
ÇİN’in Doğu Türkistan’daki zorunlu çalıştırma politikaları
nedeniyle küresel çapta yaptırımlarla karşı karşıya kalan bazı Çinli pamuk
şirketleri zarara uğradı ve hatta iflâs etti. Fakat aynı koşullar altında Çin
rejiminin, Doğu Türkistan’da bir pamuk ve soya fasulyesi üretim üssünün inşâsı
için 700 milyon yuandan fazla yatırım plânladığı öğrenildi.
Çin propaganda ajansına bağlı Xinjiang günlük gazetesinin
5 Nisan tarihli haberine göre, Doğu Türkistan’daki sözde Xinjiang Kalkınma ve
Reform Komisyonu, Doğu Türkistan’da pamuk ve soya fasulyesi üretim üssü inşâsı
için 706 milyon Yuan bütçe ayırdı ve tahsis edilen harcamaların Doğu Türkistan’da
40 bin hektar pamuk tarlası ve 3 bin 300 hektardan fazla soya fasulyesi tarlası
oluşturmaya yeteceği belirtiliyor.
Çin basınına göre, projenin Doğu Türkistan’daki toplam
pamuk üretim kapasitesini artırmak ve Çin’in kesintisiz pamuk güvenliğini
sağlamak amacıyla 2021’den 2025 yılına kadar sürecek “Xinjiang Yüksek Kaliteli
Pamuk Üssü İnşaat Plânı” kapsamında uygulandığı öne sürülüyor. Gözlemciler,
Doğu Türkistan’ı yıllardır sömüren ve halkı “yoksunluktan kurtarma” yalanıyla
köle işçi olarak zorla çalıştıran Çin rejiminin Doğu Türkistan’ın çevresel
avantajından yararlanmayı ve çöken Çin şirketlerini tazmin etmeyi, böylece Doğu
Türkistan halkı için zorla çalıştırma kapsamını daha da genişletmeyi plânladığını
kaydetti.
Dünyanın en büyük enerji
tüketicisi olan Çin, 1949 yılından beri işgal ettiği Doğu Türkistan’dan petrol
ve gazın yanı sıra altın, platin, gümüş, uranyum ve kömür gibi 136 çeşit doğal
kaynağı yağmalıyor ve bununla birlikte Çin’in yüzde 40 enerji talebini
karşılayan bölgede üstün kalite pamuklarıyla dünyanın beşte bir, Çin’in yüzde
80 ihtiyacını gideriyor. Bölge halkını yoksul ve geride bırakarak köleliğe
zorlayan Çinli otoriter rejim, gelinen noktada küresel çapta boykot ve çeşitli
yaptırımlarla karşı karşıya. (Kaynak: http://wap.xjdaily.com/xjrb/20220405/191342.html ve http://uy.ts.cn/system/2022/04/05/036804781.shtml)
***
Köle işçi ürünlerini taşıyan tır İstanbul’dan da geçecek
KÖLE işçi ürünlerini taşıyan Kaşgar-İstanbul-Münih tır
seferlerinin ilk grubu Doğu Türkistan’dan yola çıktı. 6 Nisan’da Doğu Türkistan’ın
Kaşgar’daki vergisiz gümrük bölgesinden küresel pazara sürülmek üzere yola
çıkan tırlar, Kaşgar’dan yola çıkan ilk karayolu hattını oluşturuyor.
Çin propaganda ajansı Çin Uluslararası Radyosu’na göre,
Kaşgar’dan Avrupa’ya giden tır hatları 10 ülkeyi ve 2 bölgesel ekonomik
kuruluşu geçiyor ve yaklaşık 400 milyon nüfusu kapsıyor. 15 milyar dolar
değerindeki sınır ötesi dijital ekonomi pazarına hizmet eden
Kaşgar-İstanbul-Münih tır hattı, toplamda 5 bin kilometreden uzun. 7 ilâ 9 gün
içinde Bulgaristan’a ulaşılıyor.
