
KORONAVİRÜS, dünyada
oluşturduğu tahribatla gündemden düşmüyor. Uzmanların sadece yaşlılara zarar
vereceğini söyledikleri virüs, aslında bağışıklığı düşük olan gençlerden de çok
sayıda can alıyor. Bazı büyük ülkeler sürü bağışıklığını deneyerek çok daha
fazla insanın hayatını kaybetmesine sebep oldular.
Bunun
yanı sıra Koronavirüsün bir tasarım ve bir oyun olduğunu söyleyenler de oldu.
Peki, Türkiye ne yaptı? Bir zamanlar “Bu kadar büyük şehir hastanesini neden
yaptınız?” diye eleştirdiler, fakat hastaneler ve canı pahasına çalışan sağlık
personelleri sayesinde Türkiye bu virüsle dünyaya göre başarılı bir şekilde
savaş veriyor.
Bir
zamanlar saha savaşları vardı, şimdi biyolojik ve psikolojik bir savaş
yaşıyoruz. Ekonomik, psikolojik, sosyolojik açıdan dünya kırmızı alârmda. Virüsün
ne zaman biteceğini kimse öngöremiyor. Bill Gates diyor ki, “İnsanlığın yüzde 80’i
aşılanırsa, ancak o zaman Covid-19 biter”. Peki, dünya aşıya nasıl bakıyor? Ne
yazık ki bu konuda herkes üçe bölünmüş durumda. Bir kısmı, “Kaybedecek bir
şeyim yok” diyerek aşı olmayı kabul ederken, bir kısmı, “Aşı ile bizi
fişleyecek ve kontrol altına alacaklar” diyor. Bir diğer kesim ise iki tarafı
dinlediği için kararsız kalıyor.
Peki,
ben ne düşünüyorum?
Sevgili
dostlar, bana sorarsanız, ben aşı olurum. Ben, Covid-19 geçirdiğim için ilk
aşılanacaklar listesinde değilim. Fakat risk taşıyan herkes muhakkak aşı olmalı
diye düşünüyorum.
Çok
ütopik yorumlar dinliyorum. Ağzı olan profesör, doçent, yazar yahut gazetecinin
tek bildiği, bilip bilmeden yorum yapmak. Araştırma veya bir veri yok kimsenin
elinde. Eğer birini dinleyecekseniz, onlardan biri, değerli dostum Abdullah
Çiftçi’dir. Kendisini iyi tanırım ve kaynaklarını da bilirim. Teşbihte hatâ olmasın,
“kılavuzu karga olanın burnu pislikten kurtulmaz”; bu yüzden kimi dinleyip neye
göre yol aldığınıza çok dikkat edin.
Değerli
kardeşlerim, daha önce yazımda belirttiğim Koronavirüs ve çıkış nedenlerinden
sonra Covid-19’u yaşamış biri olarak sizinle tecrübelerimi paylaşmak istiyorum:
Vücût ağrısı ile başlayan rahatsızlığım, devamında ateş ve hâlsizlik ile beni
bitkin bıraktı. Başlarda üşüttüğümü düşündüm fakat gün geçtikçe kötü oldum. İlk
üç gün bulunduğum odadan çıkmadım. Covid-19 olma ihtimâlim vardı ve hemen (Allah
ondan râzı olsun) İbrahim Saraçoğlu’nun Covid-19 küründen alıp üç gün kullandım.
Daha sonra test yaptırmaya gittim ve test sonucum pozitif çıktı. Pozitif test
sonucunda, devletin verdiği ilâçları tereddütsüz kullanmaya başladım. Hem
Saraçoğlu kürü, hem de doktorun vermiş olduğu ilâçlarla birlikte beslenmeme de
dikkat ederek hastalığı Allah’ın yardımıyla yenmeye çalıştım. İştahım azalmıştı
ve çok fazla hâlsizlik vardı. Sebze yemekleri, bol meyve, bol su, bir de gece
gündüz hiç bıkmadan ve durmadan izlediğim “Hazreti Yusuf” dizisi… Sabrın ve
teslimiyetin bedene gelmiş hâli bir Peygamber… (Allah’ın selâmı üzerine olsun!)
Covid-19
hiçbir hastalığa benzemiyor. Herkeste farklı seyrediyor. Herkesi zayıf
noktasından vuruyor. Geçmişten günümüze beslenmesine, uyku düzenine dikkat
etmeyen, sağlık sorunları yaşayan herkesin korkulu rüyası olarak birçok can
aldı, almaya da devam ediyor. Hastalığımın 10’uncu gününden sonra bende kalan
etkiler sadece hâlsizlik ve öksürük oldu. 15’inci günden sonra artık iyiydim
çok şükür. Fakat hâlâ bu virüs vücûdumdaymış, vücudumuzdaymış…
Sayın
Sedat Servet Hocaoğulları’ndan öğrendiğime göre, bu virüsü kaptıktan sonra 3 ay
vücûtta ve zayıf ânında ortaya çıkabilecek potansiyeliyle bekliyormuş. Bu
yüzden, “Ben Covid-19’u yendim” diye sakın bir yanılgı içine düşmeyin. Virüs
uzun süre vücûdumuzda uyuyor. Bu dönemde bana desteklerini esirgemeyen Eskişehir
İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Uğur Bilge, Uzm. Dr. Mehmet Yaşar Akarca, 2023 Kuşağı
Hareketi lideri ve aynı zamanda Yıldırım Belediye Başkan Yardımcısı Sedat
Servet Hocaoğulları ve hastane personellerine çok teşekkür ederim.
Allah,
başta Liderimiz Sayın Erdoğan’ı, askerimizi, polisimizi, sağlıkçılarımızı ve bu
vatana hizmet eden herkesi korusun!
Covid-19
ile ilgili size bir sır vereyim mi?
Allah
izin verirse, yazın yeni bir sistemi hayatımıza geçirmeye başlayacağız.
Not:
“Koronavirüs bitecek” demiyorum, “Yeni Dijital Sistem hayatımıza geçecek”
diyorum. Yeni dünya sistemi, ülkemiz ve milletimiz için hayrolur inşallah.