ÇHC, Tayvan konusunda Ukrayna’yı mazeret edinir mi? (4)

ÇHC, üretimini yaptığı tekno-elektronik ürünlere casus yazılım yerleştirmekle suçlanıyor. Örneğin bu minvâlde yaşanan Huawei krizine bütün dünya şahit oldu. Dolayısıyla diğer ülkeler, söz konusu pazarın ÇHC’nin eline geçmesi durumunda bir yazılım güvenliği tehdidiyle karşı karşıya kalacaklarını düşünüyor ve Tayvan’a bu yüzden güveniyorlar…

BURAYA kadar getirdiğimiz dosyanın yansıttığı izahat, ÇHC’nin Tayvan kara sularına savaş ve sahil güvenlik gemileri ile hava sahasına savaş uçaklarını göndermesi üzerine başlatılan savaş çığırtkanlığı nedeniyleydi.

Beyan etmiştik ki, ÇHC sadece Tayvan’ın değil, Japonya’nın, Endonezya’nın, Filipinler’in kara sularında da taciz girişimlerinde bulunuyor ve bunu yaparken komşularını rahatsız etmenin yanında asıl kendi içerisinde bir propaganda işletiyor.

Hatta bu minvâlde daha evvel bahsetmediğimiz bir hâdiseyi burada analım: Komünist Parti’ye bağlı yayın organlarının “Tayvan’a gireceğiz. Savaş korkusu nedeniyle Tayvan’da süpermarketler boşaltıldı, yağma olayları başladı” şeklindeki propaganda haberleri psikolojik plânda ters tepti ve ÇHC halkının bir kesimi, savaşın getireceği sorunları endişe ederek süpermarketlerdeki rafları boşalttı. Bunun üzerine aynı yayın organları, savaşın gerçekleşmeyeceği yönündeki haberlerle izah yoluna gittiler.

Buraya kadar bahsi geçen gerçeklerin gerekçeleri askerî temeldeydi, şimdi de toplumsal ve ticarî gerekçelere bir göz atalım…

Evvelâ Çin toplumu ile Tayvan toplumu arasında bir gerginlik yok. Gerginliğin nedenini Komünist Parti’nin propagandası olarak yorumlamıştık. Elbette Çin’de de, Tayvan’da da ideolojik bağlılığı nedeniyle iki ülke arasındaki ilişkilere sert şekilde bakan kişi ve gruplar olabilir ama bu, iki toplumun da geneline sirayet eden bir etkiye sahip değil. Çin halkı ile Tayvan halkı arasında evlilikler yapılıyor, aileler kuruluyor, iki ülke arasında hem aile, hem de ekonomik gelecek düşüncesiyle karşılıklı göçler gerçekleşiyor. İşte tam da bu gerçek, iki ülke toplumunun birbiri hakkındaki genel düşüncesini ortaya koyuyor!

Ayrıca ÇHC ile Tayvan arasında, iki ülkenin birbirine gümrük dahi uyguladığı çok yüksek hacimli bir ticaret var. Bu konudaki en önemli varlık, ÇHC’de kurulu Tayvan menşeli şirketler. Evet, bu gerçek çok ama çok önemli!

Geçtiğimiz aylarda bahsetmiştim, Tayvan, dünyanın yarı iletken mamul ve çip üretiminin en önde gelen ülkesi. Salgın sürecinde çip üzerinden yaşanan tedarik krizini yönetebilen tek güç de Tayvan oldu. Söz konusu teknolojinin piyasasına Tayvan’ın hâkim olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu gerçeği kabul eden başta ABD olmak üzere diğer dünya ülkeleri, söz konusu pazarın olumsuz etkilenmemesi ve ÇHC’nin bu pazara egemen olmaması için yoğun şekilde Tayvan’ı destekliyorlar.

Ayrıca bu desteğin arkasında sadece ÇHC’nin daha da büyümesi endişesi yok. ÇHC, üretimini yaptığı tekno-elektronik ürünlere casus yazılım yerleştirmekle suçlanıyor. Örneğin bu minvâlde yaşanan Huawei krizine bütün dünya şahit oldu. Dolayısıyla diğer ülkeler, söz konusu pazarın ÇHC’nin eline geçmesi durumunda bir yazılım güvenliği tehdidiyle karşı karşıya kalacaklarını düşünüyor ve Tayvan’a bu yüzden güveniyorlar.

***

Evet, bir üçüncü dünya savaşının Asya Pasifik’ten çıkmayacağını izah etmek, belki de çıkmaması için kimlerin ne kadar çaba harcadığını göstermek ve Asya Pasifik’te yaşananların Ukrayna-Rusya Savaşı ile aynı paralelde yorumlanmaması gerektiğini açıklamak istedik. Sanırım yeterince açık ve net oldu.

Savaştan, savaşın propagandasından, hatta savaş temalı lâtife ve şakalardan dahi Allah’a sığınırım.

Allah bütün insanlığa gerçek adalet, gerçek saadeti ve gerçek hürriyeti nasip etsin ve İmam Hasan (ra) ahlâkını anlamayı nasip etsin!