Rejim hükûmeti bu yıl itibariyle Doğu
Türkistan’ın çeşitli kaynaklarını ve zorla çalıştırma ürünlerini Çin illerine
kaçırmak ve özellikle küresel pazara sürmek için demiryollarına ek olarak hava
taşımacılığını ve karayollarını daha da genişletmeye çalışıyor.
Avustralya Stratejik Araştırma Enstitüsü (ASPI) raporuna
göre 100’den fazla ülke ve 83 ünlü markaya mal tedarik etmede Uygur Müslümanlar
köle işçi olarak kullanılıyor. Çin rejimi, Doğu Türkistan’ı tamamen
Çinlileştirmek, rezil plânlarını uygulamak ve hedefe ulaşmak için Doğu
Türkistanlıları keyfî tutuklamalarla toplama kamplarına ve hapishanelere kapatırken,
çok sayıda Uygur genci Çin illerine köle gibi çalışmak üzere sürgün ediyor. Öte
yandan Çin’in iç kesiminden Çinlileri özel teşvikle Doğu Türkistan’a yeniden ve
kalıcı olarak yerleşimini hızlandırıyor. Ayrıca Doğu Türkistan’ın hava
ulaşımını, demiryollarını ve karayollarını tüm hızıyla Çin’e bağlayarak
Çinlilere ulaşım kolaylığı sağladığını iddia ederken, aynı zamanda asıl
maksadına ulaşma yolunda Doğu Türkistan’ın çeşitli kaynaklarını, doğal
zenginliklerini talan etmeyi ve yağmalamayı hızlandırıyor. (https://www.douyin.com/video/7083390521204395297
ve https://hibya.com/kasgar-istanbul-munih-hattinda-ticaret-canlaniyor-47241.html)
***
Bir tanık daha toplama kampından canlı kurtuldu
DOĞU Türkistan’daki toplama kampından bir kişi daha serbest bırakıldı. Kamp
tanığı, sınırdan kaçarak ailesiyle buluşup güvenli ülkeye yerleşti.
Çin’in Doğu Türkistan’da kurduğu bir toplama kampında
alıkonulan Ovalbek Turdahun, serbest bırakılır bırakılmaz önce Doğu Türkistan’dan
Kırgızistan’a kaçtı, sonra can güvenliği için ABD’ye özel erişim izni verilerek
ailesiyle beraber ABD’ye yerleşti.
Wall Street Journal’ın bildirdiğine göre, Doğu Türkistan
asıllı Kırgız Türkü tanık Ovalbek Turdahun, toplama kampından serbest
bırakılmasının ardından Kırgızistan sınırından kaçmayı başardı ve Kırgızistan’da
eşi, 12 yaşındaki oğluyla buluşarak 8 Nisan’da sağ salim ABD’ye geldi. The
Guardian’a verdiği bir röportajda Turdahun, başvurusunun onaylanması için
Kırgızistan’da yaklaşık üç buçuk ay beklediğini ve nihayet Amerika Birleşik
Devletleri’ne özel erişim izni verildiğini, artık daha sakin olduğunu söyledi. Ovalbek
Turdahun’un Şubat 2018’de, hiçbir suçu bulunmazken keyfî olarak tutuklandığı
belirtilirken, Çin mâkâmları, Turdahun’un tutuklanma gerekçesinin Kırgızistan’da
kalış vizesinin süresi dolmuş olduğunu iddia etti. Turdahun ayrıca, sorgulama
sırasında dinî inancı ve neden bir Kırgız vatandaşıyla evlendiğinin defalarca
sorulduğunu ifade etti.
Turdahun’un bildirdiğine göre,
tutuklama sırasında doktorların ona bilinmeyen iğneler yaptı. Kendisiyle
birlikte gözaltına alınan 23 kişiye de aynı iğneden yapıldığını ve bu iğnelerin
grip aşısı olduğunun söylendiği, ancak kamptakilerin iğne yapıldıktan kısa süre
sonra kulak ve diğer uzuvlarında şiddetli ağrılar hissetmeye başladığını dile
getirdi. (Kaynak:
https://cn.wsj.com/articles/%E5%89%8D%E6%96%B0%E7%96%86%E8%A2%AB%E6%8B%98%E6%8A%BC%E8%80%85%E6%8A%B5%E7%BE%8E-%E6%88%90%E5%8A%9F%E9%80%83%E7%A6%BB%E4%B8%AD%E5%9B%BD-%E6%89%8B%E6%8E%8C%E5%BF%83-11649847310)
***
Ünlü ismin 15 yıl hapse atıldığı ortaya çıktı
ÜNLÜ Editör Kurban Mamut’un 15 yıl hapse atıldığı bilgisi, tutuklanmasından tam
5 yıl sonra öğrenildi.
Doğu Türkistan’daki en etkili yayınlardan biri olan
Xinjiang Kültür Dergisi’nin yayın editörü ve eski müdürü Kurban Mamut’un 5
yıldır ortadan kaybolduğu, tutuklandığını iddia eden ailesinin ise hâlen Çin makamlarından
şahısla ilgili resmî bildirim almadığı biliniyordu. Kurban Mamut’un Amerika’da
yaşayan oğlu Bahram Sintash, 2017’den beri babasıyla ilgili tanıklık, basın
röportajları ve ilgili mâkâmlara raporlar sunarak babasının izini sürmeye ve
bilgi almaya çalışıyordu.
Özgür Asya Radyosu’nun (RFA) bildirdiğine göre,
geçtiğimiz yıl Kurban Mamut’un çalıştığı kurumdan bir Çinlinin, onun hapse
atıldığı bilgisini açık etmesiyle şüpheler doğrulanmış oldu. Son gelen
bilgilere göre Mamut’un oğlu Bahram Sintash, dolaylı yollardan aldığı bilgilere
göre annesi ve ablasının dışarıda hayatını idame ettirmeye çalıştığını, ancak babası
Mamut’un 15 yıl hapis cezasına çarptırıldığını, şu an 70 yaşının üzerindeki
babasının kötüleşen sağlık durumu yüzünden hapishane hastanesine kaldırıldığı
bilgisine ulaştığını bildirdi.
Bilgilere göre Çin rejimi, 2017’deki büyük ölçekli tutuklama kapsamında sadece
Urumçi’den halka mâl olmuş çok sayıda ünlü ismi tutuklayarak kendi
memleketlerinde inşâ edilen toplama kamplarına gönderdiği, Kurban Mamut’un da o
sırada memleketi Kuçar’da bulunan ceza kampına atılmış olabileceğinden ve sonra
hapis cezasına çarptırıldığından şüphe ediliyordu. Nitekim Mamut’un Kuçar’da
yaşayan kardeşlerinden Ahmet Mamut ve Nurnisa Mamut’un çocuklarından biri,
Kurban Mammut’un 15 yıl hapis cezasına hükmedildiğini doğruladı.
Kurban Mamut’un 2017 sonlarına doğru hiçbir gerekçe gösterilmeden
çalıştığı iş yerinde tutuklanıp bilinmeyen bir kampta tutulduğu ve bu süreçte
Mamut’un ailesine hiçbir şekilde bilgi paylaşımı yapılmadığı, ABD’deki oğlu Bahram
Sintash tarafından paylaşılmıştı.
Daha önce Uluslararası Af Örgütü, Uygur mahkûmlar hakkında
uluslararası kabul görmüş bir suç işlediğine dair yeterli kanıt bulunmadığı hâlde
Kurban Mamut, Yalkun Rozi, Abdulkadir Celalimdin gibi suçsuz yere tutulan
sayısız elitin serbest bırakılması hakkında Çin’i uyarmıştı. (Kaynak:
https://www.rfa.org/uyghur/xewerler/qurban-mamut-04042022155040.html
ve https://youtu.be/Q5tBhY9afRs)
Uygurlar, Çinli mezarını tavaf etmeye zorlandı
UYGUR mezarlarını yok eden Çin rejimi, bir kısım ahaliyi şehir
yakınındaki Çin kabristanlığına getirip Çinli ölüsüne tazim etmeye ve kabir
süpürmeye zorladı.
Çin rejimi, İslâm dinini Çinlileştirme politikası
kapsamında Nisan 2017’den itibaren bazı bölgelerdeki tarihî cami, cami
üzerindeki kubbeler, minareler, önemli mezarlar ve mezar üzerindeki hilâl gibi
İslâm’ı simgeleyen ayet, yazıt gibi pek çok sembolü yıkıp yok ederek Çinli bir
görünüm vermeye çalışıyor. Hatta geçtiğimiz yıllarda kahraman bir asker olduğu
bilinen İmam Asım’ın türbesi ve tekkesinin yanı sıra İslâmiyet’in Türkistan
bölgesine yayılmasını sağladığı söylenen İmam Cafer-i Sadık’ın (ra) Taklamakan
çölünde bulunan türbesinin de tamamen yok edildiği belgelenmişti.
Kamp tanığı Zumret Davut Hanım’ın kişisel sosyal medya
hesabından paylaştığı video kayıtlarında, Kaşgar’ın Kargalık şehrinde bir kısım
Uygur ahalinin komünist yetkililerce şehir yakınındaki “Kargalık İnkılabı
Kurbanlar Kabristanlığı” adı verilen Çinli mezarlığına getirilip kabir
süpürmeye ve Çinli ölülere tazim etmeye zorlandığı görüntülendi.
Ayrıca Komünist Parti bayrağı önünde yaşlı kişilerin Komünizm Andı içmeye,
Çinli ölülerin mezarına çelenk bırakmaya ve mezarları tek tek temizlemeye
zorlandığı kaydedildi.
Çin’in Doğu Türkistan’da Uygur mezarlarını yok ettiği
uydu görüntüleriyle sabittir. Ayrıca 2014’ten bu yana içlerinde anıt mezar ve
türbelerin de yer aldığı en az 45 büyük mezarlığın ortadan kaldırıldığı tespit
edildi. Yok edilen bazı mezarlıkların yerine endüstri parkları veya sanayi
şehirciklerinin inşâ edildiği gözlemlenmişti. (Kaynak:
https://www.facebook.com/100034398679054/posts/701352381021378/)
***
Çin, 7 buçuk milyon insanı daha kampa almayı plânlıyor
ÇİN’in “14’üncü Beş Yıllık Plân” kapsamında önümüzdeki beş
yıl içinde Doğu Türkistan’da yedi buçuk milyon kişiyi daha toplama kampına
almayı plânladığı ortaya çıktı.
Çin rejimi, kısa süre önce Doğu Türkistan’daki sözde
“Meslekî Eğitim Merkezleri” adı altındaki toplama kampı için yeni eylem plânı
yayımladı. İlgili veriler Çin’in
“14’üncü Beş Yıllık Plân” kapsamında önümüzdeki beş yıl içinde Doğu
Türkistan’da yedi buçuk milyon kişinin daha kampa alınması yönünde planlar
içeriyor.
Çin propaganda ajansı Tanrıdağ Ağı’nın 26 Nisan 2022
tarihli haberine göre, merkezî yönetimin “13’üncü Beş Yıllık Plân” sırasında
Doğu Türkistan’da sözde “meslekî eğitim çalışmaları” adı altında inşâ edilen
toplama kamplarında 7 milyonu aşkın insanın dönüşümlü olarak alıkonuldu. Yeni
plâna göre Doğu Türkistan’da 2021’den 2025’e kadar çeşitli sözde “meslekî
beceri merkezlerinde” 7 buçuk milyon kişiye eğitim ve talim verileceği ve
devlet himayesinde sözde “istihdam” yalanı ve “yoksulluktan kurtarma”
bahanesiyle “köle işçi” olmaya zorlama politikaları söz konusu. Bu plân,
Uygurlara sunulan bir “fırsat” (!) olarak değerlendiriliyor.
2017-2018 yılları arasında Doğu Türkistan’daki Nazi tipi
ceza kamplarının uluslararası toplumda ifşa olmasının neticesinde başlangıçta
toplama kamplarının varlığını inkâr eden Çin rejimi, daha sonra “meslekî eğitim
merkezleri” adını kullanarak bu tesislerin birer okul olduğunu iddia ederek
suçunu örtbas etmeye çalıştı.
Çin’in rezil plânında ayrıca, sözde meslekî eğitim
sisteminin daha da iyileştirileceği, bölge genelinde her vilâyet, il, ilçe, köy
ve mahalle bırakmadan beş seviyeli “meslekî eğitim sisteminin” uygulanacağı ve hükûmet,
okul ve işletme işbirliğinin güçlendirileceği vurgulanıyor.
İşgalci Çin, son yıllarda Doğu Türkistan halkını sistematik bir şekilde keyfi
tutuklamalarla toplama kamplarına veya hapishanelere almanın yanı sıra Çin’e
bağlı işletmelere mahkûmları ihale vererek sözde “fazla iş gücü” yalanıyla
Uygurları Çin illerine köle işçi olarak göndermeye devam ediyor. Çinli
komünistler uluslararası toplumun suçlamalarını sürekli olarak yalanlarken,
yoğun bilgi ablukasına rağmen sızan bu tarz belgeler, Çin’in sistematik
soykırım uygulamalarını doğruluyor. (Kaynak:
http://uy.ts.cn/system/2022/04/25/036807076.shtml)
***
Çin, Doğu Türkistan’da “soykırımı gizleme” seferberliği
başlattı
BM heyetinin Doğu Türkistan’a ziyareti öncesi Çin rejimi,
soykırımı gizlemek için “devlet sırlarının ifşa edilmemesi” konusunda halka
baskı uyguladı.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri
Michel Bachelet’in Çin ve Doğu Türkistan’a ziyaret gerçekleştireceği, tüm
odakları üzerine çekti. Böyle bir dönemde Çin komünist rejiminin, Doğu
Türkistan’daki durumu gizlemek için halkı seferber ederek “devlet sırlarının
ifşa edilmemesi” konusunda baskı uyguladığı öğrenildi.
Bilgilere göre merkezî yönetim
tarafından iki ay önce “devlet sırlarını ifşa etmeme” ile ilgili tebligat
yapıldığı ve devlet sırrını ifşa etmenin ağır cezasının olduğu, hangi
hususların devlet sırrı tanımına girdiği yönünde kısa bilgiler sunulup uyarılar
yapıldığı ortaya çıktı.
Çin kaynaklı sosyal paylaşım sitelerinden alınan ilgili
video kayıtlarına göre, Kaşgar’a bağlı Yerken İlçesi Parti Komitesi, “10
Sakınma” adı altında bir seferberlik başlattı. Buna göre 10 kampanyacı kadının tek
tek nelerden sakınılması gerektiğiyle ilgili detayları sıraladığı, bölgedeki
gerçek durumun devlet sırrı olduğu, ifşa edilmemesi gerektiği hususunda
uyarılar yaptığı belirtildi. (Kaynak:
https://www.facebook.com/zaomure.dawuti/videos/457808386144193
ve https://www.rfa.org/uyghur/xewerler/xitay-mexpiyetlik-04282022114840.html?fbclid=IwAR0Nh4ED332pQkrL4SyaWscwPeZO5Qw2-kDm-oDqJy5KqB_EqqpmiCWam0I)