2010 Kaset Kumpası ile
dizayn edilen CHP’de Atatürkçülük tartışması hiç bitmiyor. Kemal
Kılıçdaroğlu’nun seçilmesinin ardından başlayan tasfiye ve tartışmalar,
Muharrem İnce’nin Memleket Hareketi’ni başlattığı gün yaptığı açıklama ile gündemin
ilk sıralarına taşındı.
İnce,
katıldığı bir televizyon programında, “Birçok
şey sayarım kırıldığım ama asıl mesele şu: CHP’de Atatürk düşmanları yer
bulabiliyorsa, ben asıl buna kızarım. Açıkça söylüyorum; beni asıl öfkelendiren
bu zaten” dedi.
İnce,
başlattığı hareket için, “Bizim
hareketimizde asla Atatürk düşmanları olmayacaktır” diyerek, meselenin CHP
içinde ne boyutlara ulaştığını gözler önüne serdi.
CHP’li
de olsa hiç kimse Atatürkçü olmak zorunda değildir. Ama Muharrem İnce’nin
söylediği, Atatürkçü olmanın dışında bir şeydir. İnce, “CHP içinde Atatürk düşmanı var” diyor. İşin dikkat çekici yanı
burasıdır!
Atatürk,
eleştirilebilir, bazı konularda yanlışları dile getirilebilir, bazı icraatları ile
yerin dibine sokulabilir, bazı icraatları bakımından o dönemin şartları dolayısıyla
anlayışla karşılanabilir. Ama düşmanlık başka bir şey!
Muhafazakâr
camia Atatürkçülük üzerinden çok dayak yediği için, Atatürkçülük konusunda
zaman zaman sınırları aşan eleştirilerde bulunmuştur. Bu normaldir. Çünkü canı
yanmıştır bu camianın. Kenan Evren, 28 Şubatçılar ve katı lâikçiler, Atatürk’ün
arkasına saklanarak zulüm yaptılar. Bu zulüm karşısında direnenlerin söylemleri
sert olmuş olabilir. Bunlar ayrı bir tartışmanın konusu…
Peki,
CHP’deki Atatürk düşmanları niçin düşman oldular Atatürk’e? İşte bunun iyi
irdelenmesi lâzım!
Bunun
çok açık bir izahı var: Atatürk’ün millî icraatlarından rahatsız olanlar ve
tabiî ki Dersim Hâdisesi...
CHP’deki
Atatürk düşmanları bu iki unsurun uzantılarıdır.
Muharrem
İnce’nin çıkışına nazire yaparcasına sahne alan Canan Kaftancıoğlu, CHP’deki
tartışmaları zirveye çıkardı. Sözcü gazetesi yazarı Serpil Yılmaz’ın, Canan
Kaftancıoğlu’nun “Atatürk” yerine “Mustafa Kemal” demeyi tercih ettiğini yazması
üzerine kıyamet koptu…
CHP’li
bazı milletvekilleri ve yöneticiler, sosyal medya hesapları üzerinden isim
vermeden Kaftancıoğlu’nu hedef aldılar. Kaftancıoğlu da geri adım atmadan,
kendisini eleştirenleri Atatürk’ü kullanmakla itham etti ve onlara “klavye
Atatürkçüleri” dedi.
Normal
şartlarda “Yesinler birbirlerini!” deyip
kenara çekilerek izlenmesi gereken bir durum bu. Ancak mesele tam da öyle
değil!
Birincisi
şu ki, Canan Kaftancıoğlu’nu eleştirenler, Canan Hanım’ın Atatürk düşmanı
olduğunu yeni mi öğrenmiş, yeni mi anlamışlar?
İkincisi,
Canan Kaftancıoğlu gibi birinin Atatürkçü olmasını gerçekten istiyorlar mı?
23
Nisan’dan sonra gelen 24 Nisan’ı “Ermeni Soykırımı Günü” diye bilen ve karalar
bağlayan birinin Atatürkçü olması kime ne kazandıracak? Bu Taşnak kafalı
kadının partilerine gelmesine bir itirazları yok, partide İl Başkanı olmasına
bir itirazları yok, ama “Mustafa Kemal” deyip de “Atatürk” dememesine şiddetle
itirazları var!
Bırakın
bu ayakları!
Bırakın
bu tiyatroyu!
Kendinizden
başka kimse kanmaz bu oyuna!
Eğer
Muharrem İnce’yi yalancı çıkarmak için “Hayır, CHP’de Atatürkçüler var”
diyorsanız, onu gidin, Muharrem’e anlatın!
Canan
Kaftancıoğlu ile siyâset yapan hiç kimse Atatürkçü olamaz. Çünkü
Kaftancıoğlu’nun siyâsî geçmişi ortada!
Kurtuluş
Savaşı’nın kahramanı Mustafa Kemal Atatürk’ten en fazla emperyalizmin maşası
olan Ermeni terör örgütleri nefret ediyor. Canan Hanım da o örgütlerin günümüz
sözcülerinin başında yer alıyor. Bunu göremeyenler Atatürk’e dost olsalar ne
yazar!