Dijital teknolojide sosyal inovatif düşüncenin önemi: Covid-19 ile mücadelede Tayvan Modeli üzerine

Belki de Covid-19’a karşı mutlak bir zafer iddia etmek için henüz erken olabilir. Ancak şu açıktır ki, teknoloji, virüsü ânında kontrol altına almaya yarayan sihirli bir değnek değildir. Bunu, Tayvan, daha pandeminin ilk aşamalarında, Çin’den ve diğer Asya ülkelerinden ve hattâ Avrupa ile Amerika Birleşik Devletleri gibi güçlü demokrasilerden çok daha etkili bir yaklaşıma sahip olmasıyla kanıtlamıştır.

GELİŞMİŞ bir teknolojik donanıma sahip olmanın başarılı bir mobilizasyonu yanında getireceği düşüncesi, ancak kâr ve ticârî kaygılarla yönetilen bir düşüncenin ürünü olabilir. Bu anlamda dijital donanımı anlamlı kılan kullanıcı/toplum desteğinin teknolojinin verimli kullanımına etkisi çoğu alanda göz ardı edilmiştir.

Bugün dijital mobilizasyon ve inovasyon sürecine sosyal katılımın önemini anlamış ve uygulamaya koyabilmiş olan Tayvan, Covid-19 gibi küresel çaplı bir krizin yönetiminde, teknoloji donanımı anlamında nicelikten ziyâde niteliğin önemini ortaya koymuştur.

Bu çalışma, bu anlamda sosyal inovasyonun önemini, ona adım adım, devlet ve toplum arasındaki güveni inşâ etme üzerine kurulu, kendine has bakış açısıyla ulaşmış olan Tayvan Modeli üzerinden ifade etmeyi amaçlamaktadır.

“Biz demokrasiyi, sadece birkaç kişinin milyonlarca insanla konuşması değil, o birkaç kişinin milyonlarca insanı dinlemesi için değiştirebileceğimiz ve geliştirebileceğimiz bir dizi teknoloji olarak görüyoruz.” (Audrey Tang, Tayvan Dijital Teknoloji Bakanı) 

Giriş

Tayvan’ın, Çin’in anakarasının güneydoğu kıyılarının 160 kilometre açığında yer alan bir ada ülkesi olarak Çin’e karşı yakınlığı ve Çin’le arasındaki uçuş yoğunluğu göze alındığında Yeni Tip Koronavirüs hastalığı (Covid-19) açısından sayıca Çin’den sonra ikinci sırada yer alması bekleniyordu (Duff-Brown, 2020). Dahası, virüs ortaya çıktığında, milyonlarca Çinli ve Tayvanlının tatil için seyahat etmesi beklenen Çin yeni yılı arefesi idi.

Buna rağmen Tayvan, kurumlar arası iş birliği, veri paylaşımı ve insan sermayesi ile kaynakların zamanında mobilize edilmesinin ve daha birçok kendine has nüansın ön plânda tutulduğu benzersiz bir dizi salgın yönetimi sayesinde hem literatürde, hem de medyada şüphesiz bu sürecin başarı ikonu hâline geldi.

Tayvanlı sanayi uzmanı Kai-Fu Lee’nin (李開復) de dediği gibi, Tayvan gibi küçük bir ülke, Çin ve ABD gibi en gelişmiş teknolojik donanımlara sahip yapay zekâ devlerine bile böylesi karmaşık ve hızlı gelişen bir salgın hâlinde, sahip olunan teknolojik donanımının boyutunun, o donanımı anlamlı kılacak bir kullanıcı/toplum desteği olmadan etkisini yitirdiğini kanıtlamış oldu (Lanier and Weyl, 2020).

Toplumun verdiği destek, başta can ve mal güvenliği olmak üzere, toplumun sosyal ve maddî haklarının devlet tarafından ne ölçüde korunup korunmadığına bağlıdır. Toplumun devlete ilişkin algısını etkileyen ve yönlendiren kültürel, dinsel, ekonomik, politik, sosyolojik ve psikolojik birçok faktör mevcûttur (Dinler, 2003). Holsti (1996), “meşruiyet” kavramıyla toplum desteğini şöyle açıklar: “Devletin yasa, emir ve eylemlerinin toplum gözünde kabul görülüp uyulmasını düzenleyen bir güven ilişkisidir. Diğer bir ifadeyle meşruiyet, toplumun devlete karşı olan davranışlarının ölçüsüdür. Bu ölçü devlete ya da kamu kurumlarına duyulan güven ve bu kurumlarının hizmetlerine karşı toplumun memnuniyeti ile doğru orantılıdır.” (Adaman ve Çarkoğlu, 2000)

Toplum ve devlet arasındaki bu güven, yazılı olmayan, bireyle devlet, bireyle kamu yönetimi ve bireyle toplum arasındaki etkileşimden oluşan ilişkiler sistemidir. Bu ilişki psikolojik bir sözleşme gibi taraflara görevler ve haklar yükleyerek ve birbirini sürekli olarak şekillendirerek ilerler. Karşılıklı güven için “bu sözleşmenin vazgeçilmez maddesi” denilebilir (Turan vd., 2017). Karşılıklı güveni sağlayan, her devlet ve toplumda kendine özgü sebeplerle gelişen etik ölçüler vardır (Steiner and Steiner, 1985; Adaman ve Çarkoğlu, 2000). Bunlardan en temel olanları; adâlet ilkesi, faydacılık, insan hakları ilkesi ve bireysellik ilkeleridir (Longenecker vd., 1988; Turan vd., 2017).

