“CHP’de Atatürkçü var” tiyatrosu

23 Nisan’dan sonra gelen 24 Nisan’ı “Ermeni Soykırımı Günü” diye bilen ve karalar bağlayan birinin Atatürkçü olması kime ne kazandıracak? Bu Taşnak kafalı kadının partilerine gelmesine bir itirazları yok, partide İl Başkanı olmasına bir itirazları yok, ama “Mustafa Kemal” deyip de “Atatürk” dememesine şiddetle itirazları var! Bırakın bu ayakları!

2010 Kaset Kumpası ile dizayn edilen CHP’de Atatürkçülük tartışması hiç bitmiyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçilmesinin ardından başlayan tasfiye ve tartışmalar, Muharrem İnce’nin Memleket Hareketi’ni başlattığı gün yaptığı açıklama ile gündemin ilk sıralarına taşındı.

İnce, katıldığı bir televizyon programında, “Birçok şey sayarım kırıldığım ama asıl mesele şu: CHP’de Atatürk düşmanları yer bulabiliyorsa, ben asıl buna kızarım. Açıkça söylüyorum; beni asıl öfkelendiren bu zaten” dedi.

İnce, başlattığı hareket için, “Bizim hareketimizde asla Atatürk düşmanları olmayacaktır” diyerek, meselenin CHP içinde ne boyutlara ulaştığını gözler önüne serdi.

CHP’li de olsa hiç kimse Atatürkçü olmak zorunda değildir. Ama Muharrem İnce’nin söylediği, Atatürkçü olmanın dışında bir şeydir. İnce, “CHP içinde Atatürk düşmanı var” diyor. İşin dikkat çekici yanı burasıdır!

Atatürk, eleştirilebilir, bazı konularda yanlışları dile getirilebilir, bazı icraatları ile yerin dibine sokulabilir, bazı icraatları bakımından o dönemin şartları dolayısıyla anlayışla karşılanabilir. Ama düşmanlık başka bir şey!

Muhafazakâr camia Atatürkçülük üzerinden çok dayak yediği için, Atatürkçülük konusunda zaman zaman sınırları aşan eleştirilerde bulunmuştur. Bu normaldir. Çünkü canı yanmıştır bu camianın. Kenan Evren, 28 Şubatçılar ve katı lâikçiler, Atatürk’ün arkasına saklanarak zulüm yaptılar. Bu zulüm karşısında direnenlerin söylemleri sert olmuş olabilir. Bunlar ayrı bir tartışmanın konusu…

Peki, CHP’deki Atatürk düşmanları niçin düşman oldular Atatürk’e? İşte bunun iyi irdelenmesi lâzım!

Bunun çok açık bir izahı var: Atatürk’ün millî icraatlarından rahatsız olanlar ve tabiî ki Dersim Hâdisesi...

CHP’deki Atatürk düşmanları bu iki unsurun uzantılarıdır.

Muharrem İnce’nin çıkışına nazire yaparcasına sahne alan Canan Kaftancıoğlu, CHP’deki tartışmaları zirveye çıkardı. Sözcü gazetesi yazarı Serpil Yılmaz’ın, Canan Kaftancıoğlu’nun “Atatürk” yerine “Mustafa Kemal” demeyi tercih ettiğini yazması üzerine kıyamet koptu…

CHP’li bazı milletvekilleri ve yöneticiler, sosyal medya hesapları üzerinden isim vermeden Kaftancıoğlu’nu hedef aldılar. Kaftancıoğlu da geri adım atmadan, kendisini eleştirenleri Atatürk’ü kullanmakla itham etti ve onlara “klavye Atatürkçüleri” dedi.

Normal şartlarda “Yesinler birbirlerini!” deyip kenara çekilerek izlenmesi gereken bir durum bu. Ancak mesele tam da öyle değil!

Birincisi şu ki, Canan Kaftancıoğlu’nu eleştirenler, Canan Hanım’ın Atatürk düşmanı olduğunu yeni mi öğrenmiş, yeni mi anlamışlar?

İkincisi, Canan Kaftancıoğlu gibi birinin Atatürkçü olmasını gerçekten istiyorlar mı?

23 Nisan’dan sonra gelen 24 Nisan’ı “Ermeni Soykırımı Günü” diye bilen ve karalar bağlayan birinin Atatürkçü olması kime ne kazandıracak? Bu Taşnak kafalı kadının partilerine gelmesine bir itirazları yok, partide İl Başkanı olmasına bir itirazları yok, ama “Mustafa Kemal” deyip de “Atatürk” dememesine şiddetle itirazları var!

Bırakın bu ayakları!

Bırakın bu tiyatroyu!

Kendinizden başka kimse kanmaz bu oyuna!

Eğer Muharrem İnce’yi yalancı çıkarmak için “Hayır, CHP’de Atatürkçüler var” diyorsanız, onu gidin, Muharrem’e anlatın!

Canan Kaftancıoğlu ile siyâset yapan hiç kimse Atatürkçü olamaz. Çünkü Kaftancıoğlu’nun siyâsî geçmişi ortada!

Kurtuluş Savaşı’nın kahramanı Mustafa Kemal Atatürk’ten en fazla emperyalizmin maşası olan Ermeni terör örgütleri nefret ediyor. Canan Hanım da o örgütlerin günümüz sözcülerinin başında yer alıyor. Bunu göremeyenler Atatürk’e dost olsalar ne yazar!