Cami yangınından arta kalan

Yahudiler arasındaki bölünmüşlüğün bir yansıması olarak doğan Sabatayizmin kurucusunu yargılayan “Vanî Bey” ismine karşı asırlık kinini yansıtan bir küresel kundaklama plânı ile karşı karşıya olabilir miyiz?

“BU adamın, Müslümanlığı kalbî hisler ve ihlâsla kabul ettiğine kâni değilim. Fakat dinimiz şüpheyi reddeder ve kişinin imanı üzerine hüküm, ancak Cenâb-ı Hakk’ındır. Bu itibarla, ihlâsla Müslüman olmasını niyâzdan başka şey yapamam...”

Bu sözler, geçtiğimiz günlerde İstanbul’un en önemli mîraslarından biri olmasına karşın yanan tarihî Vanîbey Camiî’ne ismini veren Vanî Hoşabî Mehmed Efendi’ye ait.

Kim hakkında mı söylemiş?

1666 yılında cümle Yahudi cemaatini birbirine katan ve nihâyet Osmanlı’ya abuk bir fitne yayarak modern dönmeliğin kurucu babası olan “Sabatay Sevi” hakkında…

Sevi’ye yönelttiği “Haydi göster mucizeni!” hitabıyla korkusundan baba dönmede ne Mesihlik, ne de krallık bırakan Vanî Mehmed Bey, Van Hoşab’da doğmuş ve son günlerde şükrüne şükür kattığımız Karabağ Zaferi ile bütün dünya kamuoyunun ismini öğrendiği Karabağ, Gence ve Tebriz’de yetişmiş mühim bir Türk-İslâm âlimi idi.

Karabağ’da gördüğü 10 yıllık tahsilin ardından ünlenen namı ile Erzurum’a ve aynı sene İstanbul’a bizzat Fazıl Ahmed Paşa tarafından getirilen Vanî Mehmed Bey, önemli bir fakihti.

İsmini taşıyan camiyi bizzat inşâ ettirmişti ki bu cami, padişah ziyaretleri ehemmiyetinden dolayı hünkâr mahfiline de sahip nadide bir eserdi.

Karabağ Zaferi’ni kazandığımız günlerde hazin bir haber aldık ve yaklaşık dört asırlık bu eserin yandığına şâhit olduk.

Ertesi gün ne İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ağaçlara kendisini alkışlatan Başkanını gördük olay yerinde, ne de başka bir ismi. Camiyi bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ziyaret ederek hakkında bilgi aldı.


İşte bu ziyaret, bu fakirde farklı bir çağrışım oluşturdu!

Yazının en başından bu yana fark ettirmişimdir derdimi sanırım…

Karabağ’daki savaşta her ne kadar kendi stratejisi gereği Ermenilerin yenilmesini istemese de Ermenistan’a destek vermekten de sürekli imtina eden Rusya’nın bu savaşın çıkmasında bizzat parmağının olmadığını bütün otoriteler dillendirirken, Küreselci çetenin ve buyruğundaki Fransa ile ABD’nin ikinci yakasının bu savaşın arka plânını hazırladıklarını da aklıselim düşünceyle tespit etmek kolay olmuştu.

Yahudiler arasındaki bölünmüşlüğün bir yansıması olarak doğan Sabatayizmin kurucusunu yargılayan “Vanî Bey” ismine karşı asırlık kinini yansıtan bir küresel kundaklama plânı ile karşı karşıya olabilir miyiz?

Zira herkes biliyor ki, Azerbaycan Ordusu demir yumruğu ile Karabağ’da zafer elde etti ancak bu zaferin zemini, Türkiye’nin kararlı desteğini yansıttığı güçlü iradesiyle temellendirilmişti.

Vanî Bey Camiî’ndeki yangında, vaktiyle Osmanlı’ya bütün gayr-i Müslim ve hattâ Müslim tebaalarını küstüren Sabatayist komplonun günümüz Küreselcileriyle plânladığı oyunda tattığı yenilgiye imza atan bir intikam duygusu mu var?

Elbette bizim yazdığımız herhangi bir düşünce… Somut delillerine sahip olduğumuz bir gerçek olarak durmuyor karşımızda. Ancak bilenler biliyor. En çok da Reis biliyor!