Bu ilkelerin taraflar tarafından dengede tutulması, özellikle bugünkü küresel salgın ortamında, alınan önemlerin uygulanabilirliğini etkilemesi dolayısıyla hayatî bir önem taşır. Bu yolda Tayvan, Covid-19 gibi küresel bir salgının yönetiminde başrolün toplum ve toplumla kurulan sağlıklı bir iletişimden geçtiğinin tespitini yapabilmiş olması ile farkını ortaya koymuştur. Bugüne kadar literatürde Tayvan’ın bu tespiti yapabilmiş olmasının arkasında, 2003’teki SARS deneyiminden çıkarılan derslerin etkili olduğu ya da bilgiyi daha verimli kullanmanın bir yolu olan veritabanlarını birleştirmek için iş birliğine dayalı bir stratejiyi benimsemiş olduğu savunuldu. Ancak bu, Tayvan’ın neden hayatî değerdeki bilgilerin topluma ulaştığından emin olmak için gösterdiği bu denli üstün gayreti açıklamaya yeterli olmayacaktır.

Bu çalışma, henüz hak ettiği değere ulaşmamış daha birçok faktör olduğunu saptamıştır ve bunları incelemeyi hedeflemektedir. Bunun ötesinde, Covid-19’un dünya çapında sürekli yayılması göz önüne alındığında, bu çalışma, toplum ve devlet arasındaki güven ilişkisinin, Tayvan’da alınan önlemlerin bu kadar hızlı bir şekilde uygulanabilmesinde ve bu yolda atılan adımların büyük bir salgını önlemede başarılı olmasında oynadığı rolü değerlendirerek, diğer ülkelere mevcût salgın mücadaleleri için tamamlayıcı bir örnek oluşturabilir.

Son olarak bu çalışma, mevcût krizin ötesinde, dijital teknolojiye ve ülkelerin bu teknolojinin kullanımına yönelik tutumlarına küresel bir düzen getirmek için yarışan, Amerika Birleşik Devletleri ve Çin gibi ülkelere yeni “Tayvan Modeli”nin alternatif bir yol vaat ettiğini açıklamayı hedeflemektedir.

Çalışmada büyük ölçüde ikincil kaynaklar, politika raporları ve haberlerden yardım alındı. Bunun yanında, Tayvan’da ikâmet ettiğim süre boyunca salgınla mücadelenin ilk 60 gününe birebir şâhit olmam sebebiyle, bu sırada yaptığım kişisel gözlem ve deneyimlerimin de hâlihazırda olan kaynaklara derinlik vereceğini düşünerek bu çalışmada yer verildi.    


Erken teşhis ve kriz yönetimi

31 Aralık 2019’da dünya çapında yeni tip virüse dair resmî bir bilgi yokken, Tayvan’ın “Reddit” benzeri bir forum sitesi olan “PTT”de paylaşılan bir gönderi, bütün dikkatleri üzerine çekti (Abacus, 2020). Gönderide, Çin’in Wuhan kentinde bilinmeyen bir virüsün pnömoniye sebep olduğu hakkında Wuhan sağlık yetkilileri tarafından yazılmış raporun ekran görüntüleri, bu virüsün ikinci bir SARS olabileceğini ima eden bir poster ve başka doktorlar tarafından yazılmış raporlar bulunuyordu (Abacus, 2020).

Forumda tartışılan bu gönderi çok geçmeden küresel salgın Covid-19’un ilk haberi olacaktı. Aynı günün devamında Tayvanlı sağlık yetkilileri, Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) bir e-posta ile Koronavirüsün insanlar arasında bulaşma olasılığı konusunda uyardı (Times, 2020). Takibinde, DSÖ’nün Tayvan’ın uyarısına karşı duyarsız kalması karşısında haberler ve devamında Tayvan’ın DSÖ’ye katılımının reddi ve gündemi epey kızıştırmış olmasına rağmen Tayvan, test ve vaka tanımı konusunda DSÖ standartlarını takip etmeye devam etti, güncellenmiş hastalık bilgilerini günü gününe Uluslararası Sağlık Tüzüğü’nde paylaştı (France 24, 2020).

Daha ilk vakayı bile teyit etmeden, Tayvanlı yetkililer havaalanında, özellikle direkt uçuşla Wuhan’dan gelen yolcuları, yolcular uçaktan inmeden ateş ve zatürre semptomları gösterenleri saptama amacıyla değerlendirmeye almaya başladı (Taiwan News, 2020; Lin vd., 2020). Sadece beş gün sonra, bu uygulama son 14 gün içinde seyahat eden ve giriş noktasında ateşi veya solunum yolu enfeksiyonu semptomları olan herhangi bir kişiyi içerecek şekilde genişletildi (Wang vd., 2020). Henüz hâlihazırda bir Covid-19 testi olmamasına rağmen, şüpheli vakalar üzerinde SARS ve MERS’i de kapsayan 26 ayrı virüs için tarama yapılmaya başlandı. Dahası bu kararlar, daha Çin yeni tip virüsün insandan insana bulaşabileceğini teyit etmeden alındı (Wang vd., 2020). 

Her şey bu kadar hızlı aksederken, Tayvan’ın krize bu denli hızlı bir cevap verebilmesinde, Tayvan’ın 2003’teki SARS salgınından bu yana Çin’den gelebileceği düşünülen salgın hastalıklara karşı sürekli hazırlıklı olmasının rolü büyüktü. 2003’teki bu salgın, gelecekteki salgınların adaya vereceği zararı nasıl önleneceği konusunda hayatî ve bir o kadar da acı bir ders oldu (Lin vd., 2020). Tayvan’a göre bu salgının en büyük bedeli, kaos ve panik ortamını engelleyecek, devletin kurumlarının, işletmelerinin ve toplumun arasındaki donanımlı ve interaktif bir bilgi alışverişini düzenleyecek merkezî model bulunmaması sebebiyle ödenmişti (Aiko, 2020). O günkü deneyimler sonucu kurulan Salgın Merkez Komutanlığı Merkezi (CECC), bakanlıklar ve diğer komuta merkezlerinin arasındaki yatay iletişimi sağlaması sayesinde hükûmet ve belediyelerin ağız birliği yapabilmesinde büyük rol oynadı (Wang vd., 2020).

