyla hastaneye bildirse iyi olmaz mı? Bu işi tek başına yapan bir cihaz var: nanoçip.   

Nanoçipler, hem çevreye duyarlı biyosensörleri hem de vücut içerisinde sağlık sistemini kontrol eden özel cihazlar. İster deri altına ister deri üstüne yerleştirilebilen özel elektronik devreler. Vücut içindeki ve insan çevresindeki bütün olumsuzlukları ilgili birimlere bildiren hayat kurtaran nanoçipler. Yazılım ve güvenliği kusursuz olan, Covid-19’un hem vücut içinde hem de çevredeki baş düşmanı cihaz. Şimdilerde istenmedik kişilerce kötü emeller için kullanılır imajı olan entegre devre. Yakın gelecekte, devletlerin güvenlik ve kontrolünde herkeste olacak teknoloji harikası cihaz.