Çanakkale Köprüsü neyi anlatamadı?

“Sandık sonuçları” dışında her şeyi “fantastik ufuklar” olarak görmek, reel politikanın doğasıdır. Sandıktan çıkaran her ne varsa, ona “rasyonel strateji” demek, her liderin tecrübeden çıkardığı ezberidir. Ancak 2023 Seçimlerine girilirken “Kararsızlar, kırılgan seçmenlerimizdir. Biraz ilgi, biraz ekonomi, süreci çözer!” demek ve hatta bunu seçimin tek/etkin stratejisi saymak, en hafif tabirle “jübile davetiyesi” olur.

KÖPRÜ, iki yakayı bir araya getirir. Sağladığı kolaylık, hız ve imkânların yanı sıra zorluğu kaldırma, kavuşmayı sağlama duygusunu da motive etmesiyle “iki yakayı bir araya getirmek” noktasında bir betimleme/metafor olarak da kullanılır.

Türkiye, birbiriyle köprüleri atmış toplumsal katmanları ve kurulması gereken köprülerde yakasını açmamış bir sosyoloji ve siyasal dokuya sahip ülke... Batı ve Doğu arasındaki “köprü ülke” özelliğini yitirmiş ve tekrar eski günlerin özlemiyle gayret gösterir hâlde “varoluş mücadelesi veren ülke” olma yolunda.

AK Parti misyonunu, “her alanda iki yakayı bir arayı getirmek” işlevinde özetlemek mümkün. Gerçekten de bazı alanlarda iki yakayı bir araya getirdi. Hatta eğitimde, ekonomide, askerî alamda, teknolojide ve diğer zeminlerde iki yakayı bir araya getirme çabasında önemli başarı hikâyeleri var. Fakat hâlâ köprülerin atıldığı ve/veya köprüler kurmaya ihtiyaç duyan çok önemli yakalar var. Özellikle “millet şuuru” ve “devlet gururu” noktasında sosyolojik bölünme yakası duruyor.

AK Parti döneminde iki yakayı bir araya getiren köprüler, viyadükler veya tüneller açılırken hep bir “enformatik” özlem içinde kaldım: “Köprüler kuruluyor ülkemde…”

***

Her köprü açılışının sonrasında sadece bir ulaşım anıtı değil, aynı zamanda bir siyasal barış ve bölünmüş sosyolojiyi azaltan bir enformasyon atağı bekledim. Hatta katkı amacıyla en üst düzeyde girişimlerim bile oldu. Fakat hem özlemim derin bir sıla özlemi gibi kaldı, hem de iki yakanın bir araya gelmediği birçok konuda iletişim köprülerinin yıkıldığına şahit oldum. Öyle ki, 1915 Çanakkale Köprüsü’nün açılışını “Kara gün!” diye ilân eden muhalefet ve yandaş medyasına şahit olduk. Hastalık bu!

Fakat asıl hayâl kırıklığını AK Parti yaşattı bana!

1915 Çanakkale Köprüsü, AK Parti’nin 20 yıllık hizmetleri ve misyonundaki “taç” hükmünde bir projeydi. Üstelik toplumsal barış için de çok ama çok büyük fırsattı. Bu imkân kullanılmadı ve bir “ulaşım anıtı” yani teknik bir dünya projesi olarak ve de taşıdığı anlam ve bağlam karambole gelerek açıldı. Zaten açılışta “AK Parti teşkilatı” ve seçmeni vardı sadece. Tanıtım filmi bile “Dostlar alışverişte görsün” kabilinden kaldı. Neden?

***

1915 Çanakkale Köprüsü’nün açılışı başka konularda iki yakayı bir araya getirmek gibi önemli imkânları tüm yakalara sunmuşken, bu fırsat neden kullanılmadı, kullanılamadı? Benim bu meraka/soruya verdiğim cevap şu: AK Parti’nin 2023 seçim stratejisi bu imkânı gündem kılacak bir ihtiyaç içinde değil!

AK Parti’nin 2023 Seçimleri çok sade (“basit” demek istemiyorum) bir formüle dayanıyor: AK Parti’ye yıllardır oy veren seçmen içinde “kırılgan yetişkin” bir kitle oluştu. Bu kırılgan yetişkin kitle, sahada “kararsız” diye tanımlanabilecek bir iletişimsizlik pozisyonu aldı. Kırgınlığın nedeni ise “para ve ilgi”. Seçim sath-ı mahalline girildiğinde “hızlandırılmış ilgi” ve “umut veren ekonomik iyileşme” hamlesiyle bu kırılganlık atlatılır.

Evet, AK Parti’nin 2023 seçim stratejisinin bu sade tespite dayandığını biliyor, hissediyor ve görüyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sade tespit ve çözüme inandığını veya inandırıldığını gözlemliyorum. Oysa bu, AK Parti’nin siyâsî tecrübesine yakışmadığı gibi, siyâsî hayatının en stratejik hatası olacak. Çünkü “sandık sonuçları” dışında her şeyi “fantastik ufuklar” olarak görmek, reel politikanın doğasıdır. Sandıktan çıkaran her ne varsa, ona “rasyonel strateji” demek, her liderin tecrübeden çıkardığı ezberidir. Ancak 2023 Seçimlerine girilirken “Kararsızlar, kırılgan seçmenlerimizdir. Biraz ilgi, biraz ekonomi, süreci çözer!” demek ve hatta bunu seçimin tek/etkin stratejisi saymak, en hafif tabirle “jübile davetiyesi” olur.

***

Oysa 2023 Seçimleri, “Erdoğan’sız Türkiye”ye uyanırsa, Türkiye, fizikî köprüler hariç, tüm köprülerin atıldığı bir siyaset kaosuna girecek. Ancak “Erdoğan’la devam!” sonucu da Türkiye’ye tek başına yetmeyecek. Yani 2023 Seçimleri hiçbir yakaya yaramayacak bir sonuç verecek. Çünkü yeni sistemde Meclis ve yürütme mâkâmı Cumhurbaşkanlığı arasındaki köprü yıkılacak!

Oysa 2023 Seçimlerinden önce Meclis ve yürütme arasındaki köprü (uyum yasaları, seçim model, sistem bürokrasisi gibi) kurulmadan seçime girilirse, hem iktidar, hem de muhalefet köprü kurmaya yanaşmadan seçime girmekte kararlı; Türkiye ilk defa, “Türkiye’ye yaramayan seçim” ile karşılaşacak.

1915 Çanakkale Köprüsü, işte bu köprüyü önce siyasal, sonra sosyolojik olarak kurmak için muazzam bir fırsattı. Çünkü bir kurtuluş zaferi ve gelecek Türkiye’yi sembolize edecek en “çoklu strateji köprüsü” imkânına sahipti. Bu fırsat kaçtı maalesef!

Hatta bırakın bu stratejiyi, girilen dalgınlığın köprüsü gibi duran şekliyle “Köprüyü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın doğum gününde açalım” diyerek Sayın Erdoğan’a bunu teklif eden ve hatta bunu Erdoğan’ın bizzat resmî sosyal medya hesabından yazdırıp kısa sürede “Vatandaşların yoğun isteği üzere 18 Mart’ta açılacak” düzeltmesi ile geri adım atan bir “algı krizi”ne sebep olacak süreci yaşayınca, bir şeyden emin oldum: “Kalbi kırık seçmen var; biraz ilgi, biraz ekonomik umutla seçim garanti!” diyen bir akıl tutulması söz konusu!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu akıl tutulmasına kendisini kaptırmasına ihtimâl bile vermek istemiyorum. Erdoğan’a bu “tuzak”ı telkin edenleri biliyor ve hatta bunu tek elden bir enformasyon diline dönüştürmüş ağı da çözümlüyorum. Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim stratejisinin başka olduğunu -onun akletme şeklini anlatan bir kitap dahi kaleme almışlığım var- düşünüyorum. Eğer yoksa -ki 1915 Çanakkale Köprüsü’nün açılış formatı endişemi artırdı bu noktada-, o zaman 2023 Seçimlerinde tablo şu manşetle ilân edilecek: “TBMM tarihinde AK Parti dönemi kapandı! Cumhurbaşkanı Erdoğan çok az oyla seçildi ve seçime itiraz edildi. Seçimde hile olduğunu iddia eden Millet İttifakı, seçim sonuçlarını kabul etmeyeceğini ve sokağa döküleceğini ilân etti…”

Oysa bir akıl, Sayın Erdoğan’a, “Gerçekler inkâr edilirse zaman kazanırız” telkininde bulunuyor. Biz ise bir hatırlatmada bulunmak istiyoruz: “1915 Çanakkale Köprüsü neleri anlatamadı?” sorusunun cevabı, 2023 Seçimlerinin zaferle sonuçlanmasının imkânlarını bize verecekti.