Tayvan’ın kamu-özel iş birliği ayrıca hâlihazırda bulunan veritabanlarını birleştirerek kaynakların etkin dağıtımında ve hızlı müdahaleyi kolaylaştırmak için kullanabileceği mobil plâtformların yanında ayrıca çevrimiçi haritalar da tasarlayarak zorlukların üstünden gelmeyi başardı (U.S. Department of State, 2020).

Örneğin, CECC’de çok kısa bir sürede büyük veri[i] kullanılarak Ulusal Sağlık Sigortası Sistemi veritabanı ile göçmenlik kurumu veritabanıyla entegre edilmiş, vakaların tanımlanmasına yardımcı olabilmesi için kişinin 14 günlük seyahat geçmişine ve klinik semptomlarına dayalı verileri gerçek zamanlı bir şekilde gösteren QR kodu tarama sistemini devreye sokabildi (Chen, 2020).

Tayvan’ın büyük verinin teknolojiye entegrasyonu sayesinde gerçekleştirdiği bir başka örnek olarak, CECC’in polis teşkilâtları, yerel yetkililer ve telekom şirketleriyle ortaklık kurarak, hâne halkı kayıt sistemleriyle beraber yabancıların giriş kartlarından alınan veriler aracılığıyla yüksek risk altındaki bireylerin tespit edilerek karantinaya alınması ve cep telefonları aracılığıyla izlenmesi gösterilebilir (UNDRR, 2020).

Yapay zekâ, insanların takibini kolaylaştırmanın yanında, geleneksel tıp uygulamalarından toplumların hastalık salgınlarına daha etkili yanıt vermesine yardımcı olan akıllı tıbbî teknolojiye geçiş için de kullanıldı. Bu yolda, Tayvan sadece Covid-19 hastaları değil, onlarla ilgilenen sağlık çalışanlarını da korumak için yapay zekâ, kızılötesi sensörler ve kameraları kullanarak hastaların takibini yapan temassız tedavi teknolojisini geliştirdi (Chang ve Huang, 2020).

Ayrıca geliştirdikleri, Çin’den aldığı verileri sadece 20 saniyede yüksek tutarlılıkla işleyebilen yapay zekâ algoritması, Covid-19’un tespiti ve teşhisinin tutarlılığını arttırarak, klinisyenlerin akciğer hasarı taramalarını hızlı bir şekilde analiz etmelerine ve akciğer hasarının ciddiyetini ölçmelerine olanak tanıdı (Chang ve Huang, 2020).

Tayvan, virüse yakalanan hastaları tespit ve tedavi etmek için yapay zekâ ve büyük veri teknolojilerini kullanarak “teletıp” (internet üzerinden tıbbî hizmetler) çözümünü önermenin yanında (Bangkok Post, 2020) insanların sağlık durumlarını bildirmelerine ve virüs hakkında tavsiye almalarına olanak tanıyan bir sohbet botu oluşturmak için iki teknoloji şirketi (HTC ve LINE) ile işbirliği yaptı (UNDRR, 2020).

Bunlar, Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin açıkladığı bir raporda da belirtildiği üzere, salgının ilk haberinden itibaren sadece ilk 50 günde büyük bir süratle yapılan 124 kritik müdahaleden sadece birkaçı idi (Wang vd., 2020).

Ancak, karantina uygulamasına yönelik mobil çözümler ve QR kod sistemleri ile beraber uygulamaya konulan birçok çözüm yöntemlerinde olduğu gibi, hastanın kendisi tarafından bildirilen anketler üzerinden toplanan verilerle ilerleyen çözümler, yalnızca bireyler semptomatik olduğunda ve semptomlarını bildirdiğinde işe yarar (Whitelaw vd., 2020). Bu çözümlerin birçoğu başka ülkelerin de Covid-19 mücadelelerinde kullanılmasına rağmen, Tayvan’dakine yakın bir başarı yakalanamamış olunması, yine Tayvan’ın elde kazanımın en büyük kanıtıdır. Çünkü bu çözüm yöntemlerinden fayda sağlanabilmesi için devletin veri işleme kapasitesi ve kurumlar arası yatay iletişimi sağlayacak modellerin varlığı kadar, toplumun eş zamanlı veri paylaşımına katılımı gereklidir. Toplumun uygulamalara katılımı, karşılıklı güvenilirlik ile sağlanır (Turan vd., 2017).

Güven duygusu, toplumun gizlilik haklarının güvenceye alınmadan ve hesap verilebilirliği arttıracak şeffaflık sağlanmadan devamlı ya da mümkün olmayacaktır (Turan vd., 2017). Birçok çalışma, toplumların güven duydukları kurumları pozitif olarak yorumladıkları ve tercih ettikleri, diğer yandan eğer etik[ii] ölçülerin dışına çıkılırsa, toplumun devlete karşı güveninin azalacağını savunmaktadır (Adaman ve Çarkoğlu, 2000; Blind, 2007).

Yönetim şekillerinin toplum güveni üzerinde etkileri olduğu her ne kadar bu çalışmanın konusunun ötesinde olsa da, Tayvan’ın başarısını açıklayabilmek için bu konu, bahsetmeye değer bulunmuştur. Birçok çalışma, demokrasi ile yönetilen ülkelerin güvene dayalı temele dayandığını savunurken (Inglehart, 1997), diğer benzer çalışmalar demokrasinin güveni arttırdığı ve motive ettiği sonucuna varmıştır (Muller ve Seligson, 1994). Ancak Uslaner’e (2004) göre bu iki savunma da doğru değildir. Bunu da bazı demokrasilerde devlete güvenen oranı yüksekken bazılarında düşük olmasıyla açıklar. Her ne kadar otokrasilerin güven ilişkisini yıkacağı düşünülse de, demokrasilerde de güveni sağlayacak olan yönetimlerin sürekli değişimi, durumu zorlaştırabilir (Uslaner, 2004).

Putnam’ın (1993) da dediği gibi, demokrasi olmak, demokrasiyi uygulamaktan çok daha basittir. Dolayısıyla, Tayvan’da toplumun devletle olan güven ilişkisini Tayvan’ın yönetim şekliyle ilişkilendirmek mümkün olmayacaktır. Avrupa ve ABD gibi demokrasiyle yönetilen ülkelerin Covid-19 mücadelelerine bakıldığında, demokrasi olmalarının değil, onu nasıl uyguladıklarının önemini ortaya koymuştur. Tayvan kadar başarılı olamamış olmaları, böyle bir genelleme yapmanın doğru olmayacağını göstermiştir. Bazı araştırmacılar, yönetimlerin bu durumunu çelişkili bulmuş ve yönetimlerin güven yaratamayacağını savunurken, hukukî düzenlemenin daha tarafsız ve toplumu sosyal vicdan duygusu olmayan kişilerin hatâlı eylemlerine karşı koruyarak güven oluşturabildiğini desteklemişlerdir. (LaPorta vd.1997; Rothstein ve Stolle, 2001; Uslaner 2004).

Tayvan Modeli karşılıklı güven ve iş birliğini hedeflerken, bu yolda özel hayatın gizliliğinin korunmasına itina göstermesi, toplumun bu sürece katılımını arttıran etmenlerden biriydi. Pandeminin daha ilk zamanlarında Bulaşıcı Hastalıklar Kontrolü Yasası (The Communicable Disease Control Act/ 傳染病防治法) adı altında hazırlanan yasa tasarısı, demokratik yollarla seçilmiş yasama organı tarafından yürürlüğe geçirildi (Laws & Regulations Database of The Republic of China , 2020).

Yasa, kendi başına, kullanıcılara/topluma şeffaflık ve rızâya bağlılık vaat etmesinin yanı sıra, bunlardan herhangi birinin engellenmesi ya da aksaması hâlinde topluma, özgür basına ve bağımsız yargı yoluna başvurma hakkını garanti ediyordu. Örneğin bu yolda, seyahat geçmişi verilerinin kullanıldığı sistemlerde, kişilerin hareketlerini başkalarının görmesi engellendi (Whitelaw vd., 2020). Tayvan Hükûmeti’nin bu yaklaşımı, salgının bulaşmasını engellemekte başrolü üstlenen sosyal koordinasyonu şaşırtıcı düzeyde sağladı. Sağlamlaşan güven sayesinde toplum kendi üzerine düşeni yaptı ve bu da yetkililere, başka konulara yoğunlaşmaya, yeni inovasyonlar yapmaya ya da sunulmuş olan hizmetleri geliştirmeye fırsat tanıdı. Sadece bu bile, büyük ölçekli iş birliklerinin uygulanmasında, toplumun iş birliği ile bulduğu önlemlere interaktif katılımının önemini vurgulamaktadır.

Pandemi ile mücadele, verilerin ve bu verilerin teknolojiye entegrasyonunun önemli bir önleme yöntemi olması sebebiyle, devletler için ikisinin de üzerinde nihâî kontrolü ele almasını gerekli kıldı (Ting vd., 2020). Bu tür bir kontrole sahip olmak için çeşitli yollar kullanıldı. Ancak başarı düzeyi ele alındığında, bugün verinin ve teknolojinin salgını önlemede kontrolü ile ilgili bu stratejiler ya Çin’in yaptığı gibi tepeden inme, diğer bir deyişle otokratik yönetim ile sağlanmaya çalışıldı ya da Avrupa’da olduğu gibi, özel hakların gizliliğini tehlikeye attığı kaygısıyla sıkışıp kaldı (Foreign Affairs, 2020).

Tayvan Modeli’nde, belki de diğerlerinden farklı olarak yapılan, toplumun rızâsı, katılımı ve en önemlisi de hükûmetle iş birliği yapmaya motive eden bir güven ilişkisinin ön plânda tutulmasıydı.

Çalışmanın bir sonraki bölümü, 2003’teki SARS deneyimlerinin ve küresel salgın Covid-19’un da ötesine uzanan, Tayvan’daki toplum ve devlet arasındaki güven ilişkisinin temellerini atan belli başlı olayları incelemektedir.


Sivil bilgi korsanları ve Covid-19

“Her şeyde bir çatlak vardır. Ve ışık, işte öyle sızar içeriye.”

(There's a crack, a crack in everything. And that's how the light gets in.)-(Leonard Cohen, 1992, Anthem: The Future)

Tayvan Teknoloji Bakanı Audrey Tang (唐鳳), bir muhabirin, “Tayvan’daki bu yenilik ve yaratıcılık rûhunun ne kadarı size itibar ediyor?” sorusu üzerine, “Sanırım gazeteciler, özellikle de yabancı basın, benim buradaki rolümü gözlerinde büyütüyorlar; belki de Twitter’i en iyi ben kullandığım için öyle düşünüyorlardır. Ama ben burada insanların fikirlerini temsil ettiğim için değil, ben insanların aslında hak edilmiş bir güvenilirlik vaat eden kurumlara güvenebilmeleri için buradayım” şeklinde cevap verirken, bahsettiği o güvenilirlik vaat eden kurumlar, sosyal inovasyonu destekleyen Tayvan Devleti’nden başkası değildi (Pri’s The World, 2020).

Yine aynı röportajda Audrey Tang, sosyal inovasyonun, bir maskeyi dezenfekte etmek için geleneksel pirinç pişirici kullanmaktan, halkın sadece pembe çocuk maskeleri kalınca okula gitmek istemeyen erkek çocukları için sağlık çalışanlarından pembe maske takmalarını istemeye kadar, toplumun ortaya attığı sosyal yenilikler olduğunu söyler (The World, 2020). Bu sosyal yenilikler kulağa her ne kadar klâsik bir halkla ilişkiler alıştırması gibi gelse de Audrey Tang, Tayvan’ın teknoloji kullanımına yönelik bakış açısında benzeri görülmemiş bir değişiklik yaparak işleyişe farklı bir dokunuş kattı.

Ayçiçeği Öğrenci Hareketi (太陽花學運) patlak verdiğinde, Audrey Tang’ın da içinde bulunduğu bağımsız yazılım korsanlarından oluşan bir kolektif grup olan g0v ("gov-zero"), mevcut hükûmet süreçlerini ve hizmetlerini bağımsız olarak yeniden tasarlamak ve vatandaşların, devletin nasıl işlediğini görmelerini sağlamak için hükûmet bilgilerini açıkladılar ve halka sundular (Citizen Lab, 2020). Protestonun bitmesiyle, vatandaşlar ve hükûmet arasındaki güven duygusunu yeniden canlandırmanın bir yolunu arayan (dönemin) Dijital Bakanı Jaclyn Tsai, g0v’un hackathonlarından birine katıldı (Citizen Lab, 2020). Bu, Tayvan’ın hem Covid-19, hem de küresel düzende ideolojik farklılığını ortaya koyacağı bir dizi düzenlemenin ilk kıvılcımıydı.

Sivil yazılım korsanlarının genellikle mevcût kurumları tehdit ettikleri düşünülse de, Tayvan, sivil korsanların başarısı karşısında “Bükemediğin bileği öpeceksin” şeklinde bir yaklaşımı benimsedi ki bu sadece Asya’da değil, dünyada benzerine rastlanmamış bir durumdu (Citizen Lab, 2020). Bu yaklaşım, Tang’ın 2016’daki seçimle birlikte Dijital Teknoloji Bakanı olmasını takip etti. Tang’ın, teknoloji uygulamalarında kitle kaynaklı görüş (crowdsourcing opinion) alınması konusunda ısrarı üzerine Tayvan Hükûmeti, diğer benzer düşünen ülkelerden farklı olarak, tarafsız bir vatandaş platformu olan “vTaiwan”ın başlatılması üzerine sivil yazılım korsanlarıyla bir iş birliği plânı yaptı (Haegen, 2020).

“Güven” kavramı bireyleri, kurumları, işletmeleri ve Tayvan’a istisnaî bu durumda sivil yazılım korsanları bile iş birliğine motive edecek sözleşmenin bir değişkenidir. Tayvan’da devletle sivil korsanlar arasındaki bu beklenmedik iletişimin kaynağı, Uslaner’in (2003) “stratejik/kısmî güven” olarak açıkladığı türe benzerlik gösterir. Basitçe, eğer devlet yazılım korsanlarının sözlerini tutacaklarına ve korsanlar da devletin sözünü tutacağına inanıyorsa, aralarında iş birliğine gitmeye karar verirler. Bu iş birliği, ancak taraflar birbirini tanıyorsa gerçekleşir; çünkü birbirini tanımayan ikili arasındaki bir ilişkide stratejik bir çıkar söz konusu olamaz. Her sözleşmede olduğu gibi, güven ilişkisinde de taraflara belli haklar ve görevler tayin edilir. Bir sistemde veya hizmette bu karşılıklılık ilişkisi ne kadar yoğun hissettirilirse, güven uyumu da o kadar artar (Turan vd., 2017).

Frey ve Feld (2002), toplum ve devlet arasındaki bu ilişkiyi “karşılıklı etkileşim, saygı ve dürüstlüğe bağlı olan bir partnerliğe” benzetmiştir.

Bu anlamda Tayvan Hükûmeti ve sivil yazılım korsanları arasında, prosedürlerin açıklığı ve şeffaflığına dayalı bir güven uyumu olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Tayvan’ın bu benzersiz yaklaşımı, aşağıdan yukarıya doğru bilgi paylaşımı, kamu-özel iş birliği, hacktivizm[iii] ve katılımcı kolektif (crowdsourcing) eylem gibi kavramlar içerir ki bu, ülkenin Koronavirüse karşı rızâya dayalı ve şeffaf bir dizi müdahaleyi koordine etme başarısının merkezinde yer almıştır (Haegen, 2020). Tayvanlı vatandaşların virüsün bulaşmasını azaltmak için birlikte çalıştığı tarafsız forum sitesi “vTaiwan”, buna en güzel örnek olacaktır.

Tayvan’a “Diamond Princess” adlı, kısmen yüksek enfeksiyon oranına sahip bir yolcu gemisinden yolcuların inmesiyle, bir grup girişimci, Dijital Teknoloji Bakanlığı ve g0v arasındaki iş birliğinden doğan hâlihazırdaki bu plâtformda bir çalışma gerçekleştirdi (Foreign Affairs, 2020). Vatandaşların, Diamond Princess yolcuları tarafından ziyaret edilen riskli yerlerden haberdar olmaları için şehir çapında bir uyarı haritası oluşturuldu (Haegen, 2020). Bu çalışma, Tayvan’da toplumun önlemlere katılımının ciddiyetini ortaya serecek niteliklere sahipti. Bireyler, çeşitli medya araçlarını (bir çağrı hattı veya akıllı telefonlar gibi) kullanarak semptomlar hakkında gönüllü ve gerçek zamanlı olarak plâtformda rapor verdiler; bu bilgiler hızla doğrulandı ve harmanlandı (Foreign Affairs, 2020). Sonuç daha sonra, toplum tarafından oluşturulan ve kullanıcıların akıllı telefonda konum geçmişlerini indirmelerine izin veren daha birçok uygulamayla birleştirildi (Haegen, 2020). Bu, proaktif davranışı teşvik eden, sağduyuya dayalı bir tasarımdı. Maruz kalma konusunda endişelenen kullanıcılar, diğerlerini korumak için ileriki toplum etkileşimlerini sınırladılar.

Bir diğer -belki de en çok takdir edilen- örnek, girişimcilerin g0v hacktivistleriyle çalıştığı “medikal maske haritası” olacaktır. Orada kaldığım süre boyunca, özellikle hastanelerin etrafındaki mağazalarda medikal maskelerin tükenmesiyle başlayan ve ardından tükenmenin yarattığı aşırı panik alımını önlemek için Hükûmetin aldığı önlemler ve hizmetler dizisine birebir şâhit oldum. Sadece birkaç gün içerisinde, kişi başına haftada üç medikal maskeden oluşan ulusal bir maske temini sistemi oluşturdu ve eczaneler dışında satışı yasaklandı. Maske üreten firmalarla üretimini günde 10 milyona kadar çıkarmayı plânlayan bir anlaşma yapıldı (Wang vd., 2020). Çok geçmeden eczanelerin önünde uzun kuyruklar oluşmaya başlamıştı bile. Ancak Tayvan Hükûmeti’nin, bu düzenlemenin eczanelerin günlük satışına yetersiz kalacağını anlaması çok uzun sürmedi ve daha sonra Hükûmet, gerçek zamanlı ve konuma özgü verileri kullanarak topluma maskelerin nerede ne kadar kaldığı bilgisini sağlayan bir uygulama programlama arayüzü (API) yayınladı (Foreign Affairs, 2020).

Dahası bu uygulamada, herkesin süre sınırı olmadan alım satım yapmasına ve daha çok ihtiyacı olanların maske teminini kendi içinde sirküle olabilen bir bağış sistemine izin verildi. Böylelikle korsan satış ihtimâli engellendi.

Her şeyden önce, bu uygulamanın başarısının arkasında, zamanlarının ve çabalarının büyük bir kısmından fedakârlık etmeye istekli Tayvan vatandaşları vardı. Bu fedakârlığı hak etmek için Tayvan Hükûmeti, kullanıcıların özel haklarının güvencesini, bu plâtformda rapor edilenlerin hareket tarihlerinin makul kalıplara karşılık getirilmesi, ayrıntıların kaydedilmesine izin verilmemesi ve trollerin dışlanması ile sağladı (Foreign Affairs, 2020). Böylece plâtform, açık bir veri sistemi olduğu gibi, hattâ katılıma açık olmasına rağmen dezenformasyon ya da paniğin yayılmasına mahâl de bırakmadı.

Toplumun bu interaktif katılımı, Hükûmetin tek tip ve aşırı sosyal uzaklaşma politikalarından kaçınılarak salgına karşı çevreleme sağlamasıyla salgının ekonomik yükünü önemli ölçüde azaltmıştır. Bu durumda hem vatandaşlar tehlike altındaki yerlerden kaçınabilmiş, hem de tehlikeli noktaları ziyaret edenler kendi kendilerini karantinaya alabilir hâle gelmiştir.

Topluluk tarafından oluşturulan düzinelerce uygulama, pandemiye dünyanın en iyi yanıtını verme konusunda da destek verdi. Bu benzersiz yaklaşım, Tayvan’ın herhangi bir boyutta veya zamanda malzeme ve test sıkıntısı çekmesini engelledi (Aiko, 2020). Teknolojiyi “toplumu devlete şeffaf hâle getirmek” amacıyla kullanan diğer devletlerin aksine “devlet ve devletin işleyişini topluma şeffaf hâle getirmek” için bir araç olarak gören Tayvan, topluma kendisini sistemin bir parçası olarak hissettirmeyi başardı ve akıllara gelmeyecek düzeyde, iş birliği esaslı, bu kendine has kamu güveni ilişkisini oluşturabildi. Tayvan’ın uygulamaya koyduğu bilişim teknolojileri tabanlı iletişim stratejisi, bunun yalnızca bir toplumsal sağlık sorunu olan virüsle savaşmakla ilgili değil, aynı zamanda hükûmet ile insanlar arasında güven inşâ etmek ve böylece süreçte toplumu güçlendirmekle ilgili olduğunu kanıtladı.

Audrey Tang, yine bir röportajında bunu şöyle açıkladı: “Önceleri, ‘Demokratik Tayvan Devleti’nde bakanlar size güvenir’ diye tweet atardım. Bence burada vatandaşlara tamamıyla güvenmek ana felsefe olmalıdır. İlk seçime daha 1996’da geçmiş, henüz genç bir demokrasi olabiliriz. Ancak biz demokrasiyi, sadece birkaç kişinin milyonlarca insanla konuşması değil, o birkaç kişinin milyonlarca insanı dinlemesi için değiştirebileceğimiz ve geliştirebileceğimiz bir dizi teknoloji olarak görüyoruz.” (Pri’s The World, 2020)


Sonuç

Yanı başındaki süper gücün gölgesinde, küçük ama teknolojik olarak ileri bir ülke olan Tayvan, son yıllarda teknolojinin demokratik değerlere risk yaratabileceği düşüncesi yerine, teknolojinin demokratik değerler yararına çalışmasını sağlayarak dünyanın en interaktif siyâsî kültürlerinden birini geliştirdi. Bu “sivil ya da sosyal teknoloji” adıyla bilinen kültür, ülkenin Yeni Tip Koronavirüse karşı en güçlü bağışıklık sistemi sahibi olduğunu kanıtladı.

Bu başarı, teknoloji, aktivizm ve sivil katılımın bir ürünüdür. Tayvan’da bilişim teknolojileri, iş birliğini sürdürmenin yolu olarak görülen sosyal inovasyonu arttırarak Tayvan toplumunu şekillendirmek için kullanılır.

Belki de Covid-19’a karşı mutlak bir zafer iddia etmek için henüz erken olabilir. Ancak şu açıktır ki, teknoloji, virüsü ânında kontrol altına almaya yarayan sihirli bir değnek değildir. Bunu, Tayvan, daha pandeminin ilk aşamalarında, Çin’den ve diğer Asya ülkelerinden ve hattâ Avrupa ile Amerika Birleşik Devletleri gibi güçlü demokrasilerden çok daha etkili bir yaklaşıma sahip olmasıyla kanıtlamıştır.

Öneriler

Yeni Tayvan Modeli, şüphesiz ki mevcût krizin ötesinde güçlü bir vaatte bulunuyor. Bunu Tayvan’ın, sadece Koronavirüse karşı verilen mücadelede değil, diğer zorluklarla karşılaştığında da aynı kapasiteyi gösterebilmiş olmasından anlıyoruz.

Örneğin, son Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde, toplumun inşâ ettiği ve işlettiği bu plâtformu Çin’den gelen dünyanın en büyük dezenformasyonuna karşı yararına kullanmayı başarmış ve Pekin’in desteklediği adaya karşı seçimi kazanmıştır (Wang, M. vd., 2020; Mcgregor ve Kassam, 2020).

Bunun yanında, olağanüstü çevre standartları, iklim emisyonunun azaltılması ve bir dizi başka politika alanında, bu plâtform ve toplumun katılımıyla oluşturulup işlemeye devam eden daha birçok uygulamayla benzer başarılar elde edilmiştir.

Sözün özü, Tayvan Modeli, teknolojinin kullanımında, hem Çin’in savunduğu tepeden inme bir sisteme dayalı gözetim teknolojisini (surveillance), hem de ABD’nin desteklediği reklâm odaklı Batılı teknoloji devlerini takip etmektense “başka bir yol” sunuyor. Tayvan Modeli, teknolojinin ideolojik olarak tüm demokratik toplumlara (buna dijital gözetimin zararlı olabileceğini ve bu yüzden değerler kapsamında sınırlanması gerektiğini savunan Avrupa ve ABD de dâhil) cazip kılabilecek bir demokrasi aracı olarak kullanılabileceğini ispatlıyor.

Teşekkür

Bu çalışmada değerli görüşleri ve fikir alışverişi için Dr. Albert Chi-jiun Chang’a ve uzun süredir Türkçe bir çalışma yapmamış olmamın bende yarattığı sıkıntıyı hafifletmek için bana yardım edip mânevî desteğini hiçbir zaman eksik etmeyen babam Filiz Yıldırım ve kuzenlerim Cansu ve Cantürk Gülçelik’e, ayrıca desteklerini eksik etmeyen Sayın Hasan Chih-tang Chang ve Sayın Sibel Chen’e teşekkürü borç bilirim.

 

Kaynakça

Abacus (2020) How a Reddit-like forum helped Taiwan prepare early for Covid-19, Retrieved from https://www.scmp.com/abacus/tech/article/3080309/how-reddit-forum-helped-taiwan-prepare-early-covid-19

Adaman, F. ve Çarkoğlu A. (2000), Türkiye’de Yerel ve Merkezi Yönetimlerde Hizmetlerden Tatmin, Patronaj İlişkileri ve Reform, İstanbul: TESEV.

Aiko, Doden (2020) Taiwan: Boosting social innovation through IT | NHK WORLD-JAPAN News. Retrieved from https://www3.nhk.or.jp/nhkworld/en/news/backstories/1239/

Bangkok Post (2020). Taiwan leads telemedicine solutions to COVID crisis. Retrieved, from https://www.bangkokpost.com/thailand/pr/1906885/taiwan-leads-telemedicine-solutions-to-covid-crisis

Chang, W., ve Huang, I. (2020). Taiwan’s Leading-Edge Technologies Help Tackle COVID-19. Retrieved 28 September 2020, from https://blog.semi.org/technology-trends/taiwans-leading-edge-technologies-help-tackle-covid-19

Chen, Stacy (2020) “Taiwan Sets Example for World on Howto Fight Coronavirus”, ABC News

Citizen Lab (2020). Pioneers #1: Audrey Tang, Taiwan's Digital Minister - CitizenLab's Blog. Retrieved from https://www.citizenlab.co/blog/civic-engagement-fr/pioneers-1-audrey-tang-taiwans-digital-minister/

Dinler, Demet (2003) “Türkiye’de Güçlü Devlet Geleneği Tezinin Eleştirisi” , Praksis, 9, ss. 17-34.

Duff-Brown, Beth (2020) “How Taiwan Used Big Data, Transparency and a Central Command to Protect Its People from Coronavirus“, Stanford Universitesi

Foreign Affairs (2020) How Civic Technology Can Help Stop a Pandemic. Retrieved from https://www.foreignaffairs.com/articles/asia/2020-03-20/how-civic-technology-can-help-stop-pandemic

France 24 (2020)US criticizes WHO for ignoring Taiwan virus warnings - France 24. Retrieved from https://www.france24.com/en/20200409-us-criticizes-who-for-ignoring-taiwan-virus-warnings

Frey, B. S. ve L. P. Feld (2002), “Deterrence and Morale in Taxation: An Empirical Analysis”, CESifo Working Paper no. 760, Ağustos.

Haegen, J. (2020). Audrey Tang Praised for Coronavirus Prevention Tactics - The News Lens International Edition. Retrieved from https://international.thenewslens.com/article/132023

Holsti, K. J. (1996), The State, War and the State of War, Cambridge/New York/Melbourne: Cambridge Universty Press.

Kılavuz, Raci (2003), Kamu Yönetiminde Etik ve Bir Sorun Alanı Olarak Yozlaşma, Ankara: Seçkin.

Laws & Regulations Database of The Republic of China  (2020). Communicable Disease Control Act - 傳染病防治法-全國法規資料庫,

Retrieved from https://law.moj.gov.tw/ENG/LawClass/LawAll.aspx?pcode=L0050001

Lin, C., Braund, W., Auerbach, J., Chou, J., Teng, J., Tu, P., & Mullen, J. (2020). Policy Decisions and Use of Information Technology to Fight Coronavirus Disease, Taiwan. Emerging Infectious Diseases26(7), 1506-1512. doi: 10.3201/eid2607.200574

Longenecker, J., J. McKinney and C. Moore (1988), “Egotism and Independence: Entrepreneurial Ethics”, Organizational Dynamics, Winter.

Mcgregor, R. ve Kassam N. (2020) “Taiwan’s 2020 Elections”, Lowy Institute for International Policy, JSTOR, https://www.jstor.org/stable/resrep25092

Pri’s The World (2020). How Taiwan is battling coronavirus with tech, crowdsourced data and trust. Retrieved from https://www.pri.org/stories/2020-08-17/how-taiwan-battling-coronavirus-tech-crowdsourced-data-and-trust

Steiner, G. A. and J. F. Steiner (1985), Business, Government and Society, New York: Random House.

Taiwan News (2020). Diagram of confirmed cases of COVID-19 in Taiwan | Taiwan News. Retrieved, from https://www.taiwannews.com.tw/en/news/3893436

Foreign Affairs (2020) Taiwan’s Initial Success Is a Model for the Rest of the World“,

Here's What Taiwan Told the WHO at the Start of the Virus Outbreak. Retrieved from https://time.com/5826025/taiwan-who-trump-coronavirus-covid19/

Ting, D., Carin, L., Dzau, V., & Wong, T. (2020). Digital technology and COVID-19. Nature Medicine26(4), 459-461. doi: 10.1038/s41591-020-0824-5

Toker, Seca (2020) Koronavirüs Salgını ile Mücadelede Büyük Veri ve Yapay Zeka Çalışmaları, Seta Perspektif

Turan, Erol, Aydilek, Emre ve Taban, Hayati Okutman (2017) Vatandaşların Güven Algılarının ve Vatandaşla Devlet Arasındaki Psikolojik Sözleşmenin Kamu Yönetimine Etkisine Yönelik Uygulamalı Bir Araştırma, Selçuk Üniversitesi Sosyal Teknik ve Araştırma Dergisi, Sayı: 13, ss. 25-44

U.S. Department of State (2020). The Taiwan Model: Freedom as a Compass for Technology - United States Department of State, Retrieved from https://www.state.gov/the-taiwan-model-freedom-as-a-compass-for-technology-2/

UNDRR (2020) What coronavirus success of Taiwan and Iceland has in common. Retrieved from https://www.preventionweb.net/news/view/72500

Wang, C. Jason, Ng, Chun Y., and Brook, Robert H. (2020) Response to COVID-19 in Taiwan: Big Data Analitics, New Technology, and Proactive Testing, JAMA, 323(14):1241-1342, doi:10.1001/jama.2020.3151

Wang, M., Nguyen, N., Dai, S., Chi, P., & Dow, C. (2020). Understanding Potential Cyber-Armies in Elections: A Study of Taiwan. Sustainability12(6), 2248. doi: 10.3390/su12062248

Whitelaw, S., Mamas, M., Topol, E., & Van Spall, H. (2020). Applications of digital technology in COVID-19 pandemic planning and response. The Lancet Digital Health2(8), e435-e440. doi: 10.1016/s2589-7500(20)30142-4

Yegen, Ceren (2014) Dijital Aktivizmin Bir Türü Olarak Hacktivizm ve “RedHack”, E-journal of Intermedia, Fall 2014 1(1)



[i] Teknolojik imâanlara ulaşılabilirliğin kolaylaşmasıyla her bireyin her yaptığı faaliyet dijital dünyada bir veri izi bırakmaktadır. Sosyal medya platformlarından internette yayımlanan ve kişiler arası gönderilen videolara, cep telefonu konum bilgilerinden akıllı bilekliklerin sensör verilerine kadar birçok veri yığını bu bağlamda düşünülebilir. Bu veri izleri bütünü büyük veri olarak bilinir (Toker, 2020).

[ii] Etik ödev yükümlülük sorumluluk gereklilik gibi kavramları analiz eden doğruluk ya da yanlışlıkla iyi ve kötüyle ilgili yargıları ele alan moral ilkelerinin kodu olarak tanımlanabilir. (Kılavuz, 2003)

[iii] Aktivizmin iletişim teknolojilerini kullanarak dijital mecralarda icra edilmesi anlamına gelen dijital aktivizm; slaktivizm, kliktivizm, hacktivizm vb. türler ile kendisini göstermekte ve bireyleri yeni iletişim teknolojilerini kullanarak söz konusu aktivist faaliyetleri çok hızlı, etkili, çoksesli, eşzamanlı ve her yere ulaşabilir şekilde gerçekleştirmektedir. Politik gerekçeler görerek ya da göstererek hacking eylemi yapmak olarak tanımlanan hacktivizm de internet aracılığı ile yine internet üzerinden yapıldığından bu anlamda bir dijital aktivizm faaliyeti olarak gerçekleşmektedir (Yegen, 2014)