PAZARTESİ günleri yazı
yazmak kimi zaman keyifsiz olabiliyor. Zira ertesi gün grup toplantıları
yapılıyor ve bir sonraki Pazartesi gününe kadar konu tazeliğini kaybetmiş
olabiliyor.
Bu
durum insanda gündemi geriden takip ettiği hissini uyandırıyor. Gönül isterdi
ki, bu yazıyı da sıcağı sıcağına yayına verebilme fırsatım olabilse... Lâkin
yapacak bir şey yok.
Geriden
gelmeye, önceki haftanın döküntülerini toplamaya bir süre daha devam edeceğiz
mecburen.
Kemal
Abi geçen hafta yine bir şeyler geveledi, lütfedip biz sıradan insanlar ile
duyumlarını paylaştı; ülkemizde siyasî cinayetler olabilirmiş.
Yancısı
İP’li Koray Aydın da “Biz ‘DE’ benzer duyumlar alıyoruz” dedi. Bak sen şu işe!
Gerçi
kimi kaynaklar Koray Aydın’ı biraz sıkıştırınca cümlesindeki “DE”yi tekzip ettiğini,
ufaktan yan çizdiğini ve duyumunun kaynağı olarak Kemal Abisini gösterdiğini
söylüyorlar. Sanırım kulaktan kulağa oynuyorlarmış. Neyse...
Biz,
Kemal Abinin bu duyumlarını 17/25 Aralık öncesinde de sinsi sinsi Türkiye’de enteresan
şeyler olacağını ima ederken görmüştük.
Ayrıca
15 Temmuz öncesinde de ağzında yine “siyasî cinayetler” sakızı vardı Genel
Müdür’ün.
Muradı
hâsıl olmadı Allah’a şükürler olsun. O cantileri çekmiş, sinekkaydı tıraşını
olmuş, beyaz gömleği, kırmızı kravatı ve pufidik terlikleri ile gelişmeleri
güvenli bir yerde Nescafe’sini içerken ve dahi “kaygıyla” izlerken, vatandaş ise
251 şehit vererek bir darbeyi engellemişti.
Halkımız,
Kemal Abinin arasından sıvışıp kaçtığı ölüm saçan tankları çıplak elleri ile
durdurmuştu o kara gecede.
Amaç
hâsıl olsaydı, Kemal Abinin Başbakan olması için ayakkabısını giymesi ve çağrıldığı
yere gitmesi yeterli olacaktı. Sonra gelsin “siyasî cinayetler”!
Vatandaş
ferasetiyle bu tezgâhı bozunca, “siyasî cinayetler” bir süreliğine ertelenmiş
oldu.
Gerçi
Meral Apla da o aralar “15’inden sonra çok şeyler değişeceeeek. Ben Başbakan
olacağım” diye ortalarda dolanıyordu. Dilinden “Yurtta Sulh”
düşmüyordu.
Hayâller
Başbakanlık, hayatlar boşbakanlık oldu ama neyse, ümit fakirin ekmeği… Meral
Apla yine aynı kuru ekmeği geveleyip duruyor. Hayır olsun inşallah!
Genel
Müdür ile Meral Aplanın durup dururken yine böyle abuk sabuk konuşmalarını
yabana atmamak gerek bence.
Yine
birileri bir şeyler plânlıyor, bir tezgâh kuruluyor ve Kemalciğim ile Meralciğim,
kuklacının suflelerini tekrar ediyor.
Siyasî
cinayet yönünde bir duyum alındıysa, bunun paylaşılması gereken yerler
bellidir. Bu duyumunuzu yetkili merciler ile paylaşırsınız ve gerekli
tedbirlerin alınmasını talep edersiniz.
Böyle
hareket edilmediğine göre, demek ki Genel Müdür’ün bir bildiği, bir duyduğu,
bir “umduğu” olmalı!
Yukarıdaki
cümlede “Genel Müdür” yerine “kuklacı” yazmak daha yerinde olurdu hâddizatında.
Daha
önce aldığı ve biz sıradan insanlarla paylaştığı istihbaratları gibi, bu
istihbaratın ardından da bir şeyler beklemek ve işkillenmek, paranoyaklık
olmasa gerektir. Bilakis diğer bir tavır saflık olurdu kanaatimce.
Kemal
Abi ve Meral Ablanın istihbarat ağları geniştir. Kimsenin istihbarat
alamayacağı yerlerden onlar alırlar. Onların kuşları çok ötelerden uçup
gelirler. Kimi zaman da onlar çok ötelere giderler kuşlarını ta buralara kadar
yormamak için.
Sonuçta
kuşların da göçmeni var, göçmen olmayanı var.
Kemal
Abinin ve yancılarının bu tür söylemlerinin mutlaka bir nedeni olmalı. Bu tür
açıklamalardan sonra siyasî cinayetler olsa da, olmasa da kaybeden Türkiye
olacaktır. Ki istenen, bundan azı değildir.
Daha
önce de defalarca “Türkiye’de kimsenin can ve mal güvenliği olmadığı”
yönünde açıklamalar yapmıştı.
Bunun
üzerine kafayı yemiş birçok Avrupalı ve ABD’li yatırımcı Türkiye’de yatırım
yapabilmek için birbirleri ile yarışmışlardı.
Siyasî
cinayetler konusu, hele bu konunun ana muhalefet partisinin Genel Müdürü
tarafından dillendirilmesi, başlı başına “cinaî siyasettir”!
Ve
maalesef seçime kadar bu tür “cinaî siyasetler” artarak devam edecektir.
Görelim
muhalefet kanadından daha ne inciler dökülecek ve bizler daha neleri konuşmakla
vakit ve enerji harcayacağız.
Böyle
muhalefetten daha iyisini beklemek aşırı iyimserlik olurdu ve şu aralar çok da
iyimser bir modda olduğum söylenemez doğrusu.
Kalınız sağlıcakla efendim…