Çocuğa meslek seçimi

İstenmeyen mesleklerin tek menfi sonucu başarısızlık ya da isteksizlik olmayacaktır. El yordamıyla bu başarısızlık ve isteksizliğe düşürülen bireylerin öfkeleri de yoğun olabilmekte, bu öfke sadece sebebi olan adrese kanalize olmakla kalmamaktadır.

DÜNYANIN en meşakkatli, en riskli, ama en güzel görevi ebeveynlik.

Meşakkatli, çünkü süreklilik gerektiren damarları var. İnsanın kendini bırakma ve hayatı boş verme ritüellerini tamamen rafa kaldırması gereken bu macera dolu yol, bir yandan da içinde birtakım riskler taşıyor.

Bir insanın hayata adım adım dâhil olmasına bir izleyici olmak son derece kolayken, bu süreç içinde bir figür olmak hem yüksek sorumluluk, hem de bu sorumlulukların içindeki riskleri beraberinde getiriyor.

En nihayetinde İlâhî bir çizgi var ve bu çizgi anne-baba ya da evlat olarak bile müdâhil olunamayacak bir alan. Fakat Yaradan insanı bir kader örgüsünün içine bırakırken, eylem ve eylemlerin sonucunu da insanın kendine bırakmış durumda. Anne-babalık mâkâmı da eylem-sonuç ilişkisinin büyük etkilere yol açtığı nadide yaşam biçemlerinden biri.

Çocuğun büyümesine yardımcı olmanın keyifli tarafları da var elbette. Bir insanın olgunlaşıp söz ve karar sahibi olacak bir seviyeye erişmesinde anne babaların lütufkâr ellerini vesile kılan Yaradan, bu sürecin kalplere de leziz duygular bırakmasını sağlıyor. Aksi hâlde bu yoğun tempolu insan büyütme uğraşı çok daha zorlu bir vaziyet alabilirdi.

Sevgi, her işin mayası, özü… Sevginin ana yapı unsuru olduğu bütün binalar sağlam temellere sahip.

Fakat sevmek ve sorumlulukları bir aşkla yüklenmek, en doğrusunu/iyisini hedef alarak yol almak, her zaman için beklenen müspet sonuçlara yol açmıyor. Burada yine kader çizgisinin sarsılmazlığı devreye giriyor tabiî. Ama ondan da evvel, doğru bildiğimiz yanlış eylemlerimiz, beklenmeyen olumsuzlukları şaşırtıcı bir sonuç olarak karşımıza çıkarıyor.

Bunlardan biri de çocuklara meslek seçme konusundaki heveslerimiz. Her insanın belli meleke ve kabiliyetlerle donanımlı olduğu gerçeği var. Ayrıca her insan için başarılı olabileceği alanlar da birden fazla. Bu yüzden elbette hiçbir çocuk için tek bir istikamet yok. Fakat en başarılıdan önce en mutlu yolu seçmesine yardımcı olmak daha elzem.

En nihayetinde başarı her zaman mutluluğu getirmese de, mutluluk, sıklıkla başarının sebebidir. Ayrıca başarı ya da dünyalık kazançlar, insanın insana fayda ile yaşamasına, iyi bir kul olmasına ve huzurlu bir yaşam sürmesine de her zaman için istenen desteği sağlamıyor. Burada aslolan, süslü sıfatları barındıran mesleklere zorla itilen bedbaht çocukların faydasız ve İslâm’sız bir yaşam formuna sürüklenmesini engellemek. Ama zorla bir mesleğe erbap edilen çocukların ileride daha vahim sonuçlar doğuracak kadar ciddî bir mutsuzluğa düşme riskleri büyük. 

İnsanın düz bir bakışla büyük bir yanılgıya düştüğü gerçeğine de değinmek gerek. İstenmeyen mesleklerin tek menfi sonucu başarısızlık ya da isteksizlik olmayacaktır. El yordamıyla bu başarısızlık ve isteksizliğe düşürülen bireylerin öfkeleri de yoğun olabilmekte, bu öfke sadece sebebi olan adrese kanalize olmakla kalmamaktadır.

İnsanın inanca, ahlâka ve insanî değerlere olan özverisi de böyle el yordamıyla oluşturulacak mutsuzluklarla birlikte berbat oluyor. Çocukların neye kabiliyeti olduğu elbette ebeveynler tarafından nokta atışı belirlenebilir. Anne-babalar evlatlarının hangi konularda daha akılcı ve istekli olduğunu da sezebilirler. Ve bu yönde yapılacak desteklerin de hiçbir yan etkisi olmayacaktır. Fakat sadece meslek unvanlarının anne-babalarda uyandırdığı yüksek moral duygusuna binaen, zorla ve çocukla alâkasız yönlendirmeler, çocuğun büyük kayıplarla bir ömür sürmesine de neden olabilir.

Ahlâk ve din değerleri çerçevesinde ve çocuğun kabiliyet, zekâ ve özveri istikametinde yapacağı tercih alanlarını geniş tutmak çok daha faydalı sonuçlara imkân verecektir.