Çocuk ve medeniyet katilleri

İsveç ve Finlandiya gibi ülkeler devlet geleneği açısından köklü ve isabetli tecrübeye sahip olmadıklarını ortaya koymuşlardır. NATO üyesi olmak isterken Türkiye’ye karşı terör seviciliğine soyunmaları akıllıca değildir. Bu nedenle NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in İsveç ve Finlandiya'yı bu aşamada uyarması manidardır.

TAKSİM’de çocukları öldürdüler. Gaziantep'te çocukları öldürdüler. Çocukları dağlara kaçırdılar. Bunlar kırk yıldır hep çocukları öldürüyorlar. Çünkü bunlar terörist!

Teröristler bilmiyor mu Türkiye gibi bir devleti yıkamayacaklarını, alt edemeyeceklerini? İşin yüzü başkadır. Hiçbir devlet şimdiki Türkiye ile tek başına mücadele edemez. Bunu bilen özellikle Batılı devletler, terör üzerinden Türkiye’yi yıpratma politikası izliyorlar. Türkiye’nin gücünü terör üzerinden bitirmek istiyorlar. Sonra da plânlarını devreye sokacaklar.

Irak ve Suriye'nin kuzeyine gerçekleştirilen Pençe Kılıç Harekâtı’na karşı Batı’nın tavrının, terörün ve Batı’nın hedefinin ne olduğunu ortaya koyuyor. Bu noktada operasyonla ilgili olarak önemli üç devlet olan ABD, Rusya ve Fransa’nın görüşlerine birlikte bir bakalım.

ABD’nin kırbacı olan Pentagon, Türkiye’nin Irak ve Suriye’nin kuzeyine gerçekleştirdiği Pençe Kılıç Harekâtı’na karşı bizzat taraf olmuştur. Pentagon, Türkiye’nin bu bölgedeki nokta atışı yaptığı operasyonlar hakkında açıklama yaparken teröristler için “meşru güçler” ifadesini kullandı. Bu yetmiyormuş gibi, bir de Türkiye’nin Irak ve Suriye’nin kuzeyine gerçekleştirdiği Pençe Kılıç Harekâtı’na karşı çıkmaya davet etti.

Şimdi bu, ABD ile ne derece müttefik olduğumuz, ne derece beraber yürüyeceğimiz üzerinde ciddî şekilde düşünülmesi gereken bir konudur. ABD, müttefiki olan ve NATO’nun beşinci maddesinden doğan hak olmasına rağmen teröristlerin safında yer almıştır.

Gelelim Fransa’ya… Fransa’nın Dışişleri Bakanı Catherina Colonna,  Türkiye’yi ciddî bir dille suçlamaktadır. Colonna’nın ifadeleri yenilir yutulur şeyler değildir. Colonna, Türkiye’nin sürekli olarak başka ülkeye saldırdığını ifade ediyor. Buradaki ilginç nokta olarak, “başka ülke” derken Suriye ve Irak’ı mı kastediyor, yoksa kurmak istenen terör devletini mi belirtiyor, bu önemlidir.

Rusya ile olan ilişkiler malûm. Ancak Rusya’nın sıcak denizlere inme hayâlini geçekleştirdiği bu aşamada Türkiye’nin Irak ve Suriye'nin kuzeyine gerçekleştirdiği Pençe Kılıç Harekâtı’na karşı tavrı çok önemli noktaya çıkmıştır. Rusya gerçek niyetini ortaya koymuştur. Türkiye’nin bir gecede Yunanistan gibi bir geniş sahada operasyon yapması Rusya’nın içindekileri aşikâr etmiştir.

Rusya’nın Suriye Özel Temsilcisi Alexander Lavrentyev, Türkiye’ye karşı yapılan terör tehdidini ve saldırılarını “Kürt sorunu” olarak tanımlamakta ve “barışçıl yol” gibi ifadelerle geçiştirmektedir. Bu konu üzerinde Türkiye’nin yeteri kadar boş lafa karnı toktur. Rusya, Türkiye’nin barışçıl yolla ilerlediğini zaten biliyor. Taksim’de ve Gaziantep’te terör saldırıları ve çocuk ölümleri karşısında tam olarak Türkiye’nin yanında yer almalıdır Rusya. Ancak gelin görün ki, Alexander Lavrentyev gerçeği değiştirmek istemektedir. Lavrentyev’in, Türkiye’ye çağrı yapacağına, terör örgütlerine çağrı yapması gerekir.

İş Türkiye’nin kendi meşru müdafaası ve teknolojik ilerlemesi olunca, Batı’nın, Rusya’nın karın ağrıları ortaya çıkıyor. Türkiye’nin bu kadar başarısını kaldıramıyor ve bölgesinde güçlü olmasını istemiyorlar. Dışişlerinde Türkiye’nin başarılı yol takip etmesi herkesin dikkatini çekmiş durumdadır. Türkiye’nin gerçekleştirdiği harekâta karşı tutumları bu devletlerin gerçek yüzünü ortaya koymuştur.

İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström, harekâtın “Türkiye’nin kendini savunma hakkı” olduğunu ifade ederken, Stockholm’de terör örgütü PKK/YPG ve terör örgütü FETÖ yandaşları bir araya gelerek Türkiye aleyhinde gösteri yaptı. Hemen akabinde İsveç Ankara Büyükelçisi, Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak kınandı. Yani bu Batılı devletlerin nerede ne yapacakları belli değil.

Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Burger ve diğer bazı Alman siyasiler de Türkiye düşmanlıklarını gizlemediler.

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Türkiye için “baş belâsı” kavramını kullandı. Böyle bir devlet adamlığı olur mu? Ayrıca Yunanistan Genelkurmay Başkanı Konstantinos Floros da aba altından sopa göstererek üstü kapalı tehdit savurdu.

Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Pençe-Kılıç Harekâtı’nda şimdiye kadar 184 teröristin etkisiz hâle getirildiğini ifade etmesi üzerine Batı’dan sesler iyice yükselmeye başladı. Rusya ve Batılı devletlerin bu tutumunun yanında içeride de çatlak sesler çıkmaya başladı.

İçeride birilerinin Türkiye’nin yaptığı harekâta dair “Büyük Kürdistan'ı engellemeye yönelik” şeklindeki yorumları ne tuhaftır! Evet, Türkiye, çevresinde terör devleti istemiyor. Bundan daha doğal ne olabilir? Terörü kimin desteklediği apaçık ortaya çıkmıştır.

İsveç ve Finlandiya gibi ülkeler devlet geleneği açısından köklü ve isabetli tecrübeye sahip olmadıklarını ortaya koymuşlardır. NATO üyesi olmak isterken Türkiye’ye karşı terör seviciliğine soyunmaları akıllıca değildir. Bu nedenle NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in İsveç ve Finlandiya'yı bu aşamada uyarması manidardır.