HER insan, yetiştiği
kültüre hizmet eder. Kişi nasıl yaşıyorsa öyle düşünür ve ne düşünüyorsa odur. Hangi
kelime ve hangi lîsan kullanılıyorsa, o medeniyetin çerçevesince düşünür insan.
Son
yıllarda, “İnsan ne yiyorsa odur”
sözü de gerçek oluyor.
Cadde
ve sokaklar yabancı isimle yazılı tabelâ kirliliğine dönüştü ve bu tür
oluşumlar Türkçe açısından bir tehdit unsuru hâline geldi. Benzer durum cadde
ve sokaklardaki fast food zincirleriyle de perçinleşti.
Yabancı
kelimelerle yazılı tabelâlara çözüm için girişim başlatıldı. Fakat birer
alışkanlık hâline gelen fast food için ne yapılacak? Bu duruma farklı bir
pencereden bakmakta yarar var…
İnsanlar
zorunlu hâllerde teknolojik gelişme gösterdikleri gibi, alışkanlıklarını da
değiştirirler.
Anadolu
insanının kadim geleneğinde malûmdur, sirke, her salataya konulan ve günlük
sofralarda bulunan bir içecek olup, temizlikte de kullanılır. Günümüzde bu
kültürün azaldığı ve özellikle de gençlerin fast food prangalarından
kurtulamadığı bir gerçektir. Bunun yanında köy sofraları ve ev yemeklerini üniversite
öğrencilerinin tercih ettiğini belirtmek gerekir. Yine de kötü bir alışkanlık
olarak, moda gibi bu özenti de Anadolu’nun kadim geleneğinden gelen yemek
kültürüne büyük savaş açmış durumda.
Dünya’nın
Covid-19 salgın hastalığının pençesinden kurtulmaya çalıştığı şu günlerde 25
binden fazla bilimsel makalenin yayımlandığı ve aşı bulunsa bile herkese
uygulanmasının en az bir yıl alacağı gerçeği ortada durmaktadır.
Alınan
tedbirlerin Covid-19’dan daha güçlü olduğu sloganlaştı. Son aylarda Covid-19’a karşı
en azından koruma amaçlı olarak sirke üzerinde de bilimsel çalışmalar başlamış
durumda.
Covid-19
virüsü, özellikle burun ve ağız yoluyla damlacıklar şeklinde bulaşmaktadır.
İtalya
ve Birleşik Krallık’tan L. Pianta ve arkadaşları, sirkenin aktif bileşeni olan
asetik asidin üst solunum yolları için potansiyel bir dezenfektan etkisini araştırdılar.
Bu ekip 29 hastayı iki gruba ayırarak semptomlar üzerinde değerlendirmelerde
bulundular.
Yapılan
çalışma sonucunda; istatiksel verilerin genel bir değerlendirme için az olması
belirtilirken, sirke/asetik asit kullanan hastaların sirke kullanmayanlara göre
iki kat daha olumlu sonuç verdiğini tespit ettiler. Bunun yanında, aynı ekip, solunum
yolundaki ve enfekte kişiler tarafından dışarı verilen damlacıklardaki viral
yükünün azaltılabileceği ve salgının yayılma hızının düşürebileceği noktasında
duruyorlar.
Hindistan’dan
Sadia Nikhat ve Mohammad Fazil, hâlihazırda Covid-19’a karşı herhangi bir
belirleyici tedavinin yokluğu nedeniyle izolasyon, hava temizliği, bağışıklık
sisteminin güçlendirilmesi ve çağdaş önleyici tedbirler için sirkenin olumlu
etkileri olabileceğini ifade ederek sağlığın geliştirilmesi ve hastalığın
önlenmesinde güvenilir deliller oluşturabileceğini belirttiler.
Japonya’dan
Joto Yoshimoto ve çalışma arkadaşları, asetik asit ve sirkenin Covid-19 üzerine
etkisini araştırarak, asetik asit sulu çözeltisini temizlik için, sirkenin de
yüzey dezenfeksiyonu için bir yöntem olabileceğini vurguladılar.
Ayrıca
İtalya’dan Isabel Pagani ve ekip arkadaşları da yaptıkları çalışmalarda
sirkenin, yüzey dezenfeksiyonu için kullanılması durumunda salgın hastalığın
yayılma hızını yavaşlattığını belirttiler.
Niğde’de
Yalçın ve çalışma ekibi, geleneksel olarak üretilen organik sirkenin optik ve
reolojik özelliklerini tamamen yerel imkânlar çerçevesince araştırdılar.
Yukarıda
da ifade edildiği üzere, Türkiye’de üretilen sirkeler de Türk sağlıkçıları
tarafından araştırılmaya değer pozisyondadırlar.
Türkiye’de,
üniversite-sanayi işbirliği ile geleneksel olarak üretilen informal ürünlerin
formal şekle sokulup milletle buluşması gerekiyor. Bu uğurda işbirliği ve ar-ge
çalışmalarının önemi açıktır.
Türkiye,
kendi medeniyetini yeniden inşâ ederken kendi kültüründe gençlik yetiştirmeli ve
bunu teşvik etmelidir. Anadolu’da ve Anadolu’nun aziz milletinde bu potansiyel
vardır. Küçük büyük demeden, her olumlu gelişme desteklenmelidir. Fast food
çılgınlığı yerine yöresel değerlerin formal şekli daha iyidir. Bunun için de
yerel yönetimlere büyük işler düşmektedir.
Kaynaklar
L. Piantal ve Arkadaşları, European
Archives of Oto-Rhino-Laryngology (2020) 277:2921–2924
Sadia
Nikhat ve Arkadaşları, Science of the Total Environment 728 (2020) 138859
Joto Yoshimoto ve Arkadaşları, https://doi.org/10.21203/rs.3.rs-37750/v1
Isabel
Pagani, https://doi.org/10.1101/2020.07.08.193193.
O. Yalçın ve Arkadaşları, Spectrochimica Acta Part A (Basımda, https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S1386142520